normal sözlük
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
başlık "henrywadsworth" tarafından 12.09.2021 02:09 tarihinde açılmıştır.
941.
2020 yılında yayına başlayan, yardımsever, eğlenceli ve bilgili bir topluluk sitesidir. içerisinde kulüpleri, kütüphanesi, radyosu bulunur.
bir yandan aile sıcaklığı sunarken bir yandan muziplikleriyle içinizi gıcırdatması ile meşhurdur.
efendiler, normal sözlük anlatılmaz yaşanır.
discord topluluğu için : discord.gg/Wf6NxaqTBm
instagram : instagram.com/normalsozluk
twitter : twitter.com/normalsozluk
bir yandan aile sıcaklığı sunarken bir yandan muziplikleriyle içinizi gıcırdatması ile meşhurdur.
efendiler, normal sözlük anlatılmaz yaşanır.
discord topluluğu için : discord.gg/Wf6NxaqTBm
instagram : instagram.com/normalsozluk
twitter : twitter.com/normalsozluk
devamını gör...
942.
öncelikle moronları şutlaması gereken sözlüktür.
ben buraya iyi kötü emek veriyor, kütüphanesine katkı yapıyorum insanlar mutlu olsun diye.
ve başka her türlü el uzatılacak yardıma katkı sağlamaya çalışıyorum.
bu gerizekalılarla aynı ortamda yazıp çizmek, şakalaşmak filan, bana zuldür.
mallar sürüsü.
ben buraya iyi kötü emek veriyor, kütüphanesine katkı yapıyorum insanlar mutlu olsun diye.
ve başka her türlü el uzatılacak yardıma katkı sağlamaya çalışıyorum.
bu gerizekalılarla aynı ortamda yazıp çizmek, şakalaşmak filan, bana zuldür.
mallar sürüsü.
devamını gör...
943.
(bkz: normal sözlük bitti diyor, e git diyorum bana nau nau diyor.)
normal sözlük'ün bittiği gerçeği, battığı gerçeği vs vs. bıktık bu söylemlerden. farklı sözlüklerle kıyaslamalardan da ayrıca bıktık.
''yazmıyorum yaa, kötü sözlük yaaa'' diyenlerin profillerinde yer alan son görülme tarihlerine bir göz atmanızı öneririm. gurur yapar gibi gidenlerin fake hesaplarla döndüğünü şaşırarak görüyoruz.
''yönetim kötü, yazarlar kötü ben gidiyommm yaaa'' diyenlerin buradan kopamaması suni bir stockholm sendromu yaratılmasıdır. millete sözlük bıraktırıp siz fake hesapla dönüyorsunuz, ayıptır yaow.
yazanları-çizenleri karalamaktan, aşağılamaktan vazgeçin.
normal sözlük'ün bittiği gerçeği, battığı gerçeği vs vs. bıktık bu söylemlerden. farklı sözlüklerle kıyaslamalardan da ayrıca bıktık.
''yazmıyorum yaa, kötü sözlük yaaa'' diyenlerin profillerinde yer alan son görülme tarihlerine bir göz atmanızı öneririm. gurur yapar gibi gidenlerin fake hesaplarla döndüğünü şaşırarak görüyoruz.
''yönetim kötü, yazarlar kötü ben gidiyommm yaaa'' diyenlerin buradan kopamaması suni bir stockholm sendromu yaratılmasıdır. millete sözlük bıraktırıp siz fake hesapla dönüyorsunuz, ayıptır yaow.
yazanları-çizenleri karalamaktan, aşağılamaktan vazgeçin.
devamını gör...
944.
bir iki zibidinin kendini bir halt sanip ahkap kestigi sosyal medya platformu. artik bunlarin g.tünü kim kaldirdiysa kendilerini nimetten sayip saga sola salliyorlar.
zibidi her soyledigini kanun, her yaptigini devrim saniyor.
zibidi her soyledigini kanun, her yaptigini devrim saniyor.
devamını gör...
945.
ya kardeşim kaç kere diyecez kafanıza göre sol frameye başlık getirmeyin. sözlükte şu olaydan memnun olan 1 tane insan yoktur. rastgele başlığı getiriyorsunuz bu sefer diğer entry girilen başlıklar kayboluyor. şu algoritmayı kaybedin.
devamını gör...
946.
esasen bir not defteridir.
herkes istediği gibi yazar, çizer.
bir not defteri sahibine "sen bunu yazma" diyemez.
hali ile biz de burada diyemeyiz.
yazılan her içerik, yazarın kendisini bağlar.
sözlüğün görüşünü temsil etmez.
burada sözlüğü ilgilendiren durum, içinde bulunduğu coğrafyanın anayasasıdır.
bağlayıcı olan budur.
bir söylem, gündelik hayatta suç teşkil etmiyorsa burada da suç teşkil etmez.
" normal sözlük, her kesimden insanın yazabileceği gezegen üzerindeki en müthiş mecradır. "
sloganı ile kurulduk, ilerledik.
ne kadar hoşlanmıyor olsak da x tanımın sahibi radikal insanlar ile aynı toplumu paylaşıyoruz.
belki komşularımız, akrabalarımız bu insanlar.
e hali ile sözlükte olmalarını garip karşılayamayız.
burası toplumun aynasıdır.
"x tanımın sahibine yaptırım uygulanmadı, o yüzden sözlüğü bırakıyorum" söylemleri hiçbir zaman doğru bulmadık, buna göre de hareket etmedik. bu sebepten ayrılan çok arkadaşımız oldu.
bu konu için ne yazık ki yapabileceğimiz bir eylemimiz yok.
inatla sözlüğün nötr bir karbon fiber olduğunu anlatmaya devam etmemiz gerekiyor.
bizler için harici bir çıkış yolu yoktur.
en güçlü silah kalemlerimiz. yazarak kendimizi ifade etmeye çalışalım.
bu en doğrusu.
sözlük tüzelleşmez, buna müsait bir yapıda da değildir.
sözlük nötr'dür.
sen ne çizersen sözlük odur.
herkes istediği gibi yazar, çizer.
bir not defteri sahibine "sen bunu yazma" diyemez.
hali ile biz de burada diyemeyiz.
yazılan her içerik, yazarın kendisini bağlar.
sözlüğün görüşünü temsil etmez.
burada sözlüğü ilgilendiren durum, içinde bulunduğu coğrafyanın anayasasıdır.
bağlayıcı olan budur.
bir söylem, gündelik hayatta suç teşkil etmiyorsa burada da suç teşkil etmez.
" normal sözlük, her kesimden insanın yazabileceği gezegen üzerindeki en müthiş mecradır. "
sloganı ile kurulduk, ilerledik.
ne kadar hoşlanmıyor olsak da x tanımın sahibi radikal insanlar ile aynı toplumu paylaşıyoruz.
belki komşularımız, akrabalarımız bu insanlar.
e hali ile sözlükte olmalarını garip karşılayamayız.
burası toplumun aynasıdır.
"x tanımın sahibine yaptırım uygulanmadı, o yüzden sözlüğü bırakıyorum" söylemleri hiçbir zaman doğru bulmadık, buna göre de hareket etmedik. bu sebepten ayrılan çok arkadaşımız oldu.
bu konu için ne yazık ki yapabileceğimiz bir eylemimiz yok.
inatla sözlüğün nötr bir karbon fiber olduğunu anlatmaya devam etmemiz gerekiyor.
bizler için harici bir çıkış yolu yoktur.
en güçlü silah kalemlerimiz. yazarak kendimizi ifade etmeye çalışalım.
bu en doğrusu.
sözlük tüzelleşmez, buna müsait bir yapıda da değildir.
sözlük nötr'dür.
sen ne çizersen sözlük odur.
devamını gör...
947.
#2063451 pişt moderatör 7 bak sana demiş. diyeceğim sözlüktür.
format ve kurallar zaten açık şekilde belirtilmiş sözlükte ve bunun icin yazılan tanımı ısrarla sormama rağmen madde gösteremeyen moderatör 7 arkadaşımız umarım her sabah bu yazıyı okur ve günü geldiğinde idrak eder diye düşünüyorum ama umudum yok.
kendisine dun net olarak özgür bir yer burası dedim sildiği entry icin, bırak insanlar yazdıgım seye cevap versin dediğimde sacma sapan konustu ama suc onda değil kesinlikle bunu biliyorum.
yoldaşa daha once yazar yapacagımız kisileri pazardan alınan 4 parcalı (daire, ücgen, yıldız ve kare) sekilli sepetten alalım 3 sekli iceri atabilen yazar olsun demiştim ama simdi onerimi artırma zamanı!
9 parcalı kaydırmalı puzzle alalım modlar bunu cozebilirse (3 yıl icinde) o zaman mod olsunlar.
format ve kurallar zaten açık şekilde belirtilmiş sözlükte ve bunun icin yazılan tanımı ısrarla sormama rağmen madde gösteremeyen moderatör 7 arkadaşımız umarım her sabah bu yazıyı okur ve günü geldiğinde idrak eder diye düşünüyorum ama umudum yok.
kendisine dun net olarak özgür bir yer burası dedim sildiği entry icin, bırak insanlar yazdıgım seye cevap versin dediğimde sacma sapan konustu ama suc onda değil kesinlikle bunu biliyorum.
yoldaşa daha once yazar yapacagımız kisileri pazardan alınan 4 parcalı (daire, ücgen, yıldız ve kare) sekilli sepetten alalım 3 sekli iceri atabilen yazar olsun demiştim ama simdi onerimi artırma zamanı!
9 parcalı kaydırmalı puzzle alalım modlar bunu cozebilirse (3 yıl icinde) o zaman mod olsunlar.
devamını gör...
948.
penis sözlük
şuraya kocaman bir penis çiziyorum;
3==========d
sondaki "d" büyük d olarak düşünün.
şuraya kocaman bir penis çiziyorum;
3==========d
sondaki "d" büyük d olarak düşünün.
devamını gör...
949.
yeni geldim ben de buraya ama ne olduğunu anlamadım. kim o pis düşünceler kötüler noluyor . nedir bu nefret . nefret insanı düşmanına dönüştürür. olay ne biri anlatsın.
devamını gör...
950.
dünyanın her yerinde bulunan, anonimleşmekle marnijal fikirlerini rahatça ifade edebilme hürriyetine erişmiş insanların önünde sonunda dahil olarak küfür etmeseler dahi küfürden aşağılık sözlerle ortamını bozduğu, bozabileceği bir platform. fakat bu durum abartılmamalı. çünkü yaşanması normaldir ve tepki gösterilirse burada sansür mekanizması devreye girecektir.
çok radikal yazılarda karar olarak ne alınır bilemem. yönetim mekanizmasının prensiplerini bilmiyorum. gelgelelim sözlüğün genel prensiplerinin korunması adına yaptırımlar uygulandığında çok da sorun teşkil etmeyeceğini düşünüyorum. dümdüz troller, siyasal troller, siyasal aktivistler, pesimistler, optimistler, aşko kuşko tayfa... bunlar dünyanın gerçeğidir. normal sözlük de dünyada var olan bir site olduğu için böyle insanlara rastlamamız normaldir.
bu işleri sözlüğün adı gibi normal kabul etmek lazım fakat bir yerde de küfür ve sıradanlık normalini ötelemek için burada değil miyiz? haydi çık bakalım işin içinden. xd
kolay gelsin.
çok radikal yazılarda karar olarak ne alınır bilemem. yönetim mekanizmasının prensiplerini bilmiyorum. gelgelelim sözlüğün genel prensiplerinin korunması adına yaptırımlar uygulandığında çok da sorun teşkil etmeyeceğini düşünüyorum. dümdüz troller, siyasal troller, siyasal aktivistler, pesimistler, optimistler, aşko kuşko tayfa... bunlar dünyanın gerçeğidir. normal sözlük de dünyada var olan bir site olduğu için böyle insanlara rastlamamız normaldir.
bu işleri sözlüğün adı gibi normal kabul etmek lazım fakat bir yerde de küfür ve sıradanlık normalini ötelemek için burada değil miyiz? haydi çık bakalım işin içinden. xd
kolay gelsin.
devamını gör...
951.
952.
geldiğimden itibaren sevgimin hiç azalmadığı sözlüktür.
yoldaş başgan'ın son açıklamasını çok beğendiğimden ve ekleyecek bir şey bulamadığımdan konuyu saptırmak istiyorum. zaten konu saptırmada, geyik yapmada falan kimse elime su dökemez. ama bu sefer geyik yapmayacağım. (yazı karakterleriyle geyik çizmeyi bilseydim yapardım, haha.)
aslında bir ekleme yapabilirim, şimdi aklıma geldi. moderatörlerin "işlerini" düzgün yapamaması ve sitenin genel prensipleri ayrımını iyi yapabilmek lazım gelir. bana göre ortada kötü niyet yoksa, birinin işini tam iyi yapamaması hoş görülebilir. burada nazikçe uyarmaktan, hatta gerekirse sertçe eleştirmekten başka bir şey yapılamaz. yani kısacası, moderatörlerden memnun değilse birileri, burada işi kişiselleştirmemeli ve sadece moderatörlerin moderasyon yeterliliği/yetersizliği üzerinden eleştirilerini sunmalıdır.
neyse benim ricam şu olacaktı. birkaç tane tanıtım entry'm var ve bunları editörler göremedi sanırım. çok doğal. hatta tanıtımlarımın çoğunu görebilmelerine bile şaşırıyorum. bravo hepsine.
lakin ben bu tanıtımlarımın tipik dizi/film tanıtımı formatına alınmalarını istiyorum. diğer yazarlar ve okurlar için daha iyi olur bu. başlığa girdiklerinde bu eserler hakkında benim vermediğim birtakım temel bilgileri öğrenebilirler.
bunun için "madalya müracaatı" yapmak da istemiyorum. bana göre taleple madalya almak biraz tuhaf. gene de madalyalık görülen başlıklarıma/tanımlarıma madalya verilirse de mutlu olurum tabii.
yani bu gözden kaçan tanıtımlarımı editörlerin dikkatine sunabileceğim bir başlık var mı, yoksa da başka bir yöntem var mıdır editörleri bundan haberdar edebileceğim? buradan olmazsa da özel mesajla bilgilendirebilirseniz sevinirim.
tostumu yedim, özel mesaja bekliyorum.
— hani bal?
yoldaş başgan'ın son açıklamasını çok beğendiğimden ve ekleyecek bir şey bulamadığımdan konuyu saptırmak istiyorum. zaten konu saptırmada, geyik yapmada falan kimse elime su dökemez. ama bu sefer geyik yapmayacağım. (yazı karakterleriyle geyik çizmeyi bilseydim yapardım, haha.)
aslında bir ekleme yapabilirim, şimdi aklıma geldi. moderatörlerin "işlerini" düzgün yapamaması ve sitenin genel prensipleri ayrımını iyi yapabilmek lazım gelir. bana göre ortada kötü niyet yoksa, birinin işini tam iyi yapamaması hoş görülebilir. burada nazikçe uyarmaktan, hatta gerekirse sertçe eleştirmekten başka bir şey yapılamaz. yani kısacası, moderatörlerden memnun değilse birileri, burada işi kişiselleştirmemeli ve sadece moderatörlerin moderasyon yeterliliği/yetersizliği üzerinden eleştirilerini sunmalıdır.
neyse benim ricam şu olacaktı. birkaç tane tanıtım entry'm var ve bunları editörler göremedi sanırım. çok doğal. hatta tanıtımlarımın çoğunu görebilmelerine bile şaşırıyorum. bravo hepsine.
lakin ben bu tanıtımlarımın tipik dizi/film tanıtımı formatına alınmalarını istiyorum. diğer yazarlar ve okurlar için daha iyi olur bu. başlığa girdiklerinde bu eserler hakkında benim vermediğim birtakım temel bilgileri öğrenebilirler.
bunun için "madalya müracaatı" yapmak da istemiyorum. bana göre taleple madalya almak biraz tuhaf. gene de madalyalık görülen başlıklarıma/tanımlarıma madalya verilirse de mutlu olurum tabii.
yani bu gözden kaçan tanıtımlarımı editörlerin dikkatine sunabileceğim bir başlık var mı, yoksa da başka bir yöntem var mıdır editörleri bundan haberdar edebileceğim? buradan olmazsa da özel mesajla bilgilendirebilirseniz sevinirim.
tostumu yedim, özel mesaja bekliyorum.
— hani bal?
devamını gör...
953.
'sözlük her kesimden yazarın yazabileceği yer.' harika bu konuda hem fikiriz. ama esas soru şudur: her sene x kişi tarafından hortlatılan, oraya buraya savrulan, bilerek sataşmaya yönelik yazılan yazıların kesimlerle olan bağlantısı nedir? bir önceki sene ceza verilir, bir sonraki sene ise bu x kişi böyledir, yapılacak bir şey yoktur, ayrı bir renktir denilir. ayrıştırılmanın zehri verildikçe verilir sonra dövüşmeyin çocuklar...
haklı olan çocuk yaramaz çocuğun sillesinden kurtulamaz. o vuracak sen ondan uzak durmalısın, o senin problemin, görmemezlikten gelmelisin..
önce ceza ve uçurulma verilen x,y,z kişilerine sonrasında arkadaşı bu şekilde kabul ediyoruz denmesi, burada hiçbir zaman benimsemediğim düşüncelerden oldu. hatalar tekrara düşünce o kişi aklanmıyor. bu düşünce bana çok aykırı.. aynı şeyler tekrarlanınca pek önemsenmiyor farkındayım, alışıyoruz, alıştırılıyoruz.
bence burada bir absürtlük, sıkışmışlık var, kararlar net değil aslında pek benimsenmeden sabit bir motivasyon konuşmacısı kalıplarıyla konuşuluyor. verilen kararlar her zaman doğru olacak diye bir şey yok. her şeyi öngöremezsiniz ama şunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz: bir sonraki sene yine bugün yine aynı sataşmalar, ortalık karışmalar falan.. kim bilir, gelen o yeni yazarlar uzun uzun yazacaklar, hayır öyle değildi, bunlar nasıl sözler deyip şaşıracaklar.. eskiden beri yazanların ise uğraşmaya takati kalmadığından ahaa yine yeniden diyecekler. fitili ateşleyende, son sözü söyleyende bugün sınıfta kalmıştır.
#2063468
ve sen dostum, bir harikasın. yazım cesaretine hayran kaldım. yılmayacağız..
gün ise tüm savaşmalara,yakılmalara rağmen budur:
unutmadımaklımda
her türlü saptırmaya ve üzerinde çok fazla durulmasın, konuşulmasın diye üzerine gölgeler düşürülen gün sivas katliamı nın yapıldığı gündür.
ölmek ve öldürmeyi savunan zihniyetlerle mücadeleye devam edeceğiz.
sevdanın güzelliğinde,
canın cana hasretinde
inançlı yürekleriyle
kavganın ateşlerinde
yananlara selam olsun.
haklı olan çocuk yaramaz çocuğun sillesinden kurtulamaz. o vuracak sen ondan uzak durmalısın, o senin problemin, görmemezlikten gelmelisin..
önce ceza ve uçurulma verilen x,y,z kişilerine sonrasında arkadaşı bu şekilde kabul ediyoruz denmesi, burada hiçbir zaman benimsemediğim düşüncelerden oldu. hatalar tekrara düşünce o kişi aklanmıyor. bu düşünce bana çok aykırı.. aynı şeyler tekrarlanınca pek önemsenmiyor farkındayım, alışıyoruz, alıştırılıyoruz.
bence burada bir absürtlük, sıkışmışlık var, kararlar net değil aslında pek benimsenmeden sabit bir motivasyon konuşmacısı kalıplarıyla konuşuluyor. verilen kararlar her zaman doğru olacak diye bir şey yok. her şeyi öngöremezsiniz ama şunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz: bir sonraki sene yine bugün yine aynı sataşmalar, ortalık karışmalar falan.. kim bilir, gelen o yeni yazarlar uzun uzun yazacaklar, hayır öyle değildi, bunlar nasıl sözler deyip şaşıracaklar.. eskiden beri yazanların ise uğraşmaya takati kalmadığından ahaa yine yeniden diyecekler. fitili ateşleyende, son sözü söyleyende bugün sınıfta kalmıştır.
#2063468
ve sen dostum, bir harikasın. yazım cesaretine hayran kaldım. yılmayacağız..
gün ise tüm savaşmalara,yakılmalara rağmen budur:
unutmadımaklımda
her türlü saptırmaya ve üzerinde çok fazla durulmasın, konuşulmasın diye üzerine gölgeler düşürülen gün sivas katliamı nın yapıldığı gündür.
ölmek ve öldürmeyi savunan zihniyetlerle mücadeleye devam edeceğiz.
sevdanın güzelliğinde,
canın cana hasretinde
inançlı yürekleriyle
kavganın ateşlerinde
yananlara selam olsun.
devamını gör...
954.
evde çoraplarımı arıyodum ve bi baktım ki elimde telefon sözlüğe girmişim o an kafamı kaldırdım ve bi 3 saniye kadar anlamsızca etrafıma baktım şimdi çorabımı aramaya devam ediyorum..
devamını gör...
955.
uzun süreli sözlük diyetimi bozduğum sözlüktür. önce yıllarca yazdığım uludağ ile bozmaya çalıştım fakat troll akınına karşı hala bir şey yapmamaları sebebiyle maalesef tekrar terk ettim. umarım kapanıp gitmez. bakacağımız ve göreceğimiz durumdur.
devamını gör...
956.
ilk olarak kafa sözlük olarak ortaya çıkan, şimdilerde uzunca süredir normal sözlük olarak kendini değiştirmiş özgür portal.
merhaba normal sözlük :)
merhaba normal sözlük :)
devamını gör...
957.
bir müddet kafamı dinlemek için ayrılacağım platformdur. (aslında 1 puanla kaçırdığım ales'e tekrar hazırlanacağım bu süreçte. yani buna ne kadar kafa dinlemek denirse artık...) biliyorum, çok büyük bir katkım olmadı bu sözlüğe ama haber vermeden de gitmek istemedim.
şimdilik hoşça kalın sevgili yazarlar. yeniden görüşmek dileğiyle...
şimdilik hoşça kalın sevgili yazarlar. yeniden görüşmek dileğiyle...
devamını gör...
958.
küfürün artık serbest olması gereken sözlüktür. yeri geliyor, küfürsüz anlatmak istediğini anlatacak başka kelime bulamayıp şey yazıyor insan. saçma oluyor. sansürden arınmamız lazım.
devamını gör...
959.
sözlükte etkileşim çok zayıf sadece birbirini tanıyanlar oylaşıyor. bu konu oy verenlerin isminin gözükmemesi ile çözülebilir. çünkü sözlük ortamlarında tanıma değil nicke göre oylama yapılır. yapılan tanım güzel ve doğru olsa bile eğer sevilmeyen bir kişiyse ya oylanmaz yada eksi verilir. bu hep böyle olmuştur. ben şahsen artı almak için yazmıyorum yanlış anlaşılmasın. ikincisi de eksi oy butonu gelecek denmişti haftalar aylar geçti oda gelmedi. üst üste tanım silme yok, sınırsız beğeni yok. sözlükte çok fazla sansür ve yasak var. ben şahsen her ne kadar ısrarla heveslensem de bu olaylardan ötürü artık saçmalamak yerine bırakmanın daha iyi olacağını düşündüm. son olarak hesap silme de gelmeyecek anlaşılan. hesabı sildirmek için entry giriyoruz, mesaj atıyoruz kimse cevap veremiyor. nasıl bir yere düştük anlamadım. hiç yazma hevesim yok entryleri de oturup işsiz gibi teker teker silemem. bunca sene yazdık ta ne oldu değişen bir şey yok. buralardan uzaklaşmak lazım.
devamını gör...
960.
iki sene önce başlayan maceramda benim için ilk günlerde de sözlük'tü bugün de öyle. geçenlerde "sivas katliamı" başlığı altında, yine geçen sene bu dönemde olduğu gibi iğrenç bir provokasyon yaşandı. belirli insanları ciddiye almak, onlara karşı argüman üretmek bazen anlamsız olabiliyor. o mesnetsiz yazıyı gördüğümde, açıkçası yazana acımaktan başka hiçbir şey hissetmedim. o pislik yazının kalıp kalmasını düşünmedim bile, çünkü sahibi zavallının biri. lakin, bu durumdan dolayı öfkelenen hiç kimseye de kızma hakkını kendimde bulamam. çünkü o ahlak yoksununa daha önce benim de öfkelendiğim oldu. hatta sozluk'te ilk dönemlerdi, sürekli bir moderasyonun fenerbahçe aleyhine başlık açıp, içerik üretmesi tuhafıma gitmişti, ve "yönetim fenerbahce düşmanı mı" diye, sormak durumunda kalmıştım. o zamanlar bu hastalıklı şahıs, moderatördü.
2020'nin aralık ayında, sol tarafta provokasyon yapıp, ucurulan bir yazar için şunları yazmışım.
her neyse, asıl yazma sebebime gelince, sözlük yeni kuruldu ve haliyle kırılgan bir yapısı var. bu yazar gibi, bu kırılganlığı kullanmak isteyeceklerdir. bunu gozonune almak gerekiyor, kesinlikle sözlük yazarlarına kayıtsız kalınsın demiyorum fakat bu tür süreçlerde olması gerekenin üzerinde bir zeka sergilemek gerekiyor. aksi halde bu kırılganlık kısa sürede ciddi bir handikapa döner.
#195660
alınti yaptığım yazının konusu, ucurulan bir yazar ile ilgiliydi ve o yazıda, sözlüklerin kırılgan yapısından, bunu da kullanmak isteyenlerin olacağıydı, nitekim öyle olmuştu bir yazar sözlük'te ciddi bir provokasyon yapıp uçmustu. bu yazıyı koyma nedenim, o günden bugune sözlük yapısıyla ilgili düşüncemde bir değişiklik olmadığı üzerinedir. amacım bunun altını çizmek.
aynı dönemlerde, iki tanimda sözlükle ilgili görüşlerimi dile getirmiştim.
#176386
#237362
ve hala aynı şekilde düşündüğümü belirtmeme gerek yok sanırım.
sözlükler için her şey format değildir, topluluğun olduğu her ortamda zaman zaman önleyici tedbirlere başvurulabilir. yıllar evvel, paris'te chalie hebdo saldırısı yaşandığında, saldırıyı lanetlemekle birlikte çizilen karikatürün "fikir özgürlüğü" bağlamında ele alınmayacağını söylemiştim, mesele müslümanların hassasiyeti değildi çünkü. islam toplumlarının peygamber olarak gördüğünü kisiye ithafen bir kıç çizip, "muhammed'in kıçı ister misin" demek, islam toplumunun onuruyla oynamaktır. vahşi bir bir saldırıda o karikatüristlerin öldürülmesi, maalesef bu gerçeği değiştirmiyor. yanlış anlaşılmasın, kesinlikle o insanların öldürülmesini düpedüz katliam olarak görüyorum ve tüm bakış açımı katliam olmamış gibi, çizilen şeyin doğru olmadığı üzerine kuruyorum. o zaman çevremde, olduğum her yerde su örneği vermiştim çünkü dediğim gibi ciddi bir "fikir özgürlüğü" anlayışı belirmişti, aynı karikatür atatürk için cizilseydi, bu çizim hepimizde ülke olarak infial yaratmaz mıydı? ya da madımak oteliyle ilgili dalga geçen bir çizim olsaydı.? fransız komunist alain badiou söyle yazmıştı saldırıdan sonra,
charlie hebdo'nun karikatürlerinin odağında kendi başına bir olumsuzluk gibiymişçesine müslüman’dan ziyade, köktencilerin terörist faaliyetlerinin olduğu söyleniyor. bu çok açık bir şekilde, nesnel olarak yanlış. sıradan bir karikatürlerini ele alalım: çıplak bir çift kıç - bu kadar – yazansa şu: «peki muhammed'in kıçı, işimize yarar mı? ». müminlerin peygamber'i, bu kepazeliğin sürekli hedefi, günümüz teröristi olabilir mi? bunun hiç bir politika ile ilgisi olamaz. «ifade özgürlüğünün» görkemli bayrağıyla da bir ilgisi yok. bu islam'ı hedef alan gülünç ve kışkırtıcı bir müstehcenlik, o kadar. ve düşük düzeyden kültürel ırkçılıktan da daha fazlası değil, mahallenin taşkın lepen'cilerini gülmekten kırmak için yapılmış bir «şaka».
batı'da olan tartışmaları bir kenara bırakıyorum ve bu nedenle aynı karikatür atatürk için cizilseydi ne olurdu diyorum? ifade özgürlüğü diyebilir miydik gerçekten? yoksa haklı olarak türk halkının onuruyla mı oynandı derdik? hangisi, bu sorunun cevabını vicdanlarınıza bırakıyorum.
yüksek lisans yıllarımda şahsi yaşamım için ilginç bir deneyim olan ilahiyat fakültesinden aldığım dersler olmuştu. sevdiğim bir hoca, alevilerle ilgili sempozyum düzenlemek istediğini, bunun için görüşüme ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. elimden geldiğince yardım ettim. o gün hayatımda ilk kez varlığından haberim olan ankara ilahiyat fakültesinden şimdi rahmetli olan hasan onat hoca geldi, yer ilahiyat fakültesi, dinleyicilerin ezici çoğunluğu ilahiyat öğrencisi ve hocası, şöyle başladı söze "biz alevilerin onurunu kırdık" söylediği gibi, salondan ciddi bir uğultu yükseldi ve ilahiyat öğrencilerinin en az yarısı salonu terk etti. ilginç bir deneyimdi benim için, o adam hiç istifini bozmadan, dik duruşuna da zeval getirmeden o kadar güzel bir konuşma yaptı ki, kişisel yaşamım için bana büyük bir ders oldu. hiçbir topluluğun, hiçbir inancın, onuruyla oynamamak gerekiyor. 33 kişinin vahşice katledildiği bir ortam için "hırsızın hiç mi suçu yok" demek, bir topluluğun onuruyla oynamaktır. ve yasalara göre de suçtur.
tck'nın 216. maddesi şudur,
halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
hayatımın hiçbir döneminde belirli bir inancı, belirli bir topluluğu yüceltmek gibi bir gayem olmadı. alevi değilim fakat çok alevi arkadaşım oldu, iyileri de oldu, daha az iyileri de. tıpkı başka inançta olan insanlar gibi. bu mezhep inancını taşıyan kişileri, doğuştan çok iyi veya süper olarak nitelendirmiyorum bu görüşlere de her zaman karşı çıktım, aslolan "insan" dır çünkü. lakin bu topluluğun onuruna hakaret edilmesine, onuruyla oynanmasına da sessiz veya tepkisiz kalacak değilim. en azından tepki verenlerin yanındayım, her ofkelenen haklı olmayabilir, hatta fevri davranabilir lakin hata yapmış olması, ofkelenmesinin altındaki temel nedenleri yok etmiyor. travmatik bir toplumuz, böyle olmamızın nedenleri de yok değil. yukarıda paris saldırısı üzerine yazdım, belki batı'da "fikir özgürlüğü" bağlamında tartışılan şeyler - ki karşı görüşü de paylaştım-biz de farklı gelişebiliyor. belki doğulu olduğumuz için böyleyiz, belki de kültürel kodlarımız böyle. o nedenle yukarıda ortaya koyduğum görüşlerin eksik yanları olabilir lakin, bu sorunu çözmek hem benim hem de bu sözlük'ün boyunu aşar, çünkü kültürel kodlar yüzyıllar içinde oluşan, gelişen davranış, yaşam, düşünce bicimleridir. içinde bulunduğumuz ülkenin yasalarını dikkate aldığımız kadar - ki yasaya göre de suç paylaştım- kültürel kodlarını da dikkate almak durumundayız. bu gemi bu yükü kaldırmıyor, geçen sene de kaldırmadı, bu sene de ve belki seneye de kaldırmayacak. geminin su almasına neden izin veriliyor?
baas partisi üzerine çalışırken, irak'lı bir baas görevlisinin bir dergiye verdiği röportajı okumuştum, şöyle diyordu " merkez komitede hiçbirimiz diğerinin mezhebini bilmeyiz, bunu da sormayız" yıl 1950'ler ve 60'lar, sonra ırak baas'ı sadece sunnilerin eline geçti, suriye de alevilerin. ne birbirlerinin haklarına sahip çıktılar, ne de onurlarını korudular. bugün iki ülkenin de durumu ortada. editör grubundan bir arkadaşım geçenlerde ırak göç politikası üzerine bana bir soru yoneltiginde, ıraklı bir siyasetçinin demecini attım ona, trajik bir şekilde "bize bir mustafa kemal lazım" diyordu, ırak'ı butunlestirmek için. adamın söylediği şu aslında, bize mezhep algısının olmadığı bir cumhuriyet gerekiyor. yurttaşlık hukukumuzu bulunduğumuz her platformda korumalıyız, aksi halde mezheplere, cemaatlere, tarikatlara bölünürüz ki, bölünen örneklere ortadoğu'da bolca bakılabilir. mesele, fikir değil ki, kalemimizle cevap verelim, mesele kaç kere söyledim bilmiyorum fakat bir topluluğun onuruyla oynanmasıdır.
normal sözlük, aslen sözlük'tür. "not defteri" tanımı son derece subjektiftir. not defteri kavramı kişinin kendi, öznel ve başkalarına değmediği alanı temsil eder. biz tarihçiler için ortaya çıkan not defterleri hazine gibidir fakat bulduğumuz defter 150 sene önce ölen bir kişiye dahi ait olsa, ciddi bir sansürden geçer.
çünkü yazan kişi o satırları kamuya açık yazmamıştır, kimsenin okunmaması gereken ya da yayım olarak basılmaması gereken ifadeler vardır. biz burada bir tanım yapıyoruz, not defteri "bana şunu şunu yaz" demez evet de, tanım da yaz demez. bu durumu format ile açıklamakta doğru olmaz, çünkü not defretinin formatı da olmaz. burayı bir kere not defteri olarak tanımlarsak müdahale etme şansınızı baştan yok sayarsınız.
kimse yanlış anlamasın, son paragraf evet yoldas'ın paylaşımına yönelik fakat, genel olarak farklı düşündüğümüz nokta "fikir özgürlüğü" konusudur. aksi halde tanımın içeriği konusunda benzer görüşleri paylaştığımızı biliyorum. kendisiyle konuştum, dürüst olmak adına bu açıklamayı eklemem gerekirdi.
benim itirazım o tanımın fikir özgürlüğü olmadığı, bir toplumun onuruyla oynandığı yönündedir. eğer aksi görüş olursa, moderasyon bunu açıklamalıdır, neye göre fikir özgürlüğü? "hırsızın hiç mi suçu yok" ifadesi, şu anlamı taşıyor "orada ölen insanlar kalabalığı tahrik etti" madımak davası orada, sonuçlarına bakılabilir, hangi mahkemenin hangi evresinde "tahrik" olgusuyla ilgili bir karar çıktı? bu pisliği yapanlar, müebbet almadılar mı? ki idam cezası yerine alındı.
son sözüm şu, yıllardır sözlüklerde yazarım çok pislik, çok şerefsizlik gördüm lakin madımak ile ilgili pisliği de görmek buraya nasipmiş, ne diyeyim.
2020'nin aralık ayında, sol tarafta provokasyon yapıp, ucurulan bir yazar için şunları yazmışım.
her neyse, asıl yazma sebebime gelince, sözlük yeni kuruldu ve haliyle kırılgan bir yapısı var. bu yazar gibi, bu kırılganlığı kullanmak isteyeceklerdir. bunu gozonune almak gerekiyor, kesinlikle sözlük yazarlarına kayıtsız kalınsın demiyorum fakat bu tür süreçlerde olması gerekenin üzerinde bir zeka sergilemek gerekiyor. aksi halde bu kırılganlık kısa sürede ciddi bir handikapa döner.
#195660
alınti yaptığım yazının konusu, ucurulan bir yazar ile ilgiliydi ve o yazıda, sözlüklerin kırılgan yapısından, bunu da kullanmak isteyenlerin olacağıydı, nitekim öyle olmuştu bir yazar sözlük'te ciddi bir provokasyon yapıp uçmustu. bu yazıyı koyma nedenim, o günden bugune sözlük yapısıyla ilgili düşüncemde bir değişiklik olmadığı üzerinedir. amacım bunun altını çizmek.
aynı dönemlerde, iki tanimda sözlükle ilgili görüşlerimi dile getirmiştim.
#176386
#237362
ve hala aynı şekilde düşündüğümü belirtmeme gerek yok sanırım.
sözlükler için her şey format değildir, topluluğun olduğu her ortamda zaman zaman önleyici tedbirlere başvurulabilir. yıllar evvel, paris'te chalie hebdo saldırısı yaşandığında, saldırıyı lanetlemekle birlikte çizilen karikatürün "fikir özgürlüğü" bağlamında ele alınmayacağını söylemiştim, mesele müslümanların hassasiyeti değildi çünkü. islam toplumlarının peygamber olarak gördüğünü kisiye ithafen bir kıç çizip, "muhammed'in kıçı ister misin" demek, islam toplumunun onuruyla oynamaktır. vahşi bir bir saldırıda o karikatüristlerin öldürülmesi, maalesef bu gerçeği değiştirmiyor. yanlış anlaşılmasın, kesinlikle o insanların öldürülmesini düpedüz katliam olarak görüyorum ve tüm bakış açımı katliam olmamış gibi, çizilen şeyin doğru olmadığı üzerine kuruyorum. o zaman çevremde, olduğum her yerde su örneği vermiştim çünkü dediğim gibi ciddi bir "fikir özgürlüğü" anlayışı belirmişti, aynı karikatür atatürk için cizilseydi, bu çizim hepimizde ülke olarak infial yaratmaz mıydı? ya da madımak oteliyle ilgili dalga geçen bir çizim olsaydı.? fransız komunist alain badiou söyle yazmıştı saldırıdan sonra,
charlie hebdo'nun karikatürlerinin odağında kendi başına bir olumsuzluk gibiymişçesine müslüman’dan ziyade, köktencilerin terörist faaliyetlerinin olduğu söyleniyor. bu çok açık bir şekilde, nesnel olarak yanlış. sıradan bir karikatürlerini ele alalım: çıplak bir çift kıç - bu kadar – yazansa şu: «peki muhammed'in kıçı, işimize yarar mı? ». müminlerin peygamber'i, bu kepazeliğin sürekli hedefi, günümüz teröristi olabilir mi? bunun hiç bir politika ile ilgisi olamaz. «ifade özgürlüğünün» görkemli bayrağıyla da bir ilgisi yok. bu islam'ı hedef alan gülünç ve kışkırtıcı bir müstehcenlik, o kadar. ve düşük düzeyden kültürel ırkçılıktan da daha fazlası değil, mahallenin taşkın lepen'cilerini gülmekten kırmak için yapılmış bir «şaka».
batı'da olan tartışmaları bir kenara bırakıyorum ve bu nedenle aynı karikatür atatürk için cizilseydi ne olurdu diyorum? ifade özgürlüğü diyebilir miydik gerçekten? yoksa haklı olarak türk halkının onuruyla mı oynandı derdik? hangisi, bu sorunun cevabını vicdanlarınıza bırakıyorum.
yüksek lisans yıllarımda şahsi yaşamım için ilginç bir deneyim olan ilahiyat fakültesinden aldığım dersler olmuştu. sevdiğim bir hoca, alevilerle ilgili sempozyum düzenlemek istediğini, bunun için görüşüme ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. elimden geldiğince yardım ettim. o gün hayatımda ilk kez varlığından haberim olan ankara ilahiyat fakültesinden şimdi rahmetli olan hasan onat hoca geldi, yer ilahiyat fakültesi, dinleyicilerin ezici çoğunluğu ilahiyat öğrencisi ve hocası, şöyle başladı söze "biz alevilerin onurunu kırdık" söylediği gibi, salondan ciddi bir uğultu yükseldi ve ilahiyat öğrencilerinin en az yarısı salonu terk etti. ilginç bir deneyimdi benim için, o adam hiç istifini bozmadan, dik duruşuna da zeval getirmeden o kadar güzel bir konuşma yaptı ki, kişisel yaşamım için bana büyük bir ders oldu. hiçbir topluluğun, hiçbir inancın, onuruyla oynamamak gerekiyor. 33 kişinin vahşice katledildiği bir ortam için "hırsızın hiç mi suçu yok" demek, bir topluluğun onuruyla oynamaktır. ve yasalara göre de suçtur.
tck'nın 216. maddesi şudur,
halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
hayatımın hiçbir döneminde belirli bir inancı, belirli bir topluluğu yüceltmek gibi bir gayem olmadı. alevi değilim fakat çok alevi arkadaşım oldu, iyileri de oldu, daha az iyileri de. tıpkı başka inançta olan insanlar gibi. bu mezhep inancını taşıyan kişileri, doğuştan çok iyi veya süper olarak nitelendirmiyorum bu görüşlere de her zaman karşı çıktım, aslolan "insan" dır çünkü. lakin bu topluluğun onuruna hakaret edilmesine, onuruyla oynanmasına da sessiz veya tepkisiz kalacak değilim. en azından tepki verenlerin yanındayım, her ofkelenen haklı olmayabilir, hatta fevri davranabilir lakin hata yapmış olması, ofkelenmesinin altındaki temel nedenleri yok etmiyor. travmatik bir toplumuz, böyle olmamızın nedenleri de yok değil. yukarıda paris saldırısı üzerine yazdım, belki batı'da "fikir özgürlüğü" bağlamında tartışılan şeyler - ki karşı görüşü de paylaştım-biz de farklı gelişebiliyor. belki doğulu olduğumuz için böyleyiz, belki de kültürel kodlarımız böyle. o nedenle yukarıda ortaya koyduğum görüşlerin eksik yanları olabilir lakin, bu sorunu çözmek hem benim hem de bu sözlük'ün boyunu aşar, çünkü kültürel kodlar yüzyıllar içinde oluşan, gelişen davranış, yaşam, düşünce bicimleridir. içinde bulunduğumuz ülkenin yasalarını dikkate aldığımız kadar - ki yasaya göre de suç paylaştım- kültürel kodlarını da dikkate almak durumundayız. bu gemi bu yükü kaldırmıyor, geçen sene de kaldırmadı, bu sene de ve belki seneye de kaldırmayacak. geminin su almasına neden izin veriliyor?
baas partisi üzerine çalışırken, irak'lı bir baas görevlisinin bir dergiye verdiği röportajı okumuştum, şöyle diyordu " merkez komitede hiçbirimiz diğerinin mezhebini bilmeyiz, bunu da sormayız" yıl 1950'ler ve 60'lar, sonra ırak baas'ı sadece sunnilerin eline geçti, suriye de alevilerin. ne birbirlerinin haklarına sahip çıktılar, ne de onurlarını korudular. bugün iki ülkenin de durumu ortada. editör grubundan bir arkadaşım geçenlerde ırak göç politikası üzerine bana bir soru yoneltiginde, ıraklı bir siyasetçinin demecini attım ona, trajik bir şekilde "bize bir mustafa kemal lazım" diyordu, ırak'ı butunlestirmek için. adamın söylediği şu aslında, bize mezhep algısının olmadığı bir cumhuriyet gerekiyor. yurttaşlık hukukumuzu bulunduğumuz her platformda korumalıyız, aksi halde mezheplere, cemaatlere, tarikatlara bölünürüz ki, bölünen örneklere ortadoğu'da bolca bakılabilir. mesele, fikir değil ki, kalemimizle cevap verelim, mesele kaç kere söyledim bilmiyorum fakat bir topluluğun onuruyla oynanmasıdır.
normal sözlük, aslen sözlük'tür. "not defteri" tanımı son derece subjektiftir. not defteri kavramı kişinin kendi, öznel ve başkalarına değmediği alanı temsil eder. biz tarihçiler için ortaya çıkan not defterleri hazine gibidir fakat bulduğumuz defter 150 sene önce ölen bir kişiye dahi ait olsa, ciddi bir sansürden geçer.
çünkü yazan kişi o satırları kamuya açık yazmamıştır, kimsenin okunmaması gereken ya da yayım olarak basılmaması gereken ifadeler vardır. biz burada bir tanım yapıyoruz, not defteri "bana şunu şunu yaz" demez evet de, tanım da yaz demez. bu durumu format ile açıklamakta doğru olmaz, çünkü not defretinin formatı da olmaz. burayı bir kere not defteri olarak tanımlarsak müdahale etme şansınızı baştan yok sayarsınız.
kimse yanlış anlamasın, son paragraf evet yoldas'ın paylaşımına yönelik fakat, genel olarak farklı düşündüğümüz nokta "fikir özgürlüğü" konusudur. aksi halde tanımın içeriği konusunda benzer görüşleri paylaştığımızı biliyorum. kendisiyle konuştum, dürüst olmak adına bu açıklamayı eklemem gerekirdi.
benim itirazım o tanımın fikir özgürlüğü olmadığı, bir toplumun onuruyla oynandığı yönündedir. eğer aksi görüş olursa, moderasyon bunu açıklamalıdır, neye göre fikir özgürlüğü? "hırsızın hiç mi suçu yok" ifadesi, şu anlamı taşıyor "orada ölen insanlar kalabalığı tahrik etti" madımak davası orada, sonuçlarına bakılabilir, hangi mahkemenin hangi evresinde "tahrik" olgusuyla ilgili bir karar çıktı? bu pisliği yapanlar, müebbet almadılar mı? ki idam cezası yerine alındı.
son sözüm şu, yıllardır sözlüklerde yazarım çok pislik, çok şerefsizlik gördüm lakin madımak ile ilgili pisliği de görmek buraya nasipmiş, ne diyeyim.
devamını gör...
961.
online ortamlarda herkes istediğini yazar ve cevap hakkı doğmalıdır.
ancak bu da kaosa yol açar. bunu da kimse istemez.
yıllardır farklı sözlüklerde yazan biri olarak naçizane fikrim, hassas konularda provakatif tanım girenler bir şekilde ceza alabilir.
düşünmek suç değil ama eyleme dökmek suçtur.
ancak bu da kaosa yol açar. bunu da kimse istemez.
yıllardır farklı sözlüklerde yazan biri olarak naçizane fikrim, hassas konularda provakatif tanım girenler bir şekilde ceza alabilir.
düşünmek suç değil ama eyleme dökmek suçtur.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202