akraba olmaları.
devamını gör...
öncekinde toplu katılı(a)m düşünürken bu başlığı denk gelmem komik geldi.
damarlarım kadar uzayıp gider.
nefret ettiğim insanları kan bağıyla aileme sokmuşlar. ve benden de onlara aile bireyi muamelesi etmem bekleniyor. hâlâ da bekleniyor çünkü etmiyorum.
hepsi benim için yabancı ilişkisinden farksız olsa da aile olunca illa bir arada olunuyor. gereksiz sohbetler, samimiyetsiz samimiyetler ve sahte gülümsemeler havada uçuşuyor. bir de inceden laf sokmalar ya da gülerken kapak etmeler vs. son kısma bayılıyorum sadece. aşırı keyifli. surat düşmesi veya memnuniyetsizlik bakışlarını görmeye bayılıyorum. ilişmeyene ben de ilişmem. ama ilişene laf iliştirmekten kaçınmam. bu yüzden beni çooooook(!) severler. :) ben zaten onlara bayılıyorum. (: bazen ilerleme gösteriyorlar ama bazen ve çok az. -_+ sıkıcılar ve böyle basit konuları çok heyecanlı ya da neşeli karşılıyorlar. çok olağanüstü sanki. bunlar ne mi alışveriş, evlilik seviyeleri artık kim neredeyse, dedikodu, fesatlık vs.
"4/4'lük olmaya çalışmıyorsan niye yaşıyorsun?"
"ağzından kendinden çok millet için laflar çıkıyorsa hayatındaki yerin 2 ayağınla kapladığından daha az."
"siz annemin, sizlerde babamın (ne kalabalık) tarafındansınız. onlar sizi bana bulaştırdı. yabancılık sözü verelim?"
"olayı anlatırken hafıza kaybı yaşayıp(!) üstüne yalan mı yanlış mı belli olmayan(!) eklemeler yapıyorsunuz?"
"ağzından kızını düşürdüğün yok. yere düşen meyveyi dala bantlıyor gibisin ama bence ağzını bantla, yeter artık aynı şeyleri söylediğin. neyin ne olduğu da belli. merak etme uzaksın ama anlaşılmayacak kadar değil. :)"
....
sevgili(!) halalarım ve çokça yengelerim annemle babamla arayı daha da bozun da bunları çatır çatır yüzünüze söyleyeyim. dediklerimle yetinemiyorum.
kuzenlerime gelecek olursak;
"anneni/babanı/hem anneni hem de babanı sevmezdim seni de/sizi de sevmiyorum. öncelerde seviyordum ta ki ebeveynlerinizin izinden gidene dek. bazılarınız onları da aştı. boynuz kulağı geçti waaow, ne büyük bir başarı. midemi bulandırıyorsunuz. size bakınca hiç iyi şeyler anımsamıyorum."
birisi bana civciv s.icmigini hatırlatıyor.
birisi tam pörtlek bukalemun.
diğeri zombileşmiş zebra (ikili oynayan)
diğeri şeffaf bok balığı( ben uydurdum. rengini tam belli etmiyor gibi duruyor ama ediyor aslında)
birisi yılan olup dili de yılan kalmış bir yılan türünü (uydurdum çünkü bu hiç yilanligi birakmadi çocukluktan yana aynı kaldı. sabitliğini takdir ediyorum ama tutturamadı ayarı)
öbürüsü yarı tırtıl yarı kelebek (çünkü başlarda iyiydi sonra kendini öldürdu)
sadece biriyle anlaşıyorum.
kaldı mı bilmiyorum ama bunlar hep kız olanlar.
erkek kuzenlerimle pek muhatap değilim. genelini sevmiyorum. sevdiğim 2 tane o da o kızın abileri, benim de abilerim sayılırlar ama en çok küçüğünü severim. birisi "evinde mutfak olmadan büyümüş çocuk."
diğeri "büyük abi" ama bakınca küçüğü daha abi. üzülmesin diye demiyorum ama "sen küçükken daha büyüktün aslında. şimdi ergen gibisin daha çok ne bu?" diyorum gıcıkça. hangi yaşında tam olgunlaşacak acaba? erkeklerin beyninin bu kadar geç büyümesinden nefret ediyorum. neredeyse 30 olma yolunda ya da olmuşta olabilir. bazen büyük ama daha çok ergen.
küçükle çocukken çok kavga ederdik. buyukle büyüdükten sonra anlaşamıyorum pek. 4 düz 2 tersiz. bu nasıl oluyor?
çevre seçimi ve hayat anlayışı. büyüğü çok zekiydi önceden. ve de çokta aklı başında vs. sonra tuhaflaştı.
öbürüsü küçükken kız kardeşini dövdüğüm için o da beni dövmeye yeltenirdi. boğuşurduk baya. o yüzden anlaşamazdık. kardeşini de babama göz koyduğu için döverdim. babamdan uzak durduğu yok. büyük hâli saf ama bazen bundan salaklıkta yapıyor, düşünceli, değer ve kıymet bilen birisi. alttan almayı veya yapıcı olmayı bilir, sorumluluk olayında sıkıntısı var(bunda sıkıntı yaşarız onunla yeni gelin bundan geliyor çünkü üşengeç ama tembel olandan neyse ki ben baskılıyorum.) kalbi temiz.
abisi sinirlenince saygısını yitirenlerden bazen. bana olmasa da burun kıvırırıp trip atardım. "sevdiklerime karşı yersiz saygısızlık yapıyorsun.(ciddi) kelleni almama az kaldı (gülerek)."
bu da saf ama gıcık işte.
ve böyle kalırlarsa kızlar tarafından çok üzülecekler. kızlar böyle insanları sömürür ya da parmağında oynatır. (bunların gözünü biraz ben açtım. yem olup gideceklerdi.)
nadiren silaha çevirmeyeceklere denk gelir. ve inşallah onlara denk gelirler.
ayrıca sevdiği kızla tartışmasında ağzından yine sevgi dolu sözler çıkıyordu. ben şok. "gerizekalı, sen sevdiklerimin içinden geçerken elin kızına nasıl bu kadar sevgi olabilirsin? bir daha onlara ters yaptığını bile duymayacağım. sakın!"
normal olmasını beklerdim. ama aşırıya kaçmış. sebebi anne/baba ilişkisi. teyzemi annemden çok severim ve bu pislik en çok pisliği teyzemle tartışırken yapardı. annesini o kadar üstte koymamış ve daha yeni sevdiği kızı koyuyor? gebertirim bu çocuğu. (kızı da pek sevmemiştim. ergen gitmiş ergen bulmuş. :/)
ya eşitlik ya da teyzem üstte bu konuda. o kız teyzemden daha çok düşünülmeyi ya da inceliği hak etmiyor bana göre. daha yeni. ve kızda suç yok. bu bariz dengesizliği yapan o gerizekalı da suç. bu suç evet. teyzem denk gelse nasıl üzülürdü kim bilir. o da şaşırdı ama en çok kırılırdı. bu anneye olan kaba ve acımasız tutum erkeklerin genelinde daha çok. vahşiliği ergenlikte bırakmamış gibi hareketler. bunlar çok alçaltıcı. anne saymayan kimseyi sayamaz, kendini bile.
eşek onu! sinirlendim yine...
devamını gör...
o kadar çok sebep var ki...
neyse. yine bende kalsın
devamını gör...
tarla bahçe işleri mevcutsa işler zaten çok karışıyor. para için insanların şekilden şekile girdiğini görüyorsun. ya da işte hususi bir kötülük yapıldıysa, burdaki nefret nesnesi de çok fazla. ben bunlar dışında bir şeyden bahsetmek istiyorum.
akraba denilince aileden birisi olarak bahsediliyor. insanlar da patronların çalışanına yaptığı 'biz bir aileyiz' muhabbetini akrabası olan kişilere uyguluyor. patrona 'hayır, değiliz' denilir. sesli dile getirilmese de bir bakış atıp kalbi yakılabilir. neyse, patron işini geçtim.
akraba ise gerçekten de aile. istesen de istemesen de, çatlasan da patlasan da kan bağı mevcut.
iyi, tamam, okey, kabul.
mesele şurda başlıyor. aile dediğin şey ne yapar efendim? madem ki aileyiz; bir sahip çıkma olsun, efendime söyleyeyim işte gözetme olsun, bunlar olur. yahut, bir derdin mi var, iyi misin, bize düşen ve senin için iyi olacak bir husus var mıdır vsvs.. aile dediğimiz şeyde, gerçek bir birliktelikten bahsediyorsak yani, bunlar olur. hususi bir saygısızlık olmazsa, zaten seni tanıdıkları için, gönül koyma işleri de olmaz.
şimdi ben buraya kadar akrabalar bir bütün olsun, herkes herkesi arasın sorsun demiyorum. hatta bu külfetli işi en başta ben kabul etmiyorum. özgür bir alan mevcut.
benim canımı sıkan durum, yılda belirli gün ve haftalarda bir araya geldiğim insanların 'onu niye öyle yaptın? bunu neden böyle ettin? ne umdun da ne buldun?' gibi, cevaplarını pek de umursamadiklari sorular sorarak seni sohbet konusu yapma çabası ile birlikte kimi zaman farkederek/farketmeyerek hesap sormasıdır, yargilamasidir.
benim çok başka bir hayatım mevcut. bayramda el öpen çocuk değilim. kaldı ki çocuk değilim.' aman eppur şöyle yaparsın' , 'vay eppur böyle yapmadın', 'eee eppur niye öyle yaptın? ', 'yahu eppur sen de neden hiç konuşmuyorsun' gibi gibi cümleleri ışın kılıcım dahi olmadan* savuşturmak için değil, sizleri görmek için yanınıza gelmekteyim. herkesin ufak tefek bilgiler vererek anlık durumu idare etmesi gereliyken, bu kimselerin akraba kisvesi altında ebeveyn rollerine soyunması ve yetmezmiş gibi savuşturmalar nedeniyle bana gönül koyması anlaşılabilir bir şey değil.
işte nefret burdan doğuyor. ben herhangi bir şahıs nefretinden bahsetmiyorum. yalnızca akraba denildiğinde insanın içindeki ürpermenin sebebini açıklamaya çalıştım biraz.
devamını gör...
saygı kuramını takmamalarından mütevellit sanki her hatayı her sorunu koşulsuz şartsız kabul edilecekmiş kafalarında bir yaşam sürdürmeleri *
devamını gör...
hiçbir akrabama nefret edecek derecede yakınlık duymuyorum. hayatıma almayı seçmediğim insanlara neden bir yakınlık hissedeyim?

içlerinden belli bir mesafede görüştüklerim var. geri kalan büyük bir çoğunluğu ise benim için yok hükmünde. dolayısıyla hepsinin varlığı da yokluğu da bir. yapacakları ya da yapmayacakları hiçbir şey beni şaşırtmayacağı için hiçbir duygu beslemiyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"akrabalardan nefret etme sebepleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim