normal sözlük yazarlarının ruh halleri
başlık "pencere" tarafından 18.01.2021 01:23 tarihinde açılmıştır.
621.
huzurlu
devamını gör...
622.
korku,endişe ,belirsizlik,umut kombinasyonu.
devamını gör...
623.
624.
filmlerdeki şeytan ve melek çatışması sahnesi gibi.
dışarıdan bakıyorsun şeytan önde, içeri giriyorsun fantastik filmlerdeki bahceler gibi kuşlar, kelebekler, cicekler.
dışarıdan bakıyorsun şeytan önde, içeri giriyorsun fantastik filmlerdeki bahceler gibi kuşlar, kelebekler, cicekler.
devamını gör...
625.
kayınpederinden kumandayı kapamamış iç güveysi gibiyim.
devamını gör...
626.
ha ri ka yım. ve herkesin harika olmasını istiyorum. keşke bir de gülşen konserine gitsem. her şey tastamam olacak. yalnız yeni şarkıları olmaz.
devamını gör...
627.
628.
devamını gör...
629.
630.
gece yattığımda yarının planını kurup ertesi gün hiçbirini yapmamanın verdiği huzursuzluğun etrafımı yeniden sardığı bir ruh halindeyim.
devamını gör...
631.
kırgın hissediyorum ve bu yüzden muhabbet öyle kalıyor yarıda. çünkü ben tüm iyi niyetimle kapılarımı açmışken havada kalmıştı sözlerim, sonra hiçbir şey yokmuş gibi devam etmişti. ama şimdi öyle olamıyorum, göz yumamıyorum, kırgın ve değersiz hissettiğim için suskunum.
devamını gör...
632.
sanki tüm vücudum yanmış ve bana yardım için kocaman bir çarşaf açılıp tüm bedenime sarılmış.
ben o çarşafın yanık derimle bütünleşmesinden dolayı daha da acı çekerken, insanlar yaptıkları şeye rağmen bencillik ettiğimi düşünüyor gibi.
acı çektiğimi görmüyorlar. ben sızlandıkça daha çok sarıyorlar o çarşafı vücuduma. derim soyuluyor, canım acıyor ama kaprislerinden görmüyorlar.
ben o çarşafın yanık derimle bütünleşmesinden dolayı daha da acı çekerken, insanlar yaptıkları şeye rağmen bencillik ettiğimi düşünüyor gibi.
acı çektiğimi görmüyorlar. ben sızlandıkça daha çok sarıyorlar o çarşafı vücuduma. derim soyuluyor, canım acıyor ama kaprislerinden görmüyorlar.
devamını gör...
633.
yani, bu aralar; hayatıma çeki düzen vermem gerektiğini düşünüyorum.. odam tam dağınık ben yarım dağınık... olmuyo böyle diye düşünüyorum..
devamını gör...
634.
uyandım. yanıyorum. vücudumun derisini haşlayan alevin parıltısına gözüm takılıyor. acıyı hissetmiyorum fakat kendiliğinden başlamış bir yangın değil bu. bunu hissediyorum. yangın çok nizami şekilde başlatılmış. her şey son bulduğunda araştırılmalı, failim meçhul olarak kalmamalı. bu kapana nasıl kısıldığımı hatırlamıyorum. artık yaşamaya değil hatırlamaya çalışıyorum. vakayı araştıracak dedektiflere bir ipucu bırakmalıyım. düşünüyorum. şimdiden geriye sarıyorum. hızlı olmayalım, fazla vaktim kalmadı. burada uyanmadan önce en son neredeydim hatırlamalıyım. hatırladığım en son şey huzurevinin sokağındaki çeşmenin yanından sola saptığım. başka bir şey hatırlamıyorum. tuhaf. onca yaşanmışlığımdan hatırladığım tek şey bu sahne. yoksa tek sahnelik bir yaşam mı sürdüm? zihnim mi bana oyun oynuyor? yoksa öldüm mü? konudan sapmamalıyım. evet sırtımda çanta var, sokakta yürürken verdiği ağırlığı hissediyorum. iki sahne arasındaki boşluğu yakalayamıyorum. önemli de değil zaten. sonuna gitmeliyim. hâlâ sokaktayım. koşuyorum. arkamdan gelen ayak seslerini hissediyorum. demir bir kapının önüne geldim. kapıyı zorluyorum. artık acıyı hissediyorum, rahat rahat bağırabilirim. kapının üzerinde silik, beyaz renkle sayıların yazdığı turuncu bir tabela var. okuyamıyorum. bir el arkamdan omzuma uzandı beni geriye doğru çekiyor. birkaç el daha hissediyorum. gözlerimi bağlıyorlar. tok bir ses duyuyorum. kapı açıldı. gözlerim bağlı. karşımda birileri var. beyaz giyinmiş üç yüz. kim olduklarını bilmiyorum ama bu yüzleri daha önce gördüğüme eminim. birinin elinde enjektör var. bu anı daha önce yaşamış gibi derin bir acı duyuyorum. göz kapaklarım düşüyor. galiba uyuyorum…
devamını gör...
635.
yokuşları çıkmış da düz yolda yorulmuş gibiyim.
devamını gör...
636.
benim de bugün bir derdim var
bunu bilmek maalesef elinde değil
çürük bir parçam beni terk etti
bunu yeşertmek elimde değil
gönül isterdi balık olsaydım
maalesef unutmak elimde değil
bunu bilmek maalesef elinde değil
çürük bir parçam beni terk etti
bunu yeşertmek elimde değil
gönül isterdi balık olsaydım
maalesef unutmak elimde değil
devamını gör...
637.
638.
hatalı anlam yüklemeyle meşgulüm. çoğu yeni durum, işittiğim, okuduğum yeni şeyler ne kadar direnirsem direneyim algıda seçicilik kıskacına kaptırdığım beynimde eskiden bildiğim, tanığı olduğum, aşina olduğum şeylere benziyor. bir nevi pareidolia denebilir belki ama şeklî değil ki ruhî... hem bazı şeylerin "bağzı" şeyleri çağrıştırması sadece tesadüflere dayalı olabilir mi? bunlar aynı bokun laciverdi değil mi?
"ne yapsam neye benzetsem;
bu mahzun halimi.
aşıklık değil benimkisi,
yolculuk değil,
neyi duysam hüzünlenirim,
en ufak şeyi, rüzgârı bile.
kimseye benzemez gülmem konuşmam,
kimseye benzemez hoşlandığım kadınlar,
o kadınlar ki rüzgâra verip saçlarını,
resimlerde yaşayan,
şiirlerde yaşayan.."
edip cansever
"ne yapsam neye benzetsem;
bu mahzun halimi.
aşıklık değil benimkisi,
yolculuk değil,
neyi duysam hüzünlenirim,
en ufak şeyi, rüzgârı bile.
kimseye benzemez gülmem konuşmam,
kimseye benzemez hoşlandığım kadınlar,
o kadınlar ki rüzgâra verip saçlarını,
resimlerde yaşayan,
şiirlerde yaşayan.."
edip cansever
devamını gör...
639.
denizden gelen iyot kokusuna martı sesleri eşlik ediyor şu an hafif hafif gelen dalga sesleri de bende buradayım der gibi…
elimde bir kupa kahve bir kaç tane çikolata ve cohiba.
biraz yorgunum.
savaşlarımdan bana kalan anılara takılıyor gözüm,ellerimdeki ufak yaralar başlıyor anılarımı konuşturmaya sonra bilekler… oradaki kocaman kesiği nasıl kapattığımı hatırlıyorum… dirseğim? hala kemik sesleri geliyor oradan… pazularımdaki kaslar zayıflamış onca antrenmana rağmen geçmiştir ağrısı… bir kaç kırık diş yanak elmacık kemikleri derken kemik parçalarının hala durduğu burnumun direği ardından fatiha’lar okuduklarıma sızlıyor…
ve herşeye rağmen sükunet denizinde sonsuzluğa kulaç atıyorum…
elimde bir kupa kahve bir kaç tane çikolata ve cohiba.
biraz yorgunum.
savaşlarımdan bana kalan anılara takılıyor gözüm,ellerimdeki ufak yaralar başlıyor anılarımı konuşturmaya sonra bilekler… oradaki kocaman kesiği nasıl kapattığımı hatırlıyorum… dirseğim? hala kemik sesleri geliyor oradan… pazularımdaki kaslar zayıflamış onca antrenmana rağmen geçmiştir ağrısı… bir kaç kırık diş yanak elmacık kemikleri derken kemik parçalarının hala durduğu burnumun direği ardından fatiha’lar okuduklarıma sızlıyor…
ve herşeye rağmen sükunet denizinde sonsuzluğa kulaç atıyorum…
devamını gör...
640.
kafam kremşanti gibi.
teşekkürler.
teşekkürler.
devamını gör...