1.
çağdaş yerli edebiyatın en güzel isimlerinden biridir. lafı dolandırmadan,sade ama etkili cümlelerle satırları güzelleştiren yazar.
kara yarısı kitabında bütün hikayelerde yormayan ve germeyen bir anlatım var ama bittiklerinde boğazınızda bir yumru bitiverir.
öbürküler ve diğerleri romanları ise ciddi olarak da hafif komedi ve ürperti unsuru olarak da çok tanıdık eski bir dost gibi gelecektir.
dünya bu kadar romanı ise birbirine bağlı bir sürü karakteri birbirleriyle temasını sağlarken birbirlerine hiç karıştırmadan anlatma şahaneliğini yaşatmış, bir kitapta bize benzeyen benzemeyen pek çok insana ve hayata şahitlik yapmamızı sağlamıştır.
dili,içeriği ve tekniği de artık sosyal medya aforizmalarından hallice olmayan tatsız pek çok dergiden bozma kitapların yanında ruhuma ve aklıma su gibi,şifa gibi, tatlı gibi gelmiştir.
sen hep yaz mahir ünsal eriş
kara yarısı kitabında bütün hikayelerde yormayan ve germeyen bir anlatım var ama bittiklerinde boğazınızda bir yumru bitiverir.
öbürküler ve diğerleri romanları ise ciddi olarak da hafif komedi ve ürperti unsuru olarak da çok tanıdık eski bir dost gibi gelecektir.
dünya bu kadar romanı ise birbirine bağlı bir sürü karakteri birbirleriyle temasını sağlarken birbirlerine hiç karıştırmadan anlatma şahaneliğini yaşatmış, bir kitapta bize benzeyen benzemeyen pek çok insana ve hayata şahitlik yapmamızı sağlamıştır.
dili,içeriği ve tekniği de artık sosyal medya aforizmalarından hallice olmayan tatsız pek çok dergiden bozma kitapların yanında ruhuma ve aklıma su gibi,şifa gibi, tatlı gibi gelmiştir.
sen hep yaz mahir ünsal eriş
devamını gör...
2.
gençlerbirlikli'dir, söylenişi bile güzel.
devamını gör...
3.
türk yazar ve çevirmendir.
bir yazısında şöyle der:
affetmek, yapılanı olmamış saymak anlamına mı gelir yoksa bu yapılanın elbette gerçek olduğunu ama bir şekilde unutmaya da razı gelinebileceğini kabul etmek anlamına mı? affettiğimiz zaman içimizdeki yara tamamen mi kapanır yoksa o yarayı görmezden gelerek yaşamayı mı seçmiş oluruz?
bir yazısında şöyle der:
affetmek, yapılanı olmamış saymak anlamına mı gelir yoksa bu yapılanın elbette gerçek olduğunu ama bir şekilde unutmaya da razı gelinebileceğini kabul etmek anlamına mı? affettiğimiz zaman içimizdeki yara tamamen mi kapanır yoksa o yarayı görmezden gelerek yaşamayı mı seçmiş oluruz?
devamını gör...
4.
yazarlığı bir yana çok komik bir insan bence. instagramdan takip etmenizi öneririm, gününüze renk katıyor güzel insan
devamını gör...
5.
üstünde bir dilim karpuz olan bir kitap hakkındaki ilk düşünceniz ne olurdu? yazarı tanımıyordum hadi okuyayım dedim.sarıyaz kitabın ismi.
mahir ünsal ile tanışmam işte böyle başladı.çok sevdiğiniz bir meyve sizde tekrar yeme,sevdiğiniz yazarın kitapları da -yer gibi- okuma isteği uyandırıyor.kara yarısı, bangır bangır ferdi çalıyor evde ve ardından diğerleri okundu bir çırpıda.
bu tat nereden geliyordu, yazarın sıcacık anlatımı, duyulmadık betimlemeleri, renkleri, kokuları çok güçlü bir şekilde okuyucuya aktarmasından mı?
sarıyazda çöl kumu şehrin üstünü kapladıktan sonra gelişen olaylar farklı farklı yaşamların pencerelerinden sunuluyor; kısa öykülerde belirlenmiş kimliklerlerle tanışabiliyorsunuz, onların iç dünyalarına yolculuk yapabiliyorsunuz.
‘kendi başına gelmeyen felaket ne güzeldir.
…
‘insanın karanlığı çağıran bir yanı vardır. bu yan başkasının felaketinden şükür çıkaran zalimliğin hemen komşusudur’
)
der ve bizi şöyle bir yerimizden zıplatan önermeler sunar.
kara yarısı da yine farklı bir çok öyküyü almış içine.hiç bilmediğimiz hayatların herkesten gizli dünyaları burada da okuyucuyu sürükler nitelikte.
bangır bangır ferdi çalıyordu ayrı bir âlem . çocukluk, gençlik heyecanları anlatılıyor öykülerde.tasvirler yine göz dolduruyor beklenmedik şekilde:
‘insanların kederli olmayı çok sevdiği yıllar.her şeye sinmiş bir maltepe sigarası kokusu… bir ucuzluk bir,pazardan alınmışlık’
bitirdiğim diğer kitabı bu üç öykü kitabından daha farklı, çokça eski dilde sözcük kullanılarak 70’li yıllarda bir evde yaşanan gizemli olaylarla kurgulanmış.merak uyandırıcı fantastik bir kitap.
gaip storytelde bitirdiğim bir seri.oldukça sürükleyicisi, yayın zamanı gelsin diye sabırsızlıkla beklemekteydim.yaşadığı bir trafik kazası sonucu hafızasını geçici olarak kaybeden gaip’in ‘iş çevresi’ ve yaptığı ‘işler’ hakkında yeni yeni bilgiler öğreniyoruz olaylar akıp gittikçe.serinin başında da yazdığı haliyle kişi ve olaylar kurgusal, bize yaşananları hissettirip çağrışım yaptığı olay ve kişiler oldukça gerçekçi.( sabahları onun yüzünden insanların youtube açıp beklediği, tweetleri takip edilen malûm kişiyi hatırlattı bana, ama başka başka tanıdıklar da olabilir; benzer insan insana)
kapak da pek etkileyici hani:
öykü seviyorsanız yazarı takip etmekte geç kalmayın, okuyun devamı yok çünkü: ‘bundan sonra öykü yazmadığımı/yazmayacağımı dile getirdim’ , diyor mahir ünsal instagram hesabında.
şu anda sürmekte olan bir öykü yazma atelyesi düzenlenmiş adına.
1980 doğumlu yazarın tüm eserleri:
bangır bangır ferdi çalıyor evde
olduğu kadar güzeldik (sait faik 60. yıl hikaye armağanı)
benim adım feridun
sarıyaz
kara yarısı
öbürküler
diğerleri
dünya bu kadar
gaip (storytel serisi)
mahir ünsal ile tanışmam işte böyle başladı.çok sevdiğiniz bir meyve sizde tekrar yeme,sevdiğiniz yazarın kitapları da -yer gibi- okuma isteği uyandırıyor.kara yarısı, bangır bangır ferdi çalıyor evde ve ardından diğerleri okundu bir çırpıda.
bu tat nereden geliyordu, yazarın sıcacık anlatımı, duyulmadık betimlemeleri, renkleri, kokuları çok güçlü bir şekilde okuyucuya aktarmasından mı?
sarıyazda çöl kumu şehrin üstünü kapladıktan sonra gelişen olaylar farklı farklı yaşamların pencerelerinden sunuluyor; kısa öykülerde belirlenmiş kimliklerlerle tanışabiliyorsunuz, onların iç dünyalarına yolculuk yapabiliyorsunuz.
‘kendi başına gelmeyen felaket ne güzeldir.
…
‘insanın karanlığı çağıran bir yanı vardır. bu yan başkasının felaketinden şükür çıkaran zalimliğin hemen komşusudur’
der ve bizi şöyle bir yerimizden zıplatan önermeler sunar.
kara yarısı da yine farklı bir çok öyküyü almış içine.hiç bilmediğimiz hayatların herkesten gizli dünyaları burada da okuyucuyu sürükler nitelikte.
bangır bangır ferdi çalıyordu ayrı bir âlem . çocukluk, gençlik heyecanları anlatılıyor öykülerde.tasvirler yine göz dolduruyor beklenmedik şekilde:
‘insanların kederli olmayı çok sevdiği yıllar.her şeye sinmiş bir maltepe sigarası kokusu… bir ucuzluk bir,pazardan alınmışlık’
bitirdiğim diğer kitabı bu üç öykü kitabından daha farklı, çokça eski dilde sözcük kullanılarak 70’li yıllarda bir evde yaşanan gizemli olaylarla kurgulanmış.merak uyandırıcı fantastik bir kitap.
gaip storytelde bitirdiğim bir seri.oldukça sürükleyicisi, yayın zamanı gelsin diye sabırsızlıkla beklemekteydim.yaşadığı bir trafik kazası sonucu hafızasını geçici olarak kaybeden gaip’in ‘iş çevresi’ ve yaptığı ‘işler’ hakkında yeni yeni bilgiler öğreniyoruz olaylar akıp gittikçe.serinin başında da yazdığı haliyle kişi ve olaylar kurgusal, bize yaşananları hissettirip çağrışım yaptığı olay ve kişiler oldukça gerçekçi.( sabahları onun yüzünden insanların youtube açıp beklediği, tweetleri takip edilen malûm kişiyi hatırlattı bana, ama başka başka tanıdıklar da olabilir; benzer insan insana)
kapak da pek etkileyici hani:
öykü seviyorsanız yazarı takip etmekte geç kalmayın, okuyun devamı yok çünkü: ‘bundan sonra öykü yazmadığımı/yazmayacağımı dile getirdim’ , diyor mahir ünsal instagram hesabında.
şu anda sürmekte olan bir öykü yazma atelyesi düzenlenmiş adına.
1980 doğumlu yazarın tüm eserleri:
bangır bangır ferdi çalıyor evde
olduğu kadar güzeldik (sait faik 60. yıl hikaye armağanı)
benim adım feridun
sarıyaz
kara yarısı
öbürküler
diğerleri
dünya bu kadar
gaip (storytel serisi)
devamını gör...
6.
birbirinden uzak yaşayan iki insandan birinin ölmesi ne tuhaf, sanki hiç gitmemiş, hep orada bir yerlerde yaşamaya devam ediyormuş gibi.
devamını gör...
7.
1980 doğumlu türk yazar ve çevirmen olup aslında grafik bölümü yanı sıra arkeoloji de okumuştur.
olduğu kadar güzeldik
dünya bu kadar
sarıyaz kitaplarını yazmıştır.
otogar yalnızca kimsesizliğin değil, mekânsızlığın da vitrinidir.
orada kavuşmalar değil hep ayrılıklar hatırlanır.
olduğu kadar güzeldik
dünya bu kadar
sarıyaz kitaplarını yazmıştır.
otogar yalnızca kimsesizliğin değil, mekânsızlığın da vitrinidir.
orada kavuşmalar değil hep ayrılıklar hatırlanır.
devamını gör...
8.
kendisini ödüllü kitabı olduğu kadar güzeldik ile tanımıştım. ne kitap okusam diyene de direkt tavsiye ettiğim kitaba dönüştü sonraları. çook eskiden beri tanıdığım bir abi hissi vermiştir bana öykülerini okuduktan sonra. şimdi evimde tüm kitapları var. ne yazsa da alırım. unutup tekrar okumak istiyorum hepsini. bir ara podcastlerini de dinledim. bu aralar zaman ayıramıyorum yarım kaldı. devam edeceğim dinlemeye.
tam "kanatlarımız olsaydı be metin" havasındayım bu aralar abi. ondan yani. saygılar
tam "kanatlarımız olsaydı be metin" havasındayım bu aralar abi. ondan yani. saygılar
devamını gör...
9.
“dil çok büyülü bir şeydir. insan, öğrendiği, kapısını araladığı her dille başka bir insan olur. çünkü dil öğrenmek yalnızca zihni kelimeler ve gramer kurallarıyla doldurmaktan ibaret değildir. o insan topluluklarının içine bakmaktır; en içine bakmak. çünkü dilden hiçbir şey saklanamaz. bir toplumun belleğinde yer eden her şey dilde iz bırakır. örneğin “bağzı şeyler” dediğimde hepimiz ortak bir anıyı hatırlarız. çünkü o anı, dilde iz bırakmıştır. bu anıları, bunca tarihsel, toplumsal, kültürel hengâmeyi diller üzerinden incelemek eşsiz bir eğlencedir. en azından benim için öyledir. dilerim sizi sıkmaz.”
devamını gör...