861.
2020 yılında yayına başlayan, yardımsever, eğlenceli ve bilgili bir topluluk sitesidir. içerisinde kulüpleri, kütüphanesi, radyosu bulunur.
bir yandan aile sıcaklığı sunarken bir yandan muziplikleriyle içinizi gıcırdatması ile meşhurdur.
efendiler, normal sözlük anlatılmaz yaşanır.
discord topluluğu için : discord.gg/Wf6NxaqTBm
instagram : instagram.com/normalsozluk
twitter : twitter.com/normalsozluk
bir yandan aile sıcaklığı sunarken bir yandan muziplikleriyle içinizi gıcırdatması ile meşhurdur.
efendiler, normal sözlük anlatılmaz yaşanır.
discord topluluğu için : discord.gg/Wf6NxaqTBm
instagram : instagram.com/normalsozluk
twitter : twitter.com/normalsozluk
devamını gör...
862.
gece de maşallah nası cıvıl cıvıl oluyo akıyo resmen çok elit bi ortam oluşuyo diyolardı da inanmıyodum haklılarmış son 10 tanımın 9’u benim kalan birini de 4 saat önce girmişler.
devamını gör...
863.
gerçekten son günlerde "ölmüş lan bu!" tepkisi verdiren ortam.
ben akıştaki başlıklara komple bakarım, neler canlanmış da gelmiş sol frame'e diye. önceden sabahları girdiğimde 3-4 sayfa geri giderdim, bir gün önce kaldığım yere ulaşmak için. şimdi 1 sayfa geriye gitsem, daha sayfanın yarısına gelmeden "dün kapatırken görmüştüm bunları" diyorum. ilerlemiyor yani.
tek bir nedeni yok bunun. küfredememek değil mesela bunun nedeni. küfürsüz olduğu için kaçtı birçok insan buraya. o bir artıydı bence burası adına. onunla alakası olmayan birkaç şeyin bir araya gelmesinin sonucu bu.
aynı şeyleri tekrar edip durmaya gerek yok ama gidişat güzel değil. yani yaz geldi diye 7/24 sokakta yatmıyoruz hiçbirimiz. evde olduğumuzda, bazılarımız okulda ve işte olduğunda, yine de bir girip göz atıyoruz. dolayısıyla bu durumun sebebi yazın gelmesi değil, sözlüğün kendisi.
neyse. her şey olacağına varır, yapacak bir şey yok.
ben akıştaki başlıklara komple bakarım, neler canlanmış da gelmiş sol frame'e diye. önceden sabahları girdiğimde 3-4 sayfa geri giderdim, bir gün önce kaldığım yere ulaşmak için. şimdi 1 sayfa geriye gitsem, daha sayfanın yarısına gelmeden "dün kapatırken görmüştüm bunları" diyorum. ilerlemiyor yani.
tek bir nedeni yok bunun. küfredememek değil mesela bunun nedeni. küfürsüz olduğu için kaçtı birçok insan buraya. o bir artıydı bence burası adına. onunla alakası olmayan birkaç şeyin bir araya gelmesinin sonucu bu.
aynı şeyleri tekrar edip durmaya gerek yok ama gidişat güzel değil. yani yaz geldi diye 7/24 sokakta yatmıyoruz hiçbirimiz. evde olduğumuzda, bazılarımız okulda ve işte olduğunda, yine de bir girip göz atıyoruz. dolayısıyla bu durumun sebebi yazın gelmesi değil, sözlüğün kendisi.
neyse. her şey olacağına varır, yapacak bir şey yok.
devamını gör...
864.
#1938910 beraber soyledik yinr soyleyelim.
is bilmez cavuslar .....
sol tarafta yazarlarin her bi seyini gorduk yuzu ayagi fantezileri, bosalma sureleri ...
başiboslara gitmeyecek binlerce baslik basiboslara gitti ve sozluk ortalama 6 ay anket gibi oldu..
is bilmez cavuslar .....
sol tarafta yazarlarin her bi seyini gorduk yuzu ayagi fantezileri, bosalma sureleri ...
başiboslara gitmeyecek binlerce baslik basiboslara gitti ve sozluk ortalama 6 ay anket gibi oldu..
devamını gör...
865.
benim 4 bin karma puanımı cebe indiren sözlük.
ulan cebimde 6 bin tl para varken 2 bin tl kalmış. benim 4 bin karma puanım nereye gittiyse, kime gittiyse rozet almak nasip olmasın.
herkes karmasını kontrol etsin. protesto etmek isteyenler iftardan sonra meydanda buluşalım.
ulan cebimde 6 bin tl para varken 2 bin tl kalmış. benim 4 bin karma puanım nereye gittiyse, kime gittiyse rozet almak nasip olmasın.
herkes karmasını kontrol etsin. protesto etmek isteyenler iftardan sonra meydanda buluşalım.
devamını gör...
866.
#1938967
başıboşlara sadece silik yazarların nick6ları gitmeli bence. gereksiz başlıkları başıboşlara almışsınız eyv. göründüğü üzere ortada dört dörtlük bir sözlük yok. demek ki iş görmüyor. zaten oldum olası bu kategoriye sokma olayını sevmem.
edit: inci sözlükte ayağına bu "altinci" olayını getirip temayı değiştirdikten sonra sıkmıştı.
altinci=konular
başıboşlara sadece silik yazarların nick6ları gitmeli bence. gereksiz başlıkları başıboşlara almışsınız eyv. göründüğü üzere ortada dört dörtlük bir sözlük yok. demek ki iş görmüyor. zaten oldum olası bu kategoriye sokma olayını sevmem.
edit: inci sözlükte ayağına bu "altinci" olayını getirip temayı değiştirdikten sonra sıkmıştı.
altinci=konular
devamını gör...
867.
bu aralar şahsım adına ağlama duvarı olarak kullandığım sözlük.
kimseye anlatamayınca sözlüğü psikolog olarak kullanmaya başladım.
bedava olmasından dolayı yanıt vermiyor ama en azından üstümde kalmıyor, yazdıkça rahatlıyorum.
kimseye anlatamayınca sözlüğü psikolog olarak kullanmaya başladım.
bedava olmasından dolayı yanıt vermiyor ama en azından üstümde kalmıyor, yazdıkça rahatlıyorum.
devamını gör...
868.
ben yazmazsam
sen yazmazsan biz yazmazsak
nasıl çıkacak zözlük aydınlığa?
sen yazmazsan biz yazmazsak
nasıl çıkacak zözlük aydınlığa?
devamını gör...
869.
biraz "ortam var" diye değil de "ortamı biz canlandırabiliriz" diye yaklaşılmasını beklediğim güzel sanal ortam. yerli-yabancı internet forumculuğunu 2000'lerin başından beri sürdüren biri olarak, yerli forumları bitiren iki şey olduğunu söyleyebilirim: 1-) sosyal medya, 2-) sadece ortam güzelse katkı yapanlar.
elleri taşın altına sokalım normal sözlük yazarları!
elleri taşın altına sokalım normal sözlük yazarları!
devamını gör...
870.
keyif almadığım ortama dönüştü nedense. 1 ay olmadı geleli ama biraz sıktı.benle alakalı da olabilir konu bilmiyorum yenilik yok sürekli aynı şey gibi geliyor. konu başlıkları da klasik veya anket içerikli. puan silme olayı da başlı başına gereksiz geldi.
devamını gör...
871.
görseldeki kişinin sözlüğüdür. (temsili)
devamını gör...
872.
#1939750 numaralı entrye ithafen yazıyorum;
o kadar fazla aynı içeriğin tekrarı var ki, insan bu içeriği ısrarla tekrar eden üreten insanın nasıl sıkılmadığına hayret ediyor. her gün üzgünüm, üzgünlük, üzgün olanların üzgünlüğü, üzgünken fotoğraf, üzüntü vs diye diye kusası geliyor insanların.. meja mesela müthiş bir örnek (iyi anlamda elbette). yazdığı şeyler kafa açıcı. böyle 5-10 kişi daha vardır. ama onlar da bakıyor yazıyor kendince bir şey, 3 kişi görüp + oyuna basıyor. kusura bakmayın da oradaki thumb up butonuna basınca endojen endorfinimiz dopaminimiz oynamıyor. kimseye katkısı da yok. ben buraya ilk geldiğimde de en çok buna sinir olmuştum. yazdıklarıma bir yanıt, bir diyalog, bir eleştiri, bir tepki istiyorum en azından. bu olduğunda bir cazibe kaynağı olabilir burası. ayrıca emek verilmiş şeylerin değil, alelade mizahi içeriklerin rağbet görmesi de ayrıca can sıkıcı. kankacılık da buradaki sorunlardan birisi. açıkçası, bu mesajımı bile okuyup yanıtlayıp yanıtlamayacağınızdan emin değilim... hani düşünüyorum bu benimle mi ilgili diye -çok mu antipatiğim vs-; ama yok abi kimse kimseye yanıt vermiyor. belki dm'den flörtleşiliyordur bilemiyorum beni bağlamaz ganoıs ama fikir beyanatı yok yani...
o kadar fazla aynı içeriğin tekrarı var ki, insan bu içeriği ısrarla tekrar eden üreten insanın nasıl sıkılmadığına hayret ediyor. her gün üzgünüm, üzgünlük, üzgün olanların üzgünlüğü, üzgünken fotoğraf, üzüntü vs diye diye kusası geliyor insanların.. meja mesela müthiş bir örnek (iyi anlamda elbette). yazdığı şeyler kafa açıcı. böyle 5-10 kişi daha vardır. ama onlar da bakıyor yazıyor kendince bir şey, 3 kişi görüp + oyuna basıyor. kusura bakmayın da oradaki thumb up butonuna basınca endojen endorfinimiz dopaminimiz oynamıyor. kimseye katkısı da yok. ben buraya ilk geldiğimde de en çok buna sinir olmuştum. yazdıklarıma bir yanıt, bir diyalog, bir eleştiri, bir tepki istiyorum en azından. bu olduğunda bir cazibe kaynağı olabilir burası. ayrıca emek verilmiş şeylerin değil, alelade mizahi içeriklerin rağbet görmesi de ayrıca can sıkıcı. kankacılık da buradaki sorunlardan birisi. açıkçası, bu mesajımı bile okuyup yanıtlayıp yanıtlamayacağınızdan emin değilim... hani düşünüyorum bu benimle mi ilgili diye -çok mu antipatiğim vs-; ama yok abi kimse kimseye yanıt vermiyor. belki dm'den flörtleşiliyordur bilemiyorum beni bağlamaz ganoıs ama fikir beyanatı yok yani...
devamını gör...
873.
benimde gidişattan memnun olmadığım sözlük. ramazanda geceleri canlanır diye düşünmüştüm, olmadı maalesef. belki mobil uygulama ile yükselir diye düşünüyorum şimdi de.
yukarıdaki tanımlarda da yazarlar bahsetmiş, aynı başlıklar dönüyor diye, çok haklılar. sabah ile akşamın bir farkı olmuyor maalesef...
ben seviyorum burayı, çok güzel vakitler de geçiriyorum ama yavaş yavaş uzaklaşmaya başladım, sıkılıyorum.
elimden geldiğince de ukde doldurup veya başlık hortlatmaya çalışıyorum. ama bir fayda da yok gibi gözüküyor.
emek verenler beğeni ile emeklerini almıyor ve belki de küsüyor, bilmiyorum ama en can sıkıcı olaylar da herhangi bir fotoğrafın veya twitter'dan alınan komik bir ekran görüntüsünün daha çok beğeni alması.
bazı yazarlar karşılıklı beğeni yaptığı için beğeniliyor ortada hiç bir şey yokken.
hep aynı kişiler beğeniyor ve her konuda sözlük kendini tekrar ediyormuş gibi hissettiriyor.
umarım düzelir, hep beraber düzeltiriz.
yukarıdaki tanımlarda da yazarlar bahsetmiş, aynı başlıklar dönüyor diye, çok haklılar. sabah ile akşamın bir farkı olmuyor maalesef...
ben seviyorum burayı, çok güzel vakitler de geçiriyorum ama yavaş yavaş uzaklaşmaya başladım, sıkılıyorum.
elimden geldiğince de ukde doldurup veya başlık hortlatmaya çalışıyorum. ama bir fayda da yok gibi gözüküyor.
emek verenler beğeni ile emeklerini almıyor ve belki de küsüyor, bilmiyorum ama en can sıkıcı olaylar da herhangi bir fotoğrafın veya twitter'dan alınan komik bir ekran görüntüsünün daha çok beğeni alması.
bazı yazarlar karşılıklı beğeni yaptığı için beğeniliyor ortada hiç bir şey yokken.
hep aynı kişiler beğeniyor ve her konuda sözlük kendini tekrar ediyormuş gibi hissettiriyor.
umarım düzelir, hep beraber düzeltiriz.
devamını gör...
874.
her sözlük gibi bitmeye mahkumdur.
her sey de oldugu guzel baslayip siradanlasip kendini tuketerek bitecek. yine birileri kendi cikarlari dogrultusunda kullanacak, birileri cikacak yalanlar soyleyecek, bir digeri olmadigi biriymis gibi davranip insan kandiracak. kimi cikacak guc bende zannedip sacmalayacak. bir digeri birilerinin golgesi altinda rezilligi normallestirecek. modu adil olmayacak. yoneticisi adam kayiracak vs. bu sozluklerin kaderidir.
oyuzden boyle platformlara fazla bel baglamayin. hayati sozluk olanin bir hayati yoktur. akilli olun.
her sey de oldugu guzel baslayip siradanlasip kendini tuketerek bitecek. yine birileri kendi cikarlari dogrultusunda kullanacak, birileri cikacak yalanlar soyleyecek, bir digeri olmadigi biriymis gibi davranip insan kandiracak. kimi cikacak guc bende zannedip sacmalayacak. bir digeri birilerinin golgesi altinda rezilligi normallestirecek. modu adil olmayacak. yoneticisi adam kayiracak vs. bu sozluklerin kaderidir.
oyuzden boyle platformlara fazla bel baglamayin. hayati sozluk olanin bir hayati yoktur. akilli olun.
devamını gör...
875.
bugün kabul günüymüş madem yazalım. evet yazılanlara katılıyorum fakat bunu sadece yönetime yüklemek de olmaz. onlara yüklediğim şeyleri muhtelif başlıklarda yazdım zaten. kalan kısım biz yazarların elinde. biz mi? ölmüşüz. neden bilmem herkes de bir hevessizlik, banane ben yazmam o yazsıncılık.
çatır çatır yazanların çoğu bir şekilde gitti. demek ki kalan bizler bu kadar yazabiliyormuşuz.
üye lazım. nasıl bilmem ama üye lazım.
o yazılmasın bu yazılmasın diye diye bir elin parmakları kadar kaldık. hayır her şey yazılmalıydı. yine kurallar olmalıydı ama biz de daha profesyonel sözlük kullanıcıları olmalıydık. her görüşe karşıt da olsa fikrimizi yazmalı ama yazan adamı afaroz etmemeliydik. hiçbir konuyu dışlamamlıydık.
tek düze olursan işte böyle sessiz sakin kalırız.
çatır çatır yazanların çoğu bir şekilde gitti. demek ki kalan bizler bu kadar yazabiliyormuşuz.
üye lazım. nasıl bilmem ama üye lazım.
o yazılmasın bu yazılmasın diye diye bir elin parmakları kadar kaldık. hayır her şey yazılmalıydı. yine kurallar olmalıydı ama biz de daha profesyonel sözlük kullanıcıları olmalıydık. her görüşe karşıt da olsa fikrimizi yazmalı ama yazan adamı afaroz etmemeliydik. hiçbir konuyu dışlamamlıydık.
tek düze olursan işte böyle sessiz sakin kalırız.
devamını gör...
876.
basketbolla ilgilenen 3-4 kişi ya var ya yok. bugün bahçeşehir koleji avrupa şampiyonu oldu tık yok. bursaspor 1 maç daha kazanırsa seneye euroleague'de ama sözlükte yazan yok benden başka. herkes beğeni kölesi olmuş.
devamını gör...
877.
bir adet sözlük. ekşi'ye göre epey farklı özellikleri var ve, gariptir, bunlar sözlüğün en şikayet edilen yanları. tahminim, sözlük kurulurken yönetim bu özellikleri ekleyerek epey bi kullanıcı çekeceğini düşündü ve seviyeyi gözardı etti.
bunlardan birisi instagramvari foto paylaşımı. eğer okumaya yönelik bir site yapılıyorsa, fotoların direkt görülebilir olması bu hedefi geriye atıyor. sözlükte çok kaliteli yazarlar var ama benim gibi dalgasında bi tip, bir foto ile onların önüne geçebiliyor. bu da metrelerce yazı yazan yazarların, yazma isteğini baltalıyor. doğal olarak da adamlar gidip başka sözlüklerde ya da kendi mecrasında paylaşım yapıyor. ekşi'de böyle değil mesela, yazı içindeki görsellere çoğu zaman tıklamak istemiyorum bile.
ikincisi layk mevzusu. site yeni açıldığında bakmıştım, o zaman da seri artı/beğeniye beğeni mevzusu vardı, sanırım hala var ki şikayet ediliyor. ekşi'de kim layk vermiş falan görülmediği için suistimal edilemiyor. evet orada da fav suistimal ediliyor fakat, fav mevzusunun karmaya bir etkisi yok. bunun için tek çare layk mevzusu ile ilgili bildirim gönderilmemesi.
üçüncüsü karma. sen hem karma puanları ile microtransaction mantığına benzer alışveriş yapma fırsatı veriyorsun, hem de yukarıda belirttiğim layk mevzusunu uyguluyorsun, hem de eksi oyu kaldırıyorsun. ayrı ayrı fikirler güzel olabilir ama birleşince muazzam kötü bir tablo. böylece benim gibi en ufak emek vermeyenler, hatta benden daha beteri, millete salça olanlar bile eksi oy olmadığı için yüksek karma ile geziyor. renkli mahlas* isteyenler karşılıklı seri artı veriyor falan, değişik.
dördüncüsü, basiretsiz modlar. discord kullanmayı bilmeyeni de geçtim, daha sözlük formatından bihaber kullanıcılar mod olmuş durumda. format dahilinde olan yazıyı silen (hatta başlığı kilitleyen ahshs) mod da gördüm, yazdığı format dışı girisini savunan mod da. 10 seneyi aşkındır sözlüklerde cirit atan birisiyim, format kırmızı çizgimizdir xd ayrıca bir de öne çıkarılan madalyalı vesaire tanım mevzusu var. içinde tonlarca yanlış olan bir sürü öne çıkarılmış tanım gördüm burada. doğal olarak bu madalyaları veren dostlarımızın seviyesi belirliyor sözlüğün seviyesini ve bu öne çıkardıkları girileri ya hiç okumuyorlar ya da fast check nedir haberleri yok. sonuç olarak bu da modlara yazar.
hadi tamam acımasızlık yapmayalım, burada yazdıklarımla ilgili iki ihtimal var. bunlar ya tamamen sözlük yönetiminin öngörüsüzlüğü sonucu olan şeyler, ya da başta dediğim gibi öngörü vardı ama, vaatleri farklı olsa da, istedikleri seviye buydu. sonra da insanlar seviyeli sözlük, bilgi paylaşımı, troll yok vesaire diye gelip, böyle farklı bi şeyle karşılaşınca da küsüp gidiyor. küsüp gidenler de komik bence ama neyse onlar konumuzla alakasız. netice itibariyle, buraya yeni bir şey yazmadım, eminim eski yazarlar bunları defalarca yazmıştır. boşta kalınca bu çukura ben de bi taş atayım dedim. ben memnunum, benim için sorun yok, burayı evim gibi görmüyorum. ama siteyi içselleştirip, cidden burayı evi belleyip üzülenler görüyorum, yapmayın beni de üzüyorsunuz.
bunlardan birisi instagramvari foto paylaşımı. eğer okumaya yönelik bir site yapılıyorsa, fotoların direkt görülebilir olması bu hedefi geriye atıyor. sözlükte çok kaliteli yazarlar var ama benim gibi dalgasında bi tip, bir foto ile onların önüne geçebiliyor. bu da metrelerce yazı yazan yazarların, yazma isteğini baltalıyor. doğal olarak da adamlar gidip başka sözlüklerde ya da kendi mecrasında paylaşım yapıyor. ekşi'de böyle değil mesela, yazı içindeki görsellere çoğu zaman tıklamak istemiyorum bile.
ikincisi layk mevzusu. site yeni açıldığında bakmıştım, o zaman da seri artı/beğeniye beğeni mevzusu vardı, sanırım hala var ki şikayet ediliyor. ekşi'de kim layk vermiş falan görülmediği için suistimal edilemiyor. evet orada da fav suistimal ediliyor fakat, fav mevzusunun karmaya bir etkisi yok. bunun için tek çare layk mevzusu ile ilgili bildirim gönderilmemesi.
üçüncüsü karma. sen hem karma puanları ile microtransaction mantığına benzer alışveriş yapma fırsatı veriyorsun, hem de yukarıda belirttiğim layk mevzusunu uyguluyorsun, hem de eksi oyu kaldırıyorsun. ayrı ayrı fikirler güzel olabilir ama birleşince muazzam kötü bir tablo. böylece benim gibi en ufak emek vermeyenler, hatta benden daha beteri, millete salça olanlar bile eksi oy olmadığı için yüksek karma ile geziyor. renkli mahlas* isteyenler karşılıklı seri artı veriyor falan, değişik.
dördüncüsü, basiretsiz modlar. discord kullanmayı bilmeyeni de geçtim, daha sözlük formatından bihaber kullanıcılar mod olmuş durumda. format dahilinde olan yazıyı silen (hatta başlığı kilitleyen ahshs) mod da gördüm, yazdığı format dışı girisini savunan mod da. 10 seneyi aşkındır sözlüklerde cirit atan birisiyim, format kırmızı çizgimizdir xd ayrıca bir de öne çıkarılan madalyalı vesaire tanım mevzusu var. içinde tonlarca yanlış olan bir sürü öne çıkarılmış tanım gördüm burada. doğal olarak bu madalyaları veren dostlarımızın seviyesi belirliyor sözlüğün seviyesini ve bu öne çıkardıkları girileri ya hiç okumuyorlar ya da fast check nedir haberleri yok. sonuç olarak bu da modlara yazar.
hadi tamam acımasızlık yapmayalım, burada yazdıklarımla ilgili iki ihtimal var. bunlar ya tamamen sözlük yönetiminin öngörüsüzlüğü sonucu olan şeyler, ya da başta dediğim gibi öngörü vardı ama, vaatleri farklı olsa da, istedikleri seviye buydu. sonra da insanlar seviyeli sözlük, bilgi paylaşımı, troll yok vesaire diye gelip, böyle farklı bi şeyle karşılaşınca da küsüp gidiyor. küsüp gidenler de komik bence ama neyse onlar konumuzla alakasız. netice itibariyle, buraya yeni bir şey yazmadım, eminim eski yazarlar bunları defalarca yazmıştır. boşta kalınca bu çukura ben de bi taş atayım dedim. ben memnunum, benim için sorun yok, burayı evim gibi görmüyorum. ama siteyi içselleştirip, cidden burayı evi belleyip üzülenler görüyorum, yapmayın beni de üzüyorsunuz.
devamını gör...
878.
an itibariyla yollarımın ayrılmadığı sözlük..
bu zamana kadar (23 nisan 1920) beri tanımlarımı okuyup favlayan her yazarın bana teşekkür etmesi lazım işsiz herifler sizi.
sözlüğün daha iyi yerlere gelmesini sağlayacaklar zengin yazarlardır o da burada yok zaten bu çok belli.
eski tayfa sevilmiyosun hocam yeniler sizin de ben ta mokari bakayako.. iyi geceler iyi geceler iyi geceler.
bu zamana kadar (23 nisan 1920) beri tanımlarımı okuyup favlayan her yazarın bana teşekkür etmesi lazım işsiz herifler sizi.
sözlüğün daha iyi yerlere gelmesini sağlayacaklar zengin yazarlardır o da burada yok zaten bu çok belli.
eski tayfa sevilmiyosun hocam yeniler sizin de ben ta mokari bakayako.. iyi geceler iyi geceler iyi geceler.
devamını gör...
879.
"sözlük bitmiş, ölmüş, akmıyor, biz bunları daha önceleri mısralarımızda bildirdik ama, gerekli önlemler alınmadı, umursamıyorum zaten okunan birisi değildim, zaten bırakacaktım, bırakmıştım" yakarışları görüyorum. öncelikle iyi ve üretken bir yazar değilim ama iyi bir okurum. gerçekten iyi bir okursanız sözlükte okunmaya değer, üzerini toz kaplamış o kadar çok yazı var ki...
takip ettiğim belli bir yazar grubu var. çoğunluğu da aklınızca "entel" diye ince bir nefret beslediğiniz, sönmüş bir volkan gibi bekleyen yazar grubu. kendi açımdan da hala keşfedilecek, çok güzel paylaşımları olan yazarlar olduğuna inanıyorum ve zamanla onları da keşfediyorum. nasıl keşfediyorum? okuyarak. * arkadaşlar toplumumuzun buraya da yansıyan en büyük problemi, yeterince okumamak.
yeni okumaya başladığım bir yazarın öncelikle madalyalı tanım, öne çıkan tanım gibi kategorize edilmiş yazılarından başlıyorum. sebebi genelde en çok emek verilmiş yazılar olması ve kategorize edilmiş bir şeyin aradan çıkartılma duygusu. * iyi bir okur olarak bu noktada bazı eksiklikler görüyorum.
kategori sistemi yazarın kendi profili içine yerleştirilse daha sağlıklı olur diye düşünüyorum. takip ettiğim bir yazarda okuma önceliğim "yazarların kendi yazdığı şiirler", "yazarların karalama defteri", "yazarların kendi çizimleri" gibi değişken olabiliyor. okuma önceliğimdeki yazıları bu şekilde daha kolay ayıklayabilirdim.
okur olarak karşılaştığım bir diğer eksiklik ise şu. günlük beğeni hakkının sınırlandırılması kendi açımdan çok iyi çünkü, tüm ilgiyi tek bir yazara yüklemeden, sözlüğe ayırdığım vakti daha çok yazara bölüştürmemi sağlıyor. fakat, favori hakkının beğeni hakkından az olması bir eksiklik. aynı yazara ait, daha çok beğendiğim yazısına sıra gelince favori hakkımın bitmesi "tüh, favoriyi keşke buna verseydim" şeklinde bende bir mahcubiyet yaratıyor. *
bir yazarı sayfa sayfa "ki bu da yirmişer yazı" okuduğum için, en azından aynı yazara gün içinde 10 beğeni ve favori şeklinde çözüme kavuşturulabilir. ama üzerinden 1 gün geçtiği halde * aynı yazara ait yazılara beğeni ve favori bırakamama problemiyle karşılaşıyorum ve bu benim o yazarı günlük okuma alışkanlığımı sekteye uğratıyor. bu benim için niçin önemli? çünkü, o yazarın okunduğunu bilmesini isterim.
karşılıklı takipleştiğim yazarlar içinde dahi ilk başlarda beni seri artıcı sanan arkadaşlar olmuştur. gönül rahatlığıyla emin olabilirsiniz, hepsini gerçekten okuyorum. * bir yazı yazdığımda, ki fazla yazmam, takip etmediğim, bilmediğim bir yazarı beğenenler içinde gördüğümde, profiline giriyorum ve okumaya başlıyorum. beğendiğim yazılarına artı veriyorum. sonra art arda bildirim geliyor. 8-10 paragraflık 3 tane yazım 25-30 saniye içinde beğenilmiş. gerçekten üzülüyorum ve yeni keşfettiğim, okumaya başladığım yazarı okumayı bırakıyorum. benim böyle bir jeste inanın ihtiyacım yok.
gelelim yeterince okunmadığından, bilgi içerikli yazılar yazdığı halde ilgi görmediğinden hayıflanan arkadaşlara. içlerinde sevdiğim arkadaşlar da var. takip ettiğim yazarların yazılarını kimler beğenmiş ona da bakarım. bu yeni yazarlar keşfetmemde kullandığım bir yöntem. yeterince okunmadığınız için üzülüyorsunuz ama, sizin ne kadar durgun bir okur olduğunuzu da başka yazarlar üzerinden yakalıyorum. *
sözlükte yeni sayılırım, sözlüğün bahsedilen o şaşaalı dönemini de görmedim. "alıntı" mevzusuna kafayı çok taktığım bir zaman aralığı da oldu. daha ne kadar buralarda olurum onu da bilmiyorum ama, birkaç ay daha okunacak çok güzel yazılar var ve keşfedilecek çok iyi yeni yazarlar olduğuna da inanıyorum. hatta o yazarlar çoktan burayı terk etmiş de olabilir, önemli değil, yazıları burada duruyor.
kendi açımdan hepinizin içi boş, insan siluetinde profilleriniz var. sizleri keşfedip okudukça o boş siluet doluyor. zamanla ruhsal değişimlerinize, kişisel dönüşümlerinize de şahit ve ortak oluyorum. iki boyutlu siluetiniz, kanlı canlı bir vücuda bürünmeye başlıyor. ve ben ortaya koyduğunuz o kişinin hikayesini okumayı seviyorum...
takip ettiğim belli bir yazar grubu var. çoğunluğu da aklınızca "entel" diye ince bir nefret beslediğiniz, sönmüş bir volkan gibi bekleyen yazar grubu. kendi açımdan da hala keşfedilecek, çok güzel paylaşımları olan yazarlar olduğuna inanıyorum ve zamanla onları da keşfediyorum. nasıl keşfediyorum? okuyarak. * arkadaşlar toplumumuzun buraya da yansıyan en büyük problemi, yeterince okumamak.
yeni okumaya başladığım bir yazarın öncelikle madalyalı tanım, öne çıkan tanım gibi kategorize edilmiş yazılarından başlıyorum. sebebi genelde en çok emek verilmiş yazılar olması ve kategorize edilmiş bir şeyin aradan çıkartılma duygusu. * iyi bir okur olarak bu noktada bazı eksiklikler görüyorum.
kategori sistemi yazarın kendi profili içine yerleştirilse daha sağlıklı olur diye düşünüyorum. takip ettiğim bir yazarda okuma önceliğim "yazarların kendi yazdığı şiirler", "yazarların karalama defteri", "yazarların kendi çizimleri" gibi değişken olabiliyor. okuma önceliğimdeki yazıları bu şekilde daha kolay ayıklayabilirdim.
okur olarak karşılaştığım bir diğer eksiklik ise şu. günlük beğeni hakkının sınırlandırılması kendi açımdan çok iyi çünkü, tüm ilgiyi tek bir yazara yüklemeden, sözlüğe ayırdığım vakti daha çok yazara bölüştürmemi sağlıyor. fakat, favori hakkının beğeni hakkından az olması bir eksiklik. aynı yazara ait, daha çok beğendiğim yazısına sıra gelince favori hakkımın bitmesi "tüh, favoriyi keşke buna verseydim" şeklinde bende bir mahcubiyet yaratıyor. *
bir yazarı sayfa sayfa "ki bu da yirmişer yazı" okuduğum için, en azından aynı yazara gün içinde 10 beğeni ve favori şeklinde çözüme kavuşturulabilir. ama üzerinden 1 gün geçtiği halde * aynı yazara ait yazılara beğeni ve favori bırakamama problemiyle karşılaşıyorum ve bu benim o yazarı günlük okuma alışkanlığımı sekteye uğratıyor. bu benim için niçin önemli? çünkü, o yazarın okunduğunu bilmesini isterim.
karşılıklı takipleştiğim yazarlar içinde dahi ilk başlarda beni seri artıcı sanan arkadaşlar olmuştur. gönül rahatlığıyla emin olabilirsiniz, hepsini gerçekten okuyorum. * bir yazı yazdığımda, ki fazla yazmam, takip etmediğim, bilmediğim bir yazarı beğenenler içinde gördüğümde, profiline giriyorum ve okumaya başlıyorum. beğendiğim yazılarına artı veriyorum. sonra art arda bildirim geliyor. 8-10 paragraflık 3 tane yazım 25-30 saniye içinde beğenilmiş. gerçekten üzülüyorum ve yeni keşfettiğim, okumaya başladığım yazarı okumayı bırakıyorum. benim böyle bir jeste inanın ihtiyacım yok.
gelelim yeterince okunmadığından, bilgi içerikli yazılar yazdığı halde ilgi görmediğinden hayıflanan arkadaşlara. içlerinde sevdiğim arkadaşlar da var. takip ettiğim yazarların yazılarını kimler beğenmiş ona da bakarım. bu yeni yazarlar keşfetmemde kullandığım bir yöntem. yeterince okunmadığınız için üzülüyorsunuz ama, sizin ne kadar durgun bir okur olduğunuzu da başka yazarlar üzerinden yakalıyorum. *
sözlükte yeni sayılırım, sözlüğün bahsedilen o şaşaalı dönemini de görmedim. "alıntı" mevzusuna kafayı çok taktığım bir zaman aralığı da oldu. daha ne kadar buralarda olurum onu da bilmiyorum ama, birkaç ay daha okunacak çok güzel yazılar var ve keşfedilecek çok iyi yeni yazarlar olduğuna da inanıyorum. hatta o yazarlar çoktan burayı terk etmiş de olabilir, önemli değil, yazıları burada duruyor.
kendi açımdan hepinizin içi boş, insan siluetinde profilleriniz var. sizleri keşfedip okudukça o boş siluet doluyor. zamanla ruhsal değişimlerinize, kişisel dönüşümlerinize de şahit ve ortak oluyorum. iki boyutlu siluetiniz, kanlı canlı bir vücuda bürünmeye başlıyor. ve ben ortaya koyduğunuz o kişinin hikayesini okumayı seviyorum...
devamını gör...
880.
#1940497
bu tanım bizi bizden almasa
uzak diyarlara götürmese de
hislerimize tercüman
yüzümüze tebessüm
dilimize de bir
şerefsizim benim aklıma gelmişti
olmuştur.*
teee başından beri okuma ve okunma diyoruz.
tanımların okunurluğunun bilinmesi gerekir diyoruz. bir okundu butonu olaydı iyi olurdu diyoruz. emeğe saygı diyoruz.
yani bin türlü şey gördük şu sözlükte iyisiyle kötüsüyle.
iyi şeylerden biri de az çok sesimize kulak veren bir yönetimimiz var, sağolsunlar.
ama yok arkadaş bu talebimiz zinhar yerine gelmedi.
bir daha söyle dediğinizi duyar gibi değilim, tanımlara okuyan tayfa kadar değer verdiğinizi de düşünmüyorum.bu hitabım cümle sözlük ahalisinedir. ama yine de insan okunduğunu bilmek ister. yoksa niye yazıp çiziyorsunuz arkadaş. gidin deftere yazın.
şimdi bu konuyla bağlantılı olarak fark ettiğim bir şey var. adetimdir tanımlarımı beğenen yazarlara bakarım, benim tanımımı beğendiğine göre, okumaya ve beğeni butonuna basmaya layık gördüğüne göre kendisinde de okumaya ve okunmaya değer tanımlar olabileceğini düşünürüm.
son zamanlarda ise bakıyorum bu yazarlara ama bir şey var, çoğu yazmayı bırakmış. okuyorlar beğeniyorlar ama yazmıyorlar. içlerinde güzel yazanlar da var. arkadaşlar niye yazmıyorsunuz diye sormak istiyorum onlara. yazın yani.
bir de düşünüyorum, acaba bu yazarlar okunmadıklarını düşündükleri için mi bıraktılar yazmayı. ve başka diğer yazarlar da tabii ki.
okunmadığınızı düşünüyorsanız motivasyonunuz kırılabilir pekâlâ.
konuyla alakalı başka bir husus daha var.
şimdi girdiniz profile okuyorsunuz, belli ki emek var güzel yazılmış ama beğenme olayı çok kişiseldir ya hakkını teslim edersiniz yine de beğenesiniz gelmez. ee ne olacak şimdi?
bu yazarın okunduğunu anlaması için benim gibi seri artıcı olmayan bir okuyucunun profilinde gezdiğini hissetmesi lazım aksi halde mümkün değil okunduğunu bilmesi.
neyse buraya kadar okuduysan eeeey okuyucu
ne dediğimi
ne yapmak istediğimi
ve dahi nereye varmak istediğimi
anlamışsındır.
t: üzerinde ayrılık rüzgarları esen
bu rüzgarların hasret rüzgarlarına dönüşmesi muhtemel olan
biricik sözlüğümüzdür.
kendisine şu şarkıyı armağan ediyorum.
bu tanım bizi bizden almasa
uzak diyarlara götürmese de
hislerimize tercüman
yüzümüze tebessüm
dilimize de bir
şerefsizim benim aklıma gelmişti
olmuştur.*
teee başından beri okuma ve okunma diyoruz.
tanımların okunurluğunun bilinmesi gerekir diyoruz. bir okundu butonu olaydı iyi olurdu diyoruz. emeğe saygı diyoruz.
yani bin türlü şey gördük şu sözlükte iyisiyle kötüsüyle.
iyi şeylerden biri de az çok sesimize kulak veren bir yönetimimiz var, sağolsunlar.
ama yok arkadaş bu talebimiz zinhar yerine gelmedi.
bir daha söyle dediğinizi duyar gibi değilim, tanımlara okuyan tayfa kadar değer verdiğinizi de düşünmüyorum.bu hitabım cümle sözlük ahalisinedir. ama yine de insan okunduğunu bilmek ister. yoksa niye yazıp çiziyorsunuz arkadaş. gidin deftere yazın.
şimdi bu konuyla bağlantılı olarak fark ettiğim bir şey var. adetimdir tanımlarımı beğenen yazarlara bakarım, benim tanımımı beğendiğine göre, okumaya ve beğeni butonuna basmaya layık gördüğüne göre kendisinde de okumaya ve okunmaya değer tanımlar olabileceğini düşünürüm.
son zamanlarda ise bakıyorum bu yazarlara ama bir şey var, çoğu yazmayı bırakmış. okuyorlar beğeniyorlar ama yazmıyorlar. içlerinde güzel yazanlar da var. arkadaşlar niye yazmıyorsunuz diye sormak istiyorum onlara. yazın yani.
bir de düşünüyorum, acaba bu yazarlar okunmadıklarını düşündükleri için mi bıraktılar yazmayı. ve başka diğer yazarlar da tabii ki.
okunmadığınızı düşünüyorsanız motivasyonunuz kırılabilir pekâlâ.
konuyla alakalı başka bir husus daha var.
şimdi girdiniz profile okuyorsunuz, belli ki emek var güzel yazılmış ama beğenme olayı çok kişiseldir ya hakkını teslim edersiniz yine de beğenesiniz gelmez. ee ne olacak şimdi?
bu yazarın okunduğunu anlaması için benim gibi seri artıcı olmayan bir okuyucunun profilinde gezdiğini hissetmesi lazım aksi halde mümkün değil okunduğunu bilmesi.
neyse buraya kadar okuduysan eeeey okuyucu
ne dediğimi
ne yapmak istediğimi
ve dahi nereye varmak istediğimi
anlamışsındır.
t: üzerinde ayrılık rüzgarları esen
bu rüzgarların hasret rüzgarlarına dönüşmesi muhtemel olan
biricik sözlüğümüzdür.
kendisine şu şarkıyı armağan ediyorum.
devamını gör...
881.
ben burada kalmaya devam edeceğim, zaten yeniyim ve gayet de güzel bir sözlük. beğenmeyene de yapacak bir şey yok bu haliyle bu sözlüğün beğenisini kazandığı bir kitle var ve bu kitle bence yeterli büyüklükte.
devamını gör...