401.
güzel yayın oluyor puura. herkese iyi dinlemeler, iyi geceler.
devamını gör...
402.
trevor philips: gta 5 isimli bilgisayar oyununda en sevilmeyen karakterdir. trevor, uçan her şeyi kullanabilen ama ordudan atılmış bir delidir.
ekleme: bir daha nick alacak olursam yumurtadan kaçan sperm koymayı düşünüyorum.
ekleme: bir daha nick alacak olursam yumurtadan kaçan sperm koymayı düşünüyorum.
devamını gör...
403.
#2896132
adam resmen boş kağıda ıslak imza attırdı ya la.
ben mahlasın anlamını okuyup tanımı beğenmiştim. edit girmiş.
sayfayı bir yeniledim sperm falan beğenmiş bulundum...
tövbes..
adam resmen boş kağıda ıslak imza attırdı ya la.
ben mahlasın anlamını okuyup tanımı beğenmiştim. edit girmiş.
sayfayı bir yeniledim sperm falan beğenmiş bulundum...
tövbes..
devamını gör...
404.
uzak mesafede güven en zor olanı gibi düşünülüyor. ancak aslında gerçekte zor değil. güvenilmez kişi ile aynı evde yaşıyorsan sorunu hallettin mi?
mesela . #2896041
mesela . #2896041
devamını gör...
405.
sözlükte yazmak, anonim olarak
gerçekleştiriyorsak eğer, kişinin sadece
fikirleriyle var olmak deneyimini yaşamak
istemesinden kaynaklanabilir.
gerçekleştiriyorsak eğer, kişinin sadece
fikirleriyle var olmak deneyimini yaşamak
istemesinden kaynaklanabilir.
devamını gör...
406.
o zaman konuk yazarımızın söylediği üzere aşk, kavuşamama ş k.
devamını gör...
407.
puura'ya katılıyorum. şöyle bir söz var derli toplu. ful yaprakları oyununda şöyle bir söz geçer;
beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu "aşk" sanıyorsunuz.
beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu "aşk" sanıyorsunuz.
devamını gör...
408.
... veeee aşk,
kendisini birlikte uyumak arzusunda gösterir,
çiftleşmek arzusunda değil.
edit: köpekler ile ilgili anlamlı dizeler silindi.
kendisini birlikte uyumak arzusunda gösterir,
çiftleşmek arzusunda değil.
edit: köpekler ile ilgili anlamlı dizeler silindi.
devamını gör...
409.
uzak mesafede normal ilişkiden daha az yanyana gelinebildiğinden gün başına hatta saat başına seks ortalaması yükselir.ashgff
devamını gör...
410.
devamını gör...
411.
#2896168
konuk yazarımızın söylediğine katılmıyorum.
aşk daha masum başka hangi duyguda ifade edebilir ki kendini?
burada milan kundera'nın asıl anlatmak istediği, aşkın sadece cinsel hazlar ile ilgili olmadığı, içinde aynı zamanda ruhsal, duygusal bağların da var olduğudur.
konuk yazarımızın söylediğine katılmıyorum.
aşk daha masum başka hangi duyguda ifade edebilir ki kendini?
burada milan kundera'nın asıl anlatmak istediği, aşkın sadece cinsel hazlar ile ilgili olmadığı, içinde aynı zamanda ruhsal, duygusal bağların da var olduğudur.
devamını gör...
412.
istek parçan çalınınca , sanki kendi bestenmiş gibi hissetmek....
teş.ler puura:)
teş.ler puura:)
devamını gör...
413.
aşk gider, bir parlar bir söner. nelere alışmıyor ki insan, karşındakine alışmasın? sonrasında kalan o öz var ya damıtılmış. işte ona sevgi denir. sadece aşk varsa aşk bittiğinde elinde valizle kalıyorsun. bunu karıştırıyor insanlar bence.
devamını gör...
414.
teşekkür ederim açıklamalarınız için, tabii ki de eleştiri değildi niyetim.
aynı şekilde ben de sayın konuk yazar gibi saygı çerçevesi içerisinde kendi fikrimi belirttim.
yoksa ne benim, ne de kendisinin söylediğinde kötü anlamlı bir durum söz konusu değil.
fikirler... *
saygılar efendim.
aynı şekilde ben de sayın konuk yazar gibi saygı çerçevesi içerisinde kendi fikrimi belirttim.
yoksa ne benim, ne de kendisinin söylediğinde kötü anlamlı bir durum söz konusu değil.
fikirler... *
saygılar efendim.
devamını gör...
415.
flört kendi kendine elektriklenmeyle olmalı. kendi kendine akışa geçmeli ve akışta kalmalı.
ne ara 3 ay oldu ya falan dedirtmesi gerekiyor.
ne ara 3 ay oldu ya falan dedirtmesi gerekiyor.
devamını gör...
416.
ben z kuşağı konusunda o kadar kötümser değilim. sosyal medyada saçma sapan şeyler yapan birçok insan olması bizim vitrinimiz, sosyal medyadan gördüklerimiz. bir o kadar da başarılı şeyler yapan insanlar var bu gençleri de görmek lazım. sadece y kuşağı ya da boomer'lar olarak biz z kuşağına aşina değiliz. çünkü kafamızdaki genç tanımı farklı. z kuşağının yöntemleri farklı bunlara alışmak lazım. tabii ki telefon başında geçen süreler gençleri olumsuz etkiliyor ama hangimizi etkilemiyor ki?
devamını gör...
417.
2 demlik çay bitirdim. 3.yü koymak üzereyim. ruchy çok acayip bir insan. tahmin edemiyorsun yani. bu güzel birşey bence.
devamını gör...
418.
yaşama yanılgısı, hayat içerisinde bize sunulan roller ve buna uygun personaları oynuyor olmamızı göz ardı etmekten ibaret. bir nevi rolüne kendini fazla kaptıran metot oyuncularıyız hepimiz. bir diyalogda, çizdiğimiz karakter doğrultusunda vereceğimiz cevaplar üç aşağı beş yukarı belli. insandan ziyade stereotipleştirilmiş yaşam formlarıyız artık.
bahsettiğiniz "varoluşsal farkındalık", bir boşluktan ziyade doluluk hissi. varlığın içine taşmak ve sığmak için kendini yemek. kabın içerisine sığdıramadığın her kısmı kangren bir uzuv misali koparıp atmak. bu boşluk değil, yok oluş. bir tür ouroboros tasviri.
yaşadığımızı sanmak, bir anlığına kendimize ve bulunduğumuz ana üçüncü gözden bakmakla son bulur. bir daha tekrar ilk gözden okuyamayız hikayeyi. kim bilir, belki böylesi daha iyidir. kendi yarattığı illüzyonun bir anlığına sihir olduğuna inanan illüzyonist gibiyiz öteki türlü.
sahte ve samimiyetsiz bir varoluşa karşı; dik, sahici bir yok oluş. hepsi bu.
bahsettiğiniz "varoluşsal farkındalık", bir boşluktan ziyade doluluk hissi. varlığın içine taşmak ve sığmak için kendini yemek. kabın içerisine sığdıramadığın her kısmı kangren bir uzuv misali koparıp atmak. bu boşluk değil, yok oluş. bir tür ouroboros tasviri.
yaşadığımızı sanmak, bir anlığına kendimize ve bulunduğumuz ana üçüncü gözden bakmakla son bulur. bir daha tekrar ilk gözden okuyamayız hikayeyi. kim bilir, belki böylesi daha iyidir. kendi yarattığı illüzyonun bir anlığına sihir olduğuna inanan illüzyonist gibiyiz öteki türlü.
sahte ve samimiyetsiz bir varoluşa karşı; dik, sahici bir yok oluş. hepsi bu.
devamını gör...
419.
bağdatı almak bağdatın kendinden güzel mi acaba dense de, bağdat çok güzel olmasa neden uğruna savaşılsın çıkmazı.ashgfd.
devamını gör...
420.
var olma hali ya da boşluğu ile ilgili william dayının hamlet oyununda olmak ya da olmamak tiradı geliyor aklıma. tirad çok uzun isteyenler okuyabilir.
olmak ya da olmamak, mesele bunda. kör talihin sapanlarına, oklarına zihninde tahammül göstermek mi daha mertçe olur, yoksa kaygıların ummanına karşı silâhlanıp onları yok etmek mi? ölmek: uyumak. o kadar! bir uykuyla kalp üzüntüsünü, tabiatın bedene miras olarak verdiği bin bir acıyı sona erdiriyoruz diyebilmek, candan gönülden istenecek bir son olur, ölmek, uyumak: belki de rüya görmek! ya, dert orada: çünkü, bu fâni kalıbı üstümüzden sıyırıp attıktan sonra, o ölüm uykusunda kim bilir ne rüyalar görürüz düşüncesi bizi durmaya mecbur ediyor. yaşamak felâketini uzatan, işte bu düşünce. yoksa — insan bir hançerle kendi işini kendi halledebilirken — zamanın sillesine hakaretlerine, zalimin haksızlıklarına, kendini beğenmişin küstahlıklarına, karşılıksız kalan aşkın ıstırabına, kanunun ihmaline, mevki sahibinin kibrine, sabırla gösterilen liyakatin değersizlerce hor görülmesine kim tahammül ederdi? meşakkatli bir hayatın yükü altında inleyip ter dökmeye kim razı olurdu? ne çare ki, ölüm sınırlarını aşan yolculardan hiçbirinin geri gelmediği o bilinmez ülke — ardında da belki bir şey vardır korkusu, zihnimizi şaşkın ederek bizi, bilmediğimiz musibetlere düşmektense içinde olduklarımıza tahammül ettiriyor. düşünmek, işte hepimizi böyle korkak ediyor; azmin gürbüz rengi tereddüdün soluk gölgesiyle hasta bir renk alıyor. en büyük en mühim teşebbüsler, bu düşünce yüzünden, mecralarını değiştiriyor; bir fiil adını almaktan çıkıyorlar.
olmak ya da olmamak, mesele bunda. kör talihin sapanlarına, oklarına zihninde tahammül göstermek mi daha mertçe olur, yoksa kaygıların ummanına karşı silâhlanıp onları yok etmek mi? ölmek: uyumak. o kadar! bir uykuyla kalp üzüntüsünü, tabiatın bedene miras olarak verdiği bin bir acıyı sona erdiriyoruz diyebilmek, candan gönülden istenecek bir son olur, ölmek, uyumak: belki de rüya görmek! ya, dert orada: çünkü, bu fâni kalıbı üstümüzden sıyırıp attıktan sonra, o ölüm uykusunda kim bilir ne rüyalar görürüz düşüncesi bizi durmaya mecbur ediyor. yaşamak felâketini uzatan, işte bu düşünce. yoksa — insan bir hançerle kendi işini kendi halledebilirken — zamanın sillesine hakaretlerine, zalimin haksızlıklarına, kendini beğenmişin küstahlıklarına, karşılıksız kalan aşkın ıstırabına, kanunun ihmaline, mevki sahibinin kibrine, sabırla gösterilen liyakatin değersizlerce hor görülmesine kim tahammül ederdi? meşakkatli bir hayatın yükü altında inleyip ter dökmeye kim razı olurdu? ne çare ki, ölüm sınırlarını aşan yolculardan hiçbirinin geri gelmediği o bilinmez ülke — ardında da belki bir şey vardır korkusu, zihnimizi şaşkın ederek bizi, bilmediğimiz musibetlere düşmektense içinde olduklarımıza tahammül ettiriyor. düşünmek, işte hepimizi böyle korkak ediyor; azmin gürbüz rengi tereddüdün soluk gölgesiyle hasta bir renk alıyor. en büyük en mühim teşebbüsler, bu düşünce yüzünden, mecralarını değiştiriyor; bir fiil adını almaktan çıkıyorlar.
devamını gör...