asgari ücret

mesele asgari ücret değil mesele hayat pahalılığı. bunu bir türlü anlamadık. asgari ücreti çıkarın 5 bin tlye yarın ekmek 5 tl olur. diğer gıda ve ürünleri saymıyorum teker teker. e ne anlamı kaldı? o yüzden mücadele edilmesi gereken şey düşük asgari ücret değil hayat pahalılığı ve enflasyondur.

3500 tl olacakmış da mış mış mış da muş muş. işverenin muamelesi değişecek mi? sen 3500'lük çalış sen 5500'lük hacım biz neden ne kadar kazanırsak kazanalım hep itilip kakılıyoruz. her türlü hakkımızı alamıyoruz ki!

cebinden para çıktığı için bu kadar sinirli olacaksan işçi ol arkadaşım! o kaçırdığın vergileri elden verdiğin maaşları sabahlayarak çalıştırdığın halde kuş kadar verdiğin maaşı insanlık namına içimizde tutuyoruz haberin ola bir telefona bakar yoksa.

insan gibi davranın güzellikle çalışalım köle miyiz? sinirlendim bak şimdi, yanarız yapma şarkısını söylüyorum içimden. sözlük kurallarına dua edin patronlar asfadf

neye kime gore hesaplandığı asla bilinmeyen, vasifliya da vasifsiz elemana da ilk işe giriste verilen ucret. asgari ücret "bu ücretin aşağısında veremezsin" manasi taşısa da bizim ac gözlü isverenlerimiz " bu ucretin üstünde de verme aman haa" olarak algıladığı ucret politikasi.

4000-5000 olsun . sonra ekmek 15 lira olunca, bu kış en düşük doğal gaz faturanız 15000 lira gelince ağlamak yok?

hadi düz vatandaşı geçtim, siyasiler bile alım gücünün önemi yerine rakam konuşuyor hala

modern köleliktir gözümde.

üst edit: burada bahsedilen asgari ücretli klasik bir dostoyevski karakteri gibi sefil yaşamaktadır. ısınmak için parası yetmemiştir. çünkü ekmekten sonra gelir doğalgaz ve buna gücü yetmemiştir.



memur maaşı artar, kamu işçisinin maaşı artar piyasa berbat olacak diye kimse laf etmezken sözkonusu asgari ücrete gelince herkes bir ağızdan koro halinde ' ama piyasaları bozacak".
yemişim piyasasını, bozulacaksa bozulsun, asgari ücretli 2824 lira alıyor. en düşük kira bin tl den aşağı değil.
kaldı 1824.
elektrik, su, telefon faturası 524.
kaldı mı 1300.

bir teneke yağ 450.
pirinç, salca, mercimek, makarna, ve daha zaruri başka şeyler. üst üste ekle 1300den geriye kalan sadece bu çağda insan olmanın onursuzlugu oluyor.

dışarıdan ekmek almayı, çalışan kişinin yol parasını saymadık bile. okula giden çocuğun defter kalem masrafı var daha. o çocuk harçlık diye bakıp duracak her sabah cebine.

vicdanınız yok la sizin

enine boyuna programında çıkan türkiye gazetesi yazarı cem küçük asgari ücretin 3550-3750 tl olacağını dair duyum aldıklarını söyledi. doğalgaza, elektriğe vs. gelen zamlardan sonra asgari ücretteki bu artış alım gücümüzde yine de bir değişiklik olmasını sağlamayacak.
kaynak:

10000 bin olsun gerçek değeri 1000 dolar. yani ileri gidiyoruz sanıyoruz ama michael jackson dansı gibi göz yanılsaması var. dansı edenler çok iyi yapıyor buradan tebrik ediyorum.

2017:
asgari ücret 401 dolar (1.404 tl)

2021:
asgari ücret 266 dolar (2825 tl)

"ekonomimiz pik yapıyor"
buradan

en düşük ücret demektir. daha düşük ücret verenler de vardır. bu nasıl bir çelişkidir.

asgarınin asgarisi olan ücret ve ne gariptir ki o ücreti almak için kayıtlı işçi olmanız gerekiyor. yani devlete vergi vermeniz gerekiyor. o da mümkün değil kendi bir şey kazanamayan insan bunu yapacağına iş yeri açmaz bizim burada.

avrupa'da kullanılan asgari ücrete kim sabitleyecekse, oyumu ona vereceğim. yerse.

umarım aynı kalır değişmezler. eğer artarsa yeni zamlar kapıdadır boşuna sevinmeyin.

lise yıllarımdayken yine bu asgari ücrete zam meselesi gündemdeydi. bir öğretmenim kaşıkla verip kepçeyle alacaklar bence hiç zam olmasın daha iyi demişti. o zaman anlayamadığım şeyi şuan o kadar iyi anlıyorum ki.

sürekli konuşulan fakat yanlış konuşulan bir konu bana göre. evet asgari ücret denen bir saçmalık var bu ülkede. asgari ücret yetersiz. konuşulmalı tartışılmalı. fakat sadece asgari ücretin miktarını konuşmak yanlış.

asgari ücreti konuşuyoruz fakat mesai saatlerini konuşmuyoruz. sekiz saat çalışan da on- on iki saat çalışan da asgari ücret alıyor. işi oturmak olan özel güvenlik de ( güvenlikcileri yermeye veya işlerini hafife almaya çalışmıyorum. işi oturmaksa oturacak tabii) akşama kadar sırtında beyaz eşya, mobilya taşıyan ( eski bir beyaz eşya teknisyeni olarak çok iyi biliyorum bu durumu) da asgari ücret alıyor. pazar günü çalışmak zorunda olan da vs vs.

asgari ücret işe göre belirlenmeli, mesailer standara girmeli ve denetlenmeli. iş veren personelini kafasına göre tanımlayıp ( ben teknisyendim, akşama kadar sahadaydım fakat büro elemanı olarak görünüyordum) maaş ödememeli.

asgari ücretin miktarını konuşalım ama yanında bunları da konuşalım

ne yapacaksın 4.250 lirayla?

böl bakalım günlüğüne. harcadığın her şeye böl, günlük kiranı, yolunu, elektriğini hesapla, her şeyini hesapla.

10.000 olsa ne olur?

alacaklar zammı senden, yılbaşı zammıyla. yine fakirsin a ahmak.

1500 tl emekli maaşı alan ( ben dahil ) insanlar var. bununla geçinmek zorunda olan garibanlar var, onlar ne olacak?