961.
2020 yılında yayına başlayan, yardımsever, eğlenceli ve bilgili bir topluluk sitesidir. içerisinde kulüpleri, kütüphanesi, radyosu bulunur.
bir yandan aile sıcaklığı sunarken bir yandan muziplikleriyle içinizi gıcırdatması ile meşhurdur.
efendiler, normal sözlük anlatılmaz yaşanır.

discord topluluğu için : discord.gg/Wf6NxaqTBm
instagram : instagram.com/normalsozluk
twitter : twitter.com/normalsozluk
devamını gör...
962.
küfürün artık serbest olması gereken sözlüktür. yeri geliyor, küfürsüz anlatmak istediğini anlatacak başka kelime bulamayıp şey yazıyor insan. saçma oluyor. sansürden arınmamız lazım.
devamını gör...
963.
sözlükte etkileşim çok zayıf sadece birbirini tanıyanlar oylaşıyor. bu konu oy verenlerin isminin gözükmemesi ile çözülebilir. çünkü sözlük ortamlarında tanıma değil nicke göre oylama yapılır. yapılan tanım güzel ve doğru olsa bile eğer sevilmeyen bir kişiyse ya oylanmaz yada eksi verilir. bu hep böyle olmuştur. ben şahsen artı almak için yazmıyorum yanlış anlaşılmasın. ikincisi de eksi oy butonu gelecek denmişti haftalar aylar geçti oda gelmedi. üst üste tanım silme yok, sınırsız beğeni yok. sözlükte çok fazla sansür ve yasak var. ben şahsen her ne kadar ısrarla heveslensem de bu olaylardan ötürü artık saçmalamak yerine bırakmanın daha iyi olacağını düşündüm. son olarak hesap silme de gelmeyecek anlaşılan. hesabı sildirmek için entry giriyoruz, mesaj atıyoruz kimse cevap veremiyor. nasıl bir yere düştük anlamadım. hiç yazma hevesim yok entryleri de oturup işsiz gibi teker teker silemem. bunca sene yazdık ta ne oldu değişen bir şey yok. buralardan uzaklaşmak lazım.
devamını gör...
964.
iki sene önce başlayan maceramda benim için ilk günlerde de sözlük'tü bugün de öyle. geçenlerde "sivas katliamı" başlığı altında, yine geçen sene bu dönemde olduğu gibi iğrenç bir provokasyon yaşandı. belirli insanları ciddiye almak, onlara karşı argüman üretmek bazen anlamsız olabiliyor. o mesnetsiz yazıyı gördüğümde, açıkçası yazana acımaktan başka hiçbir şey hissetmedim. o pislik yazının kalıp kalmasını düşünmedim bile, çünkü sahibi zavallının biri. lakin, bu durumdan dolayı öfkelenen hiç kimseye de kızma hakkını kendimde bulamam. çünkü o ahlak yoksununa daha önce benim de öfkelendiğim oldu. hatta sozluk'te ilk dönemlerdi, sürekli bir moderasyonun fenerbahçe aleyhine başlık açıp, içerik üretmesi tuhafıma gitmişti, ve "yönetim fenerbahce düşmanı mı" diye, sormak durumunda kalmıştım. o zamanlar bu hastalıklı şahıs, moderatördü.

2020'nin aralık ayında, sol tarafta provokasyon yapıp, ucurulan bir yazar için şunları yazmışım.


her neyse, asıl yazma sebebime gelince, sözlük yeni kuruldu ve haliyle kırılgan bir yapısı var. bu yazar gibi, bu kırılganlığı kullanmak isteyeceklerdir. bunu gozonune almak gerekiyor, kesinlikle sözlük yazarlarına kayıtsız kalınsın demiyorum fakat bu tür süreçlerde olması gerekenin üzerinde bir zeka sergilemek gerekiyor. aksi halde bu kırılganlık kısa sürede ciddi bir handikapa döner.


#195660

alınti yaptığım yazının konusu, ucurulan bir yazar ile ilgiliydi ve o yazıda, sözlüklerin kırılgan yapısından, bunu da kullanmak isteyenlerin olacağıydı, nitekim öyle olmuştu bir yazar sözlük'te ciddi bir provokasyon yapıp uçmustu. bu yazıyı koyma nedenim, o günden bugune sözlük yapısıyla ilgili düşüncemde bir değişiklik olmadığı üzerinedir. amacım bunun altını çizmek.

aynı dönemlerde, iki tanimda sözlükle ilgili görüşlerimi dile getirmiştim.

#176386
#237362

ve hala aynı şekilde düşündüğümü belirtmeme gerek yok sanırım.

sözlükler için her şey format değildir, topluluğun olduğu her ortamda zaman zaman önleyici tedbirlere başvurulabilir. yıllar evvel, paris'te chalie hebdo saldırısı yaşandığında, saldırıyı lanetlemekle birlikte çizilen karikatürün "fikir özgürlüğü" bağlamında ele alınmayacağını söylemiştim, mesele müslümanların hassasiyeti değildi çünkü. islam toplumlarının peygamber olarak gördüğünü kisiye ithafen bir kıç çizip, "muhammed'in kıçı ister misin" demek, islam toplumunun onuruyla oynamaktır. vahşi bir bir saldırıda o karikatüristlerin öldürülmesi, maalesef bu gerçeği değiştirmiyor. yanlış anlaşılmasın, kesinlikle o insanların öldürülmesini düpedüz katliam olarak görüyorum ve tüm bakış açımı katliam olmamış gibi, çizilen şeyin doğru olmadığı üzerine kuruyorum. o zaman çevremde, olduğum her yerde su örneği vermiştim çünkü dediğim gibi ciddi bir "fikir özgürlüğü" anlayışı belirmişti, aynı karikatür atatürk için cizilseydi, bu çizim hepimizde ülke olarak infial yaratmaz mıydı? ya da madımak oteliyle ilgili dalga geçen bir çizim olsaydı.? fransız komunist alain badiou söyle yazmıştı saldırıdan sonra,


charlie hebdo'nun karikatürlerinin odağında kendi başına bir olumsuzluk gibiymişçesine müslüman’dan ziyade, köktencilerin terörist faaliyetlerinin olduğu söyleniyor. bu çok açık bir şekilde, nesnel olarak yanlış. sıradan bir karikatürlerini ele alalım: çıplak bir çift kıç - bu kadar – yazansa şu: «peki muhammed'in kıçı, işimize yarar mı? ». müminlerin peygamber'i, bu kepazeliğin sürekli hedefi, günümüz teröristi olabilir mi? bunun hiç bir politika ile ilgisi olamaz. «ifade özgürlüğünün» görkemli bayrağıyla da bir ilgisi yok. bu islam'ı hedef alan gülünç ve kışkırtıcı bir müstehcenlik, o kadar. ve düşük düzeyden kültürel ırkçılıktan da daha fazlası değil, mahallenin taşkın lepen'cilerini gülmekten kırmak için yapılmış bir «şaka».



batı'da olan tartışmaları bir kenara bırakıyorum ve bu nedenle aynı karikatür atatürk için cizilseydi ne olurdu diyorum? ifade özgürlüğü diyebilir miydik gerçekten? yoksa haklı olarak türk halkının onuruyla mı oynandı derdik? hangisi, bu sorunun cevabını vicdanlarınıza bırakıyorum.

yüksek lisans yıllarımda şahsi yaşamım için ilginç bir deneyim olan ilahiyat fakültesinden aldığım dersler olmuştu. sevdiğim bir hoca, alevilerle ilgili sempozyum düzenlemek istediğini, bunun için görüşüme ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. elimden geldiğince yardım ettim. o gün hayatımda ilk kez varlığından haberim olan ankara ilahiyat fakültesinden şimdi rahmetli olan hasan onat hoca geldi, yer ilahiyat fakültesi, dinleyicilerin ezici çoğunluğu ilahiyat öğrencisi ve hocası, şöyle başladı söze "biz alevilerin onurunu kırdık" söylediği gibi, salondan ciddi bir uğultu yükseldi ve ilahiyat öğrencilerinin en az yarısı salonu terk etti. ilginç bir deneyimdi benim için, o adam hiç istifini bozmadan, dik duruşuna da zeval getirmeden o kadar güzel bir konuşma yaptı ki, kişisel yaşamım için bana büyük bir ders oldu. hiçbir topluluğun, hiçbir inancın, onuruyla oynamamak gerekiyor. 33 kişinin vahşice katledildiği bir ortam için "hırsızın hiç mi suçu yok" demek, bir topluluğun onuruyla oynamaktır. ve yasalara göre de suçtur.

tck'nın 216. maddesi şudur,

halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

hayatımın hiçbir döneminde belirli bir inancı, belirli bir topluluğu yüceltmek gibi bir gayem olmadı. alevi değilim fakat çok alevi arkadaşım oldu, iyileri de oldu, daha az iyileri de. tıpkı başka inançta olan insanlar gibi. bu mezhep inancını taşıyan kişileri, doğuştan çok iyi veya süper olarak nitelendirmiyorum bu görüşlere de her zaman karşı çıktım, aslolan "insan" dır çünkü. lakin bu topluluğun onuruna hakaret edilmesine, onuruyla oynanmasına da sessiz veya tepkisiz kalacak değilim. en azından tepki verenlerin yanındayım, her ofkelenen haklı olmayabilir, hatta fevri davranabilir lakin hata yapmış olması, ofkelenmesinin altındaki temel nedenleri yok etmiyor. travmatik bir toplumuz, böyle olmamızın nedenleri de yok değil. yukarıda paris saldırısı üzerine yazdım, belki batı'da "fikir özgürlüğü" bağlamında tartışılan şeyler - ki karşı görüşü de paylaştım-biz de farklı gelişebiliyor. belki doğulu olduğumuz için böyleyiz, belki de kültürel kodlarımız böyle. o nedenle yukarıda ortaya koyduğum görüşlerin eksik yanları olabilir lakin, bu sorunu çözmek hem benim hem de bu sözlük'ün boyunu aşar, çünkü kültürel kodlar yüzyıllar içinde oluşan, gelişen davranış, yaşam, düşünce bicimleridir. içinde bulunduğumuz ülkenin yasalarını dikkate aldığımız kadar - ki yasaya göre de suç paylaştım- kültürel kodlarını da dikkate almak durumundayız. bu gemi bu yükü kaldırmıyor, geçen sene de kaldırmadı, bu sene de ve belki seneye de kaldırmayacak. geminin su almasına neden izin veriliyor?

baas partisi üzerine çalışırken, irak'lı bir baas görevlisinin bir dergiye verdiği röportajı okumuştum, şöyle diyordu " merkez komitede hiçbirimiz diğerinin mezhebini bilmeyiz, bunu da sormayız" yıl 1950'ler ve 60'lar, sonra ırak baas'ı sadece sunnilerin eline geçti, suriye de alevilerin. ne birbirlerinin haklarına sahip çıktılar, ne de onurlarını korudular. bugün iki ülkenin de durumu ortada. editör grubundan bir arkadaşım geçenlerde ırak göç politikası üzerine bana bir soru yoneltiginde, ıraklı bir siyasetçinin demecini attım ona, trajik bir şekilde "bize bir mustafa kemal lazım" diyordu, ırak'ı butunlestirmek için. adamın söylediği şu aslında, bize mezhep algısının olmadığı bir cumhuriyet gerekiyor. yurttaşlık hukukumuzu bulunduğumuz her platformda korumalıyız, aksi halde mezheplere, cemaatlere, tarikatlara bölünürüz ki, bölünen örneklere ortadoğu'da bolca bakılabilir. mesele, fikir değil ki, kalemimizle cevap verelim, mesele kaç kere söyledim bilmiyorum fakat bir topluluğun onuruyla oynanmasıdır.

normal sözlük, aslen sözlük'tür. "not defteri" tanımı son derece subjektiftir. not defteri kavramı kişinin kendi, öznel ve başkalarına değmediği alanı temsil eder. biz tarihçiler için ortaya çıkan not defterleri hazine gibidir fakat bulduğumuz defter 150 sene önce ölen bir kişiye dahi ait olsa, ciddi bir sansürden geçer.
çünkü yazan kişi o satırları kamuya açık yazmamıştır, kimsenin okunmaması gereken ya da yayım olarak basılmaması gereken ifadeler vardır. biz burada bir tanım yapıyoruz, not defteri "bana şunu şunu yaz" demez evet de, tanım da yaz demez. bu durumu format ile açıklamakta doğru olmaz, çünkü not defretinin formatı da olmaz. burayı bir kere not defteri olarak tanımlarsak müdahale etme şansınızı baştan yok sayarsınız.

kimse yanlış anlamasın, son paragraf evet yoldas'ın paylaşımına yönelik fakat, genel olarak farklı düşündüğümüz nokta "fikir özgürlüğü" konusudur. aksi halde tanımın içeriği konusunda benzer görüşleri paylaştığımızı biliyorum. kendisiyle konuştum, dürüst olmak adına bu açıklamayı eklemem gerekirdi.

benim itirazım o tanımın fikir özgürlüğü olmadığı, bir toplumun onuruyla oynandığı yönündedir. eğer aksi görüş olursa, moderasyon bunu açıklamalıdır, neye göre fikir özgürlüğü? "hırsızın hiç mi suçu yok" ifadesi, şu anlamı taşıyor "orada ölen insanlar kalabalığı tahrik etti" madımak davası orada, sonuçlarına bakılabilir, hangi mahkemenin hangi evresinde "tahrik" olgusuyla ilgili bir karar çıktı? bu pisliği yapanlar, müebbet almadılar mı? ki idam cezası yerine alındı.

son sözüm şu, yıllardır sözlüklerde yazarım çok pislik, çok şerefsizlik gördüm lakin madımak ile ilgili pisliği de görmek buraya nasipmiş, ne diyeyim.
devamını gör...
965.
online ortamlarda herkes istediğini yazar ve cevap hakkı doğmalıdır.
ancak bu da kaosa yol açar. bunu da kimse istemez.
yıllardır farklı sözlüklerde yazan biri olarak naçizane fikrim, hassas konularda provakatif tanım girenler bir şekilde ceza alabilir.
düşünmek suç değil ama eyleme dökmek suçtur.
devamını gör...
966.
ifade özgürlüğü, sübjektiflik, sözlük yönetiminin lise müdüriyeti olup olmadığı ve dahası. tüm bunları istediğimiz kadar uzun uzun tartışalım. o yandan alalım öbürüne koyalım. uzlaşmak mümkün olmayacak. lütfen yormayın kendinizi.

çoklu katılımcısı olan hiçbir mecra tüm ortaklarının fikrini yansıtamaz. böyle bir şey mümkün değil bu da tamam ama sevgili evernevergreen işin özünü yazmış aslında. kısa kes aydın havası olsuncular için bir de ben deneyeyim;

normal sözlük gibi kadına yönelik ayrıştırıcı söylemi yasalara göre suç unsuru teşkil etsin ya da etmesin yasak kabul eden, küfürsüzlüğü de bir kural olarak işleteceğini deklare etmiş bir mecra, dezavantajlı tüm gruplar için hassasiyet sahibi olan bir anlayış; insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda da madımak ya da hocalı, holokost ya da tehcir hangisi olduğundan bağımsız; ben böyle konularda platformumda tahrik edici, yıkıcı dile izin vermiyorum diyebilir ve bu bir dayatma olmaz. bu noktada verilecek "işine gelirse" cevabı diğer örneklerdeki gibi ilke olarak değerlendirilebilir; bununsa hiçbir yanında tutarsızlık olmaz.

despot bir yönetim anlayışına sahip olmaktan kaçınan ama bazı konularda keskin olmakta sakınca görmeyen bu kapsayıcı yapının, gelişmeye açık olmadığını düşünmek saflık olur arkadaşlar yapmayın allah aşkına. sözlüğün, eksiklerini tespit etmek konusunda şimdiye kadar her zaman işlettiği yazarlarının katılımlarıyla, fikirleriyle şekillenmeye açık olma kuralının samimiyetini kabul etmemiz için daha kaç örnek yaşamamız gerekiyor? yaşayarak öğrenen bu platformun en çok bu özelliğine bayılıyorum şahsen ve bu beni içinde üretmek konusunda motive tutuyor her bağlamda, başka bir sürü insan için de bunun böyle olduğuna yemin edebilirim gerekirse de ispatlarım. son olarak şunu ekleyeyim; hele bir seçim olsun, hepimiz o zaman göreceğiz asıl, öğrenen süreçler ve bunların çıktıları neymiş ve nasıl yönetilirmiş...
bir sözlük modeli /|c yoldaş benjamin franklin.

yine kısa yazamadım. nalet gelsin. bitti.
devamını gör...
967.
arada sırada dışarı çıkın. iyice kafayı yediniz yahu.

titriyorum.

x değeri y değeri diye diye 2 senedir bıkmadınız sısısısıs
devamını gör...
968.
aga ben mobilden sözlüğe girdigimde akıştaki herhangi bir başlıga girdigim zaman neden ilk entryden itibaren görüyorum ya? neden sadece son günün entryleri ile karsilasmiyorum? en bastan sona kadar gitmek zorunda kaliyorum durduk yere. şu işe bir el atın. yazılımcılar alooo!
devamını gör...
969.
gayet normal bir sözlük, seviyorum.
can sıkan fikir sahiplerini filtreleme özelliğini geliştiren canımız iko, iyi ki var.
canımı sıkan fikirleri destekleyenlerin çok olduğunu görünce sözlükten çıkabiliyorum, bunun için bir kod yazılmadı. beynim komut veriyor, ellerimi kullanıyorum.
akıp giden bir hayatım var, hepiniz gibi.
sözlükte haklı olup mutlu olamıyoruz, biz garip sözlük güzel dünya mutlu falan filan.
radyo çok eğlenceli, gelsenize.
devamını gör...
970.
herkes birbirini seviyor. çok samimiyetsiz.
devamını gör...
971.
sol akıştan bir türlü düşmediğini görünce başına bişey geldiğini sandığım sözlük.*
tamam tamam şaka yapıyorum yahu.
sözlük işte.
yazarıyla çaylağıyla, aynı fikirde olanıyla birbirinin tam tersini düşüneniyle, ciddiye alanı umurunda olmayanıyla, gözünü burada açanıyla gün boyu aklına gelmeyip şöyle bir uğrayanıyla sözlük.
kısacası insanların kendilerini ifade etmek için kullandığı, buna aracı olduğu bir mecra.
aynı ailedeki bireyler bile bir konuda aynı fikirde olamazken bilmem kaç bin üyeye sahip sözlükteki kişilerin aynı fikirde olmasını bekleyemeyiz. beklediğimiz tek şey fikirlerimizi yazarken insan olduğumuzu ve birbirimize saygı duymamız gerektiğini unutmamak. bitti. bu kadar kolay.
şu iki şeyi unutmasak ve herkes kendinden sorumlu olsa her şey çok daha kolay olacak ben inanıyorum.
ha bi arada sözlüğe ve geleceği yere de inanıyorum. hem ne diyor hem nazım?
"güzel günler göreceğiz güneşli günler!"
devamını gör...
972.
yönetime eleştiriler varken, bir kaç eleştiri eklemek isterim.
konu noktalama işaretleri. nokta virgül nedir bilmeyen yazarlar var. en fazla ilkokul 5 de bu konu bitmiş olmalı aslında ama olmamış. 5 satırlık tanımda ne nokta var ne virgül.
türkçe bellidir, noktalama işaretleri vardır. noktalama işaretlerinden sonra 1 karakter boşluk olur.
bunu yönetime ilettiğimde özgürlüğe müdahale olacağını söylediler. ne alaka? bu özgürlüğe müdahale midir?
sadece dil bilgisi kurallarıdır bunlar, özgürlüğe müdahale değildir.

o tanımları birileri okuyor sayın yönetim. bu şekilde yazılmış tanımlar ne okuma zevki bırakıyor, ne başka birşey. gözlerimizi kanatıyor.

arz ederim. *
devamını gör...
973.
epey önceden(göreceli tabi epey önce şimdi...) kaydolup, yazarken eğlendiğim ancak tematik girinin dozunu kaçırınca tek başıma yazıyor gibi hissettiğim sözlüktü. hesabımı kapatmıştım bu yüzden. aradan epey zaman geçti ve ben türkiye'den ayrıldım. şimdi anadilimde konuşma ve yazma ihtiyacı duyduğum için geri döndüğüm sözlük oldu normal sözlük. önceden çok kafa bir yerdi haha. velhasıl hala biraz tenha olması güzel. kalabalıkları sevmediğim için istanbul'da da yapamamıştım ben zaten. bu sefer kararlıyım sadece günlük, sosyal şeyler hakkında içimi dökeceğim. felsefe, tarih, arkeoloji, edebiyat anlatıp durmayacağım. umarım bu seferki birlikteliğimiz daha uzun sürer normal sözlük. let's ride then.
devamını gör...
974.
bu gidişle ilerleyen zamanlarda engelle butonlarının yalama yapacağını düşündüğüm mecradır.
devamını gör...
975.
şu birinci nesil yazarları komple silmek lazım.
yav ne bitmeyen kininiz gruplaşmanız çeteniz varmış.
bilgi de bilgi . o gelmesin şu yazmasın.
biz varken siz yoktunuz.
bu arsa bizim.
haha yani en azından bir kısmını silelim. bıktık.
devamını gör...
976.
bana göre onur zedeleyici iftiralar (iftira kelimesinin altını çiziyorum) dışında her şey "ifade özgürlüğü" kapsamındadır. işin yasal kısmı ayrı bir konu tabii. yoldaş'ın (sanırım en son) yazısına hala aynen katılıyorum. onur zedeleyici iftira meselesi de şöyle: mesela bir müzisyen için "tecavüzcü pislik" yazabilmeniz için, onun kanıtlanmış bir tecavüz suçunun olması gerekir; bu yoksa yaptığınız şey "ifade özgürlüğü"ne girmez. daha doğrusu girer, bunu ifade edebilirsiniz ama böyle bir entry'yi moderatörler temizlemelidir.

ekleme: birinin "düşmanım" olduğunu bilmeyi her zaman tercih ederim. birinin bana göre kötü hatta kabul edilemez fikirleri olduğunu bilmeyi de tercih ederim. bilmem bunu açmam gerekir mi...
devamını gör...
977.
garip 1 sözlük.

sözlükte biri fikrini belirtir ve hemen bu hayatı ciddiye almıyorum moruk coolboys31 tayfa:

"moruq nie ciddie alıosunuz bu kadra yafww"
"alt tarafı zözlüq len *küfür*"
"tm knka herkesi uçralım o zman?"
devamını gör...
978.
ağlayacaksanız oynamayalım


yoldaşın dedigi gibi bu insanlar hayatımızda, cevremizde olan insanlar ama ne hikmetse kimse yoğurdum eksi demeden birilerini bir yerleri suçluyor.

farklı fikirler, görüşler, duygular barındıran bir topluluk olan sözlükte herkes aynı şeyi yazmak zorunda değil diye düşünüyorum.

konuyu mezhep, gorus gibi alanlara sürüklemekse tamamen kotu niyetten diye dusunuyorum.

normal sözlük ve bunun gibi oluşumlar genel olarak olaylarin konuşulmasi, fikirlerin sunulacagi bir yer gibi geliyor bana ki ben bu yuzden hakaret edilmedikce hakaret etmem, ust perdeye gecilmedikce ust perdeye gecmem.

orta ogretimim sirasinda tanisip halen gorustugum hocam bana olaylara genis bak, sebebini sorgula diye ogretti ve bir olayi anlamanin bundan daha guzel yolu olmadigini biliyorum.

sivas katliaminda yakanların hobi olarak yakmadigini, gerek devlet, gerek orada bulunan herkesin bu konuda suçlu oldugunu cok iyi biliyorum ve belgeler bunu soyluyor.

her seyi gecersek bazi salak yazarlarin dedigi gibi yasimin yetmemesi olayi yok.
o olaylari direkt tv'den izlemis biriyim ve aslinda amacim sadece sloganla sivas katliamini savunanlarin uzerine gidip bi saga sola bakmalari, neyi savunduklarini ogrenmelerini saglamak.

kusura bakmayin ben burada oldukca sloganlarla bir seyi savunmayacagim ama sizde yardimci olun, birbirinizi gazlayip insanlarin esek kalmasina musade etmeyin.

tanimlara cikip sivas katliamindan 3 isim, olayin nerede gectigini, donemin erkleri kimdi diye kimse cevaplayamaz ama gelmis burada unutmadimak diyor.

soma faciasinin ilk saatlerinde yuzlerini boyayip sosyal medya uzerinden like kasan andavaldan farkiniz olsun.

yoksa herkes sloganla dava adami zaten zamanimizda ve inanın gun icerisinde oturup insan yakmiyorum hatta toplumsal olaylarda dusundugunuzden daha duyarli olduguma bahse girerim bile.

herkesin işine geldigi gibi bir adalet istediği yere sahip olan sözlük.
devamını gör...
979.
bayılıyorum şu entel kesimin egosuna. ters düştüğünde içlerine gizliden gizliye teptikleri hırs ve "bir tek ben bilirim" faşizmini ne güzel de açığa çıkarıyorlar. sosyal bir mecranın içerisinde senin değerlerin, dinin, inancın, insani yaraların başkasının olmayabilir. seni derinden sarsan başkası için hiçbir şey ifade etmeyebilir. o insanlığınca yazıp çizebilir. o onun sorunu, onun tercihidir. bu gerçeği kaldıramıyorsan uzak durun böyle mecralardan. ama kendi değerlerinizce bir yerleri şekillendirmeye, bunun baskısını kurmaya çalışmayın. senelerdir aynı konular, aynı dayatma, vallahi billahi sıktı. işsiz misiniz, hayatsız mısınız, yoksa egoistin önde gideni misiniz belli değil.
devamını gör...
980.
galeyana gelmiş/getirilmiş halk tarafindan öldürülen insanlar için mezhebinizce "allah rahmet eylesin" diyemiyor, yok tahrik, provokasyon, olayın önü arkası diyorsanız vicdanınız da kurumuş demek ki.

suriye'de şehit olan 38 asker için de provoke ettiler diyebilirsin mesela. ya da gece yarısı tecavüze uğrayıp öldürülen kadın için "o saatte ne işi varmış" diyebilirsin. fikir özgürlüğüdür. ancak vicdansızlıktır.

bu olay üzerine; "mabadı kaşınan keçinin çobanın değneğine sürtünmesi"diyebilen biri hala hakaret etmem diye yalan söyleyebiliyor. yazdığım tanımı okur okumaz özelden küfür eden şey diyor bunu. ha, doğru ya "küfür, yetime giydirilen kaftan gibi" değil mi?

benim değerlerime, inancıma, inanmadığım şeylere değer vermeyebilirsin. burası bu görüşleri yazabilmek için var. ama sınırlar var. bazı insanlık gerektiren sınırlar. eksik şey insanın vicdanı olunca fikir özgürlüğü adı altında saklamaya çalışıyor işte.

#1096334

not: arkadaşım öldü diyorum, 3 isim sayamaz diyor, oradaydım diyorum televizyondan izledim diyor. dilerse cumhuriyet üniversitesi kimliğimi gösterebilir ve olaylar yüzünden yarım bıraktığım bölümü de ispatlarım kendisine. vallahi eğitilemezsiniz.

söylenecek başka bir şey kalmadı benim açımdan. konu fikir özgürlüğü kapsamından çıkıp bilal'e laf anlatmaya geldiyse gerek yok. her şeyi bilen birine bir şey anlatmak mümkün de değil. öyle kalsın. benim açımdan konu kapanmıştır.
devamını gör...
981.
son günlerde bana 2010 referandumunu yeniden yaşatan sözlük.
gerekirse ölüler* mezarlarından kalkıp bu konu hakkında tarafımızda olduklarını pardon, pardon, bir dakika ''oy kullanacaklardır ''. ne bu sözlük hull city'dir, ne de sizler acun ılıcalı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim