101.
değer verdiği birinin hayatında daha değerli birilerinin olduğunu görmesi.
devamını gör...
102.
anne ya da babanın hasta olması, o an uzakta olman ve elinden bir şey gelmemesi.
allah belasını versin şu durumun.
yeri gelmişken söylemeyi unutmadan eklemek istiyorum; bir dilek hakkım varsa onlardan önce ölmeyi diliyorum.*
devamını gör...
103.
detay vermek istememekle birlikte, umudunu allah'a bağladığın doktor karşısındaki anlardır.
takdir allah'tan, derman doktordan diye bir umut iki dudağına bakarsın.
devamını gör...
104.
hayatta bolca bulunan şeyler.
devamını gör...
105.
12 gündür ablam yoğun bakımda ve günde 1 kez doktorun arayıp bilgi verdiği elden birşey gelmeyip çaresiz bir şekilde beklemek. allah şafi ismi ile tüm hastalarımıza acil şifalar versin
devamını gör...
106.
çocuğun yan odada ağlarken onu teselli etmenin bir yolunun olmaması
devamını gör...
107.
yazasım geldi sözlük, başlığı gördüm ve "işte bu" dedim belli belirsiz olarak.

çaresiz hissetme mevzuusuna gelecek olursak aslında her ne olursa olsun kendimi "hiç çare yok*"modunda hissetmedim. ama şu şekilde hissettiğim muhakkak: "ne yapacağımı bilemiyorum" aslında bu da bir çaresizlik durumu fakat burada bir şekilde çarenin olacağını biliyorsunuz bu durumun geçici olduğunu biliyorsunuz ama o an elinizden gelecek bir şey yokmuş gibi hissediyorsunuz.

perspektif geliştirmek zor.

karakter ve ahlak geliştirmek zor. her şeyi geçtim ulan, gülümsemek neden bu kadar zor?

bebekken, daha dil ve düşünce yokken, doğal bir mutluluk ve gülümseme vardı halimizde sanırım ama şimdi neden yok?

neden ben gülümsemek için, mutlu olmak için her zora düştüğümde bir karşı cins arıyorum?

müslüm gürses'in bir şarkısı vardı: yıkılsın minareler açılsın meyhaneler diye.

ben de bu tanımlayamadığım ruh hallerinde "yıkılsın karşı cins açılsın ucu bucağı sonsuz yalnızlık" diyorum.

ciddiyim, * ve gelme, istemiyorum.

yine de içimdeki o belli belirsiz ses (belki de hiç olmayan ama yine de var sandığım ruh rehberim):

"üzülme, bütün bunlar daha yüksek bir hayır için meydana geliyor, ben senin yanındayım ve seni destekliyorum, sen kendin olma yolunda ilerliyorsun, ruhun dar patikalarda, dağın zirvesine tırmanırken, kaygan kayalıkların altında ve sert toprağın üzerinde, güneşin de hiçbir şekilde vurmadığı bir kör noktada saplanıp kalmış olabilir; ama ben senin yanındayım*" diyor sanki.

yine de o yüksek hayra inanıyorum ne yapayım. esnek olmaya çalışıyorum. gelen olumsuz kuvveti kullanıp onu da ilerleme vasıtam yapmaya çalışıyorum, "olacak" beklentisi içinde olmaya çalışıyorum, olacak..
devamını gör...
108.
insanın hayatta sık sık başına gelen durum en çaresiz anlar ise hiç şüphesiz sağlıkla ilgili meseleler.
devamını gör...
109.
ölüm bundan gayrısı lâfügüzaf.
devamını gör...
110.
şimdiye kadar her hastalandığında annen sana bakmıştır, nazını çekmiştir, başında beklemiştir, iyileştirmiş seni. sonra bir dönem gelir yanı başında duran oda arkadaşından bir ilaç dahi isteyemezsin ya tam o an işte
devamını gör...
111.
bayii de iddia kuponu dolduran erkek duruşu. aniden istemsiz şeyler olabilir...
devamını gör...
112.
gece 2den sonra balkonda noluyor dediğim an...
devamını gör...
113.
geleceğimi düşünürken...
ülke ekonomisi içerisinde kendimizi yırtarken her geçen gün gelen zamlar cahilleşen insanlar kendi ceplerini dolduran malum parti...
bunları düşündükçe ne geleceğime heves ne ülkeme sevgim kalıyor...
devamını gör...
114.
çok sevdiği, değer verdiği insanın bütün çabalara rağmen onu anlamaması.
devamını gör...
115.
26 yaşında tuttuğumu kopardığım, gerçektende güçlü olduğumu hissedip istediğim bir çok şeyi başardığım bir dönemde, gücü, kudreti ilk gördüğüm adamı, babamı yaklaşık 20 dakika cançekişirken izlemiştim. o gün bu gündür aczimide, gücümü de unutmam.. ikisinin de sınırını bilirim..
devamını gör...
116.
çaresizlik nedir bilir misiniz bence. sadece 4 harf "ölüm" bir kefen içinde üstü tahta ile kapatılıp, her atılan bir kürek toprak ile toprak altında kalan kişi ile umutların, hayallerin, geleceğin de gömülmesidir. yapacağın bir şey yoktur ki yapasın. kendini teselli edersin sadece şu şekilde;
ölüm parayla satın alınsa "nemrut" alırdı.
çıkmadık canlara derman bulunurdu.
" lokman hekim" ölmedi mi?
sonra gözünü açtığında her an gelecek gibi hissedersin ama bu asıl çaresizliktir. zamanla buna alışmaya çalışırsın bu çaresizliği öğrenmeye çalışırsın uykuların kaçar, yemek yerken gözlerine baktığın kişinin gözleri yoktur karşında budur çaresizlik... ve daha niceleri...
devamını gör...
117.
hayatımda en çok çaresiz hissettiğim an bir adaletsislik iftira sonucu içeriye düştüğüm andı. 4 duvar arasındasınız ki hücrede de kaldım. bir sorunuzu cevaplayan yok oradan çıkışınız yok gibi düşünüyorsunuz. tek gördüğünüz beton duvarlar. en güvendiğiniz kişi bile sizi oradan tutup alamaz.

kimseye suçsuz olduğumu anlatamadığım o dönem çok çaresizdim hem boşuna oradayım hem de suçlu durumunda.

insan böyle durumlarda ancak yaeadana sığınıyor.
devamını gör...
118.
çaresiz olduğu andır :)
devamını gör...
119.
deprem anı. geçen yaz istanbul'da bir deprem oldu, olduğum yere çakılıp sadece "deprem oluyor!" diye çığlık atabildim, bir de o uğultu.. ciddi bir uğultuydu aha dedim o büyük deprem geliyor. neyse ki ben çığlığı atana kadar bitti.. allahım bir daha yaşatmasın.
devamını gör...
120.
hastane koridorunda beklemek sanırım benim için
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insanın kendini çaresiz hissettiği anlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim