8 mart dünya emekçi kadınlar günü

8 mart kadınlar gününüz kutlu olsun kadınlar. şştt hardcore feminist abla, senin daha çok olsun.

en iyi dileklerle en güzel yarınlara. kutlu olsun dünümüz, bugünümüz ve yarınımız.

kutlu olsun efendim. bırakın tüm kadınlar bugünü doya doya kutlasın. emekçi, emekçi değil diye ayrım yapmaya gerek yok.
bugünün çıkış hikayesini biliyorum peşinen söyleyeyim. ayrımcılık, işte ona karşıyım. dünyanın tüm çiçekleri siz kadınların olsun.

8 mart neydi? sadece pipisi olmadığı için ikinci sınıf vatandaş sayılan, hatta bazen "soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen" kadınların da insan olduğunun ve diğer cinsle aynı insani haklara sahip olabilmenin mücadelesinin verildiği bir gündü... sizce de çok komik değil mi? kadınlar da insandır gibi bir cümle kurmak zorunda kalmak. "sanki hiç yaşanmamış gibi ölen" ve sırf aklı, fikri, iradesi var diye öldürülen kadınlar nedeniyle, bize hiç komik gelmiyor!

8 mart 1857'de new york'taki bir tekstil fabrikasında polis, grevci işçilerin üzerine kapıları kilitledi. daha sonra fabrikada çıkan yangından kaçamayan 120 kadın hayatını kaybetti.

bu nedenle kutlamaktan ziyade anma günü olması ağır basıyor benim için.
1857'den bu yana 165 yıl geçmiş. ne değişti? ne zaman ki kadın ya da erkeğin özel ilişkilerdeki konumu haricinde cinsiyet ayrımı ortadan kalkar ve tüm insanlar için eşit ve özgür bir dünyaya kavuşuruz işte o zaman kutlarım ben de. ömrüm yeter mi görmeye, kim bilir?

şunu da belirtmeden geçemiycem, bu güne kadar sokaklarda slogan atmakla, pankartlar hazırlamakla kazanılmadı hiçbir hak. işin esasen komik tarafı da bu zaten. neden doğal haklarını dahi kazanmak için mücadeleetmek zorunda kalıyor kadınlar?
bir kadın olarak evlatlarımızın cinsiyet ayrımı yapılmadan yetiştirilmesinin çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum. onların öğrenmesi gereken ilk ve en önemli konu insan olabilmek, insan kalabilmek olmalı. ne ezmeli, ne de ezdirmeli kendini.

toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
ve ayın altında kağnılar
yürüyordu akşehir üzerinden afyon`a doğru.

n. hikmet

oturduğu yerden ahkam kesenlerin değil; gerçekten emeğini veren ve bir şeyler üreterek topluma pozitif katkıda bulunan tüm kadınların bu anlamlı gününü kutlarım.

feminist kadınlar hariç, kadınların günü kutlu olsun.

sözlük içerisinde öyle bir güruh var ki, herkese ve her şeye meriç diyorlar. çünkü söyleyecek başka söylemleri yok. hani şu kelimeyi de yasaklasanız, öylece kalacaklar. 8 mart hakkında yazıyoruz, meriç oluyoruz. karşı argüman koysalar, okuyup anlayacağız ve belki de hak vereceğiz ama onların da böyle bir bilgi birikimi yok. tarih bilmezler. clara zetkin, rosa lüksemburg’u tanımazlar, frida kahlo’yu sadece ressam zannederler. efendim 8 mart tarihçesini okumaya ne gerek var, yazana meriç de geç! başlık altına yazan, daha 8 mart ile 14 şubat arasındaki farkı bilmeyen, diğer özel günler ile aynıdır, gereksizdir diyenler, feministlere nefret kusan, ticari gündür diye itibarsızlaştırmaya çalışan tipleri görüyoruz. işin üzücü olan tarafı da, kadın işçilerin canlarını ortaya koydukları bu anma günene “meriç” kafasıyla bakanlara beğeniler koyan ve benzer yazılar yazan kadınların olmasıdır. ayıptır, ar edin biraz ya. sakın ha! 8 martı, hiç kimsenin itibarsızlaştırmasına izin vermeyin.

rosa lüksemburg’un bir sözüyle cevap veriyorum tüm bu saçma yazılara;

“insanoğlu midemi bulandırıyor ve sen kötü kalpli ya­ratık, yüreğimi paramparça ediyorsun.”

emeğin değerini bilen,sahip çıkan tüm kadınların gününü tekrar kutluyorum.

sözlük içerisinde bu tiplerden ben ve sıtkım artık ayrı ayrı sıkıldık.

bütün kadınların 8 mart dünya kadınlar günü olsun. bugünün anlamı nedeniyle birkaç şey daha söylemek istiyorum. sadece bir gün değil her zaman , dünyanın diğer 364 gününde de kadınlara eşit yaklaşmak zorundayız. kibar olmak , eşitliği gözetmek ,yaşam haklarını çiğnetmemek,geceleri korkmadan yürüyebilecekleri sokakları sağlamak sadece ama sadece daimi saygı ve sevgi ile mümkün. bu çok zor değil. umarım bu farkındalığa bir gün hepimizi varırız. kadınlar merhum sanatçımız neşet ertaş'ın da dediği gibi :"kadınlar insandır, biz insanoğlu." bu cümle bile ne kadar kıymetli olduklarını anlatmaya yetmez.

feminazici kokoşların değil de kişiliği ile duruşu ile medeniyetin yarısı, doğmuş, doğacak ve yaşamış olan emekçi tüm kadınlara saygı ile...

normal sözlüğün kadın yazarları kadınlar günümüz kutlu, mutlu ve umutlu olsun..

bütün kadınlarımızın daha iyi günlere uyanacağı bir gün umuyorum.. iyi ki varız iyi ki de olalım.

gereksiz günlerden bir diğeri.

dünyanın her yerini kendi gibi güzelleştiren, toplumu şekillendiren ve bu eşsiz yeteneğinin bilincinde olan, soyut ve somut tüm güzellikleri üreten, çoğaltan, koruyan tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun.

ayrıca "anne olacağım"dan önce "başta kendim olmak üzere ulaşabileceğim herkesin güç, mutluluk, huzur ve güven kaynağı olacağım" diyen tüm kız çocuklarının da dünya kadınlar günü kutlu olsun. :) güveniyoruz size çiçekler! :)

gece 12 olsa da bitse şu tantana.

ne bayık konular.

" 'anneler kutsaldır, kadınlar çiçektir' den daha derin, birbirimize şiir, resim, börtü böcek göndermekten daha öte, temelinde insan hakları olan esaslı bir meseledir.
yasal düzenlemelerde, iş hayatında, kazancında, doğumundan ölümüne kadar adına sorulmadan alınmış tüm karalarda, yapılan tüm haksızlıklarda insan olduğunu unutan ve unutturmaya çalışanlar için bir gündür bugün...
bir türlü öğrenilmeyen ve kabul görmeyen...
meseleyi doğurganlık ve kutsallık sanan çevreler, tarihte bugün ne olmuş önce araştırıp okusun sonra da günümüz türkiyesindeki "insan hakları" üzerine biraz kafa yorup, kadının bu çerçevedeki yerini gözünün önüne getirsin lütfen."

bugün vesilesiyle hatırlatalım, tanrı'nın dininde yani islam'da kadın ve erkek eşittir: www.kurandakidin.com/2011/1...

ve yine hatırlatalım islam dininde başörtüsü yoktur. başörtüsü hıristiyanlık ve musevilik öğretilerinde vardır:
www.kurandakidin.com/2011/1...

kutlamaya yüzümün olmadığı gündür. öldürülen, şiddet gören, tecavüz edilen... kadın, çocuk, erkek değişmiyor... kendi hakkını savunamayan, cahilliginden yanlışa dair tutku içinde olan... herkes için benim bir şey yapmam gerekirdi.

madem aydın benim, madem düzen kötü, benim elimi taşın altına koymam gerekirdi. belli bir tanınırlığa ulaşmış bir kişi tweet atınca seviniyor hale geldik. bu adamlar korkak. benden daha korkak. çağırsalar bin kişi bile toplayamayacaklarını, toplasalar da hapse gireceklerini düşünüyorlar. bu gibi bir kriz ortamında ne eylem var ne muhalefet.

ve biz dostlarım. sosyal medyanın afyon gibi sunulduğu bizler... gerçekten hiçbir şey yapamıyoruz. geceleri utanç içinde kıvranıyorum. herkesten özür dilerim. ve bu gün tarihte, fabrika işçisi kadınların yandığı hüzünlü bir günken, kapitalizmin bir metaryeli haline gelmiş durumda. bu yüzden de tüm kadınlardan özür dilerim.