normal sözlük yazarlarının ruh halleri
başlık "pencere" tarafından 18.01.2021 01:23 tarihinde açılmıştır.
161.
yorgunum. yetiştirmem gereken bi sürü işim,düşünmem gereken tonla şey var ve ben sadece yorgunum.koskocaman bi belirsizliğin içinde çabalıyorum.bi an önce netleşsin,bi şeyler istediğim gibi olsun istiyorum,uğraşıyorum ve bekliyorum.
devamını gör...
162.
şaşkın. hep böyle. geçmeyen bir şaşkınlıkla sınanıyor ruhum. uyuyunca geçen şeylerden değil sanırım. okudukça, öğrendikçe ve hatta mümkünse anladıkça da geçmiyor.
devamını gör...
163.
sözlük kuyusundan başka beni anlayan hiç kimsem yok çevremde. burada bazen kafa öpüp durmam ondandır. kuyu diyerek asla sözlüğü küçümsemiyorum. bilakis çabam yüceltmektir.
4 yıla yakın evvel intihardan kurtarmıştı sözlük beni. yoğun acılar ve mecaziye bir nüans kesikler içindeydim. yine çevremde beni anlayan kimse yoktu. sözlükler anlamıştı.
ekşisözlük'ün kuruluş belgeselini izlemiştim. orada bir hanımefendinin sözlük'ün homojen bir yer olmadığına dair yerinde bir tespiti vardı. lakin bazen de olumlu anlamda bir mermer kadar homojen sözlükler. 37 yıllık salak ömrümde en samimi ve duyarlı insanları sözlükte tanıdım.
kimseyi korkutmak istemek. kimseye hesap vermek zorunda da değilim. bugüne kadar en sadık dostum olmuş sözlüğe bile hesap vermek zorunda değilim. ama 4 yıl önceki kesiklerimin bugün 20 katını yaşarken tekrar ayakta kalabileceğimden hiç emin değilim.
hiç de formata sadık kalıp bütünsellik içinde anlatmak zorunda değilim dertlerimi. varoluşsalıktan bahsediyoruz lann. hiç varoluş bütünsellik içerir mi? penis gibi kaos içinde bir yapıdır bu nane. ama sinsi ve kurnazdır. kendisini bir puzzle gibi sunar ve gel beni birleştirmeye çalışarak nerene dayarsan daya der. bugün dünyada 7 milyar homosapiensiz. 50 bin yılda 50 milyar homo sapiensten sanmıyorum ki 50 tanesi doğru bir şekilde birleştirebilmiş olsun bu puzzle'ı. ben de bu yaşıma kadar kıçımdaki kuyruktan utanmadan birleştirmeye çalıştım. hayır bu çağdaki o 50 bin maymundan birisi ben değilmişim.
klişe şiirlerde aşk ehli diye bir kavram vardır. çok zor olmasa gerek bu ehliyetin mânâsını çözmek. ne istediğini bileceksin ulann, bu kadar basit. aşkı gündelik olandan ayıracaksın. hangi yaşta olursa olsun ne istediğini bileceksin. kendini tanımayacak kadar küçük hissediyorsan kendini kimseyi mezara koyma riskine girmeyeceksin. ardından "ama benim suçum yok ki" demeyeceksin. bir insana aşkını vermek onu mezardan çıkarma nuruna eriştirmektir. bu anlamı çözen bir insanı seveceksin. bu anlamı çözen bir insan olacaksın aşk ehliyetiyle trafike çıkacaksan. bunda anlamayacak ne var?
şimdi bakın konuyu nereden aldım nereye getireceğim. siz de çok şaşışaracaksınız. ama bağlayacağım. allahıma bağlayacağım.
söyleyeceklerim rivayettir. troçki'yi tanıyan bir insanım böyle bir hadise yaşandığını sanmam.
bir gün bolşevik parti mk sında troçki bir yoldaşa disiplinsizliği konusunda çok kızmış. lenin onu sakinleştirmeye çalışıyormuş. demiş ki, "yoldaş, hangimiz bazen kendimize yakışmayacak derecede disiplinsizlikler yapmadık ki?" troçki, "ben yapmadım yoldaş" deyip kızdığı yoldaşın kafasına sıkmış toplantıda.
20 den fazla güzel ve iyi kadın sevdim hayatım boyunca. hepsi tarafından güzel sevildim. lakin ne istediğini bilenini görmedim. kendini tanıma çabasında tek bir insan tanımıyorum. ben de sayısız hatalar yaptım aşklarımda. ama asla ne istediğimi bilmeden hiç bir yola çıkmadım. bundan sonra çıkacak bir yolum kaldı mı bilmiyorum.
ne istediğinizi bilin ulann. kendinizi tanıma anlamında ufacık bir çabanız olsun.
biz romantikleri daha fazla öldürmeyin abi. ne olur yapmayın bunu. ben gidiyorum ama kardeşlerime etmeyin.
esas itibariyle paranoya a normal değil normal bir ruh halidir doğada. zira dereden su içerken her an götünüzden bir aslan, bir timsah dişleyebilir.
yüzbinlerce yılın evrimsel biyolojisi olan bu kaos bizim de hâlâ ruhumuzda. doğada bütün canlılar kendisini rahatlatmaya çalışır. biz de öyle yapmalıyız. bunun başatı ne istediğimizi bilmek ve kendimizi tanımaktır. ne olur deneyin bunu. zor değil. yaşamsal.
ne olur romantik kardeşlerimi daha fazla mezara sokmayın.
4 yıla yakın evvel intihardan kurtarmıştı sözlük beni. yoğun acılar ve mecaziye bir nüans kesikler içindeydim. yine çevremde beni anlayan kimse yoktu. sözlükler anlamıştı.
ekşisözlük'ün kuruluş belgeselini izlemiştim. orada bir hanımefendinin sözlük'ün homojen bir yer olmadığına dair yerinde bir tespiti vardı. lakin bazen de olumlu anlamda bir mermer kadar homojen sözlükler. 37 yıllık salak ömrümde en samimi ve duyarlı insanları sözlükte tanıdım.
kimseyi korkutmak istemek. kimseye hesap vermek zorunda da değilim. bugüne kadar en sadık dostum olmuş sözlüğe bile hesap vermek zorunda değilim. ama 4 yıl önceki kesiklerimin bugün 20 katını yaşarken tekrar ayakta kalabileceğimden hiç emin değilim.
hiç de formata sadık kalıp bütünsellik içinde anlatmak zorunda değilim dertlerimi. varoluşsalıktan bahsediyoruz lann. hiç varoluş bütünsellik içerir mi? penis gibi kaos içinde bir yapıdır bu nane. ama sinsi ve kurnazdır. kendisini bir puzzle gibi sunar ve gel beni birleştirmeye çalışarak nerene dayarsan daya der. bugün dünyada 7 milyar homosapiensiz. 50 bin yılda 50 milyar homo sapiensten sanmıyorum ki 50 tanesi doğru bir şekilde birleştirebilmiş olsun bu puzzle'ı. ben de bu yaşıma kadar kıçımdaki kuyruktan utanmadan birleştirmeye çalıştım. hayır bu çağdaki o 50 bin maymundan birisi ben değilmişim.
klişe şiirlerde aşk ehli diye bir kavram vardır. çok zor olmasa gerek bu ehliyetin mânâsını çözmek. ne istediğini bileceksin ulann, bu kadar basit. aşkı gündelik olandan ayıracaksın. hangi yaşta olursa olsun ne istediğini bileceksin. kendini tanımayacak kadar küçük hissediyorsan kendini kimseyi mezara koyma riskine girmeyeceksin. ardından "ama benim suçum yok ki" demeyeceksin. bir insana aşkını vermek onu mezardan çıkarma nuruna eriştirmektir. bu anlamı çözen bir insanı seveceksin. bu anlamı çözen bir insan olacaksın aşk ehliyetiyle trafike çıkacaksan. bunda anlamayacak ne var?
şimdi bakın konuyu nereden aldım nereye getireceğim. siz de çok şaşışaracaksınız. ama bağlayacağım. allahıma bağlayacağım.
söyleyeceklerim rivayettir. troçki'yi tanıyan bir insanım böyle bir hadise yaşandığını sanmam.
bir gün bolşevik parti mk sında troçki bir yoldaşa disiplinsizliği konusunda çok kızmış. lenin onu sakinleştirmeye çalışıyormuş. demiş ki, "yoldaş, hangimiz bazen kendimize yakışmayacak derecede disiplinsizlikler yapmadık ki?" troçki, "ben yapmadım yoldaş" deyip kızdığı yoldaşın kafasına sıkmış toplantıda.
20 den fazla güzel ve iyi kadın sevdim hayatım boyunca. hepsi tarafından güzel sevildim. lakin ne istediğini bilenini görmedim. kendini tanıma çabasında tek bir insan tanımıyorum. ben de sayısız hatalar yaptım aşklarımda. ama asla ne istediğimi bilmeden hiç bir yola çıkmadım. bundan sonra çıkacak bir yolum kaldı mı bilmiyorum.
ne istediğinizi bilin ulann. kendinizi tanıma anlamında ufacık bir çabanız olsun.
biz romantikleri daha fazla öldürmeyin abi. ne olur yapmayın bunu. ben gidiyorum ama kardeşlerime etmeyin.
esas itibariyle paranoya a normal değil normal bir ruh halidir doğada. zira dereden su içerken her an götünüzden bir aslan, bir timsah dişleyebilir.
yüzbinlerce yılın evrimsel biyolojisi olan bu kaos bizim de hâlâ ruhumuzda. doğada bütün canlılar kendisini rahatlatmaya çalışır. biz de öyle yapmalıyız. bunun başatı ne istediğimizi bilmek ve kendimizi tanımaktır. ne olur deneyin bunu. zor değil. yaşamsal.
ne olur romantik kardeşlerimi daha fazla mezara sokmayın.
devamını gör...
164.
iyi sayılır da çok canım sıkılıyor artık.
devamını gör...
165.
baştan sözlük yönetimini uyarıyorum. gerici, popülist oto sansürünüzle bana ne ederseniz edin önemli değil. lakin can babanın (yücel) sanatını sansürlerseniz bir çok platformda dövüşürüz. bence dövüşmeyelim. bu giriyi silecek yeni modlar önceden amirlerine danışsınlar. onlar beni tanırlar.
benim halim memleketin hali
üç gündür kabızım; dışarı çıkamıyorum
ne geğiriyor, ne osurabiliyorum
içim gırtlağıma kadar bok!
her zamanki gündelikçi kadın iki kız yollamış yerine,
acemi şeyler
etrafımda dolanıp duruyorlar
zaten başım dönüyor,
yemekten içmekten kesildim
boyuna lağman yaptırıyorum, götüme fitil sokuyorum
bunlar yetmezmiş gibi dışarıda
sokak inşaatı yeniden başladı,
matkaplar gırla…
kendimi intihar edeceğim bir gün!
benim halim memleketin hali
üç gündür kabızım; dışarı çıkamıyorum
ne geğiriyor, ne osurabiliyorum
içim gırtlağıma kadar bok!
her zamanki gündelikçi kadın iki kız yollamış yerine,
acemi şeyler
etrafımda dolanıp duruyorlar
zaten başım dönüyor,
yemekten içmekten kesildim
boyuna lağman yaptırıyorum, götüme fitil sokuyorum
bunlar yetmezmiş gibi dışarıda
sokak inşaatı yeniden başladı,
matkaplar gırla…
kendimi intihar edeceğim bir gün!
devamını gör...
166.
hangi kişiliğimin?
devamını gör...
167.
"biri size 'dua et bana' derse, hayatı kalbine ağır gelmiştir. onu yalnız bırakmayın" diye nahif cümleler kuracak kadar "yorgun" bir ruh hali içinde.
devamını gör...
168.
istemediğim işler yapmanın sıkıntısındayım. bugün sırf insanlar kırılmasın diye onca iş yaptım. bir bakmışım kendimi unutmuşum.
devamını gör...
169.
1999 yılın ekim ayında acımasızca içerisine itildiğim ağır buhrandan bugün dahi tam manasıyla kurtulabildiğimi söyleyemem.
devamını gör...
170.
zift gibi kapkara bir filtre kahveden halliceyim.
devamını gör...
171.
+fakir...
-yani?!
+mutsuz...
fakir insan mutlu olur mu? sokakta baktığım kedilerden kısırlatıramadiklarım balon gibi şişmiş, içi dolu toruncuk geziyor. dogumda ölürlerse diye çok korkuyorum. gecen sene veterinere yetiştirdiğim halde ikisini ve yavrularını kaybettim.
ah be! 5 dişi daha kısılaştırabilseydim bu konu bitiyordu. artık yaza doğru bu meseleyi sol böbreğimi sakatatçıda okutup halledeceğim...
-yani?!
+mutsuz...
fakir insan mutlu olur mu? sokakta baktığım kedilerden kısırlatıramadiklarım balon gibi şişmiş, içi dolu toruncuk geziyor. dogumda ölürlerse diye çok korkuyorum. gecen sene veterinere yetiştirdiğim halde ikisini ve yavrularını kaybettim.
ah be! 5 dişi daha kısılaştırabilseydim bu konu bitiyordu. artık yaza doğru bu meseleyi sol böbreğimi sakatatçıda okutup halledeceğim...
devamını gör...
172.
çok yorgunum.sınav olmak beni yoruyor
devamını gör...
173.
get high or die tryin'
devamını gör...
174.
ev sahibim aradı,
evet bu saatte.
evet bu saatte.
devamını gör...
175.
bugün ruh halim, ankara'yla aynıydı. o mu bana ayak uydurdu, ben mi ona orası muamma.
devamını gör...
176.
devamını gör...
177.
bitse de gitsek.
devamını gör...
178.
coştum yine dalgalanıyorum ben, yeni yeni sevdalanıyorum ben. (şaka dostum şaka, bize senelerdir güneş uğramıyor. beğeni alayım diye yazdım, naparsın...)
devamını gör...
179.
akşam olsa da eve gitsek.
devamını gör...
180.
parçalı bulutlu, kabarıp kabarıp yağamayan bulutlar gibi.
devamını gör...