41.
biz mi seçeriz yalnızlığı yoksa yalnızlığa mı itiliriz. yada tek başına olmak yalnız kalmak mıdır.
yalnızlığı daha doğrusu tek başıma kalmayı seviyorum. tabi bir yere kadar.
mesela tam da şu anda evde tek başımayım ve radyo dinliyorum. sizce ben yalnız mıyım.
yalnızlığı daha doğrusu tek başıma kalmayı seviyorum. tabi bir yere kadar.
mesela tam da şu anda evde tek başımayım ve radyo dinliyorum. sizce ben yalnız mıyım.
devamını gör...
42.
patagonyalı'ya katılmakla beraber iki tür yalnızlık betimlemesi de ben yapayım müsaadenizle.
birincisi renksiz yalnızlık. öyle ki yalnızlığını kimse görmek istemez yahut göremez. siz yardım isteseniz dahi gölgeye dönüşmüş bir yalnızlıkla yaratıldığınızdan elinizi tutan olmaz.
ikincisi ise boyalı yalnızlık, rengârenk. bu yalnızlar ise yalnızlıklarını kendilerine bile itiraf edemeyen, renkli storyleri ile, sosyal ortamları ile durumlarını gizleyen yalnızlardır. sanki yalnız değilmiş gibi yan yana gelirler, oysa kimse kimseyi umursamaz. kalabalık bir şehrin kalabalık bir caddesinde süslü görüntüleriyle yürürken ağlasa, bilir ki kimse yanına gelip neyin var demeyecektir.
yalnızlık insanların baş belası veya insanlara armağan mı bilemem ama her insan yalnızdır bana göre.
bense maalesef birinci tanımladığım yalnızlığa mahkûmum.
birincisi renksiz yalnızlık. öyle ki yalnızlığını kimse görmek istemez yahut göremez. siz yardım isteseniz dahi gölgeye dönüşmüş bir yalnızlıkla yaratıldığınızdan elinizi tutan olmaz.
ikincisi ise boyalı yalnızlık, rengârenk. bu yalnızlar ise yalnızlıklarını kendilerine bile itiraf edemeyen, renkli storyleri ile, sosyal ortamları ile durumlarını gizleyen yalnızlardır. sanki yalnız değilmiş gibi yan yana gelirler, oysa kimse kimseyi umursamaz. kalabalık bir şehrin kalabalık bir caddesinde süslü görüntüleriyle yürürken ağlasa, bilir ki kimse yanına gelip neyin var demeyecektir.
yalnızlık insanların baş belası veya insanlara armağan mı bilemem ama her insan yalnızdır bana göre.
bense maalesef birinci tanımladığım yalnızlığa mahkûmum.
devamını gör...
43.
sıradaki şarkılar tam liste
yalnızım dostlarım- ibo
yalnızım ben- can gox
yalnızlık senfonisi- sertab erener
yalnızlık paylaşılmaz - duman
best of yalın
yalnızım dostlarım- ibo
yalnızım ben- can gox
yalnızlık senfonisi- sertab erener
yalnızlık paylaşılmaz - duman
best of yalın
devamını gör...
44.
yalnız hisseden ve bundan şikayet eden insanlardan uzak dururum. zaten karamsar bir ruh halinde olurlar.
devamını gör...
45.
aktye katılıyorum aslında. yukarıda söylemek istediğim zaten normal durumlarda bile bozuk psikolojide olan insanlardı. sevdiklerinden uzakta kalan her insan aslında yalnızlık çeker. bu ön insanın hakkıdır. diğer durum karamsar bir şımarıklık barındırır içinde.
devamını gör...
46.
yalnızlık bazen bir tercih bazen de istem dışı koşullarla oluşan bir durum bence, tecrübe yoksa yalnızlık acı verir . tecrübeler de istemli yalnızlığı getirir. yani insan insanı tanıdıkça ,yalnızlığa bağlanır ,yalnızlığını sever, büyütür .. sonra da bu yalnızlığını paylaşacak birini arar. bu ne tezat bu neyin pehrizi.. )
devamını gör...
47.
sosyal değilim ama hiç yalnız kalmadım, kendimle hep çok eğlendim. bana katılmak isteyenlerle de beraber eğlendik, eğlenmeye de devam.
herkes gider ama ben hep buradayım.
herkes gider ama ben hep buradayım.
devamını gör...
48.
yalnızlık başlığına ben ne yazmışım diye baktım. haha. yine ben gibi yazmışım.
#1315224
yalnızlık bir trendi. ben indim. çok kalabalıktı.
#1315224
yalnızlık bir trendi. ben indim. çok kalabalıktı.
devamını gör...
49.
yalnızlık güzeldir. gece saat 4e kadar.
yalnızlık kötüdür, sabahın körü 8e kadar.
yalnızlık anlaşılabilendir. bir sürü insan tanıdıktan sonra.
yalnızlık dayanılmazdır, yalnızlığını doldurabilecek birini bulduktan sonra.
yalnızlık hiçliktir, hiçliğin ortasını görmemişler için.
yalnızlık her şeydir, her şeyden kaçmışlar için.
yalnız kalın, ama kendinizle beraber
yalnızlık kötüdür, sabahın körü 8e kadar.
yalnızlık anlaşılabilendir. bir sürü insan tanıdıktan sonra.
yalnızlık dayanılmazdır, yalnızlığını doldurabilecek birini bulduktan sonra.
yalnızlık hiçliktir, hiçliğin ortasını görmemişler için.
yalnızlık her şeydir, her şeyden kaçmışlar için.
yalnız kalın, ama kendinizle beraber
devamını gör...
50.
puura bizim dostumuz, puura bizim bir tanemiz, puura bizim tarzımız. sözlüğe selam, puura'ya devam...
devamını gör...
51.
seni de hoş gördük puura, sonunda senin radiona katılma şansını bulabildim. eve gelir gelmez "dün puura demişti bu gün yayın olması lazım" diye hemen bilgisayarı açıp oturdum önüne az önce. gerçi bir az dinledim ama her neyse.
bu parçayı ister çalarsın, ister kalır, ama bu gün dinlerken, (dün radioda çalarken sesin gittiği şarkıdır kendisi) benim de aklımdan bu kara yalnızlık düşüncesi geçiyordu.
yalnız kalmakla, yalnız bırakılmak, yalnız bırakılmaya zorlanmak, yalnızlığı seçmek, yalnızlığı istemek, yalnız kalamamak, yalnız kalırken bile karşında başkasını görüp yalnız kalamamak gibi bir çok yalnızlık türü olduğunu düşünebiliriz galib. ya da bence. seni-sizi(diğer dinleyicileri) bilemem. ve bu listeyi daha da uzatabiliriz.
yalnızlık hakkında minlerce yıldır bir sürü insan yazdı, yazmakta devam eder, dostum. gelip konuşursak iki kelime kendi yalnızlığımızdan illa ki buluruz yalnızlığa dair bizden yazılmış parça. her kesin yalnızlığı farklıdır çünkü, yalnızlığın da dediğim gibi bir sürü türü var, bacak kadar boyu var, türlü-türlü huyu var.
ben ne bir deliyim,
ne de avare.
ben ne bir berduşum,
ne de bir serseri
yüce yaradanın bir eseriyim,
allahın yarattığı bir kulum(allah allah neden selahattin özdemire gittik)
bir diğeri olarak da bunu atayım, istek olarak kaydedebilirsin. anıl piyancı zamanında iyi demişti,
`işte böyle umutlarla yıkar beyin yalnızı`
bu parçayı ister çalarsın, ister kalır, ama bu gün dinlerken, (dün radioda çalarken sesin gittiği şarkıdır kendisi) benim de aklımdan bu kara yalnızlık düşüncesi geçiyordu.
yalnız kalmakla, yalnız bırakılmak, yalnız bırakılmaya zorlanmak, yalnızlığı seçmek, yalnızlığı istemek, yalnız kalamamak, yalnız kalırken bile karşında başkasını görüp yalnız kalamamak gibi bir çok yalnızlık türü olduğunu düşünebiliriz galib. ya da bence. seni-sizi(diğer dinleyicileri) bilemem. ve bu listeyi daha da uzatabiliriz.
yalnızlık hakkında minlerce yıldır bir sürü insan yazdı, yazmakta devam eder, dostum. gelip konuşursak iki kelime kendi yalnızlığımızdan illa ki buluruz yalnızlığa dair bizden yazılmış parça. her kesin yalnızlığı farklıdır çünkü, yalnızlığın da dediğim gibi bir sürü türü var, bacak kadar boyu var, türlü-türlü huyu var.
ben ne bir deliyim,
ne de avare.
ben ne bir berduşum,
ne de bir serseri
yüce yaradanın bir eseriyim,
allahın yarattığı bir kulum(allah allah neden selahattin özdemire gittik)
bir diğeri olarak da bunu atayım, istek olarak kaydedebilirsin. anıl piyancı zamanında iyi demişti,
`işte böyle umutlarla yıkar beyin yalnızı`
devamını gör...
52.
"herkes yalnızken, neden herkes yalnız?"
herkesin yalnızlığı herkesin yalnızlığını dolduracak türden ise, demek ki, ya yalnızlık bizim düşündüğümüz gibi bireysel bir duygu değildi, ya da bu cümle zaten başından yanlış.
yalnızlığı tanımlayamayız diye düşünmeye başladım. yalnız olmak tam olarak "budur!" dediğim bir durum yaşamıştım bir-kaç yıl önce.
arabayla giderken yalnışlıkla karşı yoldan gelen biriyle çakışarak kaza yapmıştık. ikimiz de yaşadığımız yerden, memleketten çok uzaktık ve ikimiz de ne yapacağımızı bilemeyip yan-yana oturup sigara içtik. kazanın ardından evrak işlerini halledip bira içmek için yola koyulmuştuk.
yalnızlık yaklaştırandır. da diyebilirmiydik
herkesin yalnızlığı herkesin yalnızlığını dolduracak türden ise, demek ki, ya yalnızlık bizim düşündüğümüz gibi bireysel bir duygu değildi, ya da bu cümle zaten başından yanlış.
yalnızlığı tanımlayamayız diye düşünmeye başladım. yalnız olmak tam olarak "budur!" dediğim bir durum yaşamıştım bir-kaç yıl önce.
arabayla giderken yalnışlıkla karşı yoldan gelen biriyle çakışarak kaza yapmıştık. ikimiz de yaşadığımız yerden, memleketten çok uzaktık ve ikimiz de ne yapacağımızı bilemeyip yan-yana oturup sigara içtik. kazanın ardından evrak işlerini halledip bira içmek için yola koyulmuştuk.
yalnızlık yaklaştırandır. da diyebilirmiydik
devamını gör...
53.
yalnız mı doğduk? ben doğarken elimde sigara vardı
devamını gör...
54.
sanat tarihinde modern ve çağdaş sanatçıların genelde düşündüğü bir konu. "yalnızlık"
dünyada tüm canlılar bir anda yok olmuş, ölüler cansız bedenler boş evlerin içerisinde ve sokaklarda yaşayan tek bir canlı bile yok. internet, elektrik, telefon cihazları çalışmıyor. etrafta görünen hareket eden tek bir canlı dahi yok. merak ediyor ve dışarı çıkıyorsun tek bir insan dahi göremiyorsun, telefonundan arama yapılamıyor, elektrik yok ve yürüdükçe yürüyorsun, havada uçabilen tek bir kanatlı canlı dahi göremiyorsun. sesin daha çok çıkmaya başlıyor "kimse yok mu" "orada kimse var mı" demeye başlıyorsun, merak daha çok artmaya başlıyor ve yürüdükçe yoruluyorsun, tek katlı müstakil bir evin kapısını çalıyorsun açan yok ve camı kırıp içeri girdiğinde kimse yok ve sehpada duran bir araba anahtarını fark edince kapıda duran arabayı çalıştırıyorsun. ancak araba kullanmayı bilmeden ayakların gelişi güzel gaz ve debriyaja basıp ilerlemeye çalışıyorsun en sonunda arabayı çalıştırıp bom boş olan yollarda ilerlemeye devam ediyorsun, yol kenarlarında cansız bedenler hareketsiz bir şekilde dururken sen ilerliyorsun ve benzinin bitiyor. bir başka araç kullanabilmek için yine aynı araba anahtarı arıyorsun ve en sonunda bir cesedin cebinden araba anahtarı çıkıyor ve yine bu anahtarın aracı nerede olabilir derken son model lüks bir araç buluyorsun ve yolda giderken bir benzin istasyonunda durmak aklına geliyor. karnın acıkıyor, kapalı camlı olan bir markete taş atıp kapıyı kırmayı başarıyorsun, markette gözüne kestirdiğin tüm yiyecek ve içecekleri yedikten sonra yoluna devam ediyorsun, uykun geliyor ve üşümeye başlıyorsun üşüdükten sonra kendine sıcak bir alan ev, ateş, ısıtıcı aramaya başlıyorsun ancak elektrik yok ve ısınabilmek için uyuyabilmek için uygun bir ev arıyorsun, artık alıştın kimseler yok her yer senin ve tüm girdiğin evlere bir hırsız gibi kurcalayıp bakıyorsun, karşına çok enteresan şeyler çıkmaya başlıyor fakat kimse yok ne önemi var, hüzün ve mutsuzluk tüm yüreğini kaplıyor "belki bir başka şehir, başka yer vardır insan." deyip arabana binip tekrar ilerliyorsun, daha önce arka koltukta otururken geçtiğin yolları hatırlayıp bom boş devasa köprülerin üstünden geçerken "insan, insan, insan" demeye başlıyorsun. seni duyan, gören, bilen tek bir canlı dahi yokken, ülke sınırlarını aşıp ilerlemeye devam ediyorsun aradan bir sene geçiyor ve oda ne markette "sanayi yapım yöntemleri ile kullanılarak üretilen tüm yiyeceklerin süresi tarihi geçmiş oluyor" kapalı ambalajların süresi bitmiş ve açsın. üstünde acayip çok şık, güzel kıyafetlerinle tek başına "acaba ne yiyebilirim" diye düşünüyorsun. aklına uzun süre bozulmadan tüketebilen yiyecekler listesi aklına geliyor ama oda ne tüketebileceğin tek bir besin maddesi bulamıyorsun, un, yağ, fındık, şeker, tuz... beslenebilmem için kaç yıl daha başı boş özgürce insan aramam gerekiyor? aklına meyve ağaçları geliyor, doğada kendi başına çıkabilen buğday bitkileri geliyor, fakat onlar nerede? tek başına sebze, bitki, ekebilir miyim diye düşünüyorsun ve bilmiyorsun. sebze nasıl ekilir, yetiştirilir bilgin yok, internetin yok, kitaplar vardı demi kütüphaneye gitme fikri bir kez daha artmaya başlıyor, ancak bitkilerin çıkmasını bekleyerek, tek bir yerde durup kalamaz ve yaşayamazsın, asıl amacın ve yaşamın o merak ettiğin tek bir insanda, insanlar nerede? merak ediyorsun insanlar ve canlılar neden öldü, bence hala yaşayan bir canlı vardır, ben çok ta ilerlemiş olamam, gitmeliyim buradan da gitmeliyim dersin ve çürümüş erimiş cesetlerin kuru kafalarına bakıp konuşmaya başlarsın...
yazdığım hikayenin kesin bir film senaryosu vardır, buna benzer bir film çekilmiştir. bilmiyorum. yazı çok uzun oluyor diye kısa kestim yoksa aklıma çok daha fazla ayrıntı ve hikaye geliyor, yalnızlık denildiğinde aklıma hep bu senaryo geliyor, insan, hayvan, bitki, doğal canlılar ve parantez içinde, elektrik, telefon, internet, bilgisayar gibi teknolojik araç ve gereçlerin olmadığı bir dünyada tek başına "olağan üstü nükleer olayda" yaşamayı başarmışsın fakat, insan yok yalnızsın, hayatta kalma süren çok kısa sürebilir. yaban değilsin, sen modern ve eğitilmiş bir canlısın.
radyo yayınını dinlemedim çok kısa süreliğine açıp puura' nın sesini duydum, yazarken bilgisayarım şarjı bitmişti, ve sonrasında kendi müziğimi dinlemeyi tercih ettim. puura sesin çok kötü, patavatsız bir yorum oldu kusura bakma radyo yayının konusunu sevdim.
dünyada tüm canlılar bir anda yok olmuş, ölüler cansız bedenler boş evlerin içerisinde ve sokaklarda yaşayan tek bir canlı bile yok. internet, elektrik, telefon cihazları çalışmıyor. etrafta görünen hareket eden tek bir canlı dahi yok. merak ediyor ve dışarı çıkıyorsun tek bir insan dahi göremiyorsun, telefonundan arama yapılamıyor, elektrik yok ve yürüdükçe yürüyorsun, havada uçabilen tek bir kanatlı canlı dahi göremiyorsun. sesin daha çok çıkmaya başlıyor "kimse yok mu" "orada kimse var mı" demeye başlıyorsun, merak daha çok artmaya başlıyor ve yürüdükçe yoruluyorsun, tek katlı müstakil bir evin kapısını çalıyorsun açan yok ve camı kırıp içeri girdiğinde kimse yok ve sehpada duran bir araba anahtarını fark edince kapıda duran arabayı çalıştırıyorsun. ancak araba kullanmayı bilmeden ayakların gelişi güzel gaz ve debriyaja basıp ilerlemeye çalışıyorsun en sonunda arabayı çalıştırıp bom boş olan yollarda ilerlemeye devam ediyorsun, yol kenarlarında cansız bedenler hareketsiz bir şekilde dururken sen ilerliyorsun ve benzinin bitiyor. bir başka araç kullanabilmek için yine aynı araba anahtarı arıyorsun ve en sonunda bir cesedin cebinden araba anahtarı çıkıyor ve yine bu anahtarın aracı nerede olabilir derken son model lüks bir araç buluyorsun ve yolda giderken bir benzin istasyonunda durmak aklına geliyor. karnın acıkıyor, kapalı camlı olan bir markete taş atıp kapıyı kırmayı başarıyorsun, markette gözüne kestirdiğin tüm yiyecek ve içecekleri yedikten sonra yoluna devam ediyorsun, uykun geliyor ve üşümeye başlıyorsun üşüdükten sonra kendine sıcak bir alan ev, ateş, ısıtıcı aramaya başlıyorsun ancak elektrik yok ve ısınabilmek için uyuyabilmek için uygun bir ev arıyorsun, artık alıştın kimseler yok her yer senin ve tüm girdiğin evlere bir hırsız gibi kurcalayıp bakıyorsun, karşına çok enteresan şeyler çıkmaya başlıyor fakat kimse yok ne önemi var, hüzün ve mutsuzluk tüm yüreğini kaplıyor "belki bir başka şehir, başka yer vardır insan." deyip arabana binip tekrar ilerliyorsun, daha önce arka koltukta otururken geçtiğin yolları hatırlayıp bom boş devasa köprülerin üstünden geçerken "insan, insan, insan" demeye başlıyorsun. seni duyan, gören, bilen tek bir canlı dahi yokken, ülke sınırlarını aşıp ilerlemeye devam ediyorsun aradan bir sene geçiyor ve oda ne markette "sanayi yapım yöntemleri ile kullanılarak üretilen tüm yiyeceklerin süresi tarihi geçmiş oluyor" kapalı ambalajların süresi bitmiş ve açsın. üstünde acayip çok şık, güzel kıyafetlerinle tek başına "acaba ne yiyebilirim" diye düşünüyorsun. aklına uzun süre bozulmadan tüketebilen yiyecekler listesi aklına geliyor ama oda ne tüketebileceğin tek bir besin maddesi bulamıyorsun, un, yağ, fındık, şeker, tuz... beslenebilmem için kaç yıl daha başı boş özgürce insan aramam gerekiyor? aklına meyve ağaçları geliyor, doğada kendi başına çıkabilen buğday bitkileri geliyor, fakat onlar nerede? tek başına sebze, bitki, ekebilir miyim diye düşünüyorsun ve bilmiyorsun. sebze nasıl ekilir, yetiştirilir bilgin yok, internetin yok, kitaplar vardı demi kütüphaneye gitme fikri bir kez daha artmaya başlıyor, ancak bitkilerin çıkmasını bekleyerek, tek bir yerde durup kalamaz ve yaşayamazsın, asıl amacın ve yaşamın o merak ettiğin tek bir insanda, insanlar nerede? merak ediyorsun insanlar ve canlılar neden öldü, bence hala yaşayan bir canlı vardır, ben çok ta ilerlemiş olamam, gitmeliyim buradan da gitmeliyim dersin ve çürümüş erimiş cesetlerin kuru kafalarına bakıp konuşmaya başlarsın...
yazdığım hikayenin kesin bir film senaryosu vardır, buna benzer bir film çekilmiştir. bilmiyorum. yazı çok uzun oluyor diye kısa kestim yoksa aklıma çok daha fazla ayrıntı ve hikaye geliyor, yalnızlık denildiğinde aklıma hep bu senaryo geliyor, insan, hayvan, bitki, doğal canlılar ve parantez içinde, elektrik, telefon, internet, bilgisayar gibi teknolojik araç ve gereçlerin olmadığı bir dünyada tek başına "olağan üstü nükleer olayda" yaşamayı başarmışsın fakat, insan yok yalnızsın, hayatta kalma süren çok kısa sürebilir. yaban değilsin, sen modern ve eğitilmiş bir canlısın.
radyo yayınını dinlemedim çok kısa süreliğine açıp puura' nın sesini duydum, yazarken bilgisayarım şarjı bitmişti, ve sonrasında kendi müziğimi dinlemeyi tercih ettim. puura sesin çok kötü, patavatsız bir yorum oldu kusura bakma radyo yayının konusunu sevdim.
devamını gör...
55.
#2853923 uni zamanında 22.00-6.00 arası garson çalışırken ben
ve yalnız mıydım, değil miydim tartışılır.
ve yalnız mıydım, değil miydim tartışılır.
devamını gör...
56.
bu geceki yayın için puura ve ruchy'nin özenle seçmiş olduğu parçalar;
open.spotify.com/playlist/2...
open.spotify.com/playlist/2...
devamını gör...
57.
bu gece konu yok.
türkçe rap var.
sizler için derlediğim playlistimle 23:00'da yayında olacağım.
kim bilir, belki konuyu yazdığınız entrylerle sizler belirlersiniz.*
dinlemek için;
normaller.com/radyo/
türkçe rap var.
sizler için derlediğim playlistimle 23:00'da yayında olacağım.
kim bilir, belki konuyu yazdığınız entrylerle sizler belirlersiniz.*
dinlemek için;
normaller.com/radyo/
devamını gör...
58.
#2855876 oo rap. severiz. türkçesi'de varsa tadından yenmez*.
devamını gör...
59.
öneri kabul ediliyorsa sansar salvo+pit10'dan kasımpatı ile hayki'den tutma'yı önerebilirim.
devamını gör...
60.
iyi yayınlar yavrum.
devamını gör...