hak ettiği değeri göremeyen müzik grupları

grup değil ama yapay seleksiyon benim için böyle. yaptığı müzik ayrı bi' yere sahip oldu hep. iyi yerlere gelmesini ve iyi olmasını istediğim güzel insanlardan. seasons in the sun gibi eşsiz bi' şarkıyı onun coverı sayesinde tanıdım mesela. (tam bu satırları yazarken oynatma listesinden çaldı, tatlı tesadüfler.) youtube hesabını kontrol ettim, en son içeriğini 2018 yılında yüklemiş. instagram hesabında da hiçbir paylaşım yok. bu durum 23 yıllık arkadaşımı kaybetmişim gibi hissettirdi. link olarak sevdiğim parçalarını bırakacağım. şuan nerededir ve neler yapıyordur bilmiyorum ama müziğe devam etmesini tüm benliğimle diliyorum.
seasons in the sun
karanlığın ötesinde
ağaçlarla konuşuyorum
son paylaştığı video belgesel: imkansızlıkların belgeseli
bunların dışında çok çok sevdiğim alan's psychedelic breakfast coverı ve kendi şarkısı olan salyangoz vardı ama kanalında bulamadım.

neyse ve manga

günümüzde bazı belli başlı (bkz: metallica)(bkz: iron maiden) vb gruplar hariç diğer rock ve metal gruplarıdır.
belkide asla 1980-1995 arasındaki değerlerine ulaşamayacaklar.

(bkz: blueneck)

kesinlikle '' saudade'' o kadar güzel şarkıları ve çoğu popüler müzik grubundan kat kat güzel müzikler yapmalarına rağmen hakettiği değeri göremiiiyyyooooooo.

the who der, ayrılırım.

shamrain diyip bırakıyorum mikrofonu

kuan diyorum ama yinede sağda solda onun bunun dilinde olsun istemiyorum.

ben ve kafamın içindeki sesler. hayır böyle bir müzik grubu yok reel ben ve iç seslerimi kast ediyorum. değer göremiyor çünkü çöpler.

aslında çok fazla var ama aklıma ilk gelenleri paylaşayım.
bu grup genelde isminden de anlayacağımız üzere açık seçik şarkılar yapar ama öyle bir şarkısı var ki yaşadığım ülkeyi bu kadar güzel eleştirene daha denk gelmemiştim. klibi izledikçe derin bir nefes alıp sözlere kayıyor gözleriniz.
"kadınlar ve çocuklar
cinsi fikri başka olanlar
öğrenciyken aç kalıp canına kıyanlar, nerde bu kamu
yıllardır oyundayız bitmedi perdeler
yönetmende kusur çoktu gözlerini yumdu sefiller.."


bu grup da enerjisiyle beni her zaman çekmiştir. resmen punk dinletiyor size. ingilizce şarkılarının yanında non binary ve mtf trans marşı niteliğindeki şu şarkıya da bayılıyorum.
"annem etegimi vermedi, sen erkeksin olmaz dedi."


son olarak azeri, kürt, iranlı ve türk müzisyenlerin bir araya geldiği grup. azerice şarkılarını da çok sevmekle birlikte favorim olanı sizinle paylaşayım.
"sonbahar mı geldi sararırsın
hazan vaktinde dalından koparsın
düşersin bir güce sığınırsın
ama sen yine de düşünme kaybolursun.."

yaşlı amcalar, gri

buraya düzinelerce isim yazabilirim ama kısa keseyim. graveyard efendim. hoş, boş dinleyici kitlelerine sakız olmadıkları için mutluyum çünkü gerçekten çok iyiler. ama dinleyeni bileni daha önce görmedim. efendime söyleyim hexvessel mi diyelim tokyo blade mi, powera geçip derdian mı diyelim. hiçbirini dinleyenle daha önce tanışmadım. neyse dinlemeyin de zaten. benim bebeklerim bana kalsınlar. (topluma trip atmak?)

(bkz: buz)

bazen herkes tarafından bilinmesin özel kalsın dediğim bazen de kimler kimler değer görüyor onlar neden kıyıda köşede kalsın diyip bana ikilem yaşatan topluluktur. türk gruplar içinde buna örnek (bkz: çamur)

bôa

the flabbies, 2015 yılında kurulan türk bir grup. kendilerini spesifik bir müzik tarzına ait hissetmeseler de dreamy ve indie pop havası ağır basıyor eserlerinde ve gerçekten müzikleri harika. kesinlikle daha çok tanınması gereken ve daha fazla değer görmesi gereken grup budur zannımca.
buyrunuz : the flabbies - nosedive

buradan
bana göre.

kozmik yıkım

(bkz: the runaways)

(bkz: badfinger)