anneliğin kutsallaştırılması

benim annem kutsalımdır ama öyle anneler gördüm ki bu insan mı diye sordurur kişiye. annelik değil kutsal olan anne ile çocuk arasında ki o güzel bağ bence tabi kurulabildiyse eğer. boş boş şeyleri kutsamayın genellemeler kutsanamaz. kutsallık konusunda bireysellikten yanayım.ayrıca anne olmak kadının vazifesi falan da değil sokun şunu aklınıza çok meraklıysanız anne olup kutsanmaya siz doğurursunuz o zaman. yok arkadaş konu kadınlar olunca herkesin bir fikri var biride bize ne işimize bakalım demiyor. ülkenin siyasileri bile böyleyken şaşırmamak lazım "hatta belki".

ideolojiktir. kadının bedenine ve doğurganlığına devletlerin tahakküm kurmasıdır. amaç üremenin devamının sağlanması ile sistemin sürekliliğini sağlamaktır. sistem daha çok asker, işçi ve anne ister. birileri hayatın kaymağını yerken siyasi liderlerin politika malzemesi olmuştur annelik.

tarım devriminden beri yani mülkiyet kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte, ambar gibi büyük depolama yerlerinin yapılması ile daha önce biriktirilmeyen buğday vs gibi kuru gidalar saklamaya başlandı. saklama kavramı çıkınca, tarlalarda çalışacak daha çok işçiye ihtiyaç duyuldu. avcı toplayıcı toplumda kadın da yeri gelince avlanıyordu. tarım devrimi ile birlikte dinlerin de etkisi ile annelik kavramı kutsallaştırıldı. kadının daha çok doğurganlığından yarar görüldüğü için ağzına bir parmak bal sürüdü. tarlalar sürüldü, sürecek daha çok insan gerekti. kadın doğurdukça doğurdu.
daha sonrasında bu ihtiyaç daha çok asker oldu.
sanayi devriminden sonrada daha çok işçi.

sonuç olarak toplumsal iş bölümünde kadının yeri ev ve görevleri de annelik ve ev içi işler ile sınırlandırıldı. ancak bu sanayi devriminden sonra biraz yumuşadı. çalışma hayatına giren kadınlardan bazıları anne olmayı reddetti. anne olmayan kadın ise yürütücü aygıt olan devletlerin ve dinlerin etkisi ile ideolojik olarak manipüle edilmiş olan toplum tarafından küçümsendi. yarım kadın görüldü.

yani kadın bedenin üzerinden yapılan politikalar, mesela kürtajın yasaklanması ya da doğurması gereken çocuk sayısı vs sistemin kadını kuluçka makinesi olarak görmesidir.

ben anne olur muyum bilmiyorum ama anne olursam da kendimi kutsal görmeyeceğim kesin.

bir baba olarak katılmadığım görüştür.annelik kutsallaştırılmış falan değildir.annelik belki de en kutsal değerdir.biyolojik veya kimyasal bir yolla anne olunması bu gerçeği değiştirmez.

birde son zamanlarda, toplumun çoğunda yüzyıllardır süregelen geleneksel yargılara, karşı çıkmayı alışkanlık haline getiren nihilist ilginç tipler türedi.

hep söylerim, annelik hormonların vermiş olduğu güdü babalık ise karakter meselesidir. o yüzden babalık kutsaldır, annelik ise genetiktir.

özneliği baskılanmış, erkeğe ve çocuklarına bağımlı, tek rollü anneler yaratılmasını sağlayan sistemin bir parçasıdır.
kutsal anne etiketi anneden sürekli fedakarlık beklenmesine sebep olur.
kendi hayatının rollerini seçebilen anne mutludur.
mutlu anne mutlu bireyler yetiştirir.

valla daha kucağıma bile almadım ama kıçımdan kanı şırıngayla alıyorlar neredeyse. bu kadar zorluk çektiğim bir şey kutsal olsa iyi olur. başka türlü çekemem. şaka şaka, yani bence annelik zor ve fakat güzel bir olgu. kutsal olup olmadığına gelince, şahsen benim kutsalım değil. olmasaydım da olurdu, bu beni eksik yapmazdı. bu kutsallık takıntısı biz kadınları çocuklarına bağımlı yapıyor, onlara verdiğimiz emeği bir hibe değil de geri ödemeli kyk kredisi gibi düşünüp faiziyle çıkarmaya çalışıyoruz. dünyaya bir insan getiriyorsun ve bir süre sonra senden gidecek. öyle ya da böyle o bir birey. iyi bir anne olduysan ve sana saygı duyuyorsa eyvallah. saygı duymazsa yer valla terliği.

annelik neden mi kutsal, örnek vereyim.
ne zaman annemi görsem ilk sorduğu nasılsın evladım olur. çünkü hep beni düşünür hatta benden cok beni düşünür. annem yanımdayken yararlanınca acısa bile durumum cok iç açıcı olmasa bile iyi derim.annemin benden cok üzüleceğnini bilirim.

toplumun angaryası bol mefhumları kaktırma çabasının en basiti onu kutsallaştırmaktır. annelik, askerlik, öğretmenlik, evlilik. nerde sıkıntılı iş var bi bakarsın kutsal ilan edilmiş.

annelik kutsal değil! diyenlerinde bir anneden dünyaya gelmiş olması oldukça manidardır.

ne kadar içi boş bir tanım.

ben kızımın ilk ana rahmine düşmesinden doğumuna kadar nasıl geliştiğine, o mucizeye şahit oldum. ılk onu gördüğümde ultrasonda mercimek gibi bişeydi, boyu 1 cm bile değil. ama hafta hafta o gelişimini gördükçe, mucize dedikleri şey bu galiba diye düşündüm.
eşim, özellikle son dönemlerde neler çekti, doğumda neler yaşadı nasıl zordu onun için, hepsine şahit oldum.
annelik sırf bu yüzden bile kutsal olabilir.


anne kokusu diye bir şey var, bebekler ilk doğdukları zaman annelerinin yanına koyuluyor annesinin kokusunu alsın diye. kızım küçükken ağladığında sadece annesinin kucağında susuyordu, o koku onun için güvendi çünkü.
şimdi 10 aylık oldu, annesi yanından ayrıldığında dudaklarını büzüyor, ağlamaklı oluyor bana bakıyor beni de götür annemin yanına diye, ya da emekleyerek peşinden gidiyor.

her çocuk için annesi kutsaldır, çocuk kaç yaşında olursa olsun.

doğan cüceloğlu'nun * annesinin ölümünü anlattığı videoyu bilmeyen kalmamıştır. hepiniz paylaşıyorsunuz, vicdan yapmak dikkat çekmek için. o yaştaki birisi bile annesinden bahsederken ağlayabiliyor. en büyük acı belkide bu hayatta anneyi kaybetmek.

farklı görünme çabasıyla, hiç bilmediğiniz bir konuda bu şekilde ahkam kesmek, insanlari küçümsemek, cahilliğin en büyük göstergesidir.

yorumlarin hepsini okudum ve cikarimim su oldu. erkekler bu konuya daha can siperane yaklasmis. neden acaba dedim. bu annelerin erkek cocuklarina olan yaklasimindan olabilir mi? erkekler bilirler ki annelerinin simarttigi kadar hic bir kadin onlari simartamaz. ben kadinlarin bu konuda ki yorumlarinin daha objektif oldugunu dusunuyorum.

topluda bir ton sıkıntı var "annelik kutsallaştırılmış abiğğğğ yaaa" buna mı takıldınız.

erkeğin sorumluluğunu da kadına yıkmak için oluşturulmuş kutsallıktır. kadın ve erkeğin sosyal evrimi günümüzde başka boyutlara geldi ve büyük oranda eşitlendi. 9 ay karnında çocuk taşıyan kadınlarımıza destek olmalı ve çocuklarımızla ilgilenmeliyiz. meriççe bir girdi yazmış oldum, alfalardan özür dilerim.

bir katil ile bir kahramanın farkının yetişme şekli olduğunu düşündüğüm için kutsal olarak görüyorum.

türk toplumunda annelik her zaman kutsal olmuştur.

anneliği kutsal görenlerin değil; kadını toplumda görmek istemeyenlerin argümanıdır.

ineklere sorsanız ve cevaplayabilseler onlar da çok kutsal annelerdir kesin. mesele inek alabilecek parası olana inek, koyun alabilecek parası olana koyun kutsaldır bu devirde..
herkesin kutsalı kendine, bir şey sizin için kutsalsa bunu tartışma konusu haline getirmezsiniz çünkü inancın tartışılacak bir yönü yoktur. inanırsın ya da inanmazsın bu tercihtir. sadece düşünebildiğiniz ve konuşabildiğiniz için türünün devamlılığını sağlayan diğer bir sürü canlıdan daha kutsal olduğunuzu düşünmeniz vıcık vıcık romantizmden başka bir şey değildir bence.

annelik sadece biyolojik bir olay gerçekleştirmek değil. anne olmak bir kadının hayatındaki en büyük değişimdir. vücudunuz değişir. duygularınız değişir. hayatınız değişir. kendinize ayıracak 5 dakika vakit bulamazsınız. uykusuzluktan gözleriniz bozulur. burada eş faktörü acayip önemlidir. empatiden yoksun, çocukla çocuk olamayan vs bir baba, hem çocuk için hem anne için hayatı daha da zorlaştırır. annelik, annelik yapan anneler için evet kutsaldır.

her doğuran anne olamıyor malesef. çocuğu için gerçekten fedakarlık yapan annelerin anneliği kutsaldır bana göre. sen çocuğu sırf doğurmak için doğur, maddi manevi hiçbir şey yapma, fiziksel ve psikolojik şiddetin bin türlüsünü yap sonra annelik kutsaldır de ve buna sığın yok öyle bir dünya.