geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
başlık "1barfilozofu" tarafından 22.11.2020 21:53 tarihinde açılmıştır.
141.
denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
ne o, ne o, ne o.
deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
ne o, ne o, ne o.
deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
devamını gör...
142.
seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
istanbul\'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.
n.h.r
ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
istanbul\'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
seviyorum seni
yaşıyoruz çok şükür der gibi.
n.h.r
devamını gör...
143.
çalışmak lazım
yaşamak için değil unutmak için
dalip dalıp gitmemek için uzaklara...
yaşamak için değil unutmak için
dalip dalıp gitmemek için uzaklara...
devamını gör...
144.
ağlamak meselesi
“nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?”
“nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?”
devamını gör...
145.
bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
nazım hikmet ran
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
nazım hikmet ran
devamını gör...
146.
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
devamını gör...
147.
... onlar ki
toprakta karınca
havada kuş
suda balık kadar çoktur
korkak
cesur
cahil
hâkim
ve çocukturlar...
(bkz: türk köylüsü)
toprakta karınca
havada kuş
suda balık kadar çoktur
korkak
cesur
cahil
hâkim
ve çocukturlar...
(bkz: türk köylüsü)
devamını gör...
148.
çok yorgunum, beni bekleme kaptan
seyir defterini başkası yazsın
çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
beni o limana çıkaramazsın..
seyir defterini başkası yazsın
çınarlı, kubbeli, mavi bir liman
beni o limana çıkaramazsın..
devamını gör...
149.
sen ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin
sen memleketimsin
sen memleketimsin
devamını gör...
150.
ikimiz de biliyoruz, sevgilim,
öğrettiler:
aç kalmayı, üşümeyi,
yorgunluğu ölesiye
ve birbirimizden ayrı düşmeyi.
henüz öldürmek zorunda bırakılmadık
ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.
ikimiz de biliyoruz, sevgilim,
öğretebiliriz:
dövüşmeyi insanlarımız için
ve her gün biraz daha candan
biraz daha iyi
sevmeyi...
(bkz: ikimiz)
öğrettiler:
aç kalmayı, üşümeyi,
yorgunluğu ölesiye
ve birbirimizden ayrı düşmeyi.
henüz öldürmek zorunda bırakılmadık
ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.
ikimiz de biliyoruz, sevgilim,
öğretebiliriz:
dövüşmeyi insanlarımız için
ve her gün biraz daha candan
biraz daha iyi
sevmeyi...
(bkz: ikimiz)
devamını gör...
151.
bence şimdi sende herkes gibisin
devamını gör...
152.
yürümek
yürümek; yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne bakarak yürümek!..
yürümek; dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup, kelleni orta yere yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek!..
yürümek; yolunda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek...
yürümek; yürekten gülerekten yürümek...
yürümek; yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne bakarak yürümek!..
yürümek; dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup, kelleni orta yere yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek!..
yürümek; yolunda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek...
yürümek; yürekten gülerekten yürümek...
devamını gör...
153.
çekilmez bi adam oldum yine işte.
devamını gör...
154.
kız çocuğu
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
devamını gör...
155.
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da, hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş tahir ile zühre olabilmekte yani yürekte.
mesela bir barikatta dövüşerek,
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken, mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek hiç ayıp olur mu?
mesela bir barikatta dövüşerek,
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken, mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek hiç ayıp olur mu?
devamını gör...
156.
akın var
güneşe akın!
güneşe akın!
devamını gör...
157.
balkona çık
seks var!
seks var!
devamını gör...
158.
güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde.
iyi ki geçtin dünyadan.
sahi, ya doğmasaydın?
iyi ki geçtin dünyadan.
sahi, ya doğmasaydın?
devamını gör...
159.
o zaman şu klasik hale gelmekte olan güzel şiir "ben içeri düştüğümden beri"yi bırakalım.
ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya.
ona sorarsanız : "lafı bile edilmez, mikroskobik bir zaman."
bana sorarsanız : "on senesi ömrümün."
bir kurşun kalemim vardı ben içeri düştügüm sene.
bir haftada yaza yaza tükeniverdi.
ona sorarsanız: "bütün bir hayat."
bana sorarsanız : "adam sen de, bir iki hafta."
katillikten yatan osman,
ben içeri düştüğümden beri,
yedi buçuğu doldurup çıktı,
dolaştı dışarlarda bir vakit,
sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri,
altı ayı doldurup çıktı tekrar,
dün mektup geldi, evlenmiş,
bir çocuğu doğacakmış baharda.
şimdi on yaşına bastı, ben içeri düştüğüm sene, ana rahmine düşen çocuklar.
ve o yılın titrek, ince, uzun bacaklı tayları,
rahat , geniş sağrılı birer kısrak oldular çoktan.
fakat zeytin fidanları hala fidan, hala çocuktur.
yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde ben içeri düştüğümden beri.
ve bizim hane halkı bilmediğim bir sokakta görmediğim bir evde oturuyor.
pamuk gibiydi, bembeyazdı ekmek, ben içeri düştüğüm sene.
sonra vesikaya bindi,
bizim burda, içerde,
birbirini vurdu millet yumruk kadar, simsiyah bir tayın için.
şimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsız.
ben içeri düştüğüm sene, ikincisi başlamamıştı henüz.
daşav kampında fırınlar yakılmamış, atom bombası atılmamıştı hiroşima' ya.
boğazlanan bir cocuğun kanı gibi aktı zaman.
sonra kapandı resmen o fasıl, şimdi üçüncüden bahsediyor amerikan doları.
fakat gün ışığı her şeye rağmen ben içeri düştüğümden beri.
ve "karanlığın kenarından onlar ağır ellerini kaldırımlara basıp doğruldular" yarı yarıya...
ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya.
ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine,
"onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar,
korkak,cesur, cahil, hâkim ve çocukturlar,
ve kahreden yaratan ki onlardır,
şarkılarımda yalnız onların maceraları vardır."
ve gayrısı,
mesela benim on sene yatmam,
laf'ı güzaf.
ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya.
ona sorarsanız : "lafı bile edilmez, mikroskobik bir zaman."
bana sorarsanız : "on senesi ömrümün."
bir kurşun kalemim vardı ben içeri düştügüm sene.
bir haftada yaza yaza tükeniverdi.
ona sorarsanız: "bütün bir hayat."
bana sorarsanız : "adam sen de, bir iki hafta."
katillikten yatan osman,
ben içeri düştüğümden beri,
yedi buçuğu doldurup çıktı,
dolaştı dışarlarda bir vakit,
sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri,
altı ayı doldurup çıktı tekrar,
dün mektup geldi, evlenmiş,
bir çocuğu doğacakmış baharda.
şimdi on yaşına bastı, ben içeri düştüğüm sene, ana rahmine düşen çocuklar.
ve o yılın titrek, ince, uzun bacaklı tayları,
rahat , geniş sağrılı birer kısrak oldular çoktan.
fakat zeytin fidanları hala fidan, hala çocuktur.
yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde ben içeri düştüğümden beri.
ve bizim hane halkı bilmediğim bir sokakta görmediğim bir evde oturuyor.
pamuk gibiydi, bembeyazdı ekmek, ben içeri düştüğüm sene.
sonra vesikaya bindi,
bizim burda, içerde,
birbirini vurdu millet yumruk kadar, simsiyah bir tayın için.
şimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsız.
ben içeri düştüğüm sene, ikincisi başlamamıştı henüz.
daşav kampında fırınlar yakılmamış, atom bombası atılmamıştı hiroşima' ya.
boğazlanan bir cocuğun kanı gibi aktı zaman.
sonra kapandı resmen o fasıl, şimdi üçüncüden bahsediyor amerikan doları.
fakat gün ışığı her şeye rağmen ben içeri düştüğümden beri.
ve "karanlığın kenarından onlar ağır ellerini kaldırımlara basıp doğruldular" yarı yarıya...
ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya.
ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine,
"onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar,
korkak,cesur, cahil, hâkim ve çocukturlar,
ve kahreden yaratan ki onlardır,
şarkılarımda yalnız onların maceraları vardır."
ve gayrısı,
mesela benim on sene yatmam,
laf'ı güzaf.
devamını gör...
160.
gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bugün senden gizlice
kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karıştı şimdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de şimdi herkes gibisin .
birde bunu (bkz: cem karaca)' dan dinleyin.
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bugün senden gizlice
kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karıştı şimdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de şimdi herkes gibisin .
birde bunu (bkz: cem karaca)' dan dinleyin.
devamını gör...
"geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak" ile benzer başlıklar
nazım hikmet ran
373