en sevilen ressam ve eseri

benim için cevaplanması aşırı zor bir başlık*

ortaya karışık seçme yapıcam

rene magritte - la grande famille



william adolphe bouguereau - dante and virgil in hell



edward hopper - people in the sun



sandro botticelli - birth of venus

çöldeki isa - ıvan kramskoy
korkunç ıvan ve oğlu ıvan - ilya repin

birinci tabloda; yeni ahit'te yazıldığı üzere, isa'nın vaftiz edildikten sonra çöle gidip kırk gün oruç tutması anlatılmaktadır. şeytan bu süreç içerisinde onu vazgeçirmeye çalışır falan...
ressam, iyi ile kötü arasında tercih yapmanın kaçınılmazlığını ve bunun dramatik yükünü vurgulamak istemişse de bende ilk gördüğümde yalnızlığın başarılı bir ifadesi izlenimini bıraktı.

özellikle ikinci tablo bende her zaman hayranlık uyandırmıştır.
rus çarı ıv. ivan'ın, bir öfke krizi sonucu oğlu ivan ıvanoviç'in şakağına asasıyla vurmasından sonra oğlunun babasının kucağında ölüşünü göstermektedir. tabloda ıv. ıvan'ın yüzündeki pişmanlık,dehşet ve oğlunun yüzündeki ölmekte olan birinin sakin ifadesi o kadar başarılı yansıtılmış ki insanda tarihe tanıklık etme hissi uyandırıyor.

van gogh. bütün eserleri.

(bkz: salvador dali)

the madonna of port lligat

encrypted-tbn0.gstatic.com/...

gustav klimt the kiss
çoğu kişi biliyor ama benim için en güzeli ve özeli

michelangelo - the creation of adam.

profime girerseniz, karşınıza çıkar zaten.

evet.

"son akşam yemeği"
leonardo da vinci

petrus van schendel - vegetable stall by evening light

aslında ressamın “akşam pazarı” temalı bir sürü tablosu mevcut. ışığı en iyi kullanan ressamlardan biri. bu yüzden de tabloları büyüleyici.

rembrandt-dr. nicolaes tulp'un anatomi dersi'dir. gönül bağı olarak bir sevgi olmasa da alışkanlıktan ve devamlı karşılaşmaktan doğan bir sevgi.

en sevdiğim diyemem, çünkü bu konuda geniş bi birikimim pek yok. ama bugün görüp baya etkilendiğim bi eseri bırakmak istiyorum.
el greco-aleve üfleyen çocuk

caspar david friedrich, deniz kenarındaki keşiş

bob ross - minik mutlu ağaçlar.

doğrusu leon spilliaert'ın "vertigo" ve salvador dali'nin "metamorphosis of narcissus" adlı eserlerinin yerleri bende hep ayrı olmuştur. bunların yanı sıra teodor axentowicz'in "kızıl saçlı kadın" adlı eserini ve genel olarak modigliani ve kahlo'nun çalışmalarını çok beğeniyorum. ancak modigliani ve kahlo'nun yalnızca çalışmaları değil, zorlu hayatları da bir o kadar ilgi çekicidir. biraz da türk ressamlardan bahsetmek gerek bence. bedri rahmi'nin karadut resim sergisine ait resimlerine ilk kez "dol karabakır dol" adlı şiir kitabında rastlamış ve hayran kalmıştım, onun yanı sıra fikret mualla'nın çalışmaları ve bohem yaşamı da hep ilgimi çekmiştir.
bahsettiğim şiir kitabına göz atmak isteyenler için link bırakıyorum:
https://www.idefix.com/kitap/dol-karabakir-dol/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0000000138490

edward hopper - gece kuşları

fahrelnissa zeid / my hell

frida kahlo

o kadar zor bir soru ki! ama sanırım en çok sevilen olacaksa bu monet’nin ımpression, sunrise’ı olur. izlenimciliğe dair perspektifi renklerin uyumu ve sakinliği huzur verici. monet’nin bu sözü aramda onunla bir bağ kuruyor; “my wish is to stay always like this, living quietly in a corner of nature” .

pablo picasso-guernica

albrecht dürer-knight, death and the devil

jan van eyck —arnolfini’nin evlenmesi tablosudur.
tablo kuzey rönesans döneminin yansıtıyor, kusursuz anatomik özellikler görülmez. ilk bakıldığında net bir tablo olduğu düşünülse de simgesel anlatımlar vardır. tablonun hikâyesi hakkında da bir sürü yorum ve teori var fakat en önemli özelliği ayna detayıdır. ressam kendini tabloya dahil etmiş ve perspektife yeni bir boyut kazandırmıştır. rönesantan kalma bir çok kuralın da yıkılmasını sağlamıştır.