sanat

son zamanlarda anlamsız şeyler yapılıp, sanat adı altında millete kakalanıyor; yakın zamanda spermli peçete, boş çerçeve satışları da bu şekilde yapılmıştı. oysa “sanat herhangi bