kendimi bira içmeye götürürdüm. 16 yaşıma kadar nasıl dayanmışım ulan içmeden
devamını gör...
önce çarşı'ya götürürdüm, iyice demlenip beşiktaş maçına...
dip: istanbul'a hiç gitmedim.
dip 2: alkol bütün kötülüklerin üvey annesidir.
devamını gör...
geçirmezdim. çocuk halimi delirtmek istemezdim. *

bu, "17 yaşındaki haline ne öğüt verirdin?" falan gibi başlıklara hiç yazmadım sanırım. böyle şeyler fantastik filmlerde falan güzel arkadaşlar. gerçek hayatta hiç hoş neticeler vermez bence. ki filmlerde/dizilerde/kitaplarda da nahoş şeylere sebep oluyor genelde. *
devamını gör...
kutladığım son doğum günüme gider, pastanın üstündeki mumları, daha hevesli daha istekli üfler; saçlarım kısacık kesildi diye ağlamazdım.
pasta herkese eşit bölündü mü diye kontrol edeceğime anın tadını çıkarırdım.
devamını gör...
babamın öldüğü güne gider kendime sarılırdım.
devamını gör...
kum yığını ile oynadığımız o yaz gününde olmak isterdim. tek derdim yaptığın kumdan köprü yıkılmadan altından su geçmesi. evin gölgesi üzerimizde, annemler ve komşular asma altında oturuyorlar.. bağırış çağırış larman çorman bir muhabbet içinde gülüşüyorlar. birazdan tüm kadınlar ahıra gidecek. süt akşam 7'de toplanıyor çünkü. babam römorku takmış, abim ve diğer gençler üstünde gülüşüyor. hepsinin üzerinde uzun kollu eski bir gömlek, eski bir kot ve paramparça bir spor ayakkabı. çoraplar pantolon üstünde. kafalarında şapka ve tülbent. akşamüstü serininde hava kararmadan balyaları alacaklar, en iyi ihtimalle dışarıda silo edilmiş yığına da ekleyecekler. en kötü yağmura kalmaması için römork üzerindeyken branda ile saracaklar. hem onlara katılmak istiyorum hem de köprünün yıkılmadığına emin olmak istiyorum. arkadaşım kum içinde kil bulmuş. heyecanlı heyecanlı napsak diye düşünürken annelerimize küllük yaparken bulduk kendimizi. ne köprü kaldı aklımda ne abimler. annem çoktan sütü vermiş "hadi eve" diyor balkondan. direseklerime kadar kum ve kil içinde anneme küllüğü gösteriyorum. "baban da çok sevecek" diyor ve en güneş alan yere arka balkonumuza koyuyoruz. kuruması 3-4 günü buluyor ve çok çatlıyor, epey üzülsam de tamamen kırılana kadar annemle babam bunu yaklaşık 4 sene kadar kullanacaklar..

yemeği annemle yiyoruz. gece yarısına doğru abimle babam geliyor, saman içinde kaldıkları yetmemiş gibi sinek ordusuna yakalanmışlar ellerindeki ilaçlar da bitmiş. birine kolonya getiriyorum ısırıklar için diğerine viks. sandalyeye çıkıp tezgah üzerine eriyorum. bizden kalan yemekler için tabaklarını hazırlıyorum. yaz günü sıcak yemek yenmez bizim evde, biliyor annem. yoğurtlu biber yapmış, sarımsaksız. patlıcan, kabak ve patatesli üzerine domatesli karışık kızartma. buz gibi karpuz ve peynir. babam sigarasını içip abimin duştan çıkmasını beklerken yemekleri televizyonun olduğu arka odaya taşıyorum. peşkir dediğimiz kırmızı beyaz kareli sofra örtüsü üzerine leğenle yükselttiğim siniyi koymuşum. babam duşa giriyor abim çıkınca. önce beyaz show'u açıyor ardından babamın duşta olmasını fırsat bilerek sigara içmeye çıkıyor. annemle fısır fısır tartışsalar da boşverip yatıyor annem. sonra geliyor yemek yemeğe başlamış gibi ekmeğini kırıyor, babam da duştan çıkmış. ikiside saman tozundan kurtulmuş dinlenerek yemeklerini yiyorlar. çok uykum gelmiş ama sofrayı toplamadan çekyatları açamam. yer yok. çekyatta sızmak üzereyken abim uyandırıyor. diğer çekyata yatağımı kurmuş oraya geçmemi istiyor, meğer sofrayı toplamış çoktan. ancak peşkir ile beraber siniyi olduğu gibi sarıp mutfağa götürüp bıraktığını ve sinide ne var ne yoksa kedilerin dağıttığını annemin sabah söylenerek ve sinirini benden çıkarmasıyla öğreniyorum. sinirli ve agresif bir sabaha uyanıyoruz böylece. balkona çıkıyorum annemin gazabından kaçarcasına ve görüyorum ki köprüm yıkılmış.
devamını gör...
ilerleyen yaşlarda sirkiyyeyi terk etmek için altyapı konuşması hazırlardım şimdi kafa rahattı miss
devamını gör...
onu vialand de gotururdum. butun atraksiyonel seylere bindirirdim. cok eglenirdik beraber.
sonra arnavut koy sahile giderdik. guzel bir kofte, patates, kola yedirirdim. ustune de dondurma alır, sahilde yururduk.
sonra eve donerdik. banyosunu yaptırır, koynumda mısıl mısıl uyuturdum masal okuyarak.
:)
kalp.
devamını gör...
anneme işkence ediyor diye, benim babyı bıçaklamak için yatağın altına üç tane bıçak saklamıştım, onsekizden küçüktüm ozaman, gelse saplıyacaktım, o güne gidip sapmalak isterdim
devamını gör...
maç sonuçlarını elime tutuşturup, giderdim.
devamını gör...
tutardım elimden doğru hamburgerci mükerrem. çocuğun önce karnını doyuracaksın. zaten yemeği yedikten sonra bunun babaannesi hemen toros caddesi'nde köşede oturur. bu büyüyünce çaprazında bir meyhaneye sık sık gidip o apartmanın 3. katının balkonuna da bakmadan edemeyecek. babaannesine götüreyim ki yalnızdır yazık, büyüğe ziyaret sevaptır, gün gelir, sen de o hâle gelirsin kapıyı gözlersin biri gelsin diye. biraz hoş-beş, sonra tutarım bunun elinde doğru lego almaya. en büyüğünden kocaman. oynasın dursun, zaten başka bir halttan da anladığı yok. akşamüstü olmadan anasına babasına teslim etmem lazım. bunun damarı bok, mahzunlaşıverir.

çocukları tedirgin etmemek lazım.

karnını doyurduk. babaanesine götürdük. e oyumcak da aldık, tebessüm ettik, daha napim kardeşim?
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukluğunla bir gün geçirecek olsan ne yapardın sorusu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim