1.
yedi uyurlar mağarası.
devamını gör...
2.
ashabı kehf’i mağara olarak tanıtmak da ne bileyim...* bir topluluğa işaret eder ashab. yere değil.
hem (bkz: ashab-ı kehf mağarası)
hem (bkz: ashab-ı kehf mağarası)
devamını gör...
3.
felsefeciler bilir ki platon da bi mağara ismidir..
devamını gör...
4.
çok ilginç ve ilgi çekici bir durumdur.
devamını gör...
5.
yedi uyurlar. halkını terkeden bir topluluğun hikâyesi. dünyanın farklı farklı kültürlerinde anlatılan bir hikâyedir. kaç kişi oldukları konusu aslında ihtilaflıdır ve nerde yaşadıkları konusu da tartışılır. yani o yüzden nerde yaşadıklarına falan çok da takmayın. yok şu mağara yok bu mağara.. bu arada bu olayı ilk hristiyanlar anlattı diye bir yanlış var. aslında bu konuda pek bir bilgim yok ama sanırsam bu bilgi yanlış. bu olayı ilk anlatan kişiler hintlerdir. hint kutsal kitaplarında, 7 kişinin, peşlerindeki bir köpekle birlikte krallığa ve dünyaya yüz çevirdikleri bildirilir. görüyorsunuz ki bu olay, ashab-ı kehf olayı ile çok benzerdir.
peki bu olay hristiyanlığa nasıl geçmiştir? imparator ii. theodosios devrinde efes şehrine yakın bir mağarada hiç bozulmamış birtakım cesetlerin bulunması olayıyla.... bu olayın tarihselliğine ilk karşı çıkan kişi baronius'tur. fakat hem honigmann hem de tillemont efes'te yedi bozulmamış cesedin bulunmasını tarihsel bir gerçeklik olarak kabul ederler.
ashab-ı kehf'in milattan önce mi yoksa sonra mı yaşadığı konusu belirsizdir. ashab-ı kehf, islam'da ashâbü'l-kehf ve'r-rakim olarak bilinir. rakim demek, yazılı belgeler anlamındadır. ki essenîler ve onların öncüleri de yazdıklarını mağarada muhafaza ettikleri için, ashab-ı kehf, essenîler veya onların öncülerinden olabilirler.
böylece (kıssayı anlatarak insanları) onlardan haberdar ettik ki, allah’ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin şüphe götürmez olduğunu bilsinler. bir zaman insanlar aralarında ashâb-ı kehf’in durumunu tartışıyorlardı. dediler ki: “üzerlerine bir bina yapın. rableri onları daha iyi bilir.” onların yöneticileri ise “bizler, kesinlikle onların yanı başına bir mâbed yapacağız” dediler. (kehf/21)
üstteki ayette ashab-ı kehf'in bulundukları yere bir mâbed yapıldığından bahsedilmektedir. ki ayette mâbed, "mescidâ"(bir mescid) olarak geçer. kur'an, hristiyan kiliselerini ve yahudi sinagoglarını kastederek mescid kelimesini kullanmaz. fakat essenîler de, kendi mâbedlerine, "mescid" demektedirler.
işte böyle uyuttuğumuz gibi onları uyandırdık da birbirlerine sormaya başladılar; içlerinden biri, “ne kadar kaldınız?” dedi. (diğerleri) “bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık” dediler; ve eklediler, “kaldığınız müddeti rabbiniz daha iyi bilir. şimdi siz içinizden birini şu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın, hangisinin yiyeceği daha temiz ise size ondan erzak getirsin; ayrıca çok dikkatli davransın da sakın varlığınızı kimseye sezdirmesin. (kehf/19)
üstteki ayette temiz anlamında ezkâ kelimesi kullanılır ki, müfessirlere göre bu, helâl anlamındadır. ki hristiyanlıkta ağızdan giren değil ağızdan çıkan pistir diye bir kaide vardır. fakat kaynaklarda essenîlerin helâl-haram konusundaki fazla titizlikleri bildirilmektedir.
işte tüm bunlara bakınca, ashab-ı kehf'in milattan önce yaşadığı görüşü daha uygun geliyor gibi görünmektedir.
peki bu olay hristiyanlığa nasıl geçmiştir? imparator ii. theodosios devrinde efes şehrine yakın bir mağarada hiç bozulmamış birtakım cesetlerin bulunması olayıyla.... bu olayın tarihselliğine ilk karşı çıkan kişi baronius'tur. fakat hem honigmann hem de tillemont efes'te yedi bozulmamış cesedin bulunmasını tarihsel bir gerçeklik olarak kabul ederler.
ashab-ı kehf'in milattan önce mi yoksa sonra mı yaşadığı konusu belirsizdir. ashab-ı kehf, islam'da ashâbü'l-kehf ve'r-rakim olarak bilinir. rakim demek, yazılı belgeler anlamındadır. ki essenîler ve onların öncüleri de yazdıklarını mağarada muhafaza ettikleri için, ashab-ı kehf, essenîler veya onların öncülerinden olabilirler.
böylece (kıssayı anlatarak insanları) onlardan haberdar ettik ki, allah’ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin şüphe götürmez olduğunu bilsinler. bir zaman insanlar aralarında ashâb-ı kehf’in durumunu tartışıyorlardı. dediler ki: “üzerlerine bir bina yapın. rableri onları daha iyi bilir.” onların yöneticileri ise “bizler, kesinlikle onların yanı başına bir mâbed yapacağız” dediler. (kehf/21)
üstteki ayette ashab-ı kehf'in bulundukları yere bir mâbed yapıldığından bahsedilmektedir. ki ayette mâbed, "mescidâ"(bir mescid) olarak geçer. kur'an, hristiyan kiliselerini ve yahudi sinagoglarını kastederek mescid kelimesini kullanmaz. fakat essenîler de, kendi mâbedlerine, "mescid" demektedirler.
işte böyle uyuttuğumuz gibi onları uyandırdık da birbirlerine sormaya başladılar; içlerinden biri, “ne kadar kaldınız?” dedi. (diğerleri) “bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık” dediler; ve eklediler, “kaldığınız müddeti rabbiniz daha iyi bilir. şimdi siz içinizden birini şu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın, hangisinin yiyeceği daha temiz ise size ondan erzak getirsin; ayrıca çok dikkatli davransın da sakın varlığınızı kimseye sezdirmesin. (kehf/19)
üstteki ayette temiz anlamında ezkâ kelimesi kullanılır ki, müfessirlere göre bu, helâl anlamındadır. ki hristiyanlıkta ağızdan giren değil ağızdan çıkan pistir diye bir kaide vardır. fakat kaynaklarda essenîlerin helâl-haram konusundaki fazla titizlikleri bildirilmektedir.
işte tüm bunlara bakınca, ashab-ı kehf'in milattan önce yaşadığı görüşü daha uygun geliyor gibi görünmektedir.
devamını gör...
6.
bir mağarada asırlarca uyuduktan sonra tekrar uyandıklarına inanılan 7 kişinin hikayesidir.
hristiyanlık
ve islamiyet başta olmak üzere dünyanın değişik kültürlerinde anlatılan, halkını terk ederek efes şehrinin (günümüzde selçuk, izmir, türkiye) dışındaki bir mağarada saklanan bir grup romalı gencin hikâyesi.
hristiyanlık
ve islamiyet başta olmak üzere dünyanın değişik kültürlerinde anlatılan, halkını terk ederek efes şehrinin (günümüzde selçuk, izmir, türkiye) dışındaki bir mağarada saklanan bir grup romalı gencin hikâyesi.
devamını gör...
7.
çocukken bu hikayeyi çok severdim. onca yıl uyumuşlar uyanınca şaşırır insan nasıl uyum sağladılar acaba diye düşünürdüm.
zamanda yolculuk kavramı o zaman beynimde yok çünkü sihir gibi bir şeydi benim için.
zamanda yolculuk kavramı o zaman beynimde yok çünkü sihir gibi bir şeydi benim için.
devamını gör...
8.
ashab-ı kehf, türkçe'de yedi uyurlar demek olup hatta bu ashab-ı kehf'in kıtmir adında bir köpeği vardır. ashab-ı kehf, günümüzde türkiye'nin bir ili olan izmir'in selçuk ilçesinin efes antik kenti'nde meydana gelmiştir. ashab-ı kehf olayını hıristiyanlar ve müslümanlar kutsal sayar. rivayete göre putperest roma imparatorluğu zamanında iseviler, romalılardan kaçmak için efes'teki bu antik mağaraya sığınırlar ve 300 yıl uykuya dalarlar.
yav bu yedi uyurlar da ne uyuyan güzelmiş öyle :)
yedi uyurların ikonalı mağara resmi
yav bu yedi uyurlar da ne uyuyan güzelmiş öyle :)
yedi uyurların ikonalı mağara resmi
devamını gör...
9.
bunlarin 309 sene magarada kaldiklarini soyleyen ayet, kuranin 2163'cu ayetidir. sahsim tarafindan da bizzat sayilip teyit edilmistir. kendiniz de bakabilirsiniz.
bunlar 7 kisi. her biri kendine gore 309 sene kalmis. toplami 2163 eder.
bunlar 7 kisi. her biri kendine gore 309 sene kalmis. toplami 2163 eder.
devamını gör...
10.
aslında hristiyanlığın bir parçası olan "yedi kişi", islam'da ashab-ı kehf olarak tanımlanmış. gerçekte bu 7 kişi müslüman değil romalı hristiyanlardı.
bu "yedi uyurlar" olarak bilinen kişilerin hikayesi hristiyanlığın ilk dönemlerinde önemli bir yere sahipti, daha sonra hristiyan dünyasında önemini yitirdi. islam'ın kitabı olarak bilinen kuran'daki kehf suresi'nde bu 7 kişinin kıssaları anlatılmakta ve islam için önemli bir yer tutmaya devam etmektedir. hristiyanlıkta "yedi kişi" olarak tasvir edilmekte olup, bu yüzden "yedi uyurlar" olarak bilinmektedirler.
bu "yedi uyurlar" olarak bilinen kişilerin hikayesi hristiyanlığın ilk dönemlerinde önemli bir yere sahipti, daha sonra hristiyan dünyasında önemini yitirdi. islam'ın kitabı olarak bilinen kuran'daki kehf suresi'nde bu 7 kişinin kıssaları anlatılmakta ve islam için önemli bir yer tutmaya devam etmektedir. hristiyanlıkta "yedi kişi" olarak tasvir edilmekte olup, bu yüzden "yedi uyurlar" olarak bilinmektedirler.
devamını gör...
11.
bu abilerle ilgili pek sevdiğim bir şarkı.
devamını gör...
12.
söz konusu kişiler hristiyan değil müslüman idiler. romalı mı yoksa başka bir etnisiteye mensup oldukları net değildir. ashab-ı kehf olarak bilinen hadise, peygamber'in sav risaletle görevlendirilmesinden önce arap toplumunda bilinen bir olay değildi. zaten hristiyanlar da peygamberimizin nübüvvetinin hak olup olmadığını anlamak için bir kaç soru sormuşlar, sorulardan birisi de imanları için kavimlerini terkedip inzivaya çekilen gençler hakkında olmuştur. kur'an tüm bu söylencelere kesin bir nokta koyarak bu kişilerin adedini ve ne kadar süre mağarada kaldıklarını net bir şekilde ortaya koymuştur.
devamını gör...
13.
iyi uyumuşlar ama.
devamını gör...