3801.
bugün uzun zamandır kızdığım ve uzak durduğum bir arkadaşımı bir anda anladım.

arkadaşımda hem bağlanma hem de ayrılamama sorunu vardı, benle ilgili sanıyordum, değilmiş. bağlandığı şeyden, birisi onu kovana kadar ayrılamıyor ve bu yüzden de kendini kovdurana kadar uğraşıyor, kovulunca da kovan tarafı suçlayıp kendini aklıyor ve rahatlıyor. çok tuhaf. yoluna gidebilmek çok kıymetli bir şey.
artık kızmıyorum ona ama üzülüyorum. hayatı boyunca bunun farkında olmadan yaşayacağı için. bunu ona söyleyecek bir fesleğen de yok artık.
devamını gör...
3802.
her zaman olduğu gibi olumlu tek bir cümle ve düşüncenin olmadığı başlık. arkadaşlar karalamak eylemi gerçek manada bir kara çalma eylemi değil. yani her şeyi karalamaya mecbur değilsiniz yahu. hiç mi hayat ve gelecek hakkında bir planınız, hedefiniz yok? sizi heyecanlandıran bir şeyler vs? sıkıntı geldi vallahi sizin bu iç karartıcı yazılarınızdan ve boğucu zihin yapılarınızdan.
devamını gör...
3803.
bir başkasının gözlerine dahi bakamıyorken ona kimler dokunuyor diye düşünmek insanı delirtiyor biliyor musunuz? kötü mü kötü bir his bu. ama elinizden bir şey gelmez. hiçbir şey zorla olmuyor.
devamını gör...
3804.
anadolumun bir köyünde bir kadın bilirim
gel gör, 60 yıl aynı duvarı izleyerek öldü
ne bir hediye, ne bir şehir, ne ilçe gördü
bu kadar sert dalgalarla keskinleşir bir kaya
gülüm, isterdim daha naif bir insan olmayı
gidin, karanlıkla boğuşana pembeyi sormayın
bana tanrıdan bahsetmeyin ve her şeyi yok sayın…
mehmet toksoy-öğretilmiş doğrunun reddi
devamını gör...
3805.
günlük ve aylık burç yorumlarına gram inanmasam da burçların karaktere etkisi olduğuna inanırım.
ve burcumun bir ozelligi olarak girdiğim ortamda göze batmayi, dikkat çekmeyi, kiskanilmayi severim.
ama iş yerinde kıskanılmak acayip canımı sıkıyor. bir cekememezlik, cirkeflik aman aman anlatamam arkadaş.
amirlerimle aram o kadar iyi ki mola da yanıma gelip sigara uzatirlar, sigaraları kalmasa gelir sadece benden isterler direkt paketi veririm, ofisin dibindeki ambarda herkes sağ olsun beni çok sever. ise dalıp birini görmesem illaki seslenip selam verirler, laf atarlar. iş desen işimi yaparım, güzel çalışırım işi sıkı takip ederim, kaytaracağım zamanı bilirim iş aksamaz vs.

ofiste karakterini sevmediğim için iş dışında muhatap olmadığım bir bayan bir de erkek var. insanın yüzüne gülüp arkasından sallayan tipler işte. bugün bir şey dediler çok zoruma gitti lan. bu erkek olan amirle arası bozuk işi desen orada yıllardır çalışmasına rağmen beceremiyor gelmiş bizim amirden izin alamadı diye ofis boşken ve ben varken imali imali ben de yalasam izin verir diyor. onlarin gözünde yalakayim yani.
abi yalaka olsam ne yazar olmasam ne ? orada iş için en çok koşturan üç kişiden biriyim. adamlar beni seviyor diye tüm gün sen otur bu itler çalışsın mı diyor ? yoo.

gülüp eğlenerek çalışmak varken bir insan neden bulunduğu ortamı gerer ? pislik yapar ? vallahi aklım mantığım almıyor.
lan bunlar bir de biri 9 diğeri 3 yıllık eleman daha ofisin dibindeki bölümde çalışan adamları tanımıyorlar.

vallahi bunlara bakıp kendimle gurur duyuyorum. canımı siksanız da kudurun a***** koyim.
devamını gör...
3806.
yıllar geçiyor ve zaman denen şey arkasına bakmadan kaçarken zamanın her zerresinde seni bekliyorum. haberin yok muhtemelen, bilmiyorsun gönlünün kıyısında oturup seni bekleyen biri var. seni tanımadan bilmeden geleceğinden bile emin olmadan seni bekleyen biri var burada. yüreğimdeki bu his aşk değil yanlış anlama lütfen ne olduğunu ben de bilmiyorum. sadece büyük bir sadakat hissi dolanıyor kenarda köşede onu biliyorum. ve beklediğim birinin olduğunu fark etmem işte. bekliyorum, bir gün geleceğinin umuduyla değil merak etme; bir gün daha geçer de rüyamda yine seni görürüm diye bekliyorum...
devamını gör...
3807.
bu aralar kendim gibi hissetmiyorum, sevdiğim birkaç insanın saçma sapan hareketlerle kalbini kırdım ve panik modunda ara düzeltme çabalarındayım. duygularımı kontrol etmede sıkıntılar yaşayabiliyorum ama bunun etrafıma etkilerinin hiç bu kadar farkına varmamıştım. vicdan azabından bir topum bu aralar. karalayınca da kendimi daha iyi hissetmedim. niye böyle oldu ki.
devamını gör...
3808.
defterde karalanmadık yer bırakmamışsınız, neredeyse 5000 tanım var burada.
devamını gör...
3809.
aklının almayacağı boşlukta dans ederken düşüyorum. ruhumun huzur bulacağı karanlığı ve baş edilemeyecek acıyı yaşıyorum, yaşatıyorum. çıplağım. o koca yatakta tek başıma yatıyorum. plak boş dönüyor. aynalar kırık. kırılmayı hak ettiler. ben de mi hak ettim anneanne? ne diyor rüzgar bana? ne duymak istiyorum?
devamını gör...
3810.

bir gün olsun unutunca
dışımda kalıyorsun
oysa seni düşününce
ıçime sığmıyorsun

zaman zaman, zaman zaman, o zaman
zaman zaman, zaman zaman, o zaman

gözlerimi kapatınca
yanımda oluyorsun
seni öpsem, seni okşasam
farkına varmıyorsun

zaman zaman, zaman zaman, o zaman
zaman zaman, zaman zaman, o zaman

her gün akşam oluşunda
kadehime doluyorsun
yudum yudum, damla damla
düşüncem oluyorsun

zaman zaman, zaman zaman, o zaman
zaman zaman, zaman zaman, o zaman

sigaramın dumanında
dudağıma konuyorsun
her nefeste derin derin
ıçime doluyorsun

zaman zaman, zaman zaman, o zaman
zaman zaman, zaman zaman, o zaman


fonda bu şarkı var sen şu an new jerseydesin canım dotum belki bunları okumayacaksın biliyorum haftada 1 konuşsak bile seninle olan o deli gibi içtiğimiz, dertleştiğimiz geceleri özlemedim desem yalan olur.....

ama sen kurtardın kendini buradan ben ise daha yükseldim ama ruhsal olarak fonda dipteyim, sondayım, depresyondayım çalıyor....

kafka romanlarına girmek isterim bazen bilirsin bir böcek olarak uyanmak isterim bir sabah ama hamam böceği olarak değil bok böceği olarak....

bokun faydası üzerine bana verdiğin o 3 saatlik kafa ütülemesi halen aklımda....
devamını gör...
3811.
geriye dönüp baktığında özlediğin şey o günler değil, o günleri yaşayan kendinsin aslında. anılarını değil de anılarını yaşayan kendini özlüyorsun. yani falanca kişiyle gülmeyi değil de falanca kişiyle güldüğün zamanki halini. olaya böyle bakınca geçmiş hasreti azalıyor insanda. geride kaldıysa birileri, bir sebebi olmuştur illaki. yeniden bağlantıya geçmek yahut o günleri taklit etmeye çalışmak aynı hisleri asla vermez zira siz artık aynı siz değil farklı bir insansınız.
devamını gör...
3812.
sigarasız hayat gerçekten çok zor. kendimi zehirlemeden duramıyorum. öylesine boş geçiyor ki günlerim. yazılım çalışmam lazım ama ben tembellik ediyorum. spor filan yapıyorum bir de. her gün 5 veya 2.5 km spor salonunda koşu bandında yürüyüş. bazen ufak temaslar büyük heyecanlar yaratabiliyor. kadınlar mükemmel varlıklar.
devamını gör...
3813.
az önce ukdeler sekmesinde dolduracak ukde avındayken rahmetli yazar alaz'ın bırakmış olduğu ukdelere denk geldim. kendisini çok tanımazdım ve muhabbetimiz hiç olmamıştı ama vefatını duyduğumda üzülmüştüm. geride bıraktığı bu izleri görünce bir anda kafamda bir şeyler dank etti. meğer bunca zamandır burada bir gün ölürsem ve birileri bir şekilde bu hesabımı görür de okurlarsa mentalitesiyle yazıyormuşum ben. hiç kimseye söylemediğim, anlatmadığım şeyleri buraya yazmamdaki amaç bu. günün birinde ölsem bile birilerinin onları okuması ve beni iyi veya kötü yad etmesi. hatırlanmak. merak edilmek. acaba ne yaşadı da böyle yazdı diye düşündürmek. özlenmek.

bazen bazı başlıkların altına ölümün çok da umurunuzda olmadığını ve bir an önce çürümek için sabırsızlandığınızı yazdığınızda üzülüyorum. çünkü kendimi düşünüyorum ve diyorum ki "benim umurumda." ben merak ediyorum öldükten sonra yakınımdaki insanların ne yapacaklarını ya da eşyalarıma ne olacağını. telefonumu kurcalayıp bunları okurlar mı mesela? en sevdiğim küpelerimi ne yaparlar; birine mi verirler yoksa çöpe mi atarlar? ne kadar sürede unutulurum? çektiğim fotoğraflar, yaptığım müzik listeleri, tuttuğum günlükler, kutularda biriktirdiğim küçük hatıralar ne kadar sürede kaybolur ortadan? bunlar aklıma geldikçe sahip olduklarıma biraz daha bağlanıyorum. o özel gün elbisesini giyiyorum mesela durduk yere. o pahalı ojeden iki şişe alıyorum. aman ya hemen soğumayayım diye art arda dinlemeyi reddettiğim şarkıyı 30 kere üst üste dinliyorum bıkana kadar. pişmanlık duymadan ve keşke demeden ölmek istiyorum.

attığım şarkılar, bıraktığım ukdeler, kenara koyduğum taslaklar bulunursa bir gün diyeceğim o ki buradaydım ben. birçok şeyi affettim ve kabullendim. merak etmeyin yani. bir süre daha buralardayım gibi görünüyor.
devamını gör...
3814.
sana karşı o kadar nefret doluyum ki
öldüğünü görmek istiyorum bir zindanda.
devamını gör...
3815.
#2102753 burada bahsettiğim gibi kalpsiz değilmişim pek. ölüm döşeğindeyken ölmesin diye ağlayacak kadar bağlıymışım. öldükten sonra kendime gelemeyecek kadar da alışmışım. iyisiyle kötüsüyle senelerce aynı evin içindeydik. çoğu zaman nefret de etsem. annemle birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını o ölmeden birkaç saat önce gerçekten fark ettim. can çekişirken elimi bırakma beraber çıkıp gidelim hastaneden sözlerini ne kadar zaman geçse de unutmam mümkün olmayacak. hiçbir zaman baba demedim üvey kelimesinin sonundaki baba bile beni rahatsız ettiği için üvey diye bahsederdim hep yakınlarıma. seninle birlikte nefretimin de üzerini örttüler o beyaz örtüyle. ve o da gömülü artık. ben ölürsem çocuklar çok zorlanacak burda diye ağlamıştın. zorlanıyoruz evet ama güçlüyüz. senin acıların artık geçti bizimkiler geçer mi bilemem.
devamını gör...
3816.
kimse benimle sürdürmez hissi beni mahvediyor.
devamını gör...
3817.
kırık bir aşk hikâyesi

evden çıkıp sağlık ocağına doğru giden yolun bittiği yerde tam grafitilik bir duvar var. duvarda bir yazı yazılıydı koca harflerle: "günaydın pamuğum"
pamuk, büyük ihtimalle duvarın karşısındaki çok katlı evlerden birinde oturan bir kızdı.
yazı orada epey kaldı. sonra araya seçimler girince üstü kireçle boyanıp yerini muhalefet partisi liderine övgü bir grafiti aldı.
cumartesi günü marketten eve yürüyerek dönerken mahallemizin camisinin yanından geçtim. orası da uzun, beyaz graffitilik duvara sahip bir yol. pamuklu duvardan bir kilometre ötede... duvarda, bozkurtlar ulusun tanrı türkü söylesin makamında duvar yazılarının yanında, küçük harflerle siyah boyayla yazılmış bir yazı:
pamuğum neredesin? yanında beyaz kireçle çizilmiş kırık bir kalp…
devamını gör...
3818.
geceyi gündüzü öğrenmem lazım
gördüysem, duyduysam anlamam; bildiysem kabul etmem lazım
ömrün kısalığını unutmadan fazla da uzatmamam lazım
devamını gör...
3819.
merhaba güzelim sözlük
bugün cidden çok başka...
sözlüğe her adımımı attığımda çok güzel hislerimi açıklamışımdır ama bugünkü başka hatta çok başka. nedense hep duygularımı tarif edemediğimi dile getirmişimdir. hiç şaşırmayacaksınız bugün de dile getiremiyorum. bir gün öncesinden hazırlandığım bir güne başladım. öyle heyecanlıyım, öyle yerimde duramıyorum ki... sevdiğim adamın kız kardeşiyle tanışacaktım. e haliyle evlerine gittim annesinin odaya gireceğini tahmin etmiyorum ama o beni tanıyordu. büyük bir heyecanla yola çıktım gidene kadar ne konuşacağımı provasını yaptım annesiyle olur da karşılaşırsam ne söyleyeceğimi planladım. ancak işler öyle olmadı dostlarım boşuna konuşma provası yapmayın çünkü heyecandan diliniz dolanıyor, eliniz ayağınıza dolaşıyor, dudaklarınıza kadar bile titriyorsunuz...
gerçekten de her işin hayırlısı oluyormuş dün buluşacaktık ancak annesi olmayacaktı ama bugün annesi vardı yani annem...
her neyse kapıdan adımımı içeri attığım anda namaz kıldığını gördüm. sonra hemen sevdiğim adamın kız kardeşinin odasına geçtik. heyecandan elim ayağıma dolaşsa da konuşmaya başladık sonra annesi odaya geldi. meğersem ben içeri adımımı attığım anda benim o kişi olduğumu anlamış yani oğlunun sevdiği kız . odaya girdiğinde bana sarıldı beni öptü ve ellerimi tuttu...
işte heyecanım orada çok daha fazla artmıştı. minik bir serçenin kalbi gibi hızlıca atmaya başlamıştı kalbim... çok güzeldi yanıma oturdu biraz sohbet ettik. böyle de her şeye detaylıca anlatamam tabii insan dışarıdan bunu izlese bile içinde bulunduğum heyecanı ve güzel hissi göremezdi. işte bu yüzden ne kadar anlatsam da kimse bugün ne kadar mutlu olduğumu anlayamayacak.
heyecanın kelimelere dökülemeyeceği bir gerçektir. bunları anlatmaya kelimelerim kifayetsiz kalıyor, heyecanım hala bile zirvelerde...
çok mutluyum gerçekten bugün sevdiğim adamı anlatmadım sevdiğim adamın annesini anlattım. bu çok başka bir duygu...
ve anladım ki dünyadaki en güzel his aşk değil sevdiğin adamın annesinin hoşuna gitmendir.
onu severken bile ya da ona karşı bir hissim olurken de bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. elbette çok mutlu oluyorum. yine bazen anlatmaya cümlelerim lisanım yetmiyor ancak bu sefer ki çok başka, böyle bir his çok başka...
bugün çok fazla kârlı çıktım çünkü hayatıma iki güzel insan aldım. ikisi de çok güzel kalpliydi. hele biri var masumiyet timsaliydi ve sevdiğim, hayran kaldığım, aşık olduğum, tek bir kelimesine ömrümü verebileceğim adamı doğurmuştu.
bir kez daha annelerin kıymetini anlamış oldum bu sayede o kadar masumlar ki... her anne baş tacıdır ama iki anne var kalbimdeki tahtta mevcudiyetlerini koruyorlar biri annem öbürü de annem...
ikisi öyle benziyorlar ki yaşanmışlık olarak huy olarak duygu ve düşünce olarak. galiba anneme bir arkadaş da bulmuş oldum.
çok fazla mutluyum bu mutluluk başka dostlarım.
hayatımda aldığım en güzel kararı bugün netleştirmiş oldum. kendine uygun ruh ikizin olan bir eş...
seni çok seviyorum ömür bağım, iyi ki senlerle dolu günlere...
devamını gör...
3820.


sonra sessizce yaz geldi, kış bitti. ne kokusu aynı kaldı baharın
ne halden anlayan bulundu
kış geldi, yaz bitti...
kokusu silinmişti.
ne bir ev kaldı geriye ne de orta bahçenin dut ağaçları...
bir kez birlikte oturup nostalji yapamadılar belki. hep vakitleri dardı. aslında vakti bol olanın şimdi vakti dar, o an boldu
...
an, an olarak kalmadı üstelik.
yaz geldi, kış bitti
ne dut ağacı kaldı geride ne de orta bahçenin gürültüsü...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim