anneliğin kutsallaştırılması

#810175 burada yazdıklarımın halen arkasında olmamla birlikte* yeni aldığım bir bilinçaltı eğitiminden sonra anneliğin kutsallaştırılmasının erkekler açısından da zararlı olduğunu öğrendim. şöyle ki, annesini kutsallaştıran bir erkek, eşi doğum yapıp anne olduğu andan itibaren eşini de kutsallaştırıyor ve bilin bakalım ne oluyor? artık eskisi gibi eşine karşı cinsel çekim hissetmiyor çünkü o bir anne ve kutsal.. ve tabiiki kutsal birine dokunulmaz ve cinsel arzu hissedilmez. eşi doğum yaptıktan sonra çoğu erkeğin eşinden soğumasının sebebi budur ama bu öyle bilinçli olarak yapılan bir şey değil, bilinçaltı düzeyde işleyen bir süreç, o yüzden de kendi kendine fark edilmesi zordur. neden böyle oldu, diye sorsan, "ben de bilmiyorum ama işte ona karşı eskisi gibi bir şey hissetmiyorum." der. bu süreçte en çok kadıncağız yıpranır. yavrum suçun kendisinde olduğunu, kilo aldığı veya vücudu bozulduğu için eşinin ondan soğuduğunu düşünür ama olayın iç yüzü, çok farklıdır. sorunu ancak o sorunun sahibi çözebileceği için burada kadının yapabileceği fazla bir şey yoktur ancak eşinin alacağı terapi desteği ile bilinçaltındaki kutsal anne kodlamasının değiştirilmesi ile birlikte eski güzel günlerine dönmeleri mümkün olur.

köpek de doğuruyor abartılacak bir tarafı yok. kutsal diye bir sey de yoktur.

cennet annelerin ayaklarının altındadır diyen bir peygamberin annelik kutsal değildir diyen ümmeti

aslında hep hormonlar...

yine de herkesin kutsalı kendisine...

annelik kutsaldır anneler değil. bazen annesiz kalan çocuklarına annelik yapan babalarda kutsaldır, bazen evladı olmamış bir kadının başka bir çocuğa annelik yapmasında kutsaldır, bazense bir hayvana annelik yapmak kutsaldır.

küçüklükten beri olmadığını biliyordum ama bu yaz tam şahit oldum. beslediğimiz bir kedi vardı, hayvan mahallede ne kadar erkek kedi varsa kuyruk salladığı için her yıl doguruyordu. geçen sene yavrusu balkona geldi hayvan mahvolmus, aldım besledim masaj yaptım uyuttum. bu geldi miyav da miyav yavrumu verin. üzüldüm götürmesine izin verdim, daha da görmedim yavrucagi annesi yine bizim oralarda takılırken kim bilir nerelerde telef oldu minik.
sonra bu sene yine doğurdu. ya bunda annelik duygusu yok alıp biz besleyelim dedim bizimkilere, dinlemedi 5 tane yavru zor geldi koca kiclarini kaldırıp sahip çıkmadılar bana da izin vermediler. sabahın korunde feryat figan bu yine nereye gitmiş olacak ki yavrucuklari başka bir kedi paramparça etmişti, anlattıklarına göre kollar bacaklar bir yanda. tabii ki yüzlerine vurup vicdanlarini sizlattim, hak ettiler cunku. sonra tekrar doğurdu asufte bu sefer herkese hold on deyip 5 tedicige sahip çıktım. kendisi gibi yabani yetistirmisti önce bana guvenmelerini sağladım, tek tek ehlilestirdim. gördükleri insana sirnasip yemek dilenip vicdanlarına oynuyor tüy topları şah eserlerim. gobisleri hep tok sayemde çarçabuk büyüdüler bu kişi rahat atlatirlar. bilin bakalım anneleri nerede? yok.
allah bilir yine kimin altına neyse ağzımı bozmayacagim. annelik dogurmakla olmaz, öyle karnında 3 5 ay tasidin diye anneleri olmuyorsun. benim ben onların anneleri. hastalandiklarinda sen mi yanındaydın? sen mi capak tutan gözleri kapanınca actin? kısacası hanım hanım onlar benim yavrularim.

dilerseniz kutsallaştırmayabilirsiniz. bu sizin elinizde.

her çocuk doğuran anne olamadığı gibi, hiç çocuk doğurmayıp sadece severek anne olanlar da var.

meziyet doğurmakta olsaydı tavşanların anneliği en kutsal annelik sayılırdı.

annelik kutsal değildir. hatta artık kimse çocuk doğurmasın bir zahmet. kadın olsaydım asla hamile kalmazdım. bu kepaze dünyanın soyu kurusun ve yok olsun inşallah.

annelik içgüdüsü, doğası vs. insan için çok sığ kavramsallaştırmalarla izah edilir. kültürler kendi yapılarınca tanımlamalarda bulunur ve bu yargılar üzerinden karakterleri inşa ederler. bir de yetmezmiş gibi kalıba sığmayanları önce baskılar, beceremeyince de toplumdan tecrit ederler.

her ''anne'' kimilerine göre doğal olarak kutsaldır. fakat bu büyük safsatadır. bir organizmanın davranışlarını doğa olarak tanımlamak için o türün her biriminde aynı tutumu görmen gerekir. oysa bugün anne, her toplumda farklı şekilde algılanır ve kültürlerin içerisinde dahi binlercesi, çeşitli tanım dışı davranışta bulunur. evladını ölüme terk edenler, fuhuşa itenler ya da rutin psikolojik zulme tabi tutanlar ne olacak ? bu sefer de onlar teknik olarak anne iken, kavramsal olarak dışarda tutulacaktır. o zaman da doğal ve kapsayıcı bir kutsallıktan söz edemezsin. annelik kutsal değildir fakat kutsal anneler vardır.

annelik kutsal değildir ama her çocuk kutsaldır.

annelik bence kutsal bir şey gerçekten. ama burda çocuğuna kötü davranan, yanlışlıkla yaptığı çocuğun başına bunu ömür boyu kakan annelerden bahsetmiyorum. dokuz ay iyi kötü bebeğini taşımış, doğduktan sonra elinden geldiği kadar ona sevgi ve ilgi göstermiş, yeri gelince kızmış yeri gelince kucaklamış bir anneden bahsediyorum. yeğenim doğduğunda ona annesinin dörtte biri kadar bile belki bakmamışımdır. ama buna rağmen ne kadar zor bir şey olduğunu deneyimledim. lafın kısası herkes anne olmamalı, bir bebeğin sorumluluğunu alabilecek olan olmalı.

annelik kutsal mı bilmiyorum ama çok şey olduğu kesin. insanın anneliğini kalkıp da kedi köpekle bir tutmayın o hayvanlar yavrusunu belli bir yaştan sonra kendi haline bırakır sonrasında kendi haline bakar; anne ise hayatının her bölümünde senin yanındadır bu hayatta şartsız, çıkarsız güvenebileceğin tek kadındır. olaya bu kadar sığ bakmayın kimse size anne olamadıysan yazıklar olsun demiyor ama bu durum annelerin değerini de zerre azaltmıyor

gerici kutsamasıdır. kadını anne olarak gören , onun çocuk sahibi olmama hakkını bile ona çok gören eril zihniyetin yansımasıdır.

biz sadece bir canlının dünyaya gelmesine vesile olabilme yeteneğinin atfedildiği naçizane insancıklarız. dilersek bir köprü oluruz çocuğumuz ile dünya arasında. dilersek olmayız. olsa dahi onun ayrı bir birey olduğunu unutmadan, onu küçümsemeden, ona saygı duyarak büyütmeliyiz ve bu esnada kendimizi asla arkaplana atmamalıyız. büyüdüklerinde "senin için saçımı süpürge ettim, yemedim yedirdim." dememeliyiz. yapıyorsakta söylememeliyiz. eğer size bunları söyletecek kadar saygısız bir çocuk olduysa yine hatayı kendi yetiştirme tarzınızda arayınız. ya da beklentilerinizde.

doğurganlık ayrıcalıktır. ayrıca hiç bir omurgalı canlı doğurganlığı bittikten sonra hayatta kalmaz. insan dişisi hariç. bu da acaip bir ayrıcalıktır.

insan dişisi doğurganlığının bitimine geçen ömrü kadar daha yaşar. evrimsel biyologlar için bu bir muamma olarak görülür.

neşet ertaş 'yolcu' türküsünde ne demiş:

'ana haktır sen bu sırra erdin mi'

bir yerde bir şey kutsallastiriliyorsa orada illa ki bir sömürü ve çıkar ilişkisi vardır. annelik kutsaldır çünkü bir erkeğe çocuk verirsin. kadın cinselliği konuşulmaz ama hamileliğin her ayrıntısı rahat rahat konuşulur. öğretmenlik kutsaldır çünkü ailesinin egitemedigi problemli çocukları azıcık maaş karşılığı gün boyu öğretmen adam etmeye çalışır. keza doktorlukta da aynı problem vardır. herkes aldığı eğitimi belli bir ücret karşılığında satıyor bu kadar basit ve insan gibi yasamak herkesin hakki. hayatta kutsal olan tek şey alın teri ve yaşam hakkıdır.