#televizyon dizileri
melis civelek'in kaleme aldığı 2022 yapımlı yerli dram türündeki televizyon dizisidir. dizi, show tv'de yayımlanmaya başlanmış olup gold film tarafından ekranlara sunulmuştur. konu, aynı kafada olan fakat farklı kültüre sahip iki ailenin bir araya gelmesini anlatmaktadır. bu iki aile, bir düğünle bir araya gelecek ve hayatları tümüyle değişecektir.
senarist:
melis civelek
başroller:
barış kılıç
evrim alasya
settar tanrıöğen
sıla türkoğlu
sibel taşçıoğlu
doğukan güngör
müjde uzman
melis civelek
başroller:
barış kılıç
evrim alasya
settar tanrıöğen
sıla türkoğlu
sibel taşçıoğlu
doğukan güngör
müjde uzman
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "camelkahverengi" tarafından 28.10.2022 20:04 tarihinde açılmıştır.
41.
ilk sezonuyla ciddi anlamda infial yaratan, farklılıklara vurgu yapan, ülkenin iki ayrı kutbunu anlatan bi diziydi, ya batacak ya çıkacak bi işti. çıktı belki ama şu an geldiği noktada batsa daha mı iyiydi acaba diye düşünüyorum. 3. sezon itibarıyla kimin ne olduğu belli değil aşureye dönmüş durumda. izlenecek yanı kalmadı, ben izlemiyorum artık.
devamını gör...
42.
"severek" izleyenlerinin mental koşullarını arzuladığım tv dizisidir. *
arada bir maruz kalıyorum ya da "bu aralar çok iyi hissediyorum ya, az biraz izleyeyim de cinlerim tepeme çıksın" diye homurdanarak kendi iardemle vuruyorum youtube'a.
tv'de, yayın saati çerçevesinde izlerken zaten reklam aralarına boğarak kanırtıyorlar saat 00:00'a kadar, bir de dizi içi reklamları var evlere şenlik*.
yorumlara bakıyorum yazmışlar hep "ay bu konuya dikkat çekmeniz çok iyi olmuş", " vay bak meme kanseri farkındalığı", "hımmm gündemdeki konuları işlemeniz takdire şayan, bravo"...
yahu allah aşkına, adamlar senaryo yazmıyor artık farkında değil misiniz? gündem, kamu spotu, reklam derken sizi her hafta yaklaşık bir buçuk saat oyaladiktan sonra, boşluklara olay örgüsü iliştiriyorlar sfsfs.
ilistirdikleri olay örgüsü de çapraz sevişme üzerine. o hafta sen bunla seviştin, o zaman şimdi bunla. ömer, abicim sen geçen hafta kıvılcım'laydın, üst üste olmaz bak sıraya gir, sen şimdi şununla olacaksın ama aslında o da bununla olacak. abdullah bey, kalbin ne durumda? var mı sıkışma, terleme? hah, güzel, yoksa seni şöyle alalım, meri hanım bekliyo... kıvılcım, ablacım bakma öyle eblek eblek, bak cemal bey tam role girmisken soyun... meri, tarkan şarkısı aç. tarkan'la meri. meri bak tarkan ile en az 15 dk geçecek sahnede şarkıları ve koreografiyi(!) ezberle.. ya kızım koreografi dediysek, çifte telli gibi işte bir iki sallan tamam, ne hareket çalışması, yayın gününe yetisicez hadi!...
e haliyle sacmaliyorlar tabii. niye, ortada hikaye yok ama "gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlama" * . koca istanbul'da üç aile üzerinden yürüyor bütün üreme işleri sfsfs. bu hayatı kim yaşadı bilmiyorum da, ondaki "ya ben bunu dizi yaptırayım, tutar. benim hayat hikayemi ve saçmalıklarımı herkes bilmeli" motivasyonunundan da istiyorum.
bunları izliyorlar, altta da yorum var bravo, meme kanseri farkındalık seysi diye sfsfs.
kimse yadirgamiyor x'deki bir iletiyi aynen replik olarak yazsalar filan.
bana sinir bozucu bir biçimde komik geliyor bütün bu kargaşa.
kızılcık şerbo severler, üzülmeyin * yine de...
arada bir maruz kalıyorum ya da "bu aralar çok iyi hissediyorum ya, az biraz izleyeyim de cinlerim tepeme çıksın" diye homurdanarak kendi iardemle vuruyorum youtube'a.
tv'de, yayın saati çerçevesinde izlerken zaten reklam aralarına boğarak kanırtıyorlar saat 00:00'a kadar, bir de dizi içi reklamları var evlere şenlik*.
yorumlara bakıyorum yazmışlar hep "ay bu konuya dikkat çekmeniz çok iyi olmuş", " vay bak meme kanseri farkındalığı", "hımmm gündemdeki konuları işlemeniz takdire şayan, bravo"...
yahu allah aşkına, adamlar senaryo yazmıyor artık farkında değil misiniz? gündem, kamu spotu, reklam derken sizi her hafta yaklaşık bir buçuk saat oyaladiktan sonra, boşluklara olay örgüsü iliştiriyorlar sfsfs.
ilistirdikleri olay örgüsü de çapraz sevişme üzerine. o hafta sen bunla seviştin, o zaman şimdi bunla. ömer, abicim sen geçen hafta kıvılcım'laydın, üst üste olmaz bak sıraya gir, sen şimdi şununla olacaksın ama aslında o da bununla olacak. abdullah bey, kalbin ne durumda? var mı sıkışma, terleme? hah, güzel, yoksa seni şöyle alalım, meri hanım bekliyo... kıvılcım, ablacım bakma öyle eblek eblek, bak cemal bey tam role girmisken soyun... meri, tarkan şarkısı aç. tarkan'la meri. meri bak tarkan ile en az 15 dk geçecek sahnede şarkıları ve koreografiyi(!) ezberle.. ya kızım koreografi dediysek, çifte telli gibi işte bir iki sallan tamam, ne hareket çalışması, yayın gününe yetisicez hadi!...
e haliyle sacmaliyorlar tabii. niye, ortada hikaye yok ama "gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlama" * . koca istanbul'da üç aile üzerinden yürüyor bütün üreme işleri sfsfs. bu hayatı kim yaşadı bilmiyorum da, ondaki "ya ben bunu dizi yaptırayım, tutar. benim hayat hikayemi ve saçmalıklarımı herkes bilmeli" motivasyonunundan da istiyorum.
bunları izliyorlar, altta da yorum var bravo, meme kanseri farkındalık seysi diye sfsfs.
kimse yadirgamiyor x'deki bir iletiyi aynen replik olarak yazsalar filan.
bana sinir bozucu bir biçimde komik geliyor bütün bu kargaşa.
kızılcık şerbo severler, üzülmeyin * yine de...
devamını gör...
43.
bu diziyi sitcom izler gibi izlerseniz belki keyif alabilirsiniz. cunku gercekten sosyal medyadan repliklerini yaziyolar. bi sey tutunca boyle bokunu cikaran ulkesi oldugumuz icin bunu da yapmasak olmazdi. neyse burdan baska bi yere cikariz o yuzden diziye doneyim. dogaya oyle bi partner getirmisler ki fatihi mumla ariyo izleyici. yani ben de ozledim yalan yok. ama konumuz bu degil. onceki sezonlarin kaos ortamlari ve partnerleri daha iyidi kisaca. ben izlemiyorum bu arada ama onume o kadar sık dusuyo ki izlemis kadar bilgimiz var cok sukur. neyse kisaca dizi alt ust olmus. bu espriyi de kizilcik serbeti fanlari anlayacaktir diye dusunuyorum ve derin analizler iceren entrymi noktaliyorum
devamını gör...
44.
ilk sezonunu severek izlerdim çünkü, olay örgüsünün içine yedirilen çatışma unsurları izleyicinin merakını diri tutabiliyordu ama bu sezon itibariyle dizi, klişelere boğulduğundan günden güne yasak elma olma yolunda ilerleyerek izleyiciye "sen de diğer türk dizileri gibisin." hissiyatını verdi. o yüzden de benim için ev işleri, yemek vs yaparken arka planda açtığım dizilerden biri oldu artık. bence ironik olan ise, ingilizce adının "one love"* olması. vıcık vıcık ilişkiler ağını izleyicinin gözüne sokalım ama dizinin adı, one love olsun. tamam o zaman, bu biraz da spoiler vermek gibisinden bir şey mi oluyor acaba? önünde sonunda vurgulanmak istenen tek aşk, doğa ile fatih'in aşkı mıymış? bunca entrika yaşanabilir ama onların aşkına bir şey olmaz, çünkü tek aşk, onların aşkı gibisinden mi? okey.*
devamını gör...
45.
görkem karakterini (bkz: ilber ortaylı)'ya benzeterek neyi amaçladıklarını anlamadığım garip dizi. kadın son 20-25 bölümdür söz ve davranışlarıyla herkese geri zekâlı muamelesi yapıyor. dizinin finalinde (bkz: einstein)'in beşinci nesil torunu çıkmasından korkuyorum.
devamını gör...
46.
dizideki "selamun aleyküm"ler, seküler karakterlerce hep duymazlıktan geliniyor. senarist, o karakterlere "aleyküm selam" dedirtince, laikliğin elden gideceğini sanıyor herhalde.* bu, dini bir öğe olmaktan öte bir şey, yani kim nasıl selam verirse, ona da o şekilde karşılık verilmesi bir görgü kuralıdır. selamun aleyküm diyen birine merhaba demek ya da merhaba diyen birine aleyküm selam demek görgüsüzlüktür...
devamını gör...
47.
pembe hanım tam hatun gibi hatun..
kimse eline su dökemez.
ayaklarına uzan dünyanın seyrine dal o derece anaç. hoş dilli. yanındayken gökyüzünde yıldızları saymalık bir kadın.
kimse anlamıyor pembe anneyi. o kadına çol üzülüyorum. ben olsam severdim.
kimse eline su dökemez.
ayaklarına uzan dünyanın seyrine dal o derece anaç. hoş dilli. yanındayken gökyüzünde yıldızları saymalık bir kadın.
kimse anlamıyor pembe anneyi. o kadına çol üzülüyorum. ben olsam severdim.
devamını gör...
48.
bu dizideki herkes neden bu kadar azgın anlayabilen var mı?
akılları hepsinin orada.
iğrençlik o ya amca yeğen aynı kadına gidiyorlar sevişmek için. ve yeğenin (fatih) eşinin de aynı şekilde amcayla mazisi var. ve bunlar sözde dindarlar. aldatan aldatana.
dizide bunun gibi iğrençliklerin haddi hesabı yok.
akılları hepsinin orada.
iğrençlik o ya amca yeğen aynı kadına gidiyorlar sevişmek için. ve yeğenin (fatih) eşinin de aynı şekilde amcayla mazisi var. ve bunlar sözde dindarlar. aldatan aldatana.
dizide bunun gibi iğrençliklerin haddi hesabı yok.
devamını gör...
49.
#3375592
muhafazakarlık denince akla nursema karakteri, içki, domuz eti ya da duvar kağıdındaki sevimli domuz çizimi gelen dizidir. dizideki karakterler de aynı bu şekilde, muhafazakarlığı, dini hassasiyetlerini kadının yaşam tarzına indirgiyorlar. mesela apo karakteri alev'den çocuk peydahladı, "aşık oldum" dedi geçti. ama nursema imama sarılamaz, absolutely haram! pembe iki kere iftira attı alev'e, herkesin arkasından konuştu, dedikodudan, yargısız infazdan bir saniye bile çekinmedi, oğlunun evliliğini yıktı ama dini bütün maşallah, namazında niyazında... domuzcuklu duvar kağıdını yırtarken kul hakkına bile girdi, haberi yok. fatih zaten fatih, babasına çekmiş hırt. bu arada mustafa'ya az hisse vererek de kul hakkına girdiler ailecek, yine sorun yok. nursema'yı zorla manyağın biriyle evlendirdiler, kadın camdan atıldı, hâlâ akıllanmadılar. bence senarist bok gibi dizi yazıyor ama muhafazakarlığı olduğu gibi resmediyor, orada bir sorun yok.
klinikte izliyorlardı, sardım ben de bu lanet diziye. hayır merak da ediyorum, sigara gibi, bırakmak istiyorum ama bırakamıyorum. çoğu zaman kahkaha ata ata, sitcom izler gibi izliyorum, öyle saçma. ama nursemalar var, onlar gerçek, aramızda yaşıyorlar. dilerim ki bir gün bütün nursemalar zincirlerini kırar, çakma muhafazakar aptal ailelerinin boyunduruğundan kurtulurlar!
muhafazakarlık denince akla nursema karakteri, içki, domuz eti ya da duvar kağıdındaki sevimli domuz çizimi gelen dizidir. dizideki karakterler de aynı bu şekilde, muhafazakarlığı, dini hassasiyetlerini kadının yaşam tarzına indirgiyorlar. mesela apo karakteri alev'den çocuk peydahladı, "aşık oldum" dedi geçti. ama nursema imama sarılamaz, absolutely haram! pembe iki kere iftira attı alev'e, herkesin arkasından konuştu, dedikodudan, yargısız infazdan bir saniye bile çekinmedi, oğlunun evliliğini yıktı ama dini bütün maşallah, namazında niyazında... domuzcuklu duvar kağıdını yırtarken kul hakkına bile girdi, haberi yok. fatih zaten fatih, babasına çekmiş hırt. bu arada mustafa'ya az hisse vererek de kul hakkına girdiler ailecek, yine sorun yok. nursema'yı zorla manyağın biriyle evlendirdiler, kadın camdan atıldı, hâlâ akıllanmadılar. bence senarist bok gibi dizi yazıyor ama muhafazakarlığı olduğu gibi resmediyor, orada bir sorun yok.
klinikte izliyorlardı, sardım ben de bu lanet diziye. hayır merak da ediyorum, sigara gibi, bırakmak istiyorum ama bırakamıyorum. çoğu zaman kahkaha ata ata, sitcom izler gibi izliyorum, öyle saçma. ama nursemalar var, onlar gerçek, aramızda yaşıyorlar. dilerim ki bir gün bütün nursemalar zincirlerini kırar, çakma muhafazakar aptal ailelerinin boyunduruğundan kurtulurlar!
devamını gör...
50.
içinden çıkamadığım rezil dizidir.
örgü örerken dinlerim diye çıktığım bu yolda, finale ilerliyorum. başlarda aklımı kaçırıyordum. şimdi tesiri azaldı.
dizide karakter gelişimi yok, daha fenası senaryo gelişimi ve takibi de yok. galiba senaristin hafızası da yok. mesela şu an 87. bölümü izliyorum ve fark ediyorum: ilk bölümlerde doğa'nın eve getirdiği köpekten korkan nilay önce papağan, sonra kuzu ve en sonunda 1-2 bölüm önce de bir kucak dolusu köpek soktu.
hangi bir iğrençlikten saçmalıktan bahsedeyim? bir anda murat soner'e dönüşmekten çok korkuyorum ama bu riski alıyorum...
fatih ve doğa baş karakterlerimiz, çiftimiz. doğa'nın hamile kalması ile evleniyorlar. kıvılcım'ın verdiği tepki zaten saçmalık, eğitimli ve eğitimci bir kadın kızını hemen ertesi gün kürtaj diye doktora mı götürür? doğa'nın kaçıp fatihe sığınması? ya kızım mal mısın? reşitsin. aldırmak istemiyorum desen zaten yapamaz kimse bi şey. tepende eli tabancalı emmioğulları yok. hayır bi de bu seküler aile bu hamileliğin kıvılcım tarafından öfkeyle karşılanmasına da şaşırıyor. bilmiyorum var mı bu coğrafyada kızının evlilik dışı çocuğunu kutlamalarla karşılayacak bir aile. bence her aile önce bi delirir buna...
ilerleyen bölümlerde doğa'nın teyzesi alev, fatih'in babasıyla ilişki yaşamaya başlıyor mesela. bu esnada annesi de fatih'in amcası (ömer) ile evli. tüm bunlar olurken fatih'in babası abdullah bey, fatih'in annesi pembe hanımla evli. nursema da alev'in arkadaşı umut'la evli. haaa bu arada doğa'nın babası ve kıvılcım'ın eski eşi olan kayhan da, ömer'in eski eşi olan leman'la evli. arkadaşlar sorarım size, bu muhafazakar veya seküler fark etmeksizin, hangi ailede mümkün? bunu dizilerde cidden oyuncudan tasarruf için yaptıklarına inanıyorum. çeşitli çiftler yaratmak istiyolar ve herkesi fütursuzca eşleştiriyorlar. :d
fatih doğa'yı aldatıyor, doğa ikizlere hamileydi onlardan biri ölüyo falan, boşanıyo bunlar. sonra fatih doğa'ya tuzaklar kurup bebeği alıyo, doğa'yı da eve dönmeye zorluyor. diyo hazır döndün evlenelim, doğa doğal olarak diyo çocuğum için döndüm evlenmem. sonra bi şekilde fatih veriyo çocuğu buna ayrılıyorlar.
bu esnada kıvılcım da ömer'den boşanıyor. o ara ömer barlarda takılırken bi hatunla yatıyo. a aa o da fatih'e buldukları psikopat görkem değil miymiş? yahu insan demez mi ya siz bu kızı tesettürlü diye bu oğlanla evlendirmek istiyosunuz ama bu kız geceleri böyle değil, bambaşka, bizim münasebetimiz oldu kızla diye? demiyor. abi bunu fatihe söyleyemedin, yengene söyleyemedin en azından abine söylersin clsklcldkfç.
o her şeyin ortaya çıktığı ve görkem'in kendini balkondan fırlattığı bölümde çok gülmüştüm allah affetsin. durun ömer'in sinir krizini bulursam ekleyeyim.
bütün bunlar olup biterken alev abdullah beyden hamile kaldı, pembe hanım boşanmam diye tutturdu ki ben çok arkasındaydım bu arada, bu sefer alev ben senin metresin olmam derken evli adamla yaşamaya başladı. derken dediğim başta böyle dedi sonra fikir değiştirdi değil, eş zamanlı fosjlfç. bi ara gitti pembe'nin evine yerleşti. düşünsenize kocanız, çocuklarınız, torunlarınız ve kocanızın sevgilisi bir arada. dkjslcşsl. alev doğum yapayım derken ölünce de doğurduğu çocuk pembe'ye kaldı...
bütün senaryo o kadar saçma ki, bununla kapışabilecek saçmalıktaki tek şey ex best kankimle olan ilişkimiz kfjskfşls.
kıvılcım'ın her hıyarım var diyene tuzla koşması mı dersiniz, diziye soktukları meri'nin alev bebek'e (abdullah beyin sevgilisi alev'den olan kızı) bir ömür dadılık etmeye ant içmesi ve para almadan bunu yapması mı? allahaşkına bu kadın nası geçiniyo biri bana söylesin flsklfç. ve niye kendini adadın bu çocuğa durduk yere? alev'le inanılmaz yakın bi ilişki yok, çocuğun ananesi, teyzesi, teyzesinin kızları falan hep hayatta? bu çocuğa kendini adamak niye meri 'ye kaldı anlamak çok güç.
bu arada kıvılcım'ın çokeşliliğini sorgulamak için hıyar tuz benzetmesi yapmıyorum. senaryoda bunlar o kadar hızlı olup bitiyor ki, gerçekten böyle bir imaj çiziliyor. üstelik çok katı, duvarları olan ve "ahlâk timsali" resmedilen kıvılcım fittiri fittiri adam değiştirip dururken, aşüfte ve fingirdek lanse edilen kız kardeşi alev bir şekilde abdulla beye aşık oldu ve öööyle kaldı. adamla ilişkisi yokken bile başkaları ile fingirdemeye duyguları müsade etmedi. ee, en başta niye o zaman bize bu kadınları böyle anlattınız? altını çiziyorum bana göre fittiri fittiri adam değiştirmek = aşüftelik gibi bir şey de yok. dizinin bize yansıttığı ağızla yazıyorum ve o yüzden bu ifadeleri kullanıyorum.
doğa'nın kız kardeşi çimen'in yaptığı inanılmaz lüzumsuz ve zottirik evlilik dramasına girmiyorum bile, 2 bölüm sürdü zaten. manyak mısınız niye senaryoya bu kadar manasız bi detay soktunuz? kız okuluna gidip geliyordu ne güzel cksjlc.
her şey o kadar saçma ve karışık ki, doğa ile fatih'i unuttum. bunlar ayrılınca fatih amcasının one night stand fikfiki görkem'le evlendi, o esnada doğa da üvey annesiyle fikfikleyen giray ile evlendi. şu an güncel olarak geri birbirleri ile yaşamaya başladılar ama doğa nikah kıymayı reddediyor.
bu da ayrı bir saçmalık. ulan insan bir adama aşıksa ama üzülüp yıpranmaktan korkuyorsa ilişkiye başlamakta ayak diretir. zaten siz aynı evde yaşıyonuz,çocuğunuz var, bildiğin aile hayatı, evlilik bu. ha eğer çocuğun velayeti konusunda bir çekincen varsa yine bişe olursa elimden alır da bana göstermez diye, bi avukatla falan konuşun vardır bunun bi anlaşması formülü bir şeyi. zaten sana bunu yapmış, çocuğunu elinden almış ve çocuğunu kullanarak seni kendisiyle yaşamaya mecbur etmiş bir adama niye ve nasıl aşk duyarsın ve bir daha yapabilir diye korkuyosan niye birlikte yaşamak istersin? hiçbir şekilde empati kuramadığım şeyler...
e kıvılcım da ömere döndü onlar da takılıyolar, ömer diyo gel evlenek, kıvılcım diyo yok evlenmem. ya siz allahtan belanızı mı istiyorsunuz? ne istiyorsunuz? şimdi de hamile, sinsi sinsi çocuğu aldırmaya kalktı.
bence bu da korkunç bir şey bu arada. tamam doğum kadının gerçekleştirdiği bir şey, tabii ki benim bedenim benim kararım, kürtaj kararını bence de kadın vermeli, ona hiçbir itirazım yok. ama hem duygularımla hem de aklımla bakıyorum ve mide bulandırıcı buluyorum arkadaşlar: seni seven bir adam var, mutlu bir birlikteliğiniz var. evlenelim diyor hazır değilim diyosun, tamam diyo beklerim. beraber yiyip içip sevişip aşktan bahsediyosunuz. bu adamdan hamile kalıyosun. tabii ki hamile kaldım diye çocuğu doğrumak zorunda değilsin, evlenmek zorunda da değilsin ama partnerine bunu söylersin. partnerine bunu söylemelisin ya, öteki türlü nerde ilişkide dürüstlük, nerde şeffaflık, nerde sevgi, nerde aşk, nerde güven?
dizideki en gerçekçi ve tek gerçekçi şey belki, nursema'yı zorla evlendirmeleri ve evlendirdikleri adamın da kızı camdan atmasıydı. o kısımlarda ağladığım sahneler oldu, şaka değil.
başlık açıldıysa karakterlere tek tek kin de kusarım belki. şimdi dizinin 87. bölümünün kalanını izlemeye gidiyorum flsjlcld.
örgü örerken dinlerim diye çıktığım bu yolda, finale ilerliyorum. başlarda aklımı kaçırıyordum. şimdi tesiri azaldı.
dizide karakter gelişimi yok, daha fenası senaryo gelişimi ve takibi de yok. galiba senaristin hafızası da yok. mesela şu an 87. bölümü izliyorum ve fark ediyorum: ilk bölümlerde doğa'nın eve getirdiği köpekten korkan nilay önce papağan, sonra kuzu ve en sonunda 1-2 bölüm önce de bir kucak dolusu köpek soktu.
hangi bir iğrençlikten saçmalıktan bahsedeyim? bir anda murat soner'e dönüşmekten çok korkuyorum ama bu riski alıyorum...
fatih ve doğa baş karakterlerimiz, çiftimiz. doğa'nın hamile kalması ile evleniyorlar. kıvılcım'ın verdiği tepki zaten saçmalık, eğitimli ve eğitimci bir kadın kızını hemen ertesi gün kürtaj diye doktora mı götürür? doğa'nın kaçıp fatihe sığınması? ya kızım mal mısın? reşitsin. aldırmak istemiyorum desen zaten yapamaz kimse bi şey. tepende eli tabancalı emmioğulları yok. hayır bi de bu seküler aile bu hamileliğin kıvılcım tarafından öfkeyle karşılanmasına da şaşırıyor. bilmiyorum var mı bu coğrafyada kızının evlilik dışı çocuğunu kutlamalarla karşılayacak bir aile. bence her aile önce bi delirir buna...
ilerleyen bölümlerde doğa'nın teyzesi alev, fatih'in babasıyla ilişki yaşamaya başlıyor mesela. bu esnada annesi de fatih'in amcası (ömer) ile evli. tüm bunlar olurken fatih'in babası abdullah bey, fatih'in annesi pembe hanımla evli. nursema da alev'in arkadaşı umut'la evli. haaa bu arada doğa'nın babası ve kıvılcım'ın eski eşi olan kayhan da, ömer'in eski eşi olan leman'la evli. arkadaşlar sorarım size, bu muhafazakar veya seküler fark etmeksizin, hangi ailede mümkün? bunu dizilerde cidden oyuncudan tasarruf için yaptıklarına inanıyorum. çeşitli çiftler yaratmak istiyolar ve herkesi fütursuzca eşleştiriyorlar. :d
fatih doğa'yı aldatıyor, doğa ikizlere hamileydi onlardan biri ölüyo falan, boşanıyo bunlar. sonra fatih doğa'ya tuzaklar kurup bebeği alıyo, doğa'yı da eve dönmeye zorluyor. diyo hazır döndün evlenelim, doğa doğal olarak diyo çocuğum için döndüm evlenmem. sonra bi şekilde fatih veriyo çocuğu buna ayrılıyorlar.
bu esnada kıvılcım da ömer'den boşanıyor. o ara ömer barlarda takılırken bi hatunla yatıyo. a aa o da fatih'e buldukları psikopat görkem değil miymiş? yahu insan demez mi ya siz bu kızı tesettürlü diye bu oğlanla evlendirmek istiyosunuz ama bu kız geceleri böyle değil, bambaşka, bizim münasebetimiz oldu kızla diye? demiyor. abi bunu fatihe söyleyemedin, yengene söyleyemedin en azından abine söylersin clsklcldkfç.
o her şeyin ortaya çıktığı ve görkem'in kendini balkondan fırlattığı bölümde çok gülmüştüm allah affetsin. durun ömer'in sinir krizini bulursam ekleyeyim.
bütün bunlar olup biterken alev abdullah beyden hamile kaldı, pembe hanım boşanmam diye tutturdu ki ben çok arkasındaydım bu arada, bu sefer alev ben senin metresin olmam derken evli adamla yaşamaya başladı. derken dediğim başta böyle dedi sonra fikir değiştirdi değil, eş zamanlı fosjlfç. bi ara gitti pembe'nin evine yerleşti. düşünsenize kocanız, çocuklarınız, torunlarınız ve kocanızın sevgilisi bir arada. dkjslcşsl. alev doğum yapayım derken ölünce de doğurduğu çocuk pembe'ye kaldı...
bütün senaryo o kadar saçma ki, bununla kapışabilecek saçmalıktaki tek şey ex best kankimle olan ilişkimiz kfjskfşls.
kıvılcım'ın her hıyarım var diyene tuzla koşması mı dersiniz, diziye soktukları meri'nin alev bebek'e (abdullah beyin sevgilisi alev'den olan kızı) bir ömür dadılık etmeye ant içmesi ve para almadan bunu yapması mı? allahaşkına bu kadın nası geçiniyo biri bana söylesin flsklfç. ve niye kendini adadın bu çocuğa durduk yere? alev'le inanılmaz yakın bi ilişki yok, çocuğun ananesi, teyzesi, teyzesinin kızları falan hep hayatta? bu çocuğa kendini adamak niye meri 'ye kaldı anlamak çok güç.
