hayatın anlamının olmaması

insanın gerçekten iliklerine kadar yaşayacak harika bir hayatı olmamasından kaynaklanıyor bence.*

sevgisiz geçen her gün, her ay, her sene anlamsızdır. birazcık sevsek hemen her şey anlamlı gözükmeye başlar. hayat bile.

e dedik ya anlamı katan insandır diye yavrucum.

birçok insan anlamsız bir hayat yaşıyor. bunu düşünerek kafayı üşütmemelerinin tek sebebi bunun farkında olmamaları.

anlamı olsaydı ben olmazdım zaten.

ya hayatın anlamının sebebi olsa yada bulunabileceği yollar verilseydi ve bulunsaydı napacaktık? en iyisi böyle koskoca bir ömür gerilim-komedi filmi gibi ara dur

büyüyü bozmuşlar, mantıklı

yaşamayı bilmeyen insanların düşüncesidir.

(bkz: dopamin detoksu)

evet, sabah dörtte hiçbir anlamı yok*

yaşanan ana değil kişiye göre değişen bir durumdur.
güzel bir günde elinde kitap denize karşı okuyan birini gördünüz diyelim. bu kişi hayatın anlamsız olduğunu düşünüp, hava güzel ama insanlar gereksiz deyip hayattan uzaklaşmak için buraya gelmişte olabilir, daha güzel bir gün olamaz bunu iyi değerlendirmeliyim deyip en sevdiği kitabı alıp gelmişte. aynı eylem biri için hayatın anlamıyken diğeri için anlamsızlıktan kaçış yolu olmuştur.
hayata anlam katan yaşadıklarımızı nasıl yorumladığımız, ne kadarını kabul ettiğimize göre değişebilir diyebiliriz o halde. bu hayatın içinde olmuş olmak yetebilir bir kişiye, bir kişi istediği herşeyi yapabiliyorken bile boşlukta hissedebilir kendini. yetinmeyi bilmek mutluluğun ilk adımıdır belkide. elinde olanları kabullenmek, anlamsız dediğimiz şeyleri güzelleştirebilir.

sen yükleyememişsin. yoksa olmaz mı.

sen ne anlam yüklersen odur.

hayatın anlamı yoktur halleri vardır.

mutlu olduğun andır hayatın anlamı.

dolu kadehi ters tut -anlamı yok
şarkısını aklıma getirdi. sözlerini seviyorum ama müziğine bayılıyorum.
bu saatte felsefik anlamlara bulaşmak istemiyorum. zaten aklım leonardo da vinci'nin "nasıl mutlu bir gün iyi bir uykuyu getiriyorsa mutlu bir yaşam da mutlu bir ölümü getirir." sözünde kaldı. bunu sorgularken uykulu beynim soru seline kapılıp, çelişkilerde sıkışıp kaldı. bunu bitirip sonra burayla oyalanmak için gelirim, bu başlığı yukarılarda tutunuz...

hayatın anlamı kişilerin bakış açısına göre değişir. anlam yükleyip yüklememek bizlere kalmış.

ben de sarı çiçeğin sarı, kırmızı çiçeğin kırmızı ve denizlerin balıkların içinde yaşamasının anlamını arıyorum ama bulamıyorum. evet denizler balıkların içindedir.

"sordum sarı çiçeğe" ile "çıktık açık alınla" arasında nefes almaya çalışan düdük makarnasıyız.. hangi hayat? an'larına koyayım ben o anlamların..

noluyoo yani işte.. işe gidip geliyoruz. akşamları uyuyoruz falan. uyanınca kahve çekiyoruz mideye. böyle böyle koptum hayattan. aaa bi bakmışsın çok içecek tüketmekten çişin gelmiş..

yıldım yıldım.

anlamıyorsan, anlamı da yoktur.