roman / tarih
9.6 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

başıma bir iş gelmeyecekse oldukça beğendiğim kitap. şahsen anlatım biçimi ile çok ilgili değil bu beğeni. olayların tarihi doğruluğu muhakkak tartışılır fakat sahte bir cennet algısı yaratmak istenildiğinde bundan daha iyisi yapılamazdı diye düşünüyorum.

--! spoiler !--

sırf bu sahte cennet algısını oluşturmak için özel olarak kadınları yetiştirmek ve o kadınların eğitilme biçimi bana tuhaf bir şekilde uzak doğu'da bulunan geyşa eğitimini hatırlatmıştır.

--! spoiler !--
devamını gör...
insanların kendileriyle bile iletişimde olmadıkları dönemler de, (bkz: hasan sabbah) terörist yetiştirmiş, daha doğrusu kiralık katiller. saygı duyarak okuduğum kitaplardandır, insanoğlu böylesine zeki ve böylesine de aptaldır işte..

tarikat, biat, fedai..
bu durum ne yazıktır ki, günümüze çok uzak değil..

kitabın yorumu için sözlük çok uygun bir yer değil benim için.
(bkz: silivri soğuktur şimdi)
devamını gör...
vladimir bartol' un yazmış olduğu fedailerin kalesi alamut okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim bir kitaptır . insanların nasıl uyuşturulup kandırıldığını anlatan müthiş bir roman. ben bugün bile bu yöntemlerin uygulandığını düşünüyorum.
devamını gör...
(bkz: tarihi roman) okumak isteyenlere tavsiye edebileceğim, oldukça sürükleyici ve fedailiğin nasıl bir şey olduğunu iyi aksettirebilen bir romandır.

yazarın diğer kitaplarını okumadım ama alamut kalesi'ndeki üslubunu beğenmiştim. bir 6-7 yıl önce okumuş olmama rağmen sanki heyecanla takip edilen bir dizi tadı bırakmış bende. "dur ya, şu bölümü de okuyayım bırakıcam elimden kitabı" dediğimi anımsıyorum.

ayrıca bu kitabı sadece sürükleyici olmasıyla değil, arkadaşımdan ödünç almış olmam sebebiyle de unutmadım. çünkü karşılığında ben de ona (bkz: tutunamayanlar)'ı ödünç vermiştim. e tabi bu kitap tutunamayanlar'ın yanında çerezlik kalınca, birkaç günde bitirip arkadaşıma iade ettim. sonrası malum, tahmin etmek zor değil.*
devamını gör...
kimilerine göre kahraman, kimilerine göre anti kahraman hassan sabbah, daha sonraları ismaliye meshebine evrilecek dini oluşumu da sömürerek insanların beyinlerini, ama afyonla, ama dini gerekçeler ile yıkayarak birer intihar komandolarına dönüştürülebildiği ve kendisini de güvene aldığı, uzun yıllar faaliyetlerini orada sürdürerek yaşadığı kale..
devamını gör...
çok güzel tarihi romandır. ancak romandır. fakat iddia edildiği üzere fedailerin haşhaş çekip sahte cennete gittiğine ilişkin bilimsel bir kanıta rastlanılmamıştır. ilgilenenler (bkz: bernard lewis)'in (bkz: haşhaşiler) kitabına bakabilirler.
devamını gör...
din ve devlet işlerinin neden birbirinden ayrılması gerekliliği üzerine vladimir bartol tarafından ele alınmış şahane bir eser. (evet ben bu sonuca ulaştım.)

alamut kalesi, din ile vicdan sömürüsünün sonuna kadar kullanıldığı, sahte cennet ve uyuşturucu etkisiyle beyinlerin esir alındığı bir yer. bu roman, dinin nasıl tehlikeli bir ideoloji haline getirilebileceğini gözler önüne sermektedir.

ufak değişikliklerle günümüzde bile, dini ellerinde oyuncak etmiş toplumlarda, yansımalarını görmek mümkündür.
devamını gör...
vladimir bartol tarafında yazılmış kitaptır kalenin altında yapay cennetler huriler üzerinde de eğitim alan askerler falan vardı hatta yapay cennette göl balık falan vardı ekosistem oluşturmuşlar bayağı gerçeğini merak ediyorum doğrusu.
devamını gör...
haşhaşi tarikatını roman dilinde oldukça güzel bir şekilde anlatan kitaptır. ilk 70 sayfası biraz sıkıcı gelse de okudukça ilginizi çeker.
kitaptan çıkarılması gereken en büyük ders ise; "hiçbir şeye ailenizden veya çevrenizden dolayı körü körüne inanmayınız!".
devamını gör...
ben vladimir bartol'un "alamut kalesi ve fedaileri" adlı kitabını okudum. bu kitap çok akıcı sıkılmadan okuyabilirsiniz. birde alamut un tarihini, hasan ibni sabbah'ı anlatan biyografi içerikli kitaplar var. roman olarak okumak istiyorsanız. vladimir bartol un kitabını okumanızı tavsiye ederim. okumaya başlamanızla bitirmeniz bir olacaktır.
devamını gör...
bartol'un 1935 senesinde ilk baskıya çıkan kitabı. tarihte bir dönem selçukluların başına çoraplar ören haşhaşileri kaleme almıştır. epik bir anlatıma sahip bu romanın kurgusunu beğendiğimi söylemeliyim. okuruna teoloji'ye ve inanca dair bazı eleştirisel mesajlar içermekte. insanların inanç zaafını bilen ve kendi amaçları için kullanan bir sahtekarın motivesini ve gözüne bürümüş hırsını okuyoruz aslında. felsefe ihtisaslı yazarın, ibni hasan'ın ağzından söylediklerini okurken beğenmemek elde değil. fantastik kurgu ve tarih severlere öneririm.
devamını gör...
güzel ve bir çırpıda okunabilen, akıcı kitaplardan biridir. okurken "gerçek değildir abi ya! buna da inanmazsınız be fedailer" dedirten ama düşününce de çağının ötesinde keşfedilmiş, düşünülmüş birçok şeyi o zamanlar ben de görsem "sanırım ben de inanırdım" dedirten kitaptır. ne kadarı gerçektir bilemem ama gerçekse de helal olsun. başka ne denir ki -kötüye kullanılmış olsa da- bu zekaya.
devamını gör...
hasan sabbah ve alamut kalesi ile ilgili romanlarda anlatılanların büyük çoğunluğunun hayal ürünü olduğunu unutmadan okuyunuz. faik bulut’un bu konuda yaptığı araştırmaları içeren güzel bir kitabı bulunmakta. ayrıca amin maaluf ve ismini şimdi hatırlamadığım iranlı bir yazarın da bu konuda romanları bulunmakta.
devamını gör...
bir vladimir bartol kitabıdır.

üniversite zamanlarında zekasına ve edebiyat zevkine çok güvendiğim bir arkadaşım bana ankara’daki imge kitabevinden zorla aldırmıştı bu kitabı. mutlaka okumam gerektiğini defalarca söylemesine rağmen satın aldıktan sonra o zamanlar minicik olan kütüphanemin bir köşesine bıraktım. sonra parasız kaldığım bir dönem kitapsız da kaldığım için alıp okumaya başladım ve iyi ki okumuşum.

hasan sabbah’ın alamut kalesinde haşhaş verdiği fedaileri cennet vaadi ile kandırıp onlardan bir suikast ordusu yaratması çerçevesinde gelişen kitapta hasan sabbah’ın karşısında nizamülmülk vardır. bir devlet adamı ve siyaset bilimci olan vezir ile bir terörist sayılan hasan sabbah arasındaki bu mücadelenin aracısı ile rubaileri ile herkesi kendine hayran bırak şair ömer hayyam’dır.

oldukça hacimli bir kitap olmasına ve puntolarının da göz korkutucu derecede küçük olmasına rağmen kitabı bir buçuk günde bitirdim. ve açıkçası üzerinden zaman geçmiş olmasına rağmen o zamanlar kitap hakkındaki düşüncelerimin çok olumlu olduğunu ve kitaptan çok etkilendiğimi net bir şekilde hatırlıyorum.
devamını gör...
assasinlerin aslında haşhaşi olduğunu öğreten kitaptır. ayrıca semerkant, alamut' un fedaileri, fedailerin kalesi alamut, hasan sabbah alamut kalesi ve cennet fedaileri hepsi birbirinden güzel okunası kitaplardır.
devamını gör...
okuyalı çook uzun zaman oldu ama başlığı görünce değinmeden edemeyeceğim.
kesinlikle okunması gereken kitaplardandır. cennet cehennem olgusunu o kadar güzel işlemişki adam; okudukça vay be deyip şaşkına dönüyorsunuz.
(bkz: vladimir bartol) un ilk ve son eseri olan alamut kalesi bir zamanlar yasaklı kitaplar arasındaymış. mevzu 11. yy da iran’da geçiyor ve kendisini peygamber ilan eden hasan sabbah’ın zeki iradeli ve bir amaca ulaşmak için kendini, çevresini nasıl ayarlayabileceğini ve hatta nasıl inanmaları gerektiğini gayet çaktırmadan bize gösteren kitap. kitabı okuduktan sonra sorgulamanız gereken bir kaç mevzu olacaktır. ateizm bazı şeylere kolay ulaşılmıyor hocam, okumak araştırmak ve sorgulamak gerekiyor. bu kitap tam da bu isteklerimizi karşılar nitelikte. tavsiye üzerine okudum memnun kadım ve tabii ki tavsiye ediyorum okumak güzeldir.
devamını gör...
vladimir partol’un uzun yıllar yasaklı listesinde olan kitabı. 1938 yılında yazılan bu roman bildiğim kadarıyla hemen yasaklı listesine girmiş ve tekrar yayınlanması da uzun zaman almış. kitabı okuyup, yazıldığı dönemi de baz alırsak neden yasaklandığına şaşırmadım açıkçası. geçmiş bir tarihi anlatan ve zamansız olan ender kitaplardan biri oldu benim için.

kitapta tabi bazı olayların gelişimi gördüğüm kadarıyla gerçek olayların seyriyle paralel gidiyor. hasan sabbah, ebu ali, nizam-ül mülk, gibi karakterler ve yaşanılan olayları tarihin seyrine bağlı olarak yazmış yazar. çoğu hayal ürünü olsa da yazarın anlatmak istediği olay tamamen farklı zaten. kitabı romanda ziyade, felsefi yaklaşımları açısından okumak gerekiyor. ana yaklaşım ise ‘hiçbir şey gerçek değil; her şey mübah’. tanrının varlığına inanmayan birinin , tanrıyı kullanarak kendisine körü körüne bağlı insanlar oluşturmasının masalsı hikayesini okuyoruz. kitabı ilk etapta günümüze yakın bir dönemde yazıldığını zannediyordum. kitap alırken elim o an hangi kitaba gidiyorsa onu aldığım için önceden kitap hakkında bir araştırmam yoktu. demem o ki, kitap geçmişi anlatıp çağının ötesinde olmayı başarmış bir kitap. dinin tehlikeli ellerde , cahil insanları nasıl bir hale getirdiğini çarpıcı bir dille anlatmış.


ibn-i tahir’in çabucak ikna olması bana garip geldi. belki kitapta en çok sırıtan nokta buydu bence. kitabın sonunda yine çıkar zannettim ama …

kitabın çevirisi hakkında da not düşmek isterim. çevirmen sanırım ender nail idi. kitabı çevirirken özellikle eski kelimeleri de kullanması kitabın çekiciliğini bir kat daha arttırmış. daha güncel kelimeler ile okunsa alelade olabilecekken, seçilen kelimeler ve cümleyi uyarlama biçimiyle eski dönemlerden kalan bir eser havası vermeyi başarmış.

kitap, okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. özellikle dini konular, felsefi diyaloglarıyla beni çok etkiledi. kitabı alır bugüne koyarım, yine de sırıtmaz. insan bilinmeyenden korktuğu müddetçe başkalarının elinde maşa olmaya mahkumdur. sözün özü, okunacak ve ders alınacak bir kitaptır. iyi okumalar.
devamını gör...
hala adı geçince, ne güzel kitaptı, dediğim romandir. 20 yaşında, gerçekliği algılamaya çalışırken, hiç bir şeyin göründüğü gibi olamayabileceğine ikna olmuştum. dili ve anlatımı çok iyiydi.
devamını gör...
anlatımı oldukça akıcı olan bir kitap. haşhaşiler konusu ilginizi çekiyorsa kısa sürede bitirebileceğiniz, kalınlığının kesinlikle göz korkutmaması gereken, hikaye akışı ile sizi son derece memnun bırakacak olan bir kitapla karşı karşıyasınız. tarihçi değilim, mutlaka bir roman olduğu için boşluklar doldurulmuş şekilde anlatım vardır ancak yine de karakterlerin gerçek tarihi kişilikler oluşu ayrı bir zevk veriyor.
lisede en sevdiğim dönem alparslan ve melikşah dönemiydi, gizli ilimlere ve tarikatlara de ilgim olunca haliyle tam benlik bir kitaptı, son derece tatmin oldum. okunacaklar listenizde var olan bie kitapsa mutlaka almanızı tavsiye ederim.

yalnızca kafamda iki soru işareti kaldı.
birincisi, ibni tahir nasıl bu kadar kolay taraf değiştirebildi? ismaili öğretisi içine işlediğinden dolayı mı son anda sabbah’a yeniden itaat etti? yani aslında manipülasyonun başarılı bir ürünü olduğu için mi bütün gerçeği öğrenmesine rağmen itaate devam etti? yoksa kendisi de sabbah’a çokça benziyordu ve onun neyi neden yaptığını anladı mı? şahsen her ikisinin de doğru olduğunu düşünüyorum.
ikincisi, meryem’in tahir ile cinsel birliktelik yaşaması sabbah’ı etkilemezken meryem’in ona aşık olması neden üzdü? meryem’i neden tahir için görevlendirdi? bu kısım da kafama oturmadı.
devamını gör...
"zeka nedir" in tanımını muhteşem bir dille anlatıyor aslında. hasan sabbah'ın fikirleri ve planlarını konu edinen bu kitap bir yabancının gözünden de hasan sabbah'ı anlamamızı sağlar. "fedai" kelimesinin ilk ortaya çıkartan ve fedailerle ilk suikasti yapan kişidir. haşhaşilerin neden toplandıklarını, toplanan bu insanların hem kız tarafından hem erkek tarafından anlatılır. muhteşem bir eser olan bu kitapta her ne kadar biz türkler tarafından düşman görülse de hasan sabbah'ın kendi yaşamı boyunca dehasına tanık oluyoruz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"fedailerin kalesi alamut" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim