321.
virginia woolf aynı zamanda bir kadının iyi yazması için cebinde paranın ve güzel bir odası olmasını da savunuyordu zamanında. ve leonarda yazdığı mektubunun sanırım şimdiki kadınların konumlarıyla alakası yok. burdan yine pozitiv ayrımcılığa mı dönüyoruz, cafer?! hayır dostum, sen o değilsin.
kendi soyadını bile kocasından alması aslında bazılarının kafasını bir çok kez karıştırdı. ama haklı bir isyandı. çünkü türk ruletinden habersizdi sanırım. iyi demiştiler "dead man's hand"
kargalar da güzel leş yerdi. benim leşimi yediğin gibi
kendi soyadını bile kocasından alması aslında bazılarının kafasını bir çok kez karıştırdı. ama haklı bir isyandı. çünkü türk ruletinden habersizdi sanırım. iyi demiştiler "dead man's hand"
kargalar da güzel leş yerdi. benim leşimi yediğin gibi
devamını gör...
322.
o zaman, özlem tekin- bana bir şey olmaz parçasından sonra, bir de şebnem ferah çalabilir misiniz sayın puura bey?
ne olduğu önemli değilll. atarlı giderli bir parçası olabilir.
ne olduğu önemli değilll. atarlı giderli bir parçası olabilir.
devamını gör...
323.
baker streette yaşayan holmes aslında ekmek yapmayı beceremeyen bir çiftin evladıydı. sonra birleşip zenci pardon 3 siyahiyle birlikte tecavüz ediyolardı enolaya
devamını gör...
324.
nesi vardı kerimcan durmazın, yani vuramaz mıydı sana. vurduranlar için bir dakikalık saygı duruşu.
saygı duruşu zamanı da vurdurmamak aslında durmaza en büyük saygısızlık duruşuydu
saygı duruşu zamanı da vurdurmamak aslında durmaza en büyük saygısızlık duruşuydu
devamını gör...
325.
olur olur köfn de yeriz. şebnem çalmadın diye kırılacak değiliz. kırılsak da umrunda değilmiş zaten.*
iyi akşamlar dilerim geceleri gitar çalan esrik komşu bey.
iyi akşamlar dilerim geceleri gitar çalan esrik komşu bey.
devamını gör...
326.
bu yayının bir arbiyefi eksik, nerde uçak uçuruyor acaba yine. en son belgraddaydı
devamını gör...
327.
kuchiyose no jutsu
önce alkol alıp sonra puuranın yayınına girmek. azer bülbülün alternativi bülbüldü, bizim orda
bülbülden bir şarkı atayım, azeri azer bülbülü adamı tanıyın. istek parça değil, ama güzeldir bak
önce alkol alıp sonra puuranın yayınına girmek. azer bülbülün alternativi bülbüldü, bizim orda
bülbülden bir şarkı atayım, azeri azer bülbülü adamı tanıyın. istek parça değil, ama güzeldir bak
devamını gör...
328.
baker street 221 b, sir arthur conan doyle'un sherlock holmes karakterinin britanya'da yaşamış olduğu evin tam adresi sayın puura. 221b diyebilirsiniz sorun değil.
azer oldu. affettim
azer oldu. affettim
devamını gör...
329.
minaredeki ikibaşlı ayı baal boynuzu olarak gördükten sonra benim haller
devamını gör...
330.
221b ne lan 216v gibi
devamını gör...
331.
yayın kalitesini o kadar düşürdüm ki radyo adam benim yazdıklarımı artık okumayı bıraktı oaksakds
devamını gör...
332.
deli komşu orada sanki bir hamle yaptı ama puura hamleyi yemedi ve dedi ki:
çalmayacağım, çalmayacağım, istek parça almıyorum dedim. isteyen varsa gitsin deli komşunun entry'sinden dinlesin dedi resmen oha
çalmayacağım, çalmayacağım, istek parça almıyorum dedim. isteyen varsa gitsin deli komşunun entry'sinden dinlesin dedi resmen oha
devamını gör...
333.
aynen ondan bahsediyorum, adam yazın dedi, yazdık iplemez oldu
devamını gör...
334.
seni yazmaya itiyorum. bazen yazınca y ile u yanyana olduğu için uazmak diye çıkıyor, uaz çıkıyor. en sevdiğim otomobildir arkadaşlar, uzun yıllar beraber olduk. sonra bir yavrumuz oldu lada niva diye, onu da vurdular
devamını gör...
335.
aga ben ne içerlerim, öyle durum yok aga. radyocu adamla uğraşmak aşırı keyif veriyor
devamını gör...
336.
insana öğretilebilecek veya öğrenilebilecek en güzel şey. her insan hayatında en az bir kez karalamış, düşüncelerini yazmış ya da içini dökmüştür. benim gözümde yazmak konuşmaktan daha önemli. konuşarak kendini iyi ifade edebilen insanlar olduğu gibi yazarak da kendini iyi ifade edebilen insanlar var. konuşmanın aksine yazmak bizim için daha samimidir. söylediklerimi birçok kişi duyacak ama yazdıklarımı istemezsek kimseye göstermeyeceğiz.
konuşurken bir kere düşünürüz, yazarken iki kere düşünürüz. konuştuğumuzda her konuyu konuşamayız ama yazarken en özel duygularımızı da yazarız. bu yüzden birçok insan günlük tutar, söyleyemediklerini, yüreklerinden taşanları yazar. başkalarının onun gerçek duygularını bilmesini istemediği için o günlüğü saklıyor.
bütün dünyanın tarihini yazılanlardan öğreniyoruz. insanlar taş devrinden itibaren yazma ihtiyacı hissetmiş, duygu ve düşüncelerini taşlara yansıtmışlardır. düşünün, yazmak diye bir şey olmasaydı, genel olarak yaşadığımız dünyanın tarihini, felsefesini, edebiyatını, bizden önce yaşayanların neler hissettiğini, nelere ilgi duyduğunu asla bilemezdik.
yazarak kendimizi daha iyi tanırız. yazmak aynı zamanda hayatımızın hangi dönemini, nasıl yaşadığımızı, dünyaya nasıl baktığımızı hatırlamamıza da iyi gelir. eğer ne söyleyeceğiniz konusunda gerginseniz ve birinin kalbini kıracaksanız, önce oturup ne söyleyeceğinizi yazmanızı öneririm. yazdıktan sonra insan tedirgin oluyor ve boş gözlerle bakıyor o duruma. aslında birinin kalbini kırmak yerine tüm öfkeni bir kağıt parçasına dökmek daha iyidir. ve sonuç olarak eğer birini daha iyi tanımak istiyorsanız, konuştuklarından çok yazdıklarıyla ilgilenilmeli.
bu adeta, bir bağımlılık gibidir, öyle ki yazmaya başladınız mı hiç bitmez. kimi konuşarak, kimi yazarak, kimi oturarak, kimi de içerek içindeki düşünce yığınından kurtulmaya çalışır.
benimki not defterine yazmaktan yana.
okuldaki fizik dersinde bunu tahtaya çıkarır ve soruyu soran öğretmene her zaman "verileri yazın" derdi. yani her şeyin özü böyle yazmakta, ben şöyle uyarladım: verilen konu bizim hayatımızı temsil ediyor, konu baştan incelenip sunuluyor, yani sorunlarımızı ortaya koyuyoruz ve sonra bulmamız gerekiyordu. uygun formül, sanki sorunlar önümüze konmuş gibi. çözüm arıyoruz, çözme kısmını tamamladıktan sonra sonuç 2 türlü olabiliyor: başarılı ya da başarısız. sonuç başarısızsa analiz etmemiz gerekiyor. problemi iyi çöz, çözümü kesin olarak tekrar tanımla veya uygulamada gözden kaçan nüanslar varsa da, kaç deneme yapılır bilmiyorum ama bunun sadece fizik kitabındaki bir soru olduğunun da farkına varmalıyız. bunun en güzel yanı da üzerinde vakit geçirip "tamam sorun yanlışmış sanırım" dememiz veya herkesin 5 bulduğu cevabın aksine 225 cevap bulduğunuz sorular olacak. ve tekrardan.
konuşurken bir kere düşünürüz, yazarken iki kere düşünürüz. konuştuğumuzda her konuyu konuşamayız ama yazarken en özel duygularımızı da yazarız. bu yüzden birçok insan günlük tutar, söyleyemediklerini, yüreklerinden taşanları yazar. başkalarının onun gerçek duygularını bilmesini istemediği için o günlüğü saklıyor.
bütün dünyanın tarihini yazılanlardan öğreniyoruz. insanlar taş devrinden itibaren yazma ihtiyacı hissetmiş, duygu ve düşüncelerini taşlara yansıtmışlardır. düşünün, yazmak diye bir şey olmasaydı, genel olarak yaşadığımız dünyanın tarihini, felsefesini, edebiyatını, bizden önce yaşayanların neler hissettiğini, nelere ilgi duyduğunu asla bilemezdik.
yazarak kendimizi daha iyi tanırız. yazmak aynı zamanda hayatımızın hangi dönemini, nasıl yaşadığımızı, dünyaya nasıl baktığımızı hatırlamamıza da iyi gelir. eğer ne söyleyeceğiniz konusunda gerginseniz ve birinin kalbini kıracaksanız, önce oturup ne söyleyeceğinizi yazmanızı öneririm. yazdıktan sonra insan tedirgin oluyor ve boş gözlerle bakıyor o duruma. aslında birinin kalbini kırmak yerine tüm öfkeni bir kağıt parçasına dökmek daha iyidir. ve sonuç olarak eğer birini daha iyi tanımak istiyorsanız, konuştuklarından çok yazdıklarıyla ilgilenilmeli.
bu adeta, bir bağımlılık gibidir, öyle ki yazmaya başladınız mı hiç bitmez. kimi konuşarak, kimi yazarak, kimi oturarak, kimi de içerek içindeki düşünce yığınından kurtulmaya çalışır.
benimki not defterine yazmaktan yana.
okuldaki fizik dersinde bunu tahtaya çıkarır ve soruyu soran öğretmene her zaman "verileri yazın" derdi. yani her şeyin özü böyle yazmakta, ben şöyle uyarladım: verilen konu bizim hayatımızı temsil ediyor, konu baştan incelenip sunuluyor, yani sorunlarımızı ortaya koyuyoruz ve sonra bulmamız gerekiyordu. uygun formül, sanki sorunlar önümüze konmuş gibi. çözüm arıyoruz, çözme kısmını tamamladıktan sonra sonuç 2 türlü olabiliyor: başarılı ya da başarısız. sonuç başarısızsa analiz etmemiz gerekiyor. problemi iyi çöz, çözümü kesin olarak tekrar tanımla veya uygulamada gözden kaçan nüanslar varsa da, kaç deneme yapılır bilmiyorum ama bunun sadece fizik kitabındaki bir soru olduğunun da farkına varmalıyız. bunun en güzel yanı da üzerinde vakit geçirip "tamam sorun yanlışmış sanırım" dememiz veya herkesin 5 bulduğu cevabın aksine 225 cevap bulduğunuz sorular olacak. ve tekrardan.
devamını gör...
337.
kopup yalnızlığımdan
kopup sonsuzluğumdan
gurbete kaçacağım
gurbete tükenmeye
(bkz: gurbete kaçacağım)
(bkz: zerrin atakan)
halbuki kendinden kaçamaz insan.
yazmak, kendinden kaçma çabasıdır.
kopup sonsuzluğumdan
gurbete kaçacağım
gurbete tükenmeye
(bkz: gurbete kaçacağım)
(bkz: zerrin atakan)
halbuki kendinden kaçamaz insan.
yazmak, kendinden kaçma çabasıdır.
devamını gör...
338.
devamını gör...
339.
puura ile aykırı sohbetler, bu gece 23:30'da sözlük radyosu'nda yayında.
bu geceki yayınımızda sizlerle dertleşeceğiz.
(bkz: normal sözlük dertleşecek yazarlar veri tabanı)
sohbet muhabbet havasında, siz değerli yazarlara birlikte, dertlerimizi paylaşıp, yine sizlerle birlikte dertlerimiz üzerine konuşacağız.
bütün dinleyenlerimizi beklerim.
dinlemek için;
normaller.com/radyo/
bu geceki yayınımızda sizlerle dertleşeceğiz.
(bkz: normal sözlük dertleşecek yazarlar veri tabanı)
sohbet muhabbet havasında, siz değerli yazarlara birlikte, dertlerimizi paylaşıp, yine sizlerle birlikte dertlerimiz üzerine konuşacağız.
bütün dinleyenlerimizi beklerim.
dinlemek için;
normaller.com/radyo/
devamını gör...
340.
yayınımız başlamıştır.
buyrunuz.
buyrunuz.
devamını gör...