her daim sıradan hayatlarını alt üst edecek şeyler yapmayı beceren ilkkan ve yılmaz'ın maceralarını anlatmaktadır.
yönetmen:
ömer sinir
oyuncular:
kıvanç kılınç, feyyaz yiğit, can kolukısa, kaya erdaş, kevork türker, volkan aktan, hüseyin baylan, necat bayar, elçin atamgüç, mustafa develi
ömer sinir
oyuncular:
kıvanç kılınç, feyyaz yiğit, can kolukısa, kaya erdaş, kevork türker, volkan aktan, hüseyin baylan, necat bayar, elçin atamgüç, mustafa develi
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "foo" tarafından 02.01.2021 15:20 tarihinde açılmıştır.
21.
bu diziyi henüz izlememiş, başlamayı düşünen arkadaşlar... size dün akşam yaşadığım absürt olayı anlatacağım, eminim ki ondan sonra merak edip başlayacaksınız.
ara tatil dönemi neticesiyle izmir'den istanbul'a döneceğimden dolayı arkadaşlarımla buluşayım da öyle gideyim, 1 ay falan gelmem en az diye düşündüm... çıktım buluştum falan, saat 20:30 civarı yanlarından kalkıp bime girip bir şeyler aldım, patates kızartması, döner falan. "gece vakti güzel bi film açar, bi ziyafet çekerim gitmeden önce..." dedim, çiğköfte falan da aldım.
apartmana girdim, apartmanda tuhaf bi ses var. çok tuhaf, bağrışmalar mı dersiniz, feryatlar mı dersiniz... ulan, yukarı katlara çıktıkça ses artıyor, derken yedinci ve son kata bi geldim, bizim evin kapısı açık, insanların hepsi ki bi 10 kişi falan var, "ev arkadaşı geldi! evladım koş" falan diyerek içeri aldılar beni, ev arkadaşımın kız arkadaşı koştu, "çağatay intihar etmiş!" diye bağırmaya başladı, odaya girdim çocuk kıvranıyor ilaç içmiş ölmek adına bir de şarap içmiş ek olarak.
ulan şoktayım, vallahi şoktayım, ambulans geldi, aldılar götürdüler çocuğu, kız arakdaşının ailesinin arabasıyla da hastaneye geldik, ailesi falan kızdı tabi ister istemez, "siz gidin ben buradayım haber veririm size" dedim, baktım midesi falan yıkandı çocuk kendine geldi ister istemez, gülüyor falan kafasının güzelliğinden dolayı, ağlıyor kız arkadaşını falan soruyor, durumu iyi ama o sırada, lakin durduramıyoruz ağlamasını falan...
işte tam o anda aklıma gibi geldi. açtım ersoy'un babaannesini yedikleri bölümü... izlemeye başladı, izledik, güldü falan derken inanılmaz biçimde sardı bunu, "evde baştan sona izleyelim mi bu çok iyi" falan dedi, "24 saat gözetim altındasın..." dedim, gidemeyiz yani.
arada birbirimize yerim seni şarkısından falan sözler söylüyoruz, babaannesini yediler geyiği falan yapıyoruz, sabaha karşı çocuk baya gibi izleyelim evde nolursun kaçalım diye tutturdu. "olum bak ölürsün, kalp krizi falan geçirtirir sana bu..." diyorum ama dinlemiyor, lütfen eve gidelim diye tutturdu.
yalvar yakar damar yolunu çıkarttırdık hemşirenin birine, zaten bitmişti serum. "amofobisi var çocuğun" dedim, baktı tuhaf tuhaf, "sivri şeylerden çok korkuyor iğne, kalem falan bayılabilir." deyince çıkardı kızcağız sağ olsun... sonra biz kaçtık hastaneden... neden? gibi izlemek için. vallahi de kaçtık... eve o halde koşuyoruz yakalanmamak için ama ersoy'un babaannsini yedikleri bölümün esprilerini yaparak koşuyoruz...
sonrası da var. eve geldik, açtık gibi, yemek falan yiyoruz, hiç düşünmedim çocuğun midesi yıkandı, yemek yemesi sorun olur mu falan ben de bi güzel yemek yaptım, ağzımızda ekmek, bağıra bağıra gülerek izliyoruz...
ama bir zil sesi çaldı saat 4 falan, aha dedim bir şey oluyor, komşular merak mı etti de geldi bu saatte acaba...
kapıyı bi açtım polis. "siz nerdesiniz lan kafasını **********" diye bir gür, davudi ses geldi kapı önünde. "lan siz niye kaçıyorsunuz? çıkmak isteyen imzasını atar çıkar gider, zan altında neden bıraktınız milleti? ifadeniz alınacak sizin inin aşağı bişeyler giyin üstünüze hadi." diye bağırdı polis, intihar olayı adli vakalara giriyormuş, o yüzden ifade alınması gerekmiş...
şafak operasyonuyla evden alındık, polis arabasında bile ersoy'un babaannesini yedikleri bölümü falan düşünüp güldük... ifademiz alınırken de soruyorlar neden kaçtınız, çocuk "efendim ben iyiyim... o yüzden meşgul etmeyelim bi de çok korona vardı." dedi, bana döndü neden kaçtı bu lavuk diye sordu, anlattım ben de. "dizi izlettim, sardı, evde devam edelim." dedik. hayatımda yemediğim küfürleri duydum, birkaç saat bize hem küfür ettiler hem öğüt verdiler. çıkarken sordu bi tanesi, "hangi dizi lan o?" dedi, "gibi..." dedim. "ha biliyorum, elemanın babaannesini yedikleri bölüm iyiydi." dedi, yemin ediyorum az önce küfürler yememiş gibi kahkaha ile inlettik orayı.
sabaha karşı çıktık, eve de bırakmadılar. o soğukta otobüsü bekleyip döndük, çocuk uyumadan gibi izlemeye devam etti. az önce uyandım, baktım evi toparlıyor, "abi gibi çok iyi ya haftaya çıksın izleyeceğim yeni bölümü de, çok sardı." dedi
işte böyle güzel bi dizi bu, dün akşam intihar etmek isteyen insanı bugün hayata bağladı, şaka gibi.
ara tatil dönemi neticesiyle izmir'den istanbul'a döneceğimden dolayı arkadaşlarımla buluşayım da öyle gideyim, 1 ay falan gelmem en az diye düşündüm... çıktım buluştum falan, saat 20:30 civarı yanlarından kalkıp bime girip bir şeyler aldım, patates kızartması, döner falan. "gece vakti güzel bi film açar, bi ziyafet çekerim gitmeden önce..." dedim, çiğköfte falan da aldım.
apartmana girdim, apartmanda tuhaf bi ses var. çok tuhaf, bağrışmalar mı dersiniz, feryatlar mı dersiniz... ulan, yukarı katlara çıktıkça ses artıyor, derken yedinci ve son kata bi geldim, bizim evin kapısı açık, insanların hepsi ki bi 10 kişi falan var, "ev arkadaşı geldi! evladım koş" falan diyerek içeri aldılar beni, ev arkadaşımın kız arkadaşı koştu, "çağatay intihar etmiş!" diye bağırmaya başladı, odaya girdim çocuk kıvranıyor ilaç içmiş ölmek adına bir de şarap içmiş ek olarak.
ulan şoktayım, vallahi şoktayım, ambulans geldi, aldılar götürdüler çocuğu, kız arakdaşının ailesinin arabasıyla da hastaneye geldik, ailesi falan kızdı tabi ister istemez, "siz gidin ben buradayım haber veririm size" dedim, baktım midesi falan yıkandı çocuk kendine geldi ister istemez, gülüyor falan kafasının güzelliğinden dolayı, ağlıyor kız arkadaşını falan soruyor, durumu iyi ama o sırada, lakin durduramıyoruz ağlamasını falan...
işte tam o anda aklıma gibi geldi. açtım ersoy'un babaannesini yedikleri bölümü... izlemeye başladı, izledik, güldü falan derken inanılmaz biçimde sardı bunu, "evde baştan sona izleyelim mi bu çok iyi" falan dedi, "24 saat gözetim altındasın..." dedim, gidemeyiz yani.
arada birbirimize yerim seni şarkısından falan sözler söylüyoruz, babaannesini yediler geyiği falan yapıyoruz, sabaha karşı çocuk baya gibi izleyelim evde nolursun kaçalım diye tutturdu. "olum bak ölürsün, kalp krizi falan geçirtirir sana bu..." diyorum ama dinlemiyor, lütfen eve gidelim diye tutturdu.
yalvar yakar damar yolunu çıkarttırdık hemşirenin birine, zaten bitmişti serum. "amofobisi var çocuğun" dedim, baktı tuhaf tuhaf, "sivri şeylerden çok korkuyor iğne, kalem falan bayılabilir." deyince çıkardı kızcağız sağ olsun... sonra biz kaçtık hastaneden... neden? gibi izlemek için. vallahi de kaçtık... eve o halde koşuyoruz yakalanmamak için ama ersoy'un babaannsini yedikleri bölümün esprilerini yaparak koşuyoruz...
sonrası da var. eve geldik, açtık gibi, yemek falan yiyoruz, hiç düşünmedim çocuğun midesi yıkandı, yemek yemesi sorun olur mu falan ben de bi güzel yemek yaptım, ağzımızda ekmek, bağıra bağıra gülerek izliyoruz...
ama bir zil sesi çaldı saat 4 falan, aha dedim bir şey oluyor, komşular merak mı etti de geldi bu saatte acaba...
kapıyı bi açtım polis. "siz nerdesiniz lan kafasını **********" diye bir gür, davudi ses geldi kapı önünde. "lan siz niye kaçıyorsunuz? çıkmak isteyen imzasını atar çıkar gider, zan altında neden bıraktınız milleti? ifadeniz alınacak sizin inin aşağı bişeyler giyin üstünüze hadi." diye bağırdı polis, intihar olayı adli vakalara giriyormuş, o yüzden ifade alınması gerekmiş...
şafak operasyonuyla evden alındık, polis arabasında bile ersoy'un babaannesini yedikleri bölümü falan düşünüp güldük... ifademiz alınırken de soruyorlar neden kaçtınız, çocuk "efendim ben iyiyim... o yüzden meşgul etmeyelim bi de çok korona vardı." dedi, bana döndü neden kaçtı bu lavuk diye sordu, anlattım ben de. "dizi izlettim, sardı, evde devam edelim." dedik. hayatımda yemediğim küfürleri duydum, birkaç saat bize hem küfür ettiler hem öğüt verdiler. çıkarken sordu bi tanesi, "hangi dizi lan o?" dedi, "gibi..." dedim. "ha biliyorum, elemanın babaannesini yedikleri bölüm iyiydi." dedi, yemin ediyorum az önce küfürler yememiş gibi kahkaha ile inlettik orayı.
sabaha karşı çıktık, eve de bırakmadılar. o soğukta otobüsü bekleyip döndük, çocuk uyumadan gibi izlemeye devam etti. az önce uyandım, baktım evi toparlıyor, "abi gibi çok iyi ya haftaya çıksın izleyeceğim yeni bölümü de, çok sardı." dedi
işte böyle güzel bi dizi bu, dün akşam intihar etmek isteyen insanı bugün hayata bağladı, şaka gibi.
devamını gör...
22.
hani köye gittiğinizde zehir gibi bi çocuk görürsünüz her şeyi okumaya çalışır pratik zekalıdır da ailesi "tembel, zıpır" falan der dehasının harcanacağını hissedersiniz... ha işte gibinin exxen de olması da tam olarak budur efendim. olacak iş değil, akıl karı değil.
feyyaz yiğitten bu hareketi hiç beklemiyordum, eser yenenler mi olmak istiyosun sen abi, sarkastik adam değil de çirkin komik mi diyelim sana amacın ne?!?! acun'un sana hangi vaadi böyle bir gaflet ve delalete kapılmana neden oldu?! hadi feyyaz yiğit şaşırdı doğruyu yanlışı, e orada aziz kedi var.. gerçek bir düşkırıklığı, sanki kız istemeye gitmişim de gelin kahveme tükürmüş.
velhasıl her bölümüyle ayrı bir seyir sunan gülmekten kendimi alamadığım hatta arkadaşlarımı ve ailemi de alamadığım harika bir dizi. mesela daha az komik olsun diyorum yine harika*
benim favori bölümüm elbette
(bkz: kimse kimseyi zorla ticare atıltamaz) (bkz: kimsenim yazılım yanlışlarıyla dalga geçmeyin) gibi efsane replikleriyle (bkz: kokariç)
bir diğer favorittem ise vücutçu yalvaç.
ersoy tiplemesi mükemmel, yılmazı hep bir yerden çıkaracak oluyorum, ilkkan ise tam anlamıyla bir "ah be ilkkanım"
tanım: feyyaz yiğit ve aziz kedinim döktürdüğü ancak exxende de harcattığı şaheserleridir.
feyyaz yiğitten bu hareketi hiç beklemiyordum, eser yenenler mi olmak istiyosun sen abi, sarkastik adam değil de çirkin komik mi diyelim sana amacın ne?!?! acun'un sana hangi vaadi böyle bir gaflet ve delalete kapılmana neden oldu?! hadi feyyaz yiğit şaşırdı doğruyu yanlışı, e orada aziz kedi var.. gerçek bir düşkırıklığı, sanki kız istemeye gitmişim de gelin kahveme tükürmüş.
velhasıl her bölümüyle ayrı bir seyir sunan gülmekten kendimi alamadığım hatta arkadaşlarımı ve ailemi de alamadığım harika bir dizi. mesela daha az komik olsun diyorum yine harika*
benim favori bölümüm elbette
(bkz: kimse kimseyi zorla ticare atıltamaz) (bkz: kimsenim yazılım yanlışlarıyla dalga geçmeyin) gibi efsane replikleriyle (bkz: kokariç)
bir diğer favorittem ise vücutçu yalvaç.
ersoy tiplemesi mükemmel, yılmazı hep bir yerden çıkaracak oluyorum, ilkkan ise tam anlamıyla bir "ah be ilkkanım"
tanım: feyyaz yiğit ve aziz kedinim döktürdüğü ancak exxende de harcattığı şaheserleridir.
devamını gör...
23.
arkadaşlarıma izlesinler diye tutturduğum ve artık onların da bağımlı olmasını sağladığım dizidir. repliklerini kullanarak tüm günümü geçirebilirim hani; o kadar cuk, o kadar güzel. sevgili gibi ekibi, iyi ki böyle bir işe giriştiniz ihtiyacımız varmış.
devamını gör...
24.
çaça ve cosplay bölümüne bayıldığım dizidir. z kuşağı ile alenen inanılmaz derecede maytap geçmişler. karşıt kaderlerin kıvrak dokunuşları cümlesi ile beni benden aldılar.
bazı erkeklerin kadın bulduğunda nasıl karakter değiştirdiğini güzelce gözler önüne sermişler. o haller tavırlar hepsi harikaydı.
yılmaz’ın onca dik duruştan sonra kadınları bulduğundaki ‘ libidomun peşindeyim’ demesi efsaneydi.
bazı erkeklerin kadın bulduğunda nasıl karakter değiştirdiğini güzelce gözler önüne sermişler. o haller tavırlar hepsi harikaydı.
yılmaz’ın onca dik duruştan sonra kadınları bulduğundaki ‘ libidomun peşindeyim’ demesi efsaneydi.
devamını gör...
25.
takip ettiğim dizi. oyunculuklara diyecek laf yok zaten. ama eskisi gibi kahkaha da attırmıyor. exxen in en iyi işi. eğer bu tarz dizileri seviyorsanız ayak işleri dizisini de izlemenizi tavsiye ederim. o da çok güzel.
devamını gör...
26.
2021 tarihinde exxen' de yayınlanmaya başlayan komedi dizisidir. exxen'de yayınlandıktan sonra ilk bölümü kokariç tv 8 ekranlarında yayınlanmıştır. acun işi biliyor. exxen'in tanıtımını çok güzel yapmıştı.
dizinin senaristleri feyyaz yiğit çakmak ve aziz kedi'dir.
dizinin asıl oyuncu kadrosu ise feyyaz yiğit'in canlandırdığı yılmaz ile kıvanç kılıç'ın canlandırdığı ilkkan karakteridir. bu ikili belli ki uzun yıllardır dostlar.
4. bölümde diziye dahil olan ahmet kürşat öçalan'ın canlandırdığı ersoy ise yan karakterdir. bazı bölümler de göremezsiniz.
bir de ethem var. ethem hakkında bildiğimiz tek şey wp grubunda her bölümde bir akrabası ölüyor ethem'in. ethem kimdir neyin nesidir bilinmez. 3. sezonda belki görebiliriz ethem'i.
karakterlerin hakkında çok fazla bilgi verilmez. yılmaz'ın ve ilkkan'ın ne iş yaptığını, parayı nasıl bulduklarını bilemiyoruz. bildiğimiz tek şey çok iyi dost oldukları. ersoy kırtasiye dükkanında çalışıyor. ekibin sürekli buluştuğu ev ise yılmaz'ın teyzesi/halasının evi. onlar yazlığa gidince ev boş kalınca yılmaz ve arkadaşları bu evde kalıyor. karakterler hakkında bir sürü varsayım var. fakat spoi kısmında bahsedeceğim.
dizinin konusu ise hemen hemen her şey. her şeyden biraz var. toplum, dostluk-arkadaşlık- sanat,olaylar, bir takım absürtlükler...
dizinin ilk sezonu 12 bölümden 40-45 dakikalık videolardan oluşmaktadır.
bölüm isimleri ise "kokariç", "vatka","nü model","erasmus'la gelen yamyam","yanlış mentor","karanlık güç","ikinci yol","badana","ayırtma yenilemesi","kan parası","yılmaz bey banyo,"sezon finali"atın bulunuşu"
2. sezon bence ilk sezonla yarışacak kadar iyiydi. hatta belkide daha iyi. adamlar çizgilerini bozmamış. 2. sezon da kaliteli 10 bölümden mevcut.
"vücutçu yalvaç","kuki","bej","sokak röportajı","çaça ve cosplay","iki içi dışı bir kişi","gelin başı","resimdeki ünlü","eşref hidayet gürdal kültür merkezi",sezon finali"vita brevis".
kokariç tanıtım bölümü olarak güzeldi. bir an olayın gerçekten kavgaya dönüştüğü düşündüm. vatka bölümü, bence sıkıcı bir bölümdü. ilk sezonda kabul edelim en çok erasmus'la gelen yamyam bölümünde güldük. popçu ümitcan'ın pop şarkısını, babannesi yenilen ersoy'a ithaf etmesi de ayrı bir güzeldi. yanlış mentor bölümünü tek bir görselle anlatmak istesem herhalde bu görsel olurdu.
8. bölümü badana bölümünde badanacı ünal'ın sanatsal bir çalışması yapması fakat yılmaz'ın beyaz boya üzerine ısrar etmesi, banyo sahnesinin ters köşe yapması derken ben de sezon bölümleri arasında en hafızada kalanıydı. çabuk çorba içen? * badanacı ünal aynı zamanda kurtlar vadisi dizisinde yahya reise can vermiştir. gerçek adı ise yaşar karakulak'tır. kendisi seslendirme sanatçısıdır.
ikinci yol. dizinin en tartışmalı bölümlerinden. ilkkan'ın gerçek ailesini aramaya çıkıyorlar. bilen tek kişi yılmaz. oturup saatlerce ilkkan'ın gerçek ailesi hakkında varsayımlarda bulunabiliriz. bülent ersoy bile diyen olmuş. olur mu olur *
- ilkkan abi sen olduğundan büyük gösteriyorsun abi, sen yaşlı gösteriyorsun demiyor muydum?
-sen 28 yaşında değil misin lan biz seni 28 biliyoruz ya
- lan ben de kendimi 28 biliyorum.
- 39 yaşında mısın sen?
- öyleymiş abi.
- hiç mi anlamadın lan insan bilir ne yaşadığını, yaşarken anlamadın mı sen ne kadar yaşadığını?
kan parası bölümü dizinin en absürt bölümü. yok artık yani dedirtecek türden. bir çay tabağından konu nerelere geldi*
yılmazım benim be. bir duyarlı vatandaş olarak 11. bölümde hepimizin gözlerini yaşarttı.
peki yılmaz, ilkkan ne iş yapar? bilinmiyor yine. yılmaz'ın bir bölümde benim her şeyim telefonumun içinde dediğini varsayarsak bitcoin/bahis işine girdiğini ve ordan bir gelir elde ettiğini varsayabiliriz. ilkkan ise yayıncı desek değil, 8 kişilik canlı yayından ne gelir elde edecek onu da geç. ersoy mustafa abi'den dayak yediği için kırtasiyeciden atılıyor. peki bunlar bu kadar çevreye nasıl sahip? sosyal medyadan tabikide. folklorcu şebnemle' de ordan tanışmıştı.
bölümler tamamiyle biraz da gerçek hayattan kesitler barındırıyor. resimdeki ünlü bölümünde, ekip bulmacadaki ünlü için park ve çevresine afişler asmıştı. bir sahne var. yılmaz'ın parka baktığını gören kişiler, bizimkileri sapık sanıp kaçışıyor. işte o bölüm aslında feyyaz yiğit ile aziz kedi'nin gerçekten yaşadığı bir sahne.
bir röportajlarında kuğulupark'ta boş gözlerle parka baktığımızı görenler bizi pedofili sandı demişti *
en gerildiğim bölüm ise ersoy'un dayısı zeki ile olan içi dışı bir kişi. olgaç ile atıştıkları bölümde inanılmaz gerildim.
en konuşulan çaça ve cosplay bölümünü anlatmaya, konuşmaya gerek yok ama ben 2. sezonda en çok gelin başı ve eşref hidayet gürdal kültür merkezi bölümüne güldüm.
kısacası izlemediyseniz mutlaka izleyin. ağırdan alın ama şuan dizi sezon finalinde. 3. sezonun ne zaman geleceği bilinmez.
ve mümkünse burdan kulüp başkanlarına sesleniyorum. gibi kulübü açın. yılmaz ne iş yapıyor? ilkkan'ın ailesi kim? ersoy ile kafasına gülle konulan kızın arasında fanfinifon olayları, popçu ümitcan'ın geççek şarkısına yorumu ne olurdu? büyücüye götürmemiz gereken sözlük yazarları falan bunları konuşacağımız bir kulüp açın. güncel link falan atarısss*
dizinin senaristleri feyyaz yiğit çakmak ve aziz kedi'dir.
dizinin asıl oyuncu kadrosu ise feyyaz yiğit'in canlandırdığı yılmaz ile kıvanç kılıç'ın canlandırdığı ilkkan karakteridir. bu ikili belli ki uzun yıllardır dostlar.
4. bölümde diziye dahil olan ahmet kürşat öçalan'ın canlandırdığı ersoy ise yan karakterdir. bazı bölümler de göremezsiniz.
bir de ethem var. ethem hakkında bildiğimiz tek şey wp grubunda her bölümde bir akrabası ölüyor ethem'in. ethem kimdir neyin nesidir bilinmez. 3. sezonda belki görebiliriz ethem'i.
karakterlerin hakkında çok fazla bilgi verilmez. yılmaz'ın ve ilkkan'ın ne iş yaptığını, parayı nasıl bulduklarını bilemiyoruz. bildiğimiz tek şey çok iyi dost oldukları. ersoy kırtasiye dükkanında çalışıyor. ekibin sürekli buluştuğu ev ise yılmaz'ın teyzesi/halasının evi. onlar yazlığa gidince ev boş kalınca yılmaz ve arkadaşları bu evde kalıyor. karakterler hakkında bir sürü varsayım var. fakat spoi kısmında bahsedeceğim.
dizinin konusu ise hemen hemen her şey. her şeyden biraz var. toplum, dostluk-arkadaşlık- sanat,olaylar, bir takım absürtlükler...
dizinin ilk sezonu 12 bölümden 40-45 dakikalık videolardan oluşmaktadır.
bölüm isimleri ise "kokariç", "vatka","nü model","erasmus'la gelen yamyam","yanlış mentor","karanlık güç","ikinci yol","badana","ayırtma yenilemesi","kan parası","yılmaz bey banyo,"sezon finali"atın bulunuşu"
2. sezon bence ilk sezonla yarışacak kadar iyiydi. hatta belkide daha iyi. adamlar çizgilerini bozmamış. 2. sezon da kaliteli 10 bölümden mevcut.
"vücutçu yalvaç","kuki","bej","sokak röportajı","çaça ve cosplay","iki içi dışı bir kişi","gelin başı","resimdeki ünlü","eşref hidayet gürdal kültür merkezi",sezon finali"vita brevis".
kokariç tanıtım bölümü olarak güzeldi. bir an olayın gerçekten kavgaya dönüştüğü düşündüm. vatka bölümü, bence sıkıcı bir bölümdü. ilk sezonda kabul edelim en çok erasmus'la gelen yamyam bölümünde güldük. popçu ümitcan'ın pop şarkısını, babannesi yenilen ersoy'a ithaf etmesi de ayrı bir güzeldi. yanlış mentor bölümünü tek bir görselle anlatmak istesem herhalde bu görsel olurdu.
8. bölümü badana bölümünde badanacı ünal'ın sanatsal bir çalışması yapması fakat yılmaz'ın beyaz boya üzerine ısrar etmesi, banyo sahnesinin ters köşe yapması derken ben de sezon bölümleri arasında en hafızada kalanıydı. çabuk çorba içen? * badanacı ünal aynı zamanda kurtlar vadisi dizisinde yahya reise can vermiştir. gerçek adı ise yaşar karakulak'tır. kendisi seslendirme sanatçısıdır.
ikinci yol. dizinin en tartışmalı bölümlerinden. ilkkan'ın gerçek ailesini aramaya çıkıyorlar. bilen tek kişi yılmaz. oturup saatlerce ilkkan'ın gerçek ailesi hakkında varsayımlarda bulunabiliriz. bülent ersoy bile diyen olmuş. olur mu olur *
- ilkkan abi sen olduğundan büyük gösteriyorsun abi, sen yaşlı gösteriyorsun demiyor muydum?
-sen 28 yaşında değil misin lan biz seni 28 biliyoruz ya
- lan ben de kendimi 28 biliyorum.
- 39 yaşında mısın sen?
- öyleymiş abi.
- hiç mi anlamadın lan insan bilir ne yaşadığını, yaşarken anlamadın mı sen ne kadar yaşadığını?
kan parası bölümü dizinin en absürt bölümü. yok artık yani dedirtecek türden. bir çay tabağından konu nerelere geldi*
yılmazım benim be. bir duyarlı vatandaş olarak 11. bölümde hepimizin gözlerini yaşarttı.
peki yılmaz, ilkkan ne iş yapar? bilinmiyor yine. yılmaz'ın bir bölümde benim her şeyim telefonumun içinde dediğini varsayarsak bitcoin/bahis işine girdiğini ve ordan bir gelir elde ettiğini varsayabiliriz. ilkkan ise yayıncı desek değil, 8 kişilik canlı yayından ne gelir elde edecek onu da geç. ersoy mustafa abi'den dayak yediği için kırtasiyeciden atılıyor. peki bunlar bu kadar çevreye nasıl sahip? sosyal medyadan tabikide. folklorcu şebnemle' de ordan tanışmıştı.
bölümler tamamiyle biraz da gerçek hayattan kesitler barındırıyor. resimdeki ünlü bölümünde, ekip bulmacadaki ünlü için park ve çevresine afişler asmıştı. bir sahne var. yılmaz'ın parka baktığını gören kişiler, bizimkileri sapık sanıp kaçışıyor. işte o bölüm aslında feyyaz yiğit ile aziz kedi'nin gerçekten yaşadığı bir sahne.
bir röportajlarında kuğulupark'ta boş gözlerle parka baktığımızı görenler bizi pedofili sandı demişti *
en gerildiğim bölüm ise ersoy'un dayısı zeki ile olan içi dışı bir kişi. olgaç ile atıştıkları bölümde inanılmaz gerildim.
en konuşulan çaça ve cosplay bölümünü anlatmaya, konuşmaya gerek yok ama ben 2. sezonda en çok gelin başı ve eşref hidayet gürdal kültür merkezi bölümüne güldüm.
kısacası izlemediyseniz mutlaka izleyin. ağırdan alın ama şuan dizi sezon finalinde. 3. sezonun ne zaman geleceği bilinmez.
ve mümkünse burdan kulüp başkanlarına sesleniyorum. gibi kulübü açın. yılmaz ne iş yapıyor? ilkkan'ın ailesi kim? ersoy ile kafasına gülle konulan kızın arasında fanfinifon olayları, popçu ümitcan'ın geççek şarkısına yorumu ne olurdu? büyücüye götürmemiz gereken sözlük yazarları falan bunları konuşacağımız bir kulüp açın. güncel link falan atarısss*
devamını gör...
27.
diziyi ilk buldumculardan olmak istemem ama benim izlediğim zamanlarda kimse bilmiyor hatta saçma buluyorlardı. şimdi herkesin ınstagram hikayesinde ya da boş boş alıntı yapıyorlar. fakat diziyi çok seviyorum , uzun geyikleri , mizahi ve karakterlerine bayılıyorum.
devamını gör...
28.
ben bu diziyi çok yanlış değerlendirmişim bu dizi bende uyku problemi bırakmadı açtıktan 10 dakika sonra gram abartmıyorum maks 10 dakka sonra nasıl olduğunu anlamadan uyumuş oluyorum bu kadar etkili bi şey görmedim.
edit: he normalde 1-2 dklık kesitlerden seyretmiştim iki gün önce ilk defa tam bi bölüm izledim ve sonuç inanılmaz 2 günde kesintisiz deliksiz tabancasız bi uyku.
edit: he normalde 1-2 dklık kesitlerden seyretmiştim iki gün önce ilk defa tam bi bölüm izledim ve sonuç inanılmaz 2 günde kesintisiz deliksiz tabancasız bi uyku.
devamını gör...
29.
bir arkadaşım sırf bu diziyi izlemem için exxen üyeliğini paylaşma iyiliğinde bulundu ve izlediğim her bölümde daha da müteşekkir oldum. her bölüm tek bir kelime veya konsept üzerine kurulu ve ufacık bir diyalogla olayların nereden nereye vardığını izliyoruz. çoğunlukla günlük hayattan görüntüler sunan dizi yeri geldi mi abartıyı da müthiş kullanıyor. kesinlikle izlenmesi gereken özgün bir yapım olduğunu düşünüyorum. feyyaz yiğit'i sevenleri fazlasıyla tatmin edecektir.
devamını gör...
30.
renkleri çok cansız dizi. kurgusunu yapan arkadas neden boyle dusuk bir kontrast degeri tercih ediyor anlamiyorum. kotu gozukuyor. harici olarak muthis yerli, yerel bir dizi.
devamını gör...
31.
bir aziz kedi ve feyyaz yiğit işi. exxen ekranlarında 2 sezondur devam etmekte. aslında bir popüler kültür eleştirisi iken nasıl oldu da bir anda popüler kültür işi oldu ben de pek anlamış değilim; ancak son zamanlarda izlediğim en komik türk işi. aziz kedi ve feyyaz yiğit'i neredeyse 15-20 yıldır takip ediyorum. çok beğendiğim yazar her ikisi de. feyyaz'ın 3 kitabını da alıp okudum ve gerçekten inanılmaz beğendim. gibi dizisi için acun ılıcalı sınırsız bir alan ve özgürlük vermiş aziz ve feyyaz'a ve sonunda da muhteşem bir dizi ortaya çıkmış. başlangıçta yılmaz ve ilkkan'ın aşırı sıradan hikayesi gibi başlamıştı. ilk bölümden beni sarmıştı. ama beni içine çeken bölüm avrupalı yam yam bölümü oldu. ersoy'uın babaannesinin yendiği bölüm yani. yalnızca bu bölüm için oyuna dahil olan ersoy karakteri öyle büyük bir iş çıkardı ki dizinin kalan bölümlerine de dahil oldu ve şuan ersoy'suz bir gibi düşünemiyorum bile.
ne çekti beni peki bu diziye? bir kere çok sade. öyle dev prodüksüyonlar yok. çok gerçekçi. sanki birlikte takıldığım arkadaşlarım gibi. çok kendimizi eleştiriyor ve güldürerek yapıyor bunu. absürdizmin dibine vuruyorlar. oyunculuklar harika. her bölümde aslında toplumsal bir olaya gönderme var. ya da hepimizin gıcık olduğu bir olaya bir tiplemeye gönderme var. aslında hepimiz biraz yılmaz biraz ersoy biraz ilkkanız. ve bunu bizim suratımıza kocaman bir tokat gibi çarpıyor ve bunu yaparken de hepimizi güldürüyor.
feyyaz yiğit'in oyunculuğunu ali atay ile yaptıkları filmlerde (bkz: ölümlü dünya)(bkz: cinayet süsü) çok beğenmiştim. hatta filmleri neredeyse feyyaz götürüyor demiştim. ancak gibi dizisinde oyunculuğu adeta tavan yaptı. tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.
ne çekti beni peki bu diziye? bir kere çok sade. öyle dev prodüksüyonlar yok. çok gerçekçi. sanki birlikte takıldığım arkadaşlarım gibi. çok kendimizi eleştiriyor ve güldürerek yapıyor bunu. absürdizmin dibine vuruyorlar. oyunculuklar harika. her bölümde aslında toplumsal bir olaya gönderme var. ya da hepimizin gıcık olduğu bir olaya bir tiplemeye gönderme var. aslında hepimiz biraz yılmaz biraz ersoy biraz ilkkanız. ve bunu bizim suratımıza kocaman bir tokat gibi çarpıyor ve bunu yaparken de hepimizi güldürüyor.
feyyaz yiğit'in oyunculuğunu ali atay ile yaptıkları filmlerde (bkz: ölümlü dünya)(bkz: cinayet süsü) çok beğenmiştim. hatta filmleri neredeyse feyyaz götürüyor demiştim. ancak gibi dizisinde oyunculuğu adeta tavan yaptı. tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.
devamını gör...
32.
buzdolabını açıyorum birileri gibiden bahsediyor, bilgisayarı açıyorum birileri gibiden bahsediyor, dış kapıyı açıyorum yine birileri gibiden bahsediyor. insanımızın hızlı tükettiği şeylerden bir tanesi. kaliteli bir senaryo olabilir, yıllardır beklenen bir komedi olabilir, mükemmel oyunculuklar olabilir. ama cidden sev dedik öldürdün, popülaritesinde. youtube'taki "gibi en komik sahneler" araması dışında izlemedim, düşünmüyorum. güldürmedi. çünkü kafamda bir kere yer etmiş, insanlar suyunu çıkarmış zaten.
devamını gör...
33.
exxen üyeliğim yok dizipal isimli bi sitede kaçak göçek izledim. her bölümü üç beş kez. sanırım eylül ekim gibi 3. sezon geliyor diyollaa. haad bakalım. beklemedeyiz.
doğallığıyla kaliteyi arşı alaya çıkarmış dizi.
doğallığıyla kaliteyi arşı alaya çıkarmış dizi.
devamını gör...
34.
doğallık ve absürtlüğü birleştiren dizi... günlük yaşamımızda, dizide anlatıldığı kadar uç olmasa da mutlaka altmetinde anlatılana benzer olaylar yaşamışızdır. bu aleladeliği absürt bir bir dille gibi gibisinden anlatan dizi. dizimiz... önüme gelene izlettiriyorum.
devamını gör...
35.
hem doğal hem de absürt. karşılarına çıkan insanların uzun uzun ve boş konuşmaları, çok önemli şeyler söylüyormuş gibi davranıp aslında zerre değerli olmayan şeyler söylemeleri çok gerçekçi. özellikle "dayılar" hep böyle. cosplay ve çaça bölümündeki terzi gibi. yılmaz'ın terziyle olan konuşması müthişti mesela. vücutçu yalvaç'ın bölümünde belçika hakkında konuşan dayı mesela, tutucu belçika :) 3. sezon gelsin bi izleyeyim. sonra baştan tekrar tekrar izleyeceğim. izledikçe keyifleniyorum. benim saygıdan cevap veremediğim tiplere yılmaz benim yerime giydiriyor :)
devamını gör...
36.
hayatım boyunca izlediğim (25 yaşındayım) en ilginç dizi çok tuhaf bazen basit olayları bile aşırı abartıyorlar bazen büyük olaylar bile çok önemsiz olabiliyor bu tezatlık bence dizinin bu kadar tutmasını sağladı . bence çok başarılı ..
devamını gör...
37.
başrollerinde feyyaz yiğit ve kıvanç kılınç'ın yer aldığı exxen dizisidir.
garip bir aurası var bu dizinin. hiç baştan sonra açıp izlemedim ama youtube ve twitter'da o kadar fazla sahne izledim ki her şeyini biliyorum nerdeyse. bana göre türkiye'de absürt komedinin en güzel örneğidir bu dizi. dizi hakkındaki en doğru tanım şu bence: dizinin komik olmak gibi bir derdi yok. biz böyleyiz diyor adamlar sanki. ikonikleşen replikleri ağza oturan cinsten. en yakın zamanda en baştan izleyeceğim.
resmi açıklama gelmiş bu arada. 3. sezon ekim ayında exxen'de yayınlanacakmış.
en beğendiğim sahne için buradan
bu da 3. sezon fragmanı buradan
garip bir aurası var bu dizinin. hiç baştan sonra açıp izlemedim ama youtube ve twitter'da o kadar fazla sahne izledim ki her şeyini biliyorum nerdeyse. bana göre türkiye'de absürt komedinin en güzel örneğidir bu dizi. dizi hakkındaki en doğru tanım şu bence: dizinin komik olmak gibi bir derdi yok. biz böyleyiz diyor adamlar sanki. ikonikleşen replikleri ağza oturan cinsten. en yakın zamanda en baştan izleyeceğim.
resmi açıklama gelmiş bu arada. 3. sezon ekim ayında exxen'de yayınlanacakmış.
en beğendiğim sahne için buradan
bu da 3. sezon fragmanı buradan
devamını gör...
38.
mantık aramadan kendinizi bırakarak izlediğinizde daha ısınacağınız dizidir. her dakikasında gülmeyi bekleyen arkadaşlara hangi dizide böyle bir şey yaşadıklarını sormak isterim.
ancak her bölümde en az bir kere kahkahalara kapılırsınız. herkes farketmez ama bence birkaç bölümde toplumsal mesajlarda vardır(bkz: yalvaç, kötücül güç ve sokak röportajı).
umarım üçüncü sezonu gelir bir an önce. einstein arkadaşlara duyuru evet absürt evet mantık yok evet çünkü belgesel değil.
ancak her bölümde en az bir kere kahkahalara kapılırsınız. herkes farketmez ama bence birkaç bölümde toplumsal mesajlarda vardır(bkz: yalvaç, kötücül güç ve sokak röportajı).
umarım üçüncü sezonu gelir bir an önce. einstein arkadaşlara duyuru evet absürt evet mantık yok evet çünkü belgesel değil.
devamını gör...
39.
tespitler silsilesi,aura olarak seinfield tadı aldığım,oha bunu ben yaşamıştım olayını içinde barındıran,absürd, sosyolojik çözümlemelere yer veren,keskin bir zeka ve bakış açısı içeren dizi.zihni boşaltmaya birebir. exxen üyeliğim sadece bu dizi için var. üçüncü sezon gelse artık da izlesek.
devamını gör...
40.
o kadar beğendim ki, gerçekten yeni dönemin efsanelerinden.. kurgu harika, oyunculuklar çok iyi.. mimikler, yani bazen yilmazin sadece bakişlarina 5 dk gülüyorum. öyle güzel ifade ediyor kendini. ümidim yeşeriyor ya, kaliteli şeyler hala var çok şükür
devamını gör...