bu arada kıvılcım'ın çokeşliliğini sorgulamak için hıyar tuz benzetmesi yapmıyorum. senaryoda bunlar o kadar hızlı olup bitiyor ki, gerçekten böyle bir imaj çiziliyor. üstelik çok katı, duvarları olan ve "ahlâk timsali" resmedilen kıvılcım fittiri fittiri adam değiştirip dururken, aşüfte ve fingirdek lanse edilen kız kardeşi alev bir şekilde abdulla beye aşık oldu ve öööyle kaldı. adamla ilişkisi yokken bile başkaları ile fingirdemeye duyguları müsade etmedi. ee, en başta niye o zaman bize bu kadınları böyle anlattınız? altını çiziyorum bana göre fittiri fittiri adam değiştirmek = aşüftelik gibi bir şey de yok. dizinin bize yansıttığı ağızla yazıyorum ve o yüzden bu ifadeleri kullanıyorum.
doğa'nın kız kardeşi çimen'in yaptığı inanılmaz lüzumsuz ve zottirik evlilik dramasına girmiyorum bile, 2 bölüm sürdü zaten. manyak mısınız niye senaryoya bu kadar manasız bi detay soktunuz? kız okuluna gidip geliyordu ne güzel cksjlc.
her şey o kadar saçma ve karışık ki, doğa ile fatih'i unuttum. bunlar ayrılınca fatih amcasının one night stand fikfiki görkem'le evlendi, o esnada doğa da üvey annesiyle fikfikleyen giray ile evlendi. şu an güncel olarak geri birbirleri ile yaşamaya başladılar ama doğa nikah kıymayı reddediyor.
bu da ayrı bir saçmalık. ulan insan bir adama aşıksa ama üzülüp yıpranmaktan korkuyorsa ilişkiye başlamakta ayak diretir. zaten siz aynı evde yaşıyonuz,çocuğunuz var, bildiğin aile hayatı, evlilik bu. ha eğer çocuğun velayeti konusunda bir çekincen varsa yine bişe olursa elimden alır da bana göstermez diye, bi avukatla falan konuşun vardır bunun bi anlaşması formülü bir şeyi. zaten sana bunu yapmış, çocuğunu elinden almış ve çocuğunu kullanarak seni kendisiyle yaşamaya mecbur etmiş bir adama niye ve nasıl aşk duyarsın ve bir daha yapabilir diye korkuyosan niye birlikte yaşamak istersin? hiçbir şekilde empati kuramadığım şeyler...
e kıvılcım da ömere döndü onlar da takılıyolar, ömer diyo gel evlenek, kıvılcım diyo yok evlenmem. ya siz allahtan belanızı mı istiyorsunuz? ne istiyorsunuz? şimdi de hamile, sinsi sinsi çocuğu aldırmaya kalktı.
bence bu da korkunç bir şey bu arada. tamam doğum kadının gerçekleştirdiği bir şey, tabii ki benim bedenim benim kararım, kürtaj kararını bence de kadın vermeli, ona hiçbir itirazım yok. ama hem duygularımla hem de aklımla bakıyorum ve mide bulandırıcı buluyorum arkadaşlar: seni seven bir adam var, mutlu bir birlikteliğiniz var. evlenelim diyor hazır değilim diyosun, tamam diyo beklerim. beraber yiyip içip sevişip aşktan bahsediyosunuz. bu adamdan hamile kalıyosun. tabii ki hamile kaldım diye çocuğu doğrumak zorunda değilsin, evlenmek zorunda da değilsin ama partnerine bunu söylersin. partnerine bunu söylemelisin ya, öteki türlü nerde ilişkide dürüstlük, nerde şeffaflık, nerde sevgi, nerde aşk, nerde güven?
dizideki en gerçekçi ve tek gerçekçi şey belki, nursema'yı zorla evlendirmeleri ve evlendirdikleri adamın da kızı camdan atmasıydı. o kısımlarda ağladığım sahneler oldu, şaka değil.
başlık açıldıysa karakterlere tek tek kin de kusarım belki. şimdi dizinin 87. bölümünün kalanını izlemeye gidiyorum flsjlcld.
devamını gör...
51.
ben artık şerbo izlemiyorum. hem cuma gecemi ona veremem hem de fantastikleşti iyice. bir iki gün sonra hızlandırarak resimlerine bakıyorum ve sadece ömer'i izliyorum.
bu apo'nun aşk böcekliği de sıktı. nursema ve pinko'ya davranışlarındaki tutarsızlığının yanında nedir bu seküler beyaz türk kadın düşkünlüğü. ayrıca bu kadar çabuk elele tutuşup sevişmeye gitmeleri nşa da mümkün değil. az saygı yahu alev’in anısına.
bu apo'nun aşk böcekliği de sıktı. nursema ve pinko'ya davranışlarındaki tutarsızlığının yanında nedir bu seküler beyaz türk kadın düşkünlüğü. ayrıca bu kadar çabuk elele tutuşup sevişmeye gitmeleri nşa da mümkün değil. az saygı yahu alev’in anısına.
devamını gör...
52.
benim için "kızılcık şerbo" olarak tanımladığım dizidir. hiçbir entryi henüz okumadım, fikirlerim etkilenmesin istedim. yaprak dökümü tadında uzun bir şeyler yazacağım büyük ihtimalle ve bol bol spoiler içerecek.
edit: bu arada sissy'ciğim olay örgüsünü çok güzel özetlemiş, kimin eli kimin cebinde net öğrenmek isterseniz #3391452">#3391452 bakınız, zira ben daha duygularımı ve nefretimi kustuğum bir entry girişi yapmış bulundum. edit sonu.
dizi ilk başladığında hayatımda yaşadığım en sağlıklı ilişki içerisindeydim. öyle ki kaossuzluğumuzdan sıkılıyordum bazen. ailemden farklı bir şehirde yaşıyordum o zamanlar. bizimkilerin yanına gidip gelirken hafta sonları diziyi izledikleri için ben de dolayısıyla birkaç bölümüne denk geldim zamanında. o zamanlar daha çok başıydı, 3. hadi bilemedim 5. bölümlerde filandı. benim bütün travmalarımı hortlattı bu dizi. çünkü eski erkek arkadaşımın, böyle demek çok yanlış, eski deccal narsist ex'imle olan aile farklılıklarımızın diziye yansımış haliydi. seküler kız, muhafakazar erkek. dizide aslında temel olarak bunun üzerine kurulmuş. ancak iki taraf da bu kadar rezil temsil edilebilirdi. tam olarak iki tarafında en uç tarafı yazılmaya çalışılmış. ancak olmamış yani. kendimden biliyorum özellikle seküler taraf. zır cahil gösteriliyor dizide devamlı. özellikle doğa'nın bilmediği dini bilgileri insanın aklı mantığı almıyor. abi siz gerizekalı mısınız? herkes ama herkes din kültürü dersi alıyor bu ülkede ve en sekülerinden en muhafazarkarı temel islami bilgileri öğrenmek zorunda bırakılıyor zaten. ben daha etrafımda hiç doğa kadar zır cahilini görmedim. din kültürü derslerinde 1 sene de yalnızca 40 dk falan diğer dinleri öğreniyorsunuz zaten. kalanı safi müslümanlık.
dizide bir diğer saçmalıkta senaristin aldığı tepkilere göre olayları yazıyor, karakterleri birbiriyle shipliyor oluşu. kardeşim sezonlardan önce oturup toplantı yazıp karakter akışlarına karar versenize? neden bu kadar yumurta kapıda gibi dizi yazıyorsunuz? ama varya bizim yüzümüzden. her şeye rağmen izlemeyi bırakamadık.
şuandan itibaren de spoıler içeren kısma dalış yapıyorum, kesin yine sığmaz, boşuna spoiler sekmesine yazmakla uğraşmayacağım. o yüzden, spoıler anacım, her yer spoiler buradan sonra.
bu absürtlük karakterler bize tanıtılana kadar devam etti, diziye alışma sürecinde yani. en absürtlerinden biri fatih'in aileyle tanışmaya geldiği akşam kıvılcım'ın direkt "ne alırsın fatih, viski, şarap?" girişiydi. ulan türk örf adetinde tanışmaya gelen damat adaylarına ne zamandan beri bunlar ikram ediliyor? saçmalamayın ya max. türk kahvesinin yanında likör koyuyolardır. damat olunacağı kesinleştiğinde mesela kızın babası amcası vs bir alkol gecesi düzenler bazı adetlerde. erkeğin içme kapasitesini görmek, ne kadar sapıttığını görmek için vs. o bambaşka bir konu.
daldan dala atlıyorum lakin çok doluyum bu diziye. karakter evrimi falan zaten yok, belki sissyciğim tanımında bahsetmiştir nursema'nın karakter evrimine şuanki imam karakteri asla uymuyor mesela. herkes bambaşka davranıyor gerçekten yazılan senaryoya göre.
pembe ve kıvılcım iki ayrı uç ve ikisini de allah affetsin rezalet karakterleri var lakin kıvılcım çok daha çifte standartlı. ben iyisi yine karakterleri ayrı ayrı inceleyeyim.
kıvılcım: ya kıvılcım karakteri kendi ayakları üstünde duran, bağımsız, ekonomik özgürlüğünü elde etmiş olarak tanıtıldı. tam olarak hangi aşamada bir erko bireyi olmadan bir iş bulamayan biri haline dönüştü bu kadın ya?! bak çilemden çıktım yine. kıvılcım mesela nasıl oldu da ünallar holdingde çalışmayı kabul etti? allah'ım zıvanamdan çıkıyorum. bu kadına çok öfkeliyim, dolayısıyla senariste daha çok öfkeliyim. duruşlu ve karakterli bir kadın olarak çizdiğiniz karakteri, ergenlik tribinden çıkamayan bir kadın haline çevirdiniz. gerçek hayatta böyle bir kadının barda tanıştığı manasız bir erkoyla bu kadar kısa sürede böyle işlere girişmesi çok manasız. hadi erto'ya sinyal verip duygusal açlığını doyurmasını falan geçiyim yani. oralara falan girersek zaten çıkamayız. rezalet bir karakterdir. iki yüzlüdür. son bölümde bebek aldırcam tribine kapılıp yine 16 yaşında bir ergen gibi davranmıştır. çok bencildir, ilişkisinde de sadece ilgi almak için orada durur. karşısındakiyle asla ilgilenmez.
pembe: nefret ettiğim kadın ve kaynana profili. her şeyi çıkarlarına göre dizayn eder. çıkarlarına dini de bahane eder ve her zaman din kılıfı altında bize istediklerini kaktırır. yüzüne karşı çok iyidir ama arkanı döndüğün an dedikodunu yapar, insanları sana karşı doldurur. gerçek hayatta da tanıştığım bir kaynana adayı profilidir, zira bana mental olarak en çok zarar vermiş insanların başında da gelmektedir. allah sizin gibileri bildiği gibi yapsın iki yüzlü .... taneleri. zaman zaman pembeye üzülüyorum, hayattaki tek başarısı 3 çocuk yetiştirmiş olmak ve bu 3 çocuktan sadece mustafa'nın gerçekten saf ve iyi kalpli olması şoku. son bölümlerde artık pinko hanımın eline kozlar verildi de verildi. ha birde görkeme bir tane patlattığı bölümde bi oh be iyi oldu demiştim, zira görkem de ne deccaldi ya, ne olursa olsun pembik hatun o iftirayı hak etmemişti, işte o an ona çok üzülmüştüm.
fatih: sen zaten erkeklerin yüz karasısın, nefret ediyorum senden nefret. o öfke problemini alıp burka burka sana geri sokmak istiyorum seni küçük anasının kuzusu. yılanın başı sensin zaten. bir duruşun olsaydı da orta yolu bulsaydın zaten diziyi hiç izleyemezdik herhalde. görkemle cart diye evlendin ya sana müstahak oldu o kadın. onu da doğa gibi örseleyebilseydin doğa'yı aramayacaktın bile geri. ne abine saygın var ne amcana. ikisi de sana asla kötülük etmemiş seni her ne yaparsan yap geri kabul etmiş insanlar, sana yazıklar olsun karaktersiz fatih.
doğa: sen bu yaşa bu tepkisellik ve gerizekalılıkla nasıl geldin inan hiçbir fikrim yok. gözlem yeteneğin, insanları idare etme yeteneğin zaten yok, nasıl gelişmemiş anlamadım. neyse fatih'ten sonra azıcık gözün açıldı diyecektim ki allahım o eczacı seküler erko kılıfındaki şerefsizin adını unuttum, onla da nasıl hemen evlendin ya? kimse seni evden kovmadı etmedi, annen evlen diye baskı kurmadı. şaka gibi olan karakterdir.
apo: uzun uzun adını yazmayacağım, sana o kadar bile saygı duymuyorum. muhafazakar 50+ erkeklerin özeti gibisin, hiç farklı olduklarını düşünmüyorum, göremedim de. burada sıkıntı olan eğer gerçekten sana baktıysa o alev'in filan nasıl baktığı, şimdi de temu işi alev'in (ışıldı galiba adı) sana nasıl bakıyor oluşu. bunlar işte hep daddy issues arkadaşlar başka bir şey değil.
görkem: ah benim küçük borderline olduğunu tahmin ettiğim manyağım. keşke bu mal fatih için kendini derbeder etmeseydin. hepsini ne güzel de mum etmiştin, çanta alışlarınla, cinnet geçirip nilay'ı yola getirmenle vs. mükemmel de güzel bir kadındın. dizide en sevdiğim karakterlerden biriydin bazen hepimizi sinir etsende. ünallara müstahaktın yani, özellikle pinkoya.
nilay: nilay'a başta uyuz olduk falan ama, her dediği doğru olan, kendi çapında kimseye zarar vermeyen kaoslar yaratan deli karakter. nilay ne diyorsa doğrudur ve herkese nilay- mustafa evliliği dilerim. birbirlerini en güzel seven, en güzel destek olan dizide gördüğüm power-couple'ım ahahah. mustafa'nın çocuğun kendinden olduğuna inanmadığı yerler de yine senaristlerin halt etmesiydi. lanetler gelsin öyle hikaye yaratma çabasına.
nursema, benim tercihimle nürsema: yeni nesil muhafazakar kız tasviri. okumuş olduğu halde eve hapsedilmesi bir gerçektir ve korkunçtur. başından geçenler de (zorla evlendirilmesi akabinde atılması, pembenin her fırsatta ettiği psikolojik eziyetler, umut gibi bir çapsıza aşık olması) hepsi gerçek ya. beni en çok dehşete düşüren bu kadınların zengininden fakirine böyle kısıtlanmış ve lanet bir hayat sürüyor olması. şuanda sevdiğim karakterlerden de biri, gözü açıldı iyice. tepki veriyor falan, geçen bölümde pembeye iki tane çakmadıysa saygısından. çok takdir ettim sadece odadan kovdu.
firaz: diziye can kattı yemin ederim. izlemeyi çok sevidiğim tek karakter.
asude hanım: kapalı olsam böyle bi kadın olurdum sanırım dediğim kadın. doğruya doğru eğriye eğri diyor. kendi duvarları ve aşmak istemediği yönleri var. iş kolik biri, erkeklere asla boyun eğmiyor. oğlunu adam etmeye çalışırken kendini paraladığı için oğlundan ümidi kesmiş durumda. gözlem yeteneği allah katında (keşkem benimde öyle olsa). görkem öldükten sonra onu da sapıttırdılar, ünallarla bu kadının gerçek hayatta işi olazdı, suratlarına tükürüp geçerdi. zaten başarılı ve kendi şirketi olan bir kadın, ünalların kıçı kırık şirketinde oda falan istemezdi.
ömer: arkadaşlar benim dizinin başından beri en sevmediğim karakter ömer ve elle tutabildiğim tek bir nedenim yok. muhafazakar olup bu kadar aklı başında olması ve her zaman doğru davranmasına gıcık oluyorum. gerçek hayatta böyle bir karakterin varlığına asla inanmıyorum bu arada. bir karaktere çok doğru diye gıcık olan biriyimdir evet. böyle saf iyi ve doğru karakterleri sevmem. beni çok tedirgin eder.
dizi ayrıca bitmeli artık bence. yangında elle tutulur kimseyi öldürmediniz çok şaşırtıcıydı. orda bizlere de vurucu bir darbe yapmanız gerekiyordu. madem sadece görkem ve babası ölecekti niye o kadar drama yaratıldı. manasız. bu sezon bitmezse devamını da izlemem yani.
başarısız olduğu halde kendini bu kadar izletmesi çok ilginç olan dizidir ancak etrafta kaliteli dizi de kalmadı. ne izleyecek bu insanlar, tabii ki bu diziyi.
edit: bu arada sissy'ciğim olay örgüsünü çok güzel özetlemiş, kimin eli kimin cebinde net öğrenmek isterseniz #3391452">#3391452 bakınız, zira ben daha duygularımı ve nefretimi kustuğum bir entry girişi yapmış bulundum. edit sonu.
dizi ilk başladığında hayatımda yaşadığım en sağlıklı ilişki içerisindeydim. öyle ki kaossuzluğumuzdan sıkılıyordum bazen. ailemden farklı bir şehirde yaşıyordum o zamanlar. bizimkilerin yanına gidip gelirken hafta sonları diziyi izledikleri için ben de dolayısıyla birkaç bölümüne denk geldim zamanında. o zamanlar daha çok başıydı, 3. hadi bilemedim 5. bölümlerde filandı. benim bütün travmalarımı hortlattı bu dizi. çünkü eski erkek arkadaşımın, böyle demek çok yanlış, eski deccal narsist ex'imle olan aile farklılıklarımızın diziye yansımış haliydi. seküler kız, muhafakazar erkek. dizide aslında temel olarak bunun üzerine kurulmuş. ancak iki taraf da bu kadar rezil temsil edilebilirdi. tam olarak iki tarafında en uç tarafı yazılmaya çalışılmış. ancak olmamış yani. kendimden biliyorum özellikle seküler taraf. zır cahil gösteriliyor dizide devamlı. özellikle doğa'nın bilmediği dini bilgileri insanın aklı mantığı almıyor. abi siz gerizekalı mısınız? herkes ama herkes din kültürü dersi alıyor bu ülkede ve en sekülerinden en muhafazarkarı temel islami bilgileri öğrenmek zorunda bırakılıyor zaten. ben daha etrafımda hiç doğa kadar zır cahilini görmedim. din kültürü derslerinde 1 sene de yalnızca 40 dk falan diğer dinleri öğreniyorsunuz zaten. kalanı safi müslümanlık.
dizide bir diğer saçmalıkta senaristin aldığı tepkilere göre olayları yazıyor, karakterleri birbiriyle shipliyor oluşu. kardeşim sezonlardan önce oturup toplantı yazıp karakter akışlarına karar versenize? neden bu kadar yumurta kapıda gibi dizi yazıyorsunuz? ama varya bizim yüzümüzden. her şeye rağmen izlemeyi bırakamadık.
şuandan itibaren de spoıler içeren kısma dalış yapıyorum, kesin yine sığmaz, boşuna spoiler sekmesine yazmakla uğraşmayacağım. o yüzden, spoıler anacım, her yer spoiler buradan sonra.
bu absürtlük karakterler bize tanıtılana kadar devam etti, diziye alışma sürecinde yani. en absürtlerinden biri fatih'in aileyle tanışmaya geldiği akşam kıvılcım'ın direkt "ne alırsın fatih, viski, şarap?" girişiydi. ulan türk örf adetinde tanışmaya gelen damat adaylarına ne zamandan beri bunlar ikram ediliyor? saçmalamayın ya max. türk kahvesinin yanında likör koyuyolardır. damat olunacağı kesinleştiğinde mesela kızın babası amcası vs bir alkol gecesi düzenler bazı adetlerde. erkeğin içme kapasitesini görmek, ne kadar sapıttığını görmek için vs. o bambaşka bir konu.
daldan dala atlıyorum lakin çok doluyum bu diziye. karakter evrimi falan zaten yok, belki sissyciğim tanımında bahsetmiştir nursema'nın karakter evrimine şuanki imam karakteri asla uymuyor mesela. herkes bambaşka davranıyor gerçekten yazılan senaryoya göre.
pembe ve kıvılcım iki ayrı uç ve ikisini de allah affetsin rezalet karakterleri var lakin kıvılcım çok daha çifte standartlı. ben iyisi yine karakterleri ayrı ayrı inceleyeyim.
kıvılcım: ya kıvılcım karakteri kendi ayakları üstünde duran, bağımsız, ekonomik özgürlüğünü elde etmiş olarak tanıtıldı. tam olarak hangi aşamada bir erko bireyi olmadan bir iş bulamayan biri haline dönüştü bu kadın ya?! bak çilemden çıktım yine. kıvılcım mesela nasıl oldu da ünallar holdingde çalışmayı kabul etti? allah'ım zıvanamdan çıkıyorum. bu kadına çok öfkeliyim, dolayısıyla senariste daha çok öfkeliyim. duruşlu ve karakterli bir kadın olarak çizdiğiniz karakteri, ergenlik tribinden çıkamayan bir kadın haline çevirdiniz. gerçek hayatta böyle bir kadının barda tanıştığı manasız bir erkoyla bu kadar kısa sürede böyle işlere girişmesi çok manasız. hadi erto'ya sinyal verip duygusal açlığını doyurmasını falan geçiyim yani. oralara falan girersek zaten çıkamayız. rezalet bir karakterdir. iki yüzlüdür. son bölümde bebek aldırcam tribine kapılıp yine 16 yaşında bir ergen gibi davranmıştır. çok bencildir, ilişkisinde de sadece ilgi almak için orada durur. karşısındakiyle asla ilgilenmez.
pembe: nefret ettiğim kadın ve kaynana profili. her şeyi çıkarlarına göre dizayn eder. çıkarlarına dini de bahane eder ve her zaman din kılıfı altında bize istediklerini kaktırır. yüzüne karşı çok iyidir ama arkanı döndüğün an dedikodunu yapar, insanları sana karşı doldurur. gerçek hayatta da tanıştığım bir kaynana adayı profilidir, zira bana mental olarak en çok zarar vermiş insanların başında da gelmektedir. allah sizin gibileri bildiği gibi yapsın iki yüzlü .... taneleri. zaman zaman pembeye üzülüyorum, hayattaki tek başarısı 3 çocuk yetiştirmiş olmak ve bu 3 çocuktan sadece mustafa'nın gerçekten saf ve iyi kalpli olması şoku. son bölümlerde artık pinko hanımın eline kozlar verildi de verildi. ha birde görkeme bir tane patlattığı bölümde bi oh be iyi oldu demiştim, zira görkem de ne deccaldi ya, ne olursa olsun pembik hatun o iftirayı hak etmemişti, işte o an ona çok üzülmüştüm.
fatih: sen zaten erkeklerin yüz karasısın, nefret ediyorum senden nefret. o öfke problemini alıp burka burka sana geri sokmak istiyorum seni küçük anasının kuzusu. yılanın başı sensin zaten. bir duruşun olsaydı da orta yolu bulsaydın zaten diziyi hiç izleyemezdik herhalde. görkemle cart diye evlendin ya sana müstahak oldu o kadın. onu da doğa gibi örseleyebilseydin doğa'yı aramayacaktın bile geri. ne abine saygın var ne amcana. ikisi de sana asla kötülük etmemiş seni her ne yaparsan yap geri kabul etmiş insanlar, sana yazıklar olsun karaktersiz fatih.
doğa: sen bu yaşa bu tepkisellik ve gerizekalılıkla nasıl geldin inan hiçbir fikrim yok. gözlem yeteneğin, insanları idare etme yeteneğin zaten yok, nasıl gelişmemiş anlamadım. neyse fatih'ten sonra azıcık gözün açıldı diyecektim ki allahım o eczacı seküler erko kılıfındaki şerefsizin adını unuttum, onla da nasıl hemen evlendin ya? kimse seni evden kovmadı etmedi, annen evlen diye baskı kurmadı. şaka gibi olan karakterdir.
apo: uzun uzun adını yazmayacağım, sana o kadar bile saygı duymuyorum. muhafazakar 50+ erkeklerin özeti gibisin, hiç farklı olduklarını düşünmüyorum, göremedim de. burada sıkıntı olan eğer gerçekten sana baktıysa o alev'in filan nasıl baktığı, şimdi de temu işi alev'in (ışıldı galiba adı) sana nasıl bakıyor oluşu. bunlar işte hep daddy issues arkadaşlar başka bir şey değil.
görkem: ah benim küçük borderline olduğunu tahmin ettiğim manyağım. keşke bu mal fatih için kendini derbeder etmeseydin. hepsini ne güzel de mum etmiştin, çanta alışlarınla, cinnet geçirip nilay'ı yola getirmenle vs. mükemmel de güzel bir kadındın. dizide en sevdiğim karakterlerden biriydin bazen hepimizi sinir etsende. ünallara müstahaktın yani, özellikle pinkoya.
nilay: nilay'a başta uyuz olduk falan ama, her dediği doğru olan, kendi çapında kimseye zarar vermeyen kaoslar yaratan deli karakter. nilay ne diyorsa doğrudur ve herkese nilay- mustafa evliliği dilerim. birbirlerini en güzel seven, en güzel destek olan dizide gördüğüm power-couple'ım ahahah. mustafa'nın çocuğun kendinden olduğuna inanmadığı yerler de yine senaristlerin halt etmesiydi. lanetler gelsin öyle hikaye yaratma çabasına.
nursema, benim tercihimle nürsema: yeni nesil muhafazakar kız tasviri. okumuş olduğu halde eve hapsedilmesi bir gerçektir ve korkunçtur. başından geçenler de (zorla evlendirilmesi akabinde atılması, pembenin her fırsatta ettiği psikolojik eziyetler, umut gibi bir çapsıza aşık olması) hepsi gerçek ya. beni en çok dehşete düşüren bu kadınların zengininden fakirine böyle kısıtlanmış ve lanet bir hayat sürüyor olması. şuanda sevdiğim karakterlerden de biri, gözü açıldı iyice. tepki veriyor falan, geçen bölümde pembeye iki tane çakmadıysa saygısından. çok takdir ettim sadece odadan kovdu.
firaz: diziye can kattı yemin ederim. izlemeyi çok sevidiğim tek karakter.
asude hanım: kapalı olsam böyle bi kadın olurdum sanırım dediğim kadın. doğruya doğru eğriye eğri diyor. kendi duvarları ve aşmak istemediği yönleri var. iş kolik biri, erkeklere asla boyun eğmiyor. oğlunu adam etmeye çalışırken kendini paraladığı için oğlundan ümidi kesmiş durumda. gözlem yeteneği allah katında (keşkem benimde öyle olsa). görkem öldükten sonra onu da sapıttırdılar, ünallarla bu kadının gerçek hayatta işi olazdı, suratlarına tükürüp geçerdi. zaten başarılı ve kendi şirketi olan bir kadın, ünalların kıçı kırık şirketinde oda falan istemezdi.
ömer: arkadaşlar benim dizinin başından beri en sevmediğim karakter ömer ve elle tutabildiğim tek bir nedenim yok. muhafazakar olup bu kadar aklı başında olması ve her zaman doğru davranmasına gıcık oluyorum. gerçek hayatta böyle bir karakterin varlığına asla inanmıyorum bu arada. bir karaktere çok doğru diye gıcık olan biriyimdir evet. böyle saf iyi ve doğru karakterleri sevmem. beni çok tedirgin eder.
dizi ayrıca bitmeli artık bence. yangında elle tutulur kimseyi öldürmediniz çok şaşırtıcıydı. orda bizlere de vurucu bir darbe yapmanız gerekiyordu. madem sadece görkem ve babası ölecekti niye o kadar drama yaratıldı. manasız. bu sezon bitmezse devamını da izlemem yani.
başarısız olduğu halde kendini bu kadar izletmesi çok ilginç olan dizidir ancak etrafta kaliteli dizi de kalmadı. ne izleyecek bu insanlar, tabii ki bu diziyi.
devamını gör...
53.
dünkü bölümünde iyice saçmaladılar. ışıl karakteri zaten yeterince iticiydi ama son sahne ona bile fazlaydı. baban yaşındaki adam bi kere kindimi çik yilniz hissidiyirim dedi diye hemen üstüne atlamazsın ya… ayrıca apo’nun başkalarına ahlak bekçiliği yaparken gizli gizli her haltı yemesi falan, tam nefretlik bir siyasal islamcı tipi. günlük küfür kotamı kendisiyle doldurdum az önce, tşk.
devamını gör...