ikili ilişkilerde sık yapılan hatalar

ilişkiye fantazi olsun diye üçüncü kişiyi dahil etmeye çalışmak.

ikili ilişmek.

çok sevmenin her şeye yeteceğini sanmak, saygıyı unutmak, ikiden bir olmayı birinin benliğini yok etmek zannetmektir.

herhangi bir problemde araya üçüncü kişi müdahil etmek.

sevgili ilişkisinde kadın olanın sürekli başım ağrıyor demesi, seks yapmamak için aşırı nazlanması.

üçüncüleri dinlemek.

eylem görmeden söylemlerin doğru olduğuna inanmaktır net.
zaten kadın yada erkek çoğunlukla erkek kişisi o kendini anlattığı iddia ettiği şeylerle ilgili bir durum yaşandığında hiç de o anlattığı karakter gibi davranmaz, ilişkinin başında ne yapmak gerekir bilmiyorum, ben şahsen anlattığım gibi biriyimdir, çok hakim olmadığım hiçbir konuda süperim şahaneyim demem, genelde yapınca mesela yemek filan yapmayı da sevmem zaten ama, baya iyiymiş e sen baya biliyosun bu işi filan çok duyarım, benim söylediklerim ise, son zamanlarda sık yaşıyorum, e hani sen böyleydin, hani şunu yapıcaktın, erkekler yazık ya nasıl çaresiz, beyinleri öyle uyuşuyorki yuvarlak bişeyler gördüklerinde, ellerindeki donanım yetmeyince, ne var ne yok bildikleri hepsini kendi meziyetleri gibi anlatıyorlar, ve patlıyorlar, herkese de yalancı şüphesiyle de yaklaşılmiyor, hele benim için bir insanın yalan söylediğini düşünmek ayıp, bu aralar çalışmaya başladığım için çok sosyalleştim ve on yıldır da görece asosyaldim, büyük küçük herkes bir tuhaf, dürüst ve hanımefendi beyefendi insanlar yok yeni nesilde maalesef, artık böyle konuşmaya da başladığıma göre yaşlanmışız artık, emekli de olamadım, olaydım iyiydi...

fazla güvenmek; sevgili. kanki, panpaa, dost, fuckbody fark etmez. fazla güvenmeyeceksin insanoğluna, bir cümle ile hayat dersi ver deseler yine diyeceğim bu olurduı.

en büyük hata kıymet bilmezlik ve nankörlük. benim için bu ikisinin affı yok. işte kapı, orda sapıdır mottom böyle insanımsılara.

karşındakini kendin gibi zannetmek.halbuki herkes çok farklı.

anlam yüklemek ve olduğu gibi hoşlandığın kişiyi ilişki sırasında değiştirmeye çalışmak.

ilişki/evlilik basit bir olgudur. iki kişi hayatının devamında beraber yürürler tek olay bu. her şeyi beraber yapmak, karşındakini senin isteklerin doğrultusunda yönlendirmek, baskılamak, haddin olmayan konulara karışmak ilişkinin içinden geçen şeyler. özel alana girmeye çalışmak ilişkiyi bitiren yegane faktör.
ne sen bira seviyorsun diye o votkasından vazgeçer ne o kebap seviyor diye sen hamburgerinden. fedakarlık olur ama bu kişinin kendi isteği doğrultusunda olur dayatmayla değil. yapılacak en iyi şey avm ye gidip yemek yemek illa ki kebapçıya ve ya burgerciye gitmenin anlamı yok.

vazgeçilmezlik hissi ve özgüven zannedilen ben buyum tavrı bu ikili her ilişkinin kökünü dinamitler

karşınızdaki insanla bir ömür geçirecekmiş gibi triplere girmeyin.
o kadar sevmeyin, o kadar güvenmeyin, o kadar bağlanmayın.
%98 ihtimalle bir süre sonra ayrılacaksınız.
biraz salın.

ımm şey.

sevgilinin arkadaşlarına sataşmak ve bazılarından 250 gram diye bahsetmek diyeceğim ama gayet memnunlar.

*

baslik icerisinde hata olarak fazlasiyla yaad edilmis ama ben de belirtmeden gecemeyecegim. yapilan en sık hatadan ote, bir iliskiyi cikmaza goturen en buyuk hata iletisimsizliktir. bu konu nasil oldugundan bagimsiz her turlu insan iliskisinin mihenk tasidir. zira hata olarak gorulen her bir problemin cozumu ancak anlama/anlasilma ikilisinin iletisim icerisinde varligiyla mumkun olur. aksi durumda incir cekirdeginden hallice konular dahi birer sorun unsuru haline gelir ve ciftler icin zaman icerisinde yikima neden olacak kadar buyuk sorun teskil eder. yikim da genellikle yol ayrimidir ve cogu zaman bu yol severek dahi olsa tercih edilir. ki; genellikle el mahkum edilir.

hatalı başlangıçlar
bunun birçok türü var. mesela dış görünüşünü, fiziğini ya da götünü çok beğendiğin birine ben senin ruhunu/kalbini/karakterini sevdim diye palavra sıkmak. birinin dış görünüşünden, güzelliğinden etkilenmek ayıp değil ki. saçma klişelerin esiri olmak birçok ilişkide sorun oluyor. ben ciddi ilişki arıyorum kafası da böyle. tek olay evlenmekse söylersin ailene, akrabalarına bulurlar birini evlenirsin ama bir ilişkiye bak bu ciddi bir ilişki ha diye başlanırsa kafada hep bir sonraki adım olur. bu da insanın üzerinde yük oluşturur.

klişeler ve genellemeler
kadınlar böyle erkekleri sever, erkekler şöyle kadınları sever, kadınlar duygusaldır, erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer gibi zırvalarla zehirlenen çok fazla insan var. insanlar birbirine benzese de farklıdır. o yüzden bazen genele vurunca doğru görünse de bazı şeyler elinizde patlar, karşınızdaki insana sökmez. bu klişe ve zırvalar o kadar rağbet görüyor ki öğretileri, eğitimleri falan satılıyor, yayınlanıyor.*

açık iletişim eksikliği diye düşünüyorum, hem de tüm sorunların kaynağının da buradan geldiğine çok inanıyorum.

ikili ilişki kurmak. ilişkide ikinci bir kişiye gerek var mı gerçekten?

şahsen ben yıllarca içinde hep yalnız bırakıldığım, yalnız kaldığım ilişkilere meylettim. ben meylettim evet çünkü enerjim ve frekansım hep bu doğrultudaydı. bir şekilde bir ilişkinin dinamiğine uyum sağlama becerim yoktu. mesela dünyayı o kişiden ve o ilişkiden ibaret sanıyordum. aman üzülmesin aman ne düşünür aman ne ister aman şimdi keyfi nasıldır aman sorunu var hemen çözeyimler... bilmem neler...

ve evet yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi 'karşımdaki insanla bir ömür geçirecekmiş tripleri' hatta yok mu arttıran ben bir kaç yaşam geçirdiğimi ya da geçirebileceğimi sanma hallerindeydim. sakin ol şampiyon. az bir dur bir nefes al. kimse kimsenin mecburi istikameti değil. ya da kimse kimsenin sahibi. ya da kimse kimseye annelik, babalık ne bileyim bankalık ya da eskortluk yapmak için gelmedi.

bir insan hayatımıza girdi biz ondan bir şeyler aldık o bizden. biz ona bir şeyler kattık o bize. gelişim ve dönüşüm yolculuğunda level atlattı bize ya da tepetaklak indirdi ve alt levellerde bir süre seyrisefa etmemize sebep oldu ve öğrendiklerimizle 3, 5 level yukarı ivmelendik. sağımız solumuz yara bere üstümüz başımız az çamur oldu ama olsun. biz öğrendik. değiştik ve dönüştük. ya da hala o yolda ilerliyoruz.

kimisi en derinlerde ki sancılarımıza aynalık yaptı. kimisi karanlık kuytu köşelerimizi bir tokat gibi vurdu yüzümüze. kimisi travmalarımızın fitilini ateşledi. kimisi kapalı sandıklara sakladığımız duygularımızı açığa çıkardı. kimisi en çok annemize benziyordu. kimisi en çok babamıza. kimisi son üç ilişkimizin kahramanıyla aynı gibiydi. bu bir döngü evet. bu bir döngü dedi ruhumuz. bedenimiz belki bir kaç döngü daha devam etti anlamak için. hepsi bize hizmet etti. hepsi bizi bizle tanıştırma yolculuğunda bir duraktı sadece. görevlerini yerine getirip gittiler. kimisi hala yanı başımızda. içimizi kanata kanata orada durmaya devam ediyor. ne biz sıyrılabiliyoruz bu çıkmaz sokaktan ne onun bizi bırakmaya niyeti var. konfor alanı olmuş bizim için aksini zaten bilmiyoruz. aksi bizi korkutuyor. iyi olacağımızı bilsekte o adımı atıp ondan uzaklaşamıyoruz. bir kısır döngü aynı ilişki içinde itmeli çekmeli nefes almama alanı. onunda bize göstermek istediği bir şey var? öğretmek istediği bir şey? ama ne?

her insan her durum bu tiyatroda bu oyunda bize biz olduğumuzu hatırlatmak için çıkıyor karşımıza. derinlerde bir yerlerde duran bizi açığa çıkarmak için. parlatmak, saflaştırmak, özümle kavuşturmak.. kendimle tanışma yolculuğumda hepsi birer merdiven. doğru soru benim ne anlamam gerekiyor? bu insan bu durum benim hayatıma neden dahil oldu? bana ne öğretmeye geldi? gerisi zaten çorap söküğü.

ilişkilerden beklentimiz o kadar fazla ki. kendimiz kuruyor kurguluyor idealize ediyor ondan sonra sen niye buna uymadın diye hasbel kader hayatımıza girmiş bir kişiyi suçluyoruz. hala anlamadın mı? yok anlamadın. neyse efem. ister deli saçması de ister kabul et. bu da senin tekamülün. sevgiyle kal. ruhundan öpüldün.

güvenmek, bir insanı gereğinden fazla anlamlandırıp büyütmek, yapılan her hataya karşı affedici olmak.

aceleci davranmak, niyet okumak, kaba davranmak ve kendin olmamak.