normal sözlük yazarlarının ruh halleri
başlık "pencere" tarafından 18.01.2021 01:23 tarihinde açılmıştır.
321.
322.
323.
hepimiz insanız ve bazen kendimizi bazı konularda durduramıyor, alıkoyamıyoruz.
bir düşünce beliriyor kafamızda, bunu başka düşünceler takip ediyor ve bunların arasında kayboluyoruz, her geçen zaman daha dibe, daha çukurun içerisine gömülüyoruz.
buna benzer bir dibe vuruş kısımlarını en son ne zaman yaşadığımı hatırlamıyorum ama birkaç yıl oldu, herkesin kendine zarar verildiğini anladığı zaman diliminde buna dur deyip iyileşebilmek adına çabaladığı bir şeyler vardır. böyle kötü zaman dilimlerinde aktif olarak kullandığım sosyal medya ve sözlük hesaplarımı kapatır gider, elimin altındaki romanları okur ve kendime daha önceleri hakkında bilgi sahibi olmadığım farklı bir ilgi alanı belirlerdim, misal botanik.
bir süredir yine dibe vuruşa dair sinyaller ve kötü hissiyatları çok yoğun bir biçimde yaşıyorum. kendimi kötü hissediyorum, ayak parmaklarımdaki tırnaklardan tutun, başımın üzerindeki seyrek saç diplerime kadar... ama ne yazık ki bir yerleri kapatıp kendime zaman ayırmaya dair bir motivasyon, bir istek göremiyordum, zira daha da derinlerde kaybolmaktan korkuyordum.
ama bugün buna bir dur demek adına uzun uzun düşündüm, beni kanser yapmaya her geçen gün iten o pis çubuğu içime çekerek düşündüm. bir süre ne sözlüğe, ne twitter'a, ne instagrama, ne de lanet facebook hesaplarına girmek istemediğime karar kaldım, dahası da bu süre zarfını elimin altında okunmayı bekleyen mis gibi romanlar ve harika müzik projeleri ile taçlandırmaya karar verdim.
ama gitmeden önce sizlere birkaç şey söyleyip de veda etmeyi planlıyorum. arkadaşlar, sevgililer, ilişkiler... sizi mutsuz eden ve bu kısmı bildiği halde sizi umursamayan o mavi boyalı evlerde asla durmayın çünkü düzelebilen, değişebilen hiçbir şey olmuyor.
insanlardan değer beklemek en büyük hakkınız, insanlara değer verdiğiniz kadar değer göremediğiniz her saniye bir şeyler yolundan çıkıp bir uçuruma ilerleyecektir; değer görmediğiniz, hissetmediğiniz yerde lütfen durmayın...
her neyse, burada tanıdığım çok tatlı, çok hoş, çok minnoş insan evlatları oldu. hepsini tek tek sevdiğimi belirterek bir süre inzivaya çekilmek istiyorum.
sizleri seviyorum, sizler de sizleri sevip değer veren dostlarınızın, arkadaşlarınızın, ailenizin yanında olun.
kendimi iyi hissettiğim zaman yine gelirim zaten.
gübaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaay
bir düşünce beliriyor kafamızda, bunu başka düşünceler takip ediyor ve bunların arasında kayboluyoruz, her geçen zaman daha dibe, daha çukurun içerisine gömülüyoruz.
buna benzer bir dibe vuruş kısımlarını en son ne zaman yaşadığımı hatırlamıyorum ama birkaç yıl oldu, herkesin kendine zarar verildiğini anladığı zaman diliminde buna dur deyip iyileşebilmek adına çabaladığı bir şeyler vardır. böyle kötü zaman dilimlerinde aktif olarak kullandığım sosyal medya ve sözlük hesaplarımı kapatır gider, elimin altındaki romanları okur ve kendime daha önceleri hakkında bilgi sahibi olmadığım farklı bir ilgi alanı belirlerdim, misal botanik.
bir süredir yine dibe vuruşa dair sinyaller ve kötü hissiyatları çok yoğun bir biçimde yaşıyorum. kendimi kötü hissediyorum, ayak parmaklarımdaki tırnaklardan tutun, başımın üzerindeki seyrek saç diplerime kadar... ama ne yazık ki bir yerleri kapatıp kendime zaman ayırmaya dair bir motivasyon, bir istek göremiyordum, zira daha da derinlerde kaybolmaktan korkuyordum.
ama bugün buna bir dur demek adına uzun uzun düşündüm, beni kanser yapmaya her geçen gün iten o pis çubuğu içime çekerek düşündüm. bir süre ne sözlüğe, ne twitter'a, ne instagrama, ne de lanet facebook hesaplarına girmek istemediğime karar kaldım, dahası da bu süre zarfını elimin altında okunmayı bekleyen mis gibi romanlar ve harika müzik projeleri ile taçlandırmaya karar verdim.
ama gitmeden önce sizlere birkaç şey söyleyip de veda etmeyi planlıyorum. arkadaşlar, sevgililer, ilişkiler... sizi mutsuz eden ve bu kısmı bildiği halde sizi umursamayan o mavi boyalı evlerde asla durmayın çünkü düzelebilen, değişebilen hiçbir şey olmuyor.
insanlardan değer beklemek en büyük hakkınız, insanlara değer verdiğiniz kadar değer göremediğiniz her saniye bir şeyler yolundan çıkıp bir uçuruma ilerleyecektir; değer görmediğiniz, hissetmediğiniz yerde lütfen durmayın...
her neyse, burada tanıdığım çok tatlı, çok hoş, çok minnoş insan evlatları oldu. hepsini tek tek sevdiğimi belirterek bir süre inzivaya çekilmek istiyorum.
sizleri seviyorum, sizler de sizleri sevip değer veren dostlarınızın, arkadaşlarınızın, ailenizin yanında olun.
kendimi iyi hissettiğim zaman yine gelirim zaten.
gübaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaay
devamını gör...
324.
discord kanalı silinmiş de bütün o güzel sohbetlerini kaybetmiş gibi bir hal. keşke zamanı geri getirebilsek... büyücü olduğum günleri özlüyorum.
devamını gör...
325.
mutsuzum. *
devamını gör...
326.
yer altında yaşayan ruhlar gibi...
devamını gör...
327.
ben bile bilmiyorum artık.
devamını gör...
328.
keyifsiz.
devamını gör...
329.
" içimden gelen garip bir ses,
al demiri git diyor.
içimden garip bir ses
sen sonunu bekleme!
tez elden al demiri,
gün doğarken git diyor."
al demiri git diyor.
içimden garip bir ses
sen sonunu bekleme!
tez elden al demiri,
gün doğarken git diyor."
devamını gör...
330.
ben bittim, okey dönüyorum.
devamını gör...
331.
7. kattan atlamış da ölmemiş gibiyim.
devamını gör...
332.
zorla yaşatılıyor gibiyim. bırakın artık beni...
devamını gör...
333.
tükenmiş ve bitik
devamını gör...
334.
bu ara boşlukta hissediyorum kendimi, havalar mı etken yoksa iş hayatının zorlayıcı etkileri mi emin olamıyorum ama genel olarak herhangi bir konu ile detaylı şekilde ilgilenemiyorum..
işle ilgili toplantıları ve takip edilmesi gereken konuları yarı otomatize şekilde halletmeye çalışıyorum ama kendi adıma bir durgunluk dönemindeyim sanırım, bazı konularda yeteri kadar ilerleyemediğimi hissediyorum, bilemiyorum, bu dünyada öğrenilebilecek çok fazla bilgi gelişecek çok fazla konu varken küçük hayatlarımızın içinde sabah akşam iş , okul vb. döngülerinde kısacık ömürleri heba edip gidiyoruz kimi zaman, daha fazla öğrenebilmek ümidi ile..
işle ilgili toplantıları ve takip edilmesi gereken konuları yarı otomatize şekilde halletmeye çalışıyorum ama kendi adıma bir durgunluk dönemindeyim sanırım, bazı konularda yeteri kadar ilerleyemediğimi hissediyorum, bilemiyorum, bu dünyada öğrenilebilecek çok fazla bilgi gelişecek çok fazla konu varken küçük hayatlarımızın içinde sabah akşam iş , okul vb. döngülerinde kısacık ömürleri heba edip gidiyoruz kimi zaman, daha fazla öğrenebilmek ümidi ile..
devamını gör...
335.
336.
˙ɹoʎɪʅɪʞɪs ɯɪuɐɔ ʞoɔ᷇
devamını gör...
337.
şu an süper. zaten süper olduğunda giriyorum bu sözlüğe.
devamını gör...
338.
sinirliyim.
devamını gör...
339.
süte batırılmış ve bir parçası bardağa düşmüş bisküvi gibiyim dediğim basliktir.
devamını gör...
340.
anlık olarak boşluğa dalıp gitmeli, 5 dakika sonra kesin değişir.
devamını gör...