avrupalılar o kadar keşif ve buluş yaparken doğulular ne yapıyordu sorunsalı

bizdeki batı merkezli eğitim sisteminin sonucu; aşırı ezik kafalı, özgüvensiz batı yalakası modeller üretmekten öteye geçemedi zaten hiçbir zaman. ya batı'ya küfreden , ya da batı'ya hayranlıkla bakan ,bilinçli köle olup kendi ceddine söven bir takım değişiklerle dolu ortalık. doğru düzgün bir orta yolcu dahi yok, hep iki uç noktada gidip gelen tipler.

şu bilim tarihini savaş tarihi gibi okumaktan ne zaman vaz geçerse bir insan, insanlık o kadar ileri gidecek bu bir gerçek. zira bilim batı'nın tekelinde olana bir şey değil, tüm insanlığın ortak kazanımıdır.

bu bilim denen şey çin, mısır ve mezapotamya'dan başlamış, sonra antik yunan , daha sonra islam , daha sonra batı'nın eline geçmiş şu anda da uzakdoğu'ya doğru bir kayış var. yani döngü tekrar başa dönmüş vaziyette. tekrar bize de geçebilir bu. kaybedilmiş bir şey yok ortada.

geri kalma vesaire olayları kökten yanlış bana göre ama diyelim ki geri kaldık , diyelim ki yenildik bu kadar ezik bir kafa ile zaten tüm imkanlar önümüze serilse bile hiçbir zaman insanlık adına ilerleme olmaz bu ezik kafayla.

kim ileri kim geri mevzusuna bir girersek sabaha kadar sürer bu iş ama sadece şunu diyeyim. çin'in negatif sayıları kullanması m.ö 2000 , batı'nın bunu alıp kullanması m.s 1500. antik yunan'ın negatif sayıları kullanmayı reddetmeleri yüzünden de insanlık net 2000 ile 3000 sene arası bi zaman kaybetti.

yani size tuhaf gelebilir ama antik yunan bunu kullanıma sunsa belki bu tip bir entry m.ö 1898 yılında falan girilmiş olabilirdi. ama batı'nın kendi köklerine ilham kaynağı olarak atadığı yunan inadı yüzünden bu tanım 2500 sene sonra girilebilmiş belki de.

çok uzatmadan özet geçeyim zaten bu kadar uzununu bile kimse okumaz. 1860 motorun icadına kadar bilim tüm dünyada sadece ve sadece entelektüel bir faaliyet. motorun icadı ile dünya çok hızlı bir sürece girdi . bilimsel keşifler ardı ardına geldi .hatta 1870 yılında amerika keşifler bakanı " daha fazla yapılacak keşif kalmadı" gerekçesi ile görevinden istifa etti.

1860 sonrası olanlar da bilim değil teknoloji. gücün ele geçirilmesi ile kazanılan bir takım gelişmeler. çok da abartılacak bir şey yok insanlık adına. mesela bugün öve öve göklere çıkartılan batı'da " biz neden hala eisntein'ın e=m.c2 sinde otluyoruz, neden eisntein'den sonra bizden bir tane bilim adamı çıkmadı" diye tartışmalar dönüyor. ciddi ciddi bu mesele üzerine kafa yoruyorlar.

ama biz cep telefonu kullandığı için ya da helaya tuvalet adını verdiği için kendini medeni zanneden insan tiplemeleriyle uğraşıyoruz.

velhasıl biz 1000 sene boyunca bilime ve insanlığa hizmet ettik. biraz da batı etsin ne var bunda? sıra onlara gelmiş demek ki.biz antik yunan'dan bilimi alıp batı'ya aktarmışız ve nice buluşlar yapmışız sırf bunun gururu bile bize yeter.

peki bilimin tekrar bizim elimize geçme imkanı var mı? tabiki var. e o zaman "yenildik. bittik, mahvolduk , bizden bi skim olmaz " kafası ne bilader? önce bu kafayı atın bünyenizden ve tekrar bilim bizim elimize geçtiğinde en azından geçmişin hatalarına düşmeyelim. ama bu ezik kafayla bilim tekrar bize geçse de bazı modeller o ezik kafadan kurtulamazlar. çünkü yenildik ve biz bittik kafası yaşıyor her daim.

işte bu nasıl olmuş. 1300 lerden 1800 lü yıllara kadar geçen sürede kaç tane bilim insanımız olmuş. kimler var deyince iki üç kişi ancak akla geliyor. ne icat edilmiş valla ilginç.

burda keşif ve icatı birbirinden ayırmak gerek.

türkler istanbul ve kırımı işgal edip doğuya giden ticaret yolunu kesince batıda ve en önemlisi italyada ticaret, ekonomi çöktü.

batılılar hindistana (baharat ve ipeklere) giden yol bulmak zorundaydı.

italyan ve ispanyolların yerinde araplar yada hindular otursa onlarda o koşullarda yola çıkıp amerikayı bulurdu.

bilimin gelişmesinden bahsediyorsak bu biraz hristiyan kültürü ile alakalı. laiklikle ilgisi yok kardeşim.
git protestanların ayinine katıl o zaman anlarsın.

#3759429

çok güzel soru kardeşim. tebrik ederim öncelikle. 1300 ve 1800 arasının tamamına gitmiyorum bakın. sadece 1250 ve 1450 yılları arasında birinci sınıf 100'ün üzerinde bilim adamı var bizde. bakın birinci sınıf diyorum ,ikinci sınıf, üçüncü sınıfları falan yan sanayi diye saymıyorum bile . ki onların da çoğu orjinal katkılar yapmıştır bilim dünyasına." lan amma üfürdün ha, say lan o zaman" dediğini farz edelim. tamam sayalım karşim.

bakın sayacaklarım içinde batı'nın işine gelip aldığı farabi, ibni sina, ibni rüşt,ibni miskeveyh ya da gazali gibiler yok. bunlar zaten hem tarih olarak daha önce hem de batı'nın özellikle seçip aldığı alimler olduğu için saymaya gerek yok zaten.

ibni nefis: küçük kan dolaşımını buldu

harezmi: logaritmayı buldu. cebir biliminin kurucusu kabul edilir.cisimlerin özgül ağırlığını da ilk bulan kişidir.

muhyiddin kafiyeci: dil felsefesinin ilk kurucusu kabul edilir.

takiyyuudin rasıt: kalkülatif matematiğin kurucusudur.

ibni şatr: gezegenler teorsini ilk ortaya atan bilim adamı ki kopernik de kendisini referans alır.

ibni heysem: optik bilimin kurucusu

isfizari: matemetiksek fiziğin ilk kullanıcılarındandır. astronmik gözlemleri ile celali takvim denen takvimi oluşturmuştur.

ömer hayyam: bazıları bunu mahalle şarapçısı zanneder adam astronom matematikçi ve şairdir. harezmi'nin kurduğu cebir bilimi 3. derecede bilinmeyen denklerimi de içine alacak şekilde ilerletmiştir.

el cezeri:kendinden önceki tüm gelişmeleri birleştirerek yeni makineler icat eden bir mühendis ve mekanikçi.

neyse çok daha fazlası var da biraz kendiniz araştırın ve görün. zira biz hep batılılar bize ne kadar gösterdiyse o kadarını biliyoruz ama batı nın göstermediği ve bizim kendi kütüphanelerimizde keşfedilmeyi bekleyen daha niceleri var daha. ama biz kendi bilim adamalrımız kabul etmeyi bırak daha kendi kaynaklarımızı okumuyoruz bile.

sonra da "yeeağğğ batı şunu buldu bunu buldu biz yan yattık ywwağ" diye ağlıyorsunuz.

dar bir açıdan baktığımız zaman buradaki yorumlara hak vermek mümkündür. doğuyu cahillikle suçlayabilirsiniz. tembelliklerini anlatabilirsiniz tonla sebep sayılır lakin bazı şeylere tepeden daha uzaktan bakmak gerekir.

tarih boyunca bir çok medeniyet yükselmiş ve düşmüştür. biz nesil olarak avrupa'nın yükseliş ve duraksama dönemine denk geldik. o nedenle biz avrupa'yı insanlığın başından beri üstün konumdaymış gibi algılıyoruz. aslında onlar da sırası gelince düşüşe geçecekler ki şu an o durumdalar. çin yükselişte ve avrupa çok ciddi ekonomik darboğaz içinde. neden? teknolojileri geri kaldı. insanları üşengeç. hantal. şimdi çin zirveye yükseldiğinde atıyorum bir koreli " yahu çin nano teknoloji de yapay zekada hamle yaparken bu avrupalılar ne yapıyormus? " diye sorsa ne olur? aha bu başlık açılır gene.

bir insan ömrü kaç yıl? ortalama 70-80 diyelim; bunlar, medeniyetler ve onların getirdiği değişimler için aşırı küçük zaman dilimleri. şu an gördüğünüz şeylerle yargılıyorsunuz.

doğuda bilim felsefe yapılırken veya matematik üstüne iyi giden şeyler varken avrupa kadının da ruhu var mı diye tartışıyordu. hiç bir medeniyet yoktur ki sonsuza kadar istikrarlı olarak büyüsün ve asla geri düşmesin.

bunun sebebi de şudur; rahat dönemler zayıf insanlar yaratır. sen çok güçlü rahat bir ortam yaratırsan (ki avrupa yaptı bunu) hantal şımarık insanlar ortaya çıkar. onlar da zor dönemler geçirenlerin yanında geri kalır. avrupalılar şu an çocuk bile yapmıyorlar. bireysellik nedeni ile yok olma aşamasına giriyorlar. almanya bununla nasıl başa çıkacak bilemiyor.

işin özeti şudur, insanlık tarihini ve medeniyetleri büyük zaman dilimlerinde değerlendirin.

keşif ve buluşlar, fikirlerin özgürce havada uçuştuğu iklimlerde buluşur ve gelişir.
cinselliğin biyolojik evrimde oynadığı rol gibi, özgür iklim ve coğrafyalarda fikirleri alış-verişi de kültürel evrime, keşif ve buluşlara yol açar.

bu duruma tarihten abbasiler ( 750 -1258 ) örnek gösterilebilir.

diğer yandan tarih linear bir düzlemde, hep ileriye doğru ve muktedirlerin her daim iktidar olduğu bir düzende de ilerlemez eyvallah emme bizdeki gibi dindar bir nesil yetiştireceğiz diye kindar bir karşıtlılığa davetiye çıkartarak olmayacağı da aşikardır.