faşizm

sermaye, her zaman reklamlar ile yönetemez. bazen bir iphone sahibi olma hevesi ya da sabah avokado yeme ihtiyacı temel hayat gereksinimlerinin çok arkasında kalır. iyi eğitimli olmak ve hatta çok şanslı olmak da yetersiz kalır. faşizm tam anlamıyla ve sadece ileri toplumsal bilinç anının ideolojisidir. sermaye işte o bilinç ile sadece silah kullanarak mücadele edebilir. yasaklar, tutuklamalar biz istedik oldu aşamasına gelir. hukuk dizayn edilir, devlet aygıtları tamamen sermayeye hizmet için kullanılır. tüm sinir merkezlerine müdahale edilir.

tüm bunlar olduktan sonra, seçim de olur, referandum da. sermaye isterse tek adam yönetimi de.

ırkçılık ile karıştırmamak lazım, mesela italyan faşizminde ırkçılık yoktur, alman faşizminin temelinde ırkçılık vardır.

apolitik şekilde durum bu, politik olarak dimitrov gayet güzel tanımlamıştır.

insanlığın özüne dışardan zerk edilmiş en kötü kanser türüdür. 2. dünya savaşı sonrası, sovetler birliği önderliğinde büyük insanlık tarafından yenilgiye uğrtatılmıştır. ama işte kanser türü dedik ya, yazık ki vücutta yeterince öldürülememiştir. bu yüzyılın insanı tarafından tamamen ortadan kaldırılacak utanç dokularımızdır.

faşizm italyanca “fascio” sözcüğünden gelmektedir. bu sözcüğün asıl anlamı çubuk demeti bağıdır..
mecazi olarak ise siyasal birlik anlamında kullanılır. aslında siyasal ilkelere dayanmamaktadır. devlet otoritesini sağlamlaştırmak ve zaferden elde edilen sonuçları korumak amacıyla hareket eden siyasal bir
akımdır.. bunun dışında bağlanmak istediği siyasal kurallar ulusalcılık ve emperyalizmdir

tüm yetkinin tek partinin ve tek kişinin elinde topladığı düzen. italyan mussolini ile vücut bulmuştur. sınır ötesine erişme,elde etme amacı güder.

kapitalizmin ve finans kapitalin en gerici halidir. ama bütün fikri bir üstünlük inancıdır. kim kimden üstündür bunu parti belirler.

kelime kökenini latince fasces'e dayanır. fasces, etrüsklerden beri kullanıla gelmiş bir italyan sembolüdür. fasces türkçeye "değneklerin demeti" olarak çevrilebilir. görünce daha iyi hatırlayacaksınız ama biz yine yazalım, sembol odun değneklerle çevrili bir baltayı tasvir eder.



faşizmin kendini bu sembole dayandırması aslında antik döneme bir atıf olmakla birlikte sınıfsız bir toplumu da ifade etmesidir. ayrıca fasces hakimiyet ve hakimiyete bağlılığı da yansıtır. faşistler açısından fasces'in nazilerde gamalı haç'a denk geldiğini belirtelim.

benito mussolini'nin faşizmin sembolü olarak gördüğü fasces, ulusal faşist partisi (italyanca: partito nazionale fascista) logosunda da yer alır.

-ben dünya vatandaşıyım herkesle birim, eşitim. birinin acısı heppimizin. erdemli olmak bunu gerektirir.

-aslına bakarsan dostum, erdemli olmak tam olarak öyle bir şey değil.

-neden bahsediyorsun.

-yol ayrımlarından bahsediyorum. tanıdığın biri ile yabancı olan biri arasında tercih yapman gerekecek ve tanıdığın adamı seçmek zorunda kalacaksın. bunu her zaman yaparız.

-özel durumlar olabilir.

-hayır, başkasının çocuğu seninkinden daha önemli olamaz, işte bu faşizmdir. karar vermen gerektiğinde adil davranamazsın. ortak paydada buluştuğun şeyden yana olursun, bunun aksini yapmak çok zordur.

-her zaman başka bir yol bulunabilir.

-ya köpeğe çarpacaksın, yada refüje çıkıp bir kaç takla attıktan sonra yanındakilerin cansız bedeni gördüğün son şey olacak. ben üçüncü bir yol göremiyorum.

-bu irademiz dışında gelişen çıkmaz bir durum.

-iradeni kullanabildiğinde her şeyi kutsal, eşit ve aynı kefede görüyorsun. heppimizin insancıl yönleri vardır. gerçek bir durumda herkes faşisttir, öyle olmak zorundadır.

-tamam, bizden olandan yana olmalıyız ama bu bizi diğerlerinden üstün kılmaz, biz dediğimiz şeyin kapsamını genişletebiliriz. daha çok ortak nokta bulabiliriz.

-bütün insanların ortak bir paydada buluşması mümkün, peki uzaylılar yada robotlar rekabete dahil olunca ne olacak?

-saçmalık.

merriam webster sözlük faşizm kelimesi için iki ayrı tanım vermektedir.
1- millet veya ırk kavramlarını yücelten , diktatör tarafından yönetilen otokratik hükümet yönetinini savunan ağır ekonomik ve sosyal düzenleme ile muhalefetin zorla bastırılıldığı siyasi felsefe, hareket veya rejim
2-güçlü otoriter rejim ,diktatörlük veya bunlara doğru eğilim
benito mussolini'nin fashisti nedeniyle kelime hep mussolini ile özdeşleştirilse de mussolini kelimeyi yaratan ya da ilk kez kullanan değil. konu faşist liderler olduğunda hitler ve mussolini akla gelen ilk isimlerdir.
buradan

karşınıza hiç ummadığınız yerden, hiç ummadığınız şekilde çıkabilendir. buram buram hissettirir bazen kendini, bazen başka bir dekorun arkasına gizler. ama genel olarak fazla uzaklaşmış olamaz, daima yakında bir yerlerdedir.

türkiyenin yüzde 95 i nin ideolojisi, yaptıklarını da milliyetçilik sanıyorlar

sadece ırkını ,ailesini ,kendini vb üstün gören ,başka ırkları hor görmek .

ideolojilerin haylaz çocuğu. liberali de sevmez, sosyalisti de; anarşisti de sevmez, komünisti de. ne muhafazakarlar yağmurlu günde bir bardak su verir, ne de sosyal demokratlar. siz hepiniz ben tek ideolojisidir.

toplumu oluşturan sınıfların birlik olarak devleti geliştirmesini hedefleyen ideoloji. ismi de gayet isabetli seçilmiştir.

(bkz: fascio)

italyan faşizmi, italyan sosyalistlerinin bir grubunun ürünüdür. bu grup, birinci dünya savaşı'nın faşizm ile sosyalizm arasında bir seçim yapma zorunluluğu getirdiğini düşünmüşlerdir. tabii o zamanlar onlar da kendilerine "faşist" demiyorlardı, "devrimci hareket" ismi altında birleşmişlerdi. mussoloni de sosyalist olduğu için bu hareketin içinde yer alması doğal bir durumdur bu sebeple.

faşizmin temelini atan sosyalistler, o dönemde bolşevizmin geleceği olmadığını düşünmüşler ve faşizme kaymışlardır.

bunun üzerine sosyalist olmayan sendikalar da "işte aradığımız bu! sosyalist olmayan sosyalizm!" diyerek faşistlere destek vermişler ve böylece hareket de büyümüştür.

benito mussolini kurucusu varsayılmıştır. genel olarak antik roma döneminde ortaya çıkmıştır. ucunda balta bulunan bir çubuk demet ile sembolize edilir, bu sembolün anlamı " devlet gücü, halk mülkiyeti ve birliktelik" latince fasces sözünden türemiştir.

faşizm dendiği zaman akla hemen mussolini ve hitler gelir. bana göre mussolini hernekadar kurucusu olsa da bence çok sönük kalmıştır. misal olarak hitler üstün alman ırkı için savaşmıştır ama italya'da ırk önemi yoktur daha çok asalet ve soy kavramı vardır.
faşizmin uzak doğudaki örneği ise japonya'dır, imparatorluk japonyası 1945 yılına kadar faşizm ile imparatorluğun birleşmesi ile doğan bir güç ile yönetilmiştir. 1945 yılından sonra ise özellikle ispanya, yunanistan ve şili'de faşizm odaklı yönetimler kurulmuştur. bana göre faşizm tek başına yani yalın halde dünyanın görmüş ve görebileceği en saçma ideolojidir. onun iyileştirilmiş ve mükemmelleştirilmiş hali için ; (bkz: nazizm)

kapitalizmin kanlı diktatoryasıdır. bir avuç toprağa bir insanın canından çok daha fazla kıymet verildiği insanlık dışı ideolojidir. bu ideolojiye göre devletin varlığının devam etmesi için on binlerce insan ölse bile bunun hiçbir önemi yoktur, yeter ki devlet var olmaya devam etsin. sanki insan olmadan devlet olabilir gibi.

kürtlerin sahip olmadığı, genelde türklerin sahip olabildiği ideoloji. (çok ağır ironi içerir)

1.
italya’da, musolini’nin önderliği altında 1919’da başlayan, adını 1922–1943 yılları arasında iktidarda bulunan partiden alan, sendikalara, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmek ereğini güden, tüm yetkilerin tek partinin ve tek kiş inin elinde toplandığı düzen.
2.
demokratik düzen yerine aşırı, çarpıtılmış bir ulusçuluğa dayanan bir baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti.

'fasch' çiçek demeti manasına gelir. faşizm bu anlamdan hareketle bir ülkenin vatandaşlarını, kültürünü, askerini, bilimini aklınıza gelebilecek bütün unsurlarını bir iple bağlayıp bir arada tutmak gibidir. dünyadaki en bilinen ve etkili örneği benito mussolini ( namı diğer duçe)'nin italya'da uygulamış olduğu toprak genişletmeye dayalı emperyal faşizmidir.

eskiden dergilerde okuyup, belgesellerden izlediğimiz şu an tam da içinde olduğumuz yönetim biçimi.

"tüm bir ulusun akıllarını orta seviyede zekâ seviyesine sahip, hazır cevap, lafazan kişiye kiraladıkları geri dönüşü zor rejim sistemi. aklı olan her birey despotluğu, faşizmi kabul etmez zaten. bireysel olarak zekâ seviyeleri düşük, akıllarını başkalarına kira verip kendileri yerine düşünmelerini isteyen geri zekalı toplumlara özgü yönetim biçimi." aynen böyle tanımlarız. peki savaşın ve savaş sonrası en buhranlı döneminde bile üniversitelerini kapatmamış, bilime, teknolojiye hep önem vermiş alman ulusu'nun bu gaflete nasıl olup da düştüğüne akıl sır erdiremeyenlere, küçük hatırlatma. ı. dünya savaşı sonrası almanyanın versay anlaşmasıyla yıkılan gururu ve bu anlaşmanın getirdiği mali yükümlülükler sonucu almanya'da yaşanan hiper enflasyon ve fakirliğin sebebinin halkta oluşturduğu öfke ve umutsuluk, bu umutsuzluğun ve öfkenin faturasının da yahudilere kesilmesi. tüm bu tepkinin harika bir hatip olan, yaptığı hamaset dolu konuşmalarıyla alman ulusunun gönlünde taht kuran hitler'in vücut hareketlerinde, mimiklerinde ve kelimelerinde vücut bulması, ona ne diyelim? faşizm kötüdür, kötüdür, ulusları geriye götüren, halkın özgürlüğünü, zihnini körleştiren mutsuz, umutsuz bir yönetim şeklidir kesinlikle.