karadeniz insanı

eşekler ile cinsel ilişkiye girmedikleri, çocuk yaşta kızları evlendirmedikleri, aşiret kurmadıkları, töre cinayeti işlemedikleri, devletin elektriğini ve vergisini çalmadıkları için sevilmeyen insanlardır. trabzon'a olan nefretin tüm bölgeye yayılmasının nedeni budur, 3-5 isim değil.

not: trabzon'lular, çok iticisiniz la.

geçmiş zaman trabzon maçka'da yaşayan bir kahraman aga varmış. maçka'lılar muhtemel bilir, hatırlarlar kendisini. rahmetlinin şu veciz sözü muhteşem bir olgunluğun göstergesi..

yaparsun torinum yaparsun.

kahraman aga köyde işleriyle meşgulken yeğenlerinden biri çıkıp saygısızca adama sataşmış, sövmüş.
kahraman aga garip, kendi halinde, işinde gücünde bir insandır. bu sevimli adam burnundan soluyan, taşkın, saygısız ve ahlaksız bir gence her ne kadar (yaparsın, aslansın, sensin) ders niteliğinde bir cevap versede o gün bu olaya tanık olan hemen herkes gülme krizine girer. anadoluda kahraman aga gibi nice bilgelik timsali insanlarımızın gerçek değeri anlaşılamamakta ve öldükten sonra bile kahkahalarla hatırlanmaktadırlar. oysa o örnek davranışlarda ve sözlerde ne büyük derinlikler mevcuttur. söven birine uyup küfretmek en kolay şeyken bunu yapmamak büyüklük gerektirir.

bu vesileyle kendisiyle tanışma şerefine nail olamasam bile adını sıklıkla işittiğim bu güzide adamı bir kere daha rahmetle anıyorum. böyle değerlerimize de sahip çıkalım, saygı duyalım. sevelim.

mert , yiğit ve gözüpektir. hele kadınları tam bir amazondur.

sinirli ve haksız olurlar, bu da daha fazla sinirlenmelerine yol açar, lol. tek eşi olana daha rastlamadım, gidip de hemen çevrenizi kurcalamayın gece gece bir yuva daha yıkılmasın şimdi. bugün ikinci gömüşüm oldu, darısı üçe.

bunlardan bir tanesi bizim lisede öğretmenimizdi. dil ve anlatım diye uydurma bir ders vardı o zamanlar. 165 var yok boyu. herifin müthiş bir karadeniz şivesi vardı ama dil ve anlatım öğretiyordu bize. türkçe şöyle konuşulur böyle konuşulur diye ahkam kesiyordu. sinirli bir adamdı. biz dursun derdik kendisine. fıkralardaki dursun. neyse, olayın özüne geleyim. derste yanımdaki arkadaşla konuşuyorken bu bir anda celallendi bana. bağırmaya çağırmaya başladı. ali kıran baş kesen oldu pezevenk. hakaret filan ediyor. ben de karşılık verdim. bağırışma çağırışma derken bu dersten attı beni. kütüphaneden bozma bir oda vardı. pis işler için kullanıldığı hep söylenegelirdi. beni git orada bekle dedi. hay hay dedim. o zamanlar kanımız kaynıyor. okulun en popüler piçlerinden biriyim. gittim odaya oturdum. bir de sigara yaktım. bekliyorum paşayı. sınıfta sevgilim filan var. aşırı tepki vermesi zoruma gitti. gözlerim doldu. geldi bu. söndür sigarayı lan dedi. yine hay hay dedim. söndürdüm. biraz yumuşamış görünüyordu. hayat hikâyesine doğru gittiğimiz hissi beni sıkmaya başladı. şöyledir böyledir anlatıyor özgeçmişini. hiç ilgimi çekmiyor. ben samsun bafralıyım dedi. yani? dedim. biz çocuk yaşlarda belimize silah takmaya başlarız dedi. güldüm. senin ecdadını bilmem ne yaparım dedi. siz nerede olduğunuzu bilmiyorsunuz dedim. burada deniz yoktur belki ama kanallar çoktur dedim. o ne demek lan dedi. anlarsınız dedim. odadan çıktım. yaşadığım yer on bin kişilik bir kasaba. dışarıdan gelen sekiz on kişi hariç tamamı sol politik bilince sahip alevilerden oluşan bir yer. bu bafralı delikanlının daha önce de ileri geri konuşmaları olduğu biliniyor. kimse camiye gitmiyor filan diye tatava yapıyordu derslerde. bazı kız arkadaşlara da "dikkatli" baktığı gözümüzden kaçmazdı. şimdi bu benim ecdadımı bilmem ne filan yapıp beni tehdit edince zamanın geldiğine kanaat getirdim. ben bir şey yapamazdım, okulu bitirmek lazım. haber uçurdum. bafralı gerçekten çocukken beline silah takmış mıdır bilinmez. lakin bilinen bir şey var ki, bizim oralarda silah filan gerçekten çoktur. bir savunma refleksi olarak sanırım hemen her evde bir şeyler vardır. dahası örgüt filan işlerine bulaşmış kişiler de vardır. eski dev-solcu epey vardı sözgelimi. kabzaya dev-sol yazısı kazınmış silahları bizzat gördüm ben. ben gerekli kulağı kesiklere mesajı ilettim. bunu bir güzel uyarsınlar dedim. bafralıyı okul çıkışı arabaya aldılar. dedim ya bizim oralarda deniz yoktur ama kanal çoktur. bunu kanalların birine götürüp bir güzel okşamışlar. bafralıyı getirdiler okulun önüne. arabadan indiğinde ağzı burnu yamulmuştu. ağlamaklı sesler çıkarıyordu. birkaç tokat daha attılar. teşhir ettiler iyice. bu çocukları silahla filan tehdit edersen seni ovalara gömeriz dediler. bafralı gitti daha sonra. belki çocukluğunda beline silah taktığı memleketine dönmüştür.

iltica etmek için kürtçe öğrenen örnekleri mevcuttur.
buradan

bir de şivem olaydı mis gibi olacaktı ama
şivesiz karadeniz uşağıyim benda

kadınları erkeklerinden daha çalışkandır.

kadınları şahanedir, nerden biliyorum acaba!
bu arada erkekleri de diğer yöre insanına göre daha yakışıklıdır, en azından iç anadolu insanına göre.
yani hem güzeliz hem akıllıyız, haliyle biraz daha kolay patlıyoruz ama yani patlatana.
patlatmayın abicim bizi.

penumdur ,77 göbek karadenizliyim. 4 tarafından. batum,trabzon,mecidiye-tulca-kırım.

yalnız annem ki kasımpaşalı'dır ,antik zamanlarda 2 kurban kestim seni karadenizlilikten çıkarttım demişti. atası trabzonlu'dur.

birisi akıllı diye yazmış ki herhalde doğu karadeniz'i kastetmiş ,bir icat yapmamış millettir ,karalahana yemekten beyin tunne.

silahım olmadan asla dışarı çıkmam diyen insanlar. yaptıkları her türlü işi, şımarlıklığı ve artist hallerini karadenizli olmalarına bağlarlar.

“ben karadenizliyim. sinirlenenince hamsiye dönüşüyorum” diyenine henüz rastlanmadı.

cv lerde benim eleme sebebim bu kadar netim.

bir tanesi ülkenin içinden geçti, sırma saçlı olan ülke vatandaşlığının içinden geçti bana bu kadar referans yeter.

4 kuşaktır izmit'te olmama rağmen nerelisin diye soranlara direkt trabzonluyum diyorum. gocunmuyorum, gurur duyuyorum. kadınları çalışkanlığı, mertliği ile birçok adamım diyeni cebinden çıkarır.
sanki kötü özellikler sadece karadeniz insanında varmış gibi yazılanları okurken hayret ettim.
misafirperverdir, cömerttir, başınız sıkışsa gerisini düşünmeden ilk yardımınıza koşacak insanlardır, tek eşli olanı göremezsiniz demiş birisi şaşırdım. en azından benim sahip olduğum içinde yaşadığım karadenizli insanlarda bırakın iki eşi olmayı, karısını aldatanı köye almazlar. bizim köyde iki eşi olan bir adam var köyün ne kahvesinde oturup çay içebilir ne marketinden alışveriş yapabilir. akraba evliliği yoktur, komşu kızıyla evlenmek bile son derece yanlıştır ve insanların size buna namus konusunda güvenilmez diye damga yapıştırmasına sebep olur.
her bölge insanının artı eksileri vardır.
malum bölge insanından daha çok ırkçılığa maruz kaldığımıza yemin edebilirim.