bebek çetesi

ülkede dürüst savcı kaldığını görmek mutlu etti.

böyle bir paylaşım yapmış, cesaretiyle çeteyi çökertti kendisine teşekkür ediyorum.

birlik olup zekice planlar/programlar yapamayan toplumumuza müstehaktır. yaşanmış ve yaşanacak pek çok şey için söylenebilir bu. *

daha neler duyacağız, daha nasıl vicdansızlık ve ahlaksızlık kaldıracağız bilmiyorum. bu gemi çoktan su almış, boğuluyoruz. allah belanızı versin pislikler.

jahrein tutuklayıp discord kapatmaya devam.

sağlıkta ve eğitimde özelleştirme olmaz. olursa böyle olur işte. daha önce de ilaç yolsuzluğu yapılıyordu. süleyman mel'un demirel, ssk'nın ilaç fabrikası kurmasını ilaç tröstlerinin hatırını kıramadığı için engellemiş. ssk'nın, daha sonra sgk'nın ilaç fabrikası olsa o ilaç sahtekarlıkları da yapılamayacaktı. sağlık hizmetleri özelleşince, özel sektörümüzün "aaa vatana, millete, vatandaşa hizmet edelim biz de aradan payımızı alalım" diyeceğini mi sanıyordunuz? mafya sektöre on-on beş yıl önce girdi. g-tü sağlam olmayan hastane sahiplerinin hastanelerine banklar, tefeciler ya da zor gücüyle çökmek zaten vardı. şimdi işi ilerletmişler sadece. savcıyı tehdit ermeseler, iş bir şekilde ortaya dökülmese bunun da üstünü örterlerdi. şu anda kimbilir hangi hastanede nelerin üstünü örtmekle meşguller.

madem çocuk ölümlerini it ölümlerine bağlayıp çocuk =it bağlamına getirdiniz, ben de bir kelam edeyim: #3211289 bu entride sözü edilen (i: hayvan sokak iti. öncelikle diri diri öldürülür öldürülecekse, ölü bir şey öldürülmez. ikincisi, örnek vere vere bitiremediğiniz japonya başıboş iti yakalayıp krematoryuma giderken yolda itlaf ediyor. türkiye'de sistematik bir itlaf yok. tabi itlaf istemeyen genşlerin, aylık masrafı 30bin lira olan itlerin bakımı için ellerini ceplerine sokmaları gerekiyor. bu ülkede asgari ücret 17bin, emekli maaşı ortalaması 14bin lira. )

umarım bu şerefsizlerin yakında hapishanede intihar ederek kendini öldürdü haberlerini alırız.
yaşadıklarımız, yaşatılanlar artık çürümenin vs tüm tanımların ötesine geçtiğimizin göstergesidir. küfür, hakaret vs artık hiçbir şekilde duygularımı ifade edemiyorum fakat imkan verilirse şiddetin envai çeşidi ile herkese tercüman olabilirim.

kesinlikle ceza olarak acılar içinde ve günlerce süren işkence sonrası idam edilmesi gerekenlerin işlediği ve bir daha güneş ışığını görmemesi gerekenlerin çanak tuttuğu, inanılmaz seviyedeki şeytan işi suçtur.
aklımı kaçırmak üzereyim. evladı olan kim var kim yoksa öyle olmalı. kafayı sıyırmamak elde değil artık.
hiç yeni doğmuş bebek göreniniz ve hakkında kötü düşünebileniniz var mı? eğer sadece kötü bile düşünebiliyorsanız umarım bu dünyada cehennem ızdırabı size çölde vaha gibi gelir.
sakinliğimi korumaya gayret ederek maddelerle gidelim;
1. görünüşe göre sadece istanbul ile sınırlı olmayan bir operasyon var. çünkü x'te bir sürü yazılan çizilen olay var. bu bile olayın boyutu açısından dehşet verici.
2. insanların önüne her zamanki gibi bir parça yem atılmış, dikkatler oraya çekilmiş vaziyette. bu zaman aralığında nelerin olduğu veya olabileceği ile ilgili bir fikriniz var mı? benim yok ondan soruyorum.
çünkü bu sefer atılan yem çok büyük.
3. bir de olayı bilinçli olarak saptırmaya çalışan kullanışlı aparatlarla, buna balıklama atlayan "niçe ağladığında" okuyunca kendini en birinç solci zanneden kullanışlı dangalaklar, başkasına atıflanarak paylaşılan "kavgam" isimli kitaptan alıntıları okuyunca kendini bir tarrak zanneden beyinsizler var.
bunca zamandır sosyal medya kullanıyorsunuz, bunları ayırmayı az-çok beceriyorsunuzdur.
4. meseleye siyasi olarak yaklaşan empati yoksunu psikopatlara tavsiyemdir, acilen profesyonel yardım alın.
5. kimi "bak o falancı" demiş, kimi de "bak bu filancı" demiş. hainliğin, katilliğin, kahpeliğin, teröristliğin falancısı filancısı olmaz. kahpe kahpedir. ona göre muamele edilir.
6. öldürülenlerin bebek olduğunu hatırlatmak isterim. bebek bu bebek...
öldürüldüler. bebekler öldürüldü.
bebekler para için öldürüldü.
para için.
bebekler öldürüldü.
7. iktidarından muhalefetine, tabip odalarından meslek birliklerine, vakıflarından derneklerine kim var kim yoksa ortalık yıkılmalıydı.
yıkılmadı.... bize bu deneyimi de yaşatanlara diyecek bir şeyim de kalmadı artık umudum da kalmadı.

ülkücü mafya pkk'li fırat sarı'yı bağrında taşımış.
kötülüğün geldiği son nokta.

bu narada be ttb. den ne tabip odalarından ne sağlık bakanlığından ne sağlık sendikalarından tek ses yok,örğütlü kötülük .
burada ki yazdıklarımın hepsinin haberi vardır büyük olasılık.
hep diyorum kurduğun düzen temelden yıkılacak olsa kötülüğe izin vermeyeceksin.
memişoğlu ben istanbul il sağlık müdürü iken soruşturma izni verdim diyor ,yalan diyecek hali yok(mayıs-2023'de vermiş izni)

çok oldu, fransa'da içinde hükümet üyelerinin,finans-banka kuruluşlarının, ve mafyanın olduğu bir soruşturmayı yürüten savcı sabah 6'da isviçre'de bir bankayı açtırıp mahkeme,interpol ve europol arama emriyle belgelere el koymuş olay hükümet içine kadar gitmişti.
savcıya o sabah bir gazeteci bu yaptığınız yüzünden fransa yıkılır demişti , yıkılırsa 5. cumhuriyet yıkılır bizde 6.kurarız demişti.

bu olanlar akp hükümetiile bağdaşmasın onyıllardır böyle türkiye her kurum 1970'lerden sonra çürüdü.

artık elimden geldiği kadar küfürsüz ifade edebilirim,

çetenin başı pkk dan hüküm giymiş bir veledi zina evladı, adı geçen hastaneler tarikat ve mhp ye yakınlığı ile biliniyor. savcıyı makamında tehdit edecek kadar götüne güvenen bir züriyetini silktiğim var müsteşarlık yapmadığı halde kendini eski müsteşar olarak tanıtıyor, tehdit ederken ülkücülükten giriyor mevzuya ki ülkücüler pkk nın sivri bıyıklısıdır vatan milletle alakaları yoktur olmamıştır.

bütün bunlar olurken daha anasının karnından çıkmış bebekler öldürülüyor ve tehdit eden viz bakırköy de hakimi ayarladık diyebiliyor.

bu durum sandığınızdan çok daha derim yerlere gidecek. ben savcı ya bir şey olacağını düşünmüyorum sebebi de eğer savcıyı verirsen elindeki gücü verirsin bu kadar hsk vesaire bunların da savcının yanında olacağını umuyorum.

ufak ama önemli bir ayrıntı savcı soruşturmayı jandarma ile yürütüyor emniyet ile değil. bu önemli ayrıntı.

bu iş çok su kaldıracak yada üstü örtülecek ortası yok.. ülkenin geldiği ahvali de çok güzel gösteriyor.

genel merkezi için kaçak saray oda no ; 3131.

120 bin tl için daha haftasına bile girmemiş bebekleri öldürüyorlar, yetmiyor ailelerinden ameliyat parası adı altında yeniden para koparmaya çalışıyorlar. telefonda şu parayı alalım da gece alem yaparız diye konuşuyorlar.

söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum ne desem yeterli gelmeyecek çünkü.

ana akım medya laylaylom peşinde, siyasiler desen sus pus. bazıları sadece akp ve mhp yandaşı hastaneler olduğunu söylüyor ama içinde chp meclis üyesi, hatta ibb nin sağlık iştiraklerinin müdürleri de var.

yani hepsi aynı bokun laciverdi şunu söylemekten bıktım artık açın gözünüzü bu siyasilerin tamamı sömürge valisi olarak bu partilerin içine yerleştirilmiş.

bu halkın kendinden başka dostu yok, uyanın artık ve asıl suçluyu görün.

burası artık bazı şeylerin bilinçli yapıldığı bir ülke. sen, ben, biz; sıradan vatandaşlar olarak neler olup bittiğinden bu kadar haberdar iken bu işlerde yetkili kişilerin hiçbir şeyden haberi olmuyor mu sanıyorsunuz? her şeyin farkındalar ama düzelmesini, değişmesini istemiyorlar. aksine, tam da onların istediği şekilde ilerliyor her şey. onların derdi ülkenin gelişmesi, halkın eğitim ve refah seviyesinin yükselmesi olsaydı sizce bu yaptıklarını mı yaparlardı bunca yıldır? o yüzden boş yere bakınmayın etrafa, adalet gelecek diye. ülkede adaletle ilgili bunca kurum ve insan olduğu hâlde hâlâ adalet diye aranıyor oluşumuz zaten durumu anlatıyor, aklı başında olanlara.

bir şeyleri açık açık yazınca vatandaş suçlu oluyor ama hâlâ zaten açık açık yazılmasına ihtiyaç duyan varsa ya bu işlerden nemalandığı için gözünü ve kulağını bilerek kapatanlardır ya da süzme geri zekâlıdır.

bu millet, bu ülke bilinçli olarak yok ediliyor. gemide delik varsa vip kamarada da olsanız 3. sınıf yolcularla beraber batarsınız. titanic filikası yok bu ülkede.

kurgulanmış dizilerde izlediğimiz olayları ülke gündemine paralel olarak anımsamaktan sıkılmaya başladım artık. six feet under repliği geldi aklıma haberleri okurken.

annesi ya da babası ölene yetim ya da öksüz, karısı ya da kocası ölene dul denir, ama çocuğu ölene hiçbir şey denmez, belki de adı konulamayacak kadar korkunç bir şeydir.

ve bir de bile isteye kasıtlı ölüme terk edilişleri öğreniyor bu ebeveynler.

bebeleri neden öldürüyorlar ki? sebep ne yani, amaç ne?

ya kusura bakmasın kimse ama ben bu habere hiç şaşırmadım ya... üzülemedim de. şaşkın şaşkın olayları takip eden insanlara da çok afedersiniz ama "salak" gözüyle baktığımı fark ettim az önce. ne yani, bilmiyor muydunuz? fark etmemiş miydiniz? geçmişte de onlarca çocuğu değiştirdi bu ülkenin sağlık personeli. kız isteyene kız, erkek isteyene erkek bebek verip "aman canım ne var? istediği oldu işte" diyen pek çok hemşire var bu ülkede. üstelik orada para mevzusu da yoktu. aynı konuya motivasyon eklemişler işte. ne bu şaşkınlık? neye şaşırıyorsunuz bu kadar? üç gün sonra unutulacak zaten bu mevzu.

allah aşkınıza kaç yaşında insanlarız. hangimiz, hangi suçlunun, gerçekten olması gereken cezayı aldığını gördük bir düşünün. neler neler unutuldu bu ülkede... bu mu kalır?

bu ülkeye güvenim, inancım ektedir.

yorum yok:


kaynak

bir insan şeytan olması adına yaratılsaydı ne olurdu?

bunlar olurdu.

bu kadar.

fırat sarı, pkk üyeliğinden hüküm giymiş bir doktor. ağa babaları dağda türk askeriyle savaşırken, fırat ağa da şehirlerde türk bebeklerini bile isteye bir de para alarak katletmiştir. en ağır ceza verilsin istiyoruz, bekleyip görceğiz. o da 4-5 sene sonra diğerleri gibi ait olduğu sokaklara geri dönebilir.

koçyiğit savcım, allah'ına kurban.

allah sayınızı arttırsın.

bir kez daha kazım karabekir'in bunlara eğitim vermeyelim demesinin ne kadar haklı olduğunu görmüş bulunmaktayız.