101.
anne, baba, nineler, halalar, teyzeler, iş arkadaşları, arkadaşlar...
yaş ilerledikçe ölümün bir sırasının olmadığını insana öğreten olaydır.
yaş ilerledikçe ölümün bir sırasının olmadığını insana öğreten olaydır.
devamını gör...
102.
bence bu durumu en iyi tanımlayan sözlerden biri şu baya bilindik ama yaşadığım şeyin en iyi tanımıdır. derler ki bir yakınını kaybettiğinde gönlünde 40 tane mum yanarmış her gün teker teker sönermiş her biri ta ki bir tane kalana kadar o bir tanesi asla sönmez yavaş yavaş eriyene kadar yanarmış ta ki sen ölene kadar. ölüm herkes için var bu kaçınılmaz bir son. bizlerde bir gün öleceğiz ki hepimiz birinin en yakınıyız. şimdi yaşadığınız hayatın kıymetini bilin lütfen sonra ilerde keşke diyor insan .
devamını gör...
103.
her duygusal çöküş anında bir bu dert eksikmiş gibi onunla geçirdiğin güzel anılarını hatırlamaktır veya emek verdiği şeyleri onu kaybettikten sonra kullanmaktır en acısı, geri de kalan parasıyla mesela bir şeyler yapmak ama görüp göremeyeceğini bilememektir, bir yarışma öyküsüne beni bir yerlerden izlediğine inanmak istediğin o kişiye demek ama izleyip izlemediğim bilememektir, onunla geçmişte kurduğun hayalleri onu nasıl mutlu edeceğini hayal etmek ve asla o hayali gerçekleştiremeyeceğinin bilincinde olmak demektir.
devamını gör...
104.
başlarda gerçekmiş gibi gelmeyen, zamanla gündelik hayat içerisinde karşılaşılan durumlar, gün yüzüne çıkan anılarla kaybedilen kişinin yokluğu hatırlanınca o insanın artık olmayacağının idrakine vardıran acı verici tecrübe. böyle böyle olgunlaşıp gidiyor işte insan, acılara göğsünü gerip kayıplarıyla birlikte yürüye yürüye tamamlıyor hayatını.
devamını gör...
105.
ciğerimi yerinden söktüler sandım da, ertesi gün yemek yemek zorunda kaldığımda fark ettim hayatın devam ettiğini
devamını gör...
106.
ölmek gibi bir şey ama yakınınızdan başka kimse ölmüyor.
devamını gör...
107.
3 sene once bu siralar cok yakın bir aile dostumuzun oğlunun vefat haberini aldik. bende kalan tek hatirasi ise son kez bir araya gelisimizde giydiği hirkamda kalan kokusu...ondan sonra asla o hirkayi giyemedim uzerine sinmis kokusu cikmasin diye...
devamını gör...
108.
sene 2011 di. o dönemler liseye gidiyordum. abimle ranzada altlı üstlü yatarken annemin beni uyandırmaya çalışırken, abimin uyanmadığını fark ettik. bağrışmalar,çağrışmalar,dürtmeler, köşeden izliyorum çocuk aklı. ambulansı falan aradılar beni de apar topar okula yolladılar. o gün üzerimde siyah okul ceketi ile yağmurda beklemişim tüm teneffüs,herkes noldu falan diyordu. ders bitti,okuldan çıkıp eve gittim,abimin hastane de komada olduğunu öğrendim. duyan,duymayan herkes evimize geliyor,noldu,nasıl oldu soruları ile boğuşuyorduk. kafada bin tane soru,ğöğsümün ortasında kocaman bir öküz nefes almamı engelliyor. ertesi günlerde bir önceki günlere nazaran farklı değildi. 2 gün komada yattı ve 3. gün sabaha karşı abim vefat etti 21 yaşında. yüksek tansiyon,beyin kanamasına yol açmış. otopsi falan yaptılar,sebebi başka bir durum mu diye fakat bulamadılar. her yerini kesip biçtikleri için kefen halen kandı. beni okuldan almaya gelen amcamı dışarıda gördüğümde abimin vefat ettiğini anlamıştım,kan alma bahanesiyle beni almaya gelmişler sözde,sanki bir tek benim kan grubum uyumlu ya,belli etmemeye çalışıyorlar. evimizin önüne geldiğimde o kuru kalabalığı görüp ve kapıdaki ‘cenaze evi’ yazısını gördüğümde buraya kadar dedim,benim hayatım burda bitti. tanıdığım,tanımadığım onca yüz herkes ağlıyor. annem bayılmış,teyze,halam baygın halde,bileklerine kolonya tutuyorlar,hemşireler hazırda bekliyor. üzerimde kırmızı kapüşonlu bir sweatshirt,altımda gri okul pantolonu. ben tam 1 hafta bu şekilde uyuyup,kalkmışım ve teyzem söylemese de fark etmezdim acıdan. dün akşam playstation da birlikte oyun oynadığımız abim artık yoktu,beni kollayacak,koruyacak,sevecek,sahip çıkacak,gizlice kartından alışveriş yaptığım canım abim. tüm bunlar yetmezmiş gibi elime soğuk bir kürek tutuşturup ‘bir toprak da sen at’ dediler. bıraksalar o çukurun içine atlardım,atladım da çıkardılar. babam çıkardı,koltuk altımdan tutup çekti yukarıya. ben hayatımda babamı hiç ağlarken görmedim,çok güçlüdür benim babam,abimi ve beni kollarımızdan tutup havaya kaldırırdı o kadar güçlüydü. belli bir yaşa kadar da babamı süperkahraman sanırdım,halen de öyledir babam. ilk kez o gün gördüm ağlarken, kahramanlarda ağlar mıydı bilmiyorum ama o gün halen gözümün önünden gitmiyor. hava soğuk, aylardan mart. hani o gözyaşlarının sıcaklığı insanın yüzünü ısıtır ya gözyaşım bile soğuktu,içim ısınmadı. sonra eşyalarını dağıttılar,fotoğraflarını kaldırdılar. uzun yıllardır abimin odası kilitli kaldı giremedim,o evden taşınmasaydık da giremezdim. babam 1 yıl eve gelmedi,giremem artık o eve dedi,annem acıdan felçlik geçirdi,bir dizi başka hastalık. iyileşti çok şükür. sapsarı saçları vardı,acıdan sonra beyazladı. insanın 1 ayda saçı beyazlar mı ya ? beyazladı. şimdilerde boya ile kapatmaya çalışıyor o acıları,belki beyazların üstünü örtersem acımı da kapatırım diyordur kim bilir. ben uzun bir süre okula gidemedim,gitsem de toparlayamadım. abimin siyah bir bisikleti vardı,vefat edince eşyalarını dağıttılar o siyah bisiklet de,bisiklet hayali kuran bir çocuğa nasip olmuş. aradan 1-2 sene sonra o bisikleti dışarıda görünce ‘abim ölmedi’ diyip bisikletin peşinde koşarken araba çarptı,kolum ve bacağım kırıldı. abim benim kolum,bacağımdı,abim benim herşeyimdi,kolum,bacağım zaten kırıktı ki benim, bir yakınınızı kaybedince bir türlü öldüğüne inanmıyorsunuz çünkü,öleceğine. artık yanınızda olmadığına. şu satırları yazmak benim için kolay olmadı,yazıp yazıp sildim,kendime sakladığım şeyler de var tabi,yazamadığım, gözyaşlarımın bana engel olduğu şeyler. sonraları o evden taşındık,çok sonra o şehirden,sonraları ülkeden… bugün halen telefon iki defa çalsa,ailemden mesaj gelse o mesajı açmaya, o çağrıya dönmeye korkuyorum. her an birşey olacakmış hissi çok kötü,allah kimseye yaşatmasın.
devamını gör...
109.
bugün iki tatsız haber aldım. biri, bir arkadaşımın babası vefat etti. diğeri bir komşum rahim kanseri olmuş hastanedeymiş. bu iki kişi benim çok yakınlarım değildi ama aldığım haber beni çok üzdü, bir de daha yakınımdan birisi ölse, heleki ailem? düşünmek dahi istemiyorum. hangimiz sabah uyanırken sağlığımız, ailemiz, yakınlarımız için minnet duyarak uyanıyoruz? tek yaptığımız şikayet ve sitemle uyanmak. oysaki her şey o kadar yalan ve boş ki… tek gerçek ölüm.
devamını gör...
110.
aynı zamanda ruhunuzdan azımsanamayacak büyüklükte parçaların eksilip kaybolması anlamına gelmekte olan gelişme. asla yeri dolmaz o parçaların.
devamını gör...
111.
anlatılmaz ki, yaşamak gerekiyor o acıyı. en son babaannemi kaybettiğimde, babaannemin kaybı değilde babamın üzüntüsü daha çok üzdü beni.
devamını gör...
112.
çok yakın bir arkadaşımı kanserden kaybettim.
uzun bir zaman onsuz gülmenin çok kötü olacağını düşündüm. sanki arkadaşım mezardayken ben eğlenemezdim gibi hissediyordum.
bana o zamanlar koçumuz şöyle demişti: "biri öldüğünde kalbimizde 40 tane mum yanarmış. 39 gün boyunca her gün 1 mum sönermiş. 40. gün yanan son mum, asla sönmezmiş. zaman geçecek ve alışacaksın yarasa; o 1 mum onun anısı olacak ve hep içinde yaşayacak."
öyle de oldu. zaman geçti, hergün birer birer mumlar söndü ama o son mum hiç sönmedi. anısı hala içimde. onunla geçirdiğim tüm harika zamanlar hala düşündükçe gülümsetiyor. onsuz da gülümseyebiliyorum, bunun korkunç olmadığını öğrendim.
uzun bir zaman onsuz gülmenin çok kötü olacağını düşündüm. sanki arkadaşım mezardayken ben eğlenemezdim gibi hissediyordum.
bana o zamanlar koçumuz şöyle demişti: "biri öldüğünde kalbimizde 40 tane mum yanarmış. 39 gün boyunca her gün 1 mum sönermiş. 40. gün yanan son mum, asla sönmezmiş. zaman geçecek ve alışacaksın yarasa; o 1 mum onun anısı olacak ve hep içinde yaşayacak."
öyle de oldu. zaman geçti, hergün birer birer mumlar söndü ama o son mum hiç sönmedi. anısı hala içimde. onunla geçirdiğim tüm harika zamanlar hala düşündükçe gülümsetiyor. onsuz da gülümseyebiliyorum, bunun korkunç olmadığını öğrendim.
devamını gör...
113.
anıların onu hiç kaybettirmemiş demektir.
devamını gör...
114.
kaybede kaybede yakınım kalmadı, şimdi daldan düşen kozalak gibi oradan oraya sürüklenip duruyorum
tanım: herhangi bir şekilde çok yakının olan birini/bir şeyi kaybetmek.
tanım: herhangi bir şekilde çok yakının olan birini/bir şeyi kaybetmek.
devamını gör...
115.
boşluk hissiyle tanıştırır. hayat insanlar doğar, büyür ve ölür ile zihnimizi ezbere alsa da, başa gelişi şaşırtır. ne yapacağını bilemez insan. kendimizden büyükleri kaybetmek bir nebze yaşanılabilir gelse de bir arkadaşın kaybı dumura uğratır. insan arkadaşını gömebileceğini kabul etmekte zorlanıyor.
"dönersen ıslık çalarsın
yol uzun, su karanlık
otur bir çardak altına
bırak biraz yağmur yağsın"
bir dostu ölü götürmek, ergin günçe
"dönersen ıslık çalarsın
yol uzun, su karanlık
otur bir çardak altına
bırak biraz yağmur yağsın"
bir dostu ölü götürmek, ergin günçe
devamını gör...
116.
birkaç gün önce yaşadığım olay. koronadan kaybettik. yüzüne merdiven dayamıştı. ana derdik kendisine. oğlumu çok severdi, oğlum da kendisini. oğlumun hıçkıra hıçkıra ağlaması çok koydu be sözlük.
devamını gör...
117.
henüz 10. günü olmasına rağmen ablamı ellerimle toprağa teslim ettim. tarifi kelimelere dökülemeyecek kadar acı. tüm yaşanılanlar film şeridi gibi gözlerimin önünde akıyor hala
devamını gör...
118.
acı bir gerçek var hayatta, o da ölüm... aydın'da okuyorum. aydın'dan izmir'e ben gelene kadar babaannem son nefesini vermiş. babaannemi en son 3 hafta önce görmüştüm. son 2-3 gündür beni sayıklıyormuş. kendime çok kızgınım. yaşadığım, yaptığım hiçbir şeyden pişman olmayan ben bir önceki gün izmir'e gidebilecekken gitmediğime o kadar çok pişmanım ki.. beni 20 yıl boyunca büyüten, bakan, kahrımı da sevincimi de çeken canım babaannem. seni kırdığım, üzduğüm, sana çabalamadığın için bağırdığım, kendini amcamın vefatından sonra saldığın zaman kızdığım ve seni erkenden gelip göremediğim için özür dilerim. çok pişmanım.. dedem yüzünden bir gün yüzü göremedin be babaannem umarım amcama kavuşmuşsundur. umarım gittiğin yerde mutlusundur. bu hayatta özellikle son 5 yıl çok acı çektin. ölümü kabullenemiyor bir süre insan. hani beni hastaneye çağırsalar da refakatçi ol deseler koşa koşa giderim başına. hala şaka gibi geliyor bana inanamıyorum. ölüm var arkadaşlar. her an her şey olabilir her an birimiz ölebiliriz. bu yüzden lütfen keşke demeden önce, yaptıklarımızdan veya yapamadıklarımızdan pişman olmadan önce iyi düşünün. sonra gerçekten kafanızı dağlara taşlara vuruyorsunuz ama hiçbir fayda etmiyor.. ölüm diye bir şey var kime ne zaman denk geleceği belli olmayan. o yüzden sevdiklerinize sıkıca sarılın ve bir anlık gelen öfkenin kölesi olup sevdiklerinizi kırmayın. çünkü kırılan kalp iki taraflı da düzelmiyor. karşınızdaki insanın kalbi yeniden yapışmıyor ve siz çok pişman oluyorsunuz... ikili mağlubiyet almamak için birbirinize iyi davranın çünkü onun acısı hiçbir zaman geçmiyor ve her zaman hatırlıyorsunuz...
devamını gör...
119.
telefon rehberinde her ismini gördüğünde kaybını hatırlarsın, bazen öyle olurki , ararsam acaba açarmı dersin , kaybetmek kabullenmek değildir ve bazen saçmada olsa umut edersin , bunu yaşamak istemiyorsan silmelisin numarasını...
devamını gör...
120.
uzuv kaybetmekten farksızdır.
hayat artık ikiye ayrılır, kaybetmeden önce ve kaybettikten sonra.
hayat artık ikiye ayrılır, kaybetmeden önce ve kaybettikten sonra.
devamını gör...