2921.
seni bir kez gördüm, üzerinde yorgunluğun paltosu vardı.
bir kez sevdim seni, geç kalmışlığın kırışıklığı vardı yüzünde, hafif bir tebessüm bana doğru esen, estikçe bizden geçti diyen.
bir kez güldüm sana, tebessümüne karşılık haklısın dedim içimden, sadece haklısın diyebilirdim o an.
ve bir kez gittim senden, pişman olmamaya yemin etmemiş olsan arkamdan çoktan seslenmiştin,
bir kez gittim, elimde son bir el sıkışın soğukluğu, elimde bin yıllık kavuşmanın ayrılığı, elimde sensizlikten kalan son dokunuşla.
seni son bir kez gördüm, o da senden gidişim oldu..
devamını gör...
2922.
insanlar karakterini ve beynini besleyemediği zamann ne yazikkı egosunu besliyor.
üstelik besleyemediği beyniyle laf sokmaya çalışınca komik oluyor.
dışı güzel ama içi boş ağaçlar gibiler...
devamını gör...
2923.
düşünmek ve anlamak
iyi mi, kötü mü, tehlikeli mi değil mi?
algılamak çile çekmek mi?
cahillik mutluluk mu?
tüm bunların cevabı yine aynı şeye çıkıyor.
bir dengeye
ortada kalabilmeye
irdelememeye
ama pervasız da olmamaya
hayat basitse zorlaştıran biziz
onu anlamaya çalışırken affallayan, ama öğrendiğinde de yolunu bulan.
devamını gör...
2924.
yaşadığımız her şeyi özlüyorum ama gelmeni istemiyorum,
mesaj atmanı istiyorum sesini duymak istiyorum ama aramak istemiyorum,
umrumda değilsin ama aklıma geldikçe kalbimde oluşan o acı heyecan asla geçmiyor.
unutmak istiyorum ama unutamıyorum
böyle garip bir duygudayım işte ne yapacağımı bilmiyorum.
devamını gör...
2925.
yalnızlığın insana en cok koyduğu zamanlardayim sözlük. koca bir ev hic ait olmadığım kültür ve cevre. koca cografyada binlerce kilometre uzakta yapayalnız. insana fena koyuyor. böyle hayat mi olur len.
devamını gör...
2926.
dışarda tüm dünyayı aydınlatmaya ant içmiş parlaklıkta bir dolunay, radyoda yükselen cızırtılı anılar içinde hapsolmuş ben. hafifledim mi yoksa ruhum mu terk etti bedenimi.. bilmiyorum.

hem derin bir nefes alırcasına hayat dolu hem de saç diplerine dek karanlığa batmışçasına ölü hissediyorum: sanırım en çok da yaşarken ölüyorum..

ölürken gülümsüyorum; gözlerimde ayın ışıltısı, dudaklarımda kanın metalik tadı, göğsümde şişip duran ciğerin düzensiz tıkırtısı ile hem de..
devamını gör...
2927.
benim yüzüklerimin, başkasının parmağına olması gibi bir özelliği var .. az önce kurduğum cümle. sonra şöyle bi düşündüm. mecazen de haklıyım. aldım ve o inciyi, takımının yanına yani parmaklarıma bıraktım. hayır kolyesi ve küpeleri bendeyse ve ona ihtiyacım varsa neden başkasına yakışsın ki? bir daha o hataya düşmem. yenile yenile, yenmeyi öğrendim artık. bende olan, bende kalacak. nokta . bitti.

edit: bu gece, rahat bi uyku uyumak gibi bi derdim yok. küpe, kolye, bileklik, aç parantez yüzük kapa parantez, kulağımda, boynumda (hatta boynumdaki inci, choker zincire takılı) kalacak... yemişim uykusunu, uzmanların tavsiyesini... bu gece böyle....
devamını gör...
2928.
yeni bir şeylere ihtiyacım var. yeni müziklere, yeni kokulara bla bla..

sanırım, yaz bittiği için kızgınım da. yazın bundan haberi yok ama olsun.

ha bir de seni seviyorum.
devamını gör...
2929.
yalandan, riyadan, imadan, abartıdan, saman altından akıtılan sudan, değilmiş gibi yapılmasından, fesatlıktan, kötü niyetten, şüphecilikten, kem gözden, ucuzluktan, uyuzluktan, bayatlıktan, sasılıktan, güvensizlikten, düzeysizlikten, kıymet bilmezlikten, duygu israfından, akılsızlıktan, aptallıktan, muhtaç olmaktan, alternatifsizlikten, üretimsizlikten, tembellikten, taklitçilikten, ilgi arsızlığından nefret ediyorum.

hiç faydası yok aldığım ilaçların, iyi değilim ben
devamını gör...
2930.
içindeki boşlukların bir rengi vardır, kömür karasıdır oralar,yaklaştıkça yüzünüz gözünüz boyanır.yürek daraldıkça daralır, ufalır ufalır, yorgun, telaşlı, düzensiz çarpar.

hayat nedir “bir gün” mü gerçekten.düne sığamamanın, yarında var olamamanın bitmez tükenmez sancısı mıdır?

düşen sonbahar yaprağını, denizin yıldız yıldız ışıltısını, martıların yüksek çığlığını, rüzgârın serinleten dokunuşunu kaçırdığın anlar geri gelmez oysa.

o zaman tam bugün mü hayat, yaşamalı, yaşatmalı olan?
devamını gör...
2931.
takip etmemek için bir çok sosyal medya uygulamasını telefonumdan kaldırdım. sadece bilgisayar başındayken gireceğim artık. bir huzur gelir mi bilmiyorum. çok yoruldum siyasetten, kavgadan gürültüden ve en kötüsü sinirleniyorum. biraz huzur ya.
devamını gör...
2932.
bundan yaklaşık 3 ay önce #2037589 numaralı tanımımda yine yaklaşık bu saatlerde, bugünden farklı olarak, ertesi gün okul kapanıyor diye hüzünden uyuyamamış ve gelmiş buraya bir şeyler karalamışım sözlük.
şimdi de yarın, yeni bir eğitim öğretim yılı başlıyor diye heyecandan uyuyamıyorum iyi mi!! oysa bugün, yani aslında dün 11 eylülde ben göreve başlayalı tam 10. yılıma girdim! dile kolay yahu 10 koskoca yıl, bugüne kadarki ömrümün 3'te biri.
ilk gün ayaklarım titreyerek girdiğim, bir sürü minik gözün bana merakla baktığı o sınıf kapısından yarın yine aynı heyecanla gireceğimi, yine deli gibi heyecanlanıp dışarıya hiçbir şey belli etmeyeceğimi, ağzımda atan kalbimin çocuklar elimi tutup oynamaya başladığımızda sakinleşeceğini biliyorum. ama bu yine de akşamdan beri ara ara kalkıp yerimde zıplamama, ellerimi birbirine sürtüp "allah'ım çok heyecanlıyım yiaaa" dememe, on yüz milyon kere kıyafet deneyip hep aynısında karar kılmama engel değil. bak yine geldi zıplama perileri, şişştt sakin çocum!
bir yanım bir an önce yarın olsun derken diğer yanım "yoo olmasın cok heyecanlıyım" diyor. zaman ne garip şeysin, naparsam yapayım kendi akışında geçeceksin!
şimdi tek hedefim çocuklar için yaptığım çikolatalı okuluna hoş geldin kurabiyelerini sabaha kadar bitirmemek. * o yüzden elimin boş durmaması gerekiyor sözlük; gidip biraz oyun, etkinlik hazırlayayım. köpük partileri, su savaşları beni bekler ha bi de "annemi istiyorum ben, bana ne babamı özledim, çişim geldi, susadım, burnum aktı, saçımı çekti, benimle oynamadı, gitmemize kaç saat kaldı, okulda mi uyuyacağız" diyen minnoşlar!
devamını gör...
2933.
yeni yağmış karın ince örtüsüne sarınmak istiyorum şu sıralar. zaman şapkasını takıp beni tanımamazlıktan gelirken içimden gelen duman kokusunu söndürmek için. ne olanı anlıyorum ne cevaplar buluyorum ama işin sonunda bilinmemezliğin pişmanlıklarıyla dolmaktansa denediğim hatalarımın bedelini kabul etmek istiyorum. gel gör ki doğru olsun diye yaptıklarım bile sonuçlarını benden saklıyor. küçük bir çocuk gibi şikayet etmek istiyorum 'ama ben böyle olsun istemedim ki hile yaptılar!' diye. bu seferde çok şey istemişsin diyip eli boş gönderiyorlar.
devamını gör...
2934.
saat 3.16 civarı falan, balkondayım şu anda 1 saatten uzun süredir sigara ve kahve eşliğinde düşünüyorum. ne düşünüyorum onu da tam olarak bilmiyorum şahsen. sadece şu an iyi olmadığımı ve şu an için iyi olmak için bir çaba göstermek istemediğimi biliyorum. dert ve tasadan bağımsız olarak söylüyorum bunu. ne dinlediğim şarkı, ne yediğim yemekten ne de uyuduğum vakit kaliteli ve güzel geliyor. derler ya hani bir insanla son kez görüşüp görüşmediğinizi bilemezsiniz falan filan, ben bugün onun isteği üzerine; son kez bir insana sarıldım. son kez o çok sevdiğim saçlarından öptüm. son kez bir masada oturup karşılıklı sohbet ettim. bunun yükü çok ağır geldi ama hayat devam ediyor sanırım sadece şuanlık benim için değil.
devamını gör...
2935.
insanlar yalnızca belleğiyle yaşar ve belleği o işine nasıl geliyorsa öyle çalışır. o anılarının istemediği bölümlerini değiştirir, üstelik öyle olduğuna inanarak. noktası, virgülü olmayan, dur durak bilmeyen aklı, sonsuz belleğine yığdığı anılarını başkalarının akıl erdiremeyeceği kelepçelerle birbirine eklerken yok sayamayacağı olayları kabullenebilmek için aralara inanabileceği küçük ayrıntılar ekler yada çıkarır.
devamını gör...
2936.
uzun zaman oldu yazmayı bırakalı. yazdıklarımın okunmamasından ziyade, yazdıkça içimden kopup gidenler beni hissizlestirmeye başladı, ondandır herhalde. kendimi bildim bileli okumaya meyilliyim. ama yazmak hevesi birkaç senedir peyda oldu. başlarda kalemden kağıda ne akıyosa noktasına dokunmadan paylaşırdım. sonrasında yazıyı enine boyuna ölçüp tartmaya başladım. en nihayetinde derinlemesine düşündükçe yazamamak kaldı elimde. düşüncelerimi ufkumun en uç noktalarına kadar genişletsem de kalem oynamaz oldu. hayatın verdiği ve aldığı hesaba katılırsa normal.

neyse efendim. belki bir gün yeniden yazmaya devam ederiz.
devamını gör...
2937.
hani her ters giden işin içinden bir şekilde sıyrılıyordun dandik. ne oldu göt oldun demi. haha. salak ya.
devamını gör...
2938.
bugün otobüsle eve gelirken telefonunun zil sesini duydum, ister istemez başımı kaldırdım ,baktım ; senin yaşlarında bir amca cevap verdi telefona. yine yaşla doldu gözlerim. böyle küçük şeylere ağlamazdım. zaman geçiyor, başınız sağ olsunlar değil ama böyle küçük şeyler canımı daha çok yakıyor.
devamını gör...
2939.
az önce, eski bir arkadaşımın annesinin ölüm haberini aldım. hemde trajik bir ölüm. oysa yarım saat önce çok mutluydum, garipsin hayat.

canım arkadaşım. cenazesine bile gidemeyeceğim, çünkü çok uzakta. bir kaç gün sonra ararım onu, ama yani ne desem annesi geri gelmez.

garipsin hayat. seni çok ciddiye almamak, seninle uzun vadeli planlar yapmamak lazım. yarın için yaşamamak lazım. yarın olur ama belki biz olmayız.

bu aralar hep anı yaşamak ile ilgili düşünüyordum. bu ölüm bana düşünce şeklimin doğru olduğunu gösterdi.

yarına yetişmeye çalışırken bu günü ıskalıyoruz. her yarın bizim için değil.
bir gün yarın olacak ama biz olmayacağız.

yarın benim için hüzün yıldönümü idi. hüznüme yeni bir hüzün eklendi.

rabbim tüm ölülere rahmet eylesin.
kalanlara sabır ve kolaylık nasip eylesin.
devamını gör...
2940.
sözlüğe sadece depresif dönemlerimde girdiğimi fark ettim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim