481.
başlamadığın her gün hedefine ulaşmanı bir gün daha geciktirir.
devamını gör...
482.
15. yüzyılda türkmenistan/ maveraünnehir dolaylarında yaşamış bir ressam. aslında minyatür sanatçısı yani bir nakkaş ama yaptığı eserler minyatür-resim karışımı gibi. yani bunlara melez eserler diyebiliriz ya da diyemeyiz. belki vardır kendi içerisinde onun da bir nitelemesi. lakin bendeniz o konuda cahilim. ara form deyip mevzuyu kotarmak en hayırlısı olacak. bu abimiz cidden değişik bir abi. rivayet odur ki, kendisi bir hikâye anlatıcıymış. oba oba, köy köy gezer, insanlara hikâyeler anlatır ve bu şekilde geçimini sağlarmış. yapmış olduğu resimleri de bu hikâye anlatımlarında kullandığını anlaşılıyor. resimlerine baktığınız zaman çok fantastik tasvirler görüyorsunuz. çağının ötesinde bir adam. anlattığı hikâyeler de melez. islami unsurlar barındırdığı gibi aynı zamanda şaman geleneğine dayanan birçok tasvir içeriyor. bir nevi döneminin fantastik kurgu yazarı ve ressamı. bu da onu bizim gibiler için değerli bir hale getiriyor. tabi hikâyelerine tamamıyla vâkıf olmak mümkün değil. netice olarak sözlü edebiyat örnekleri kaybolup gitmiş. ondan geriye çizimleri kalmış ki, o çizimler dahi anlattığı hikâyeler üzerinde size az buçuk tahminde bulunabilme şansını veriyor.

şöyle bir resmini koyalım;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şimdi bunu size anlattığı hikâyelerde kullandığını düşünün. adam bunu 15. yüzyılda yapıyor. öyle ışığı açarım, mevzuyu kurtarırım diye bir seçeneğiniz yok. adam, gece yarısı, dağ başında bir obada anlatıyorsa bu hikâyeleri, yaşanacak adrenalini siz düşünün. hadi köyde bir hane içinde anlatıyor diyelim, resimlerin orijinallerinin mum ışığında ya da kandilde yaratacağı etkiyi tahmin edebiliyor musunuz? * duvarlara yansıyan gölgeler vesaire. muazzam ortam. canlı gerilim filmi. başlat, durdur seçeneği yok.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

zihninin ve hayal gücünün ortaya çıkardığı çizimler bana göre cidden muazzam.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sadece kötücül yaratıkları da tasvir etmemiş. şöyle bir çalışması da var. bundan nefis bir ejderha mızrağı destanı doğarmış. *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

adama dair pek bir şey bilinmiyor. rulo halinde bulunan resimlerine de onunla ilgili notlar düşülmüş. bunlar da ona uygun görülmüş olan mahlası içeriyor. adamın mahlası kara kalem, siyah kalem gibi bir şey. ve kendisi hikâyelerini anlatıp, ortadan kaybolup gitmiş. esasen resimlerin birbirlerine bağlı olan bir hikâyeyi anlattığı söyleniyor. bir nevi çizgi roman gibi düşünmekte fayda var. yavuz sultan selim ve fatih döneminde saraya getirilmişler. saray hazinesinde öylece kalakalmışlar. çok sonraları incelendiklerinde ise hikâyenin kesintiye uğradığı bazı çizimlerin ortadan kaybolduğu tespit edilmiş.

neyse şimdi bir buradan tolkien ile ilgili tevatüre atlayacağım. * ne alaka diyeceksiniz? boş verin demeyin. 2. abdülhamit döneminde fransız bir mimar, köprü yapımı için ülkeye davet ediliyor. bu adamın adı arnoden. söz konusu resimleri inceleme imkânına erişiyor. fransız mimarın defterine aktardığı rulonun son çiziminde, şöyle bir not düşülmüş; ''şehir surlarının etrafını mezar taşları gibi binaların sardığını ve dev bir gözün şehrin tepesinde durduğunu resmetmiştir.'' tabi bu dev göz illaki sauron'un gözü olacak değil lakin daha enteresan kısım şurası; bu bilgiye vakıf olan ve bizim siyah kalem hakkında araştırmalar yapan andre barres, söylenene göre her şeyi gözetleyen bu dev gözden tolkien'e bahsetmiş. etkilenmesi mümkün müdür? olabilir. zorlama bir çıkarım olabilir mi? o da olabilir. elbette bunu tolkien'e sormak lazım. * özetle adam her yönüyle gizemli, her yönüyle muamma. ama ilk fantastik kurgu hikâye anlatıcısı olması olası. belki de kendisini fantastik kurgu edebiyatın atası olarak kabul etmemiz lazım. * bu tolkien mevzusuna turgut yüksel'in kent rehberinde değinilmiş. alıp okuyayım diyorum. özellikle o kısımlar için. bakalım doyurucu bir şeyler çıkacak mı? hayırlısı diyelim.
devamını gör...
483.
kalevala destanında yer alan sanatçı ruhlu, karizmatik bir abimizdir. yalnız biraz ayran gönüllüymüş. eli işte gözü oynaştaymış. abicim madem karını kaçırıp evleniyorsun, ondan sonra ne diye abidik gubidik işlere meyledip kadını yüzüstü bırakıp gidiyorsun? kyllikki abla senin arkandan nasıl ağlamış, bizim içimiz ezildi yahu! baştan söyleyecektin kadına, olmuyor, yürütemiyoruz diye. pat diye çekip gitmek ne demek? ama sap döner keser döner, gün gelir hesap döner efendi! gül gibi eşini bırakıp, kafayı pohjola bakiresi'ne takarsan yaşadıklarını da hak etmişsin demektir.

hayır, adamdaki cesarete bak, gidiyor birde kızı istiyor. istediğin kız pohjola sakinleri için değerli. senin iyi yaptığın tek şey şarkı söylemek, tak diye kızı vereceklerini mi zannediyordun acaba? vermemişler de zaten. babalar, bu konularda malum çok katı oluyorlar. bazıları da şart şurt işlerini biraz abartıyor. ha amca haklı mı? bence haklı. böyle ne idüğü belirsiz bir adama kız verilmez. akıllı adammış vesselam. bak lemminciğim demiş; '' iblis'in atını bana getir, kızı sana vereyim. biraz alev falan üflüyor ama olsun. sen halledersin!'' bizim ki ''hay hay babacığım!'' deyince, ''dur daha bitmedi, biliyorsun bu iblisin bir de geyiği var. onu da getir. şöyle güzel bir geyik çevirme yapalım. düğün yemeğinizde misafirlere ziyafet çekmiş oluruz.'' diyerek, yüzsüzlerin lemminkainen'i şöyle bir tartmış. bakmış adamda tık yok. gayet rahat, hah demiş; ''bir de kara kuğu var malum. ona da herkes erişemez. onu da mıhladın mı, kızıma layık olduğuna inanırım.'' kendisinden emin bir şekilde peki demiş bizimki, vurmuş kendisini yollara. yalnız peşine de biri takılmış. bu arkadaş çobanmış. lemmi'yi ilk gördüğü andan itibaren gözü tutmamış. ilk görüşte nefret mevzuları yani. lemmi ne yapmış ne etmiş ilk iki görevi başarıyla halletmiş. çoban şaşmış bu işe. daha da gıcık olmuş. yahu demiş bu herif kara kuğuyu da avlarsa, gider kızı alır. bunu durdurmak gerek. lemmi, kara kuğunun mekanına vardığında arkadan sinsice yaklaşıp, bizim yanık sesli çapkın kahramanımızı alaşağı etmiş.

bundan sonrası fena. psikopat herif parçalara ayırmış lemmi'nin cesedini. adamı öldürmüşsün, niye parçalıyorsun? bari naaşına saygı duy! onunla da yetinmemiş, parça parça nehre atmış garibimin vücudunu... orada annesi girmiş devreye. zaten bu analar olmasa oğulların hali nice olur bilinmez. toplamış oğlunun vücudunun tüm parçalarını. oturmuş hepsini tek tek dikmiş. tanrı ukko'nun huzuruna çıkmış. ona adadığı adaklardan bahsetmiş. allem etmiş kallem etmiş, en nihayetinde tanrıyı ikna ederek yaşam balından bir damla vermesini sağlamış ve oğlunu geri getirmiş. ama insan yaşadıklarından ders çıkarmıyor. bazıları ölümünden bile ders çıkarmıyor. lemmi efendi annesinin tüm fedakarlıklarını görmezden gelerek gitmiş bir de düğün basmış. pohjola bakiresi evleniyorsa sana ne be adam! öldün geri geldin halen aynı terane. eh sonra ne oldu? evin yakıldı, annen kayıplara karıştı. değer miydi tüm bunlara? akıl, fikir, izan dilerdim de... daha bu işin devamı var. o da kalevala destanında... şimdiden iyi okumalar. *
devamını gör...
484.
"ayva fazla olursa o sene hava soğuk geçer " yaşlıca bir teyzeden duydum bunu.
devamını gör...
485.
yazarların bi çoğunun ihtiyacı olan bi bilgi bırakıyorum evet sabah oldu.
devamını gör...
486.
sıçanlar, tavuklar, tavşanlar ve atlar geğiremezler.
devamını gör...
487.
bir gün kesinlikle öleceğiz. bizi hatırlayan son kişi de ölünce hiç doğmamış gibi olacağız.
devamını gör...
488.
bu dönem m142 den kalma ihtimalim %99
devamını gör...
489.
2050 yılında hindistanın nüfusu çin'in nüfusundan daha fazla olacakmış
arsiv.ntv.com.tr/news/20737...

benim çocukluğumda fark epey vardı

vikipedi kaynağına göre
tr.m.wikipedia.org/wiki/N%C...

çin : .............1.412.600.000
hindistan.....1.374.917.850

başka bir haber kaynağına göre
www.enuygun.com/bilgi/dunya...
1 - çin ...........(nüfus 1.407.692.960)
2 - hindistan (nüfus 1.376.238.018)

ben 2050 ye kalmadan hindistanın nüfusunun çini geçeceğini düşünüyorum...
devamını gör...
490.
hayatında sadece bir kez senin yaşın başka birinin yaşının iki katı olabilir.
devamını gör...
491.
oral seks yaparken hafif hafif ısırmak hazzı arttıracaktır.*
devamını gör...
492.
"cliche sort of things", klişe türü şeyler demektir. üniversitede* english novel* dersinde hocamız, romanı incelerken bize de fikrimizi sorardı, biz bir şeyler söylediğimizde de çoğunlukla fikrimizi beğenmez ve "cliche sort of things" derdi. hayatımızda da çoğu şey, klişe cinsinden olduğundan hani ortamlarda ingilizce lügat parçalamak isterseniz hemen bir "cliche sort of things" diyerek ortamı şenlendiresiniz diye bu bilgiyi paylaşayım dedim. *
devamını gör...
493.
keçiboynuzunun yunanca adı keration ingilizce carob arapça ise kırrat tır.

bu tohum, yüzyıllar boyunca elmas ölçmek için kullanılmıştır. nedeni, keçiboynuzu çekirdeği doğada ağırlığı değişmeyen tek tohumdur. bu nedenle uzun süre ağırlık ölçüsü olarak kabul edilmiştir. dört tanesi bir dirhem eder.

zamanında satıcı iki dirhemlik bir şey satarken, 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alan kişinin itibarını gösterirmiş.

iki dirhem bir çekirdek deyiminin çıkış noktası da burasıdır işte...
devamını gör...
494.

"korku" sözcüğü tehlike anlamına gelen eski ingilizce terimden gelmektedir ve "kaygı" sözcüğü de boğazlamak ya da "sıkıca baskı yapmak" anlamına gelen yunanca kelime kökünden alınmıştır.
devamını gör...
495.
atlar ve tavşanlar kusamaz.
devamını gör...
496.
"ziyaretin kısası makbuldür" atasözünün anlamı kısa oturmak değil. “kısas” yani ziyaretin karşılığını vermek anlamı doğrusudur.
devamını gör...
497.
ingilizce'de ergen sözcüğüne karşılık gelen "teenager" kelimesi "teen'li yaşlar"dan gelir.
(thirteen, fourteen... nineteen)

ayrıca when, where, what soru kalıplarının cevaplarını bulmak için başındaki w harfini t harfi ile değiştirmek yeterlidir.
devamını gör...
498.
kadın 30 yaş üstü ve çocuksuzsa > mature
30 yaş üstü ve çocukluysa > milf
torunu varsa > granny.

abazan yurdum erkeğinin karıştırdığı kavramlardır.
devamını gör...
499.
erişilebilecek en düşük sıcaklık -273.15 derece santigrattır. halen mıt'te çalışan bilim insanları bu sıcaklığa derecenin 500milyarda biri oranında yaklaşabilmişlerdir.
evrende mümkün olan en yüksek sıcaklık ise 10e32 derece santigratfır (10 üzeri 32 derece) bu sıcaklığa planck sıcaklığı denilir ve sadece bir tek kez, o da bigbang sırasında ulaşıldığı tahmin edilmektedir.
devamını gör...
500.
1- internette okuduğunuz bilgilerin tamamı gerçektir, bu dahil.
2-dünya büyük aileler tarafından yönetiliyor ve aya gidilmedi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir bilgi bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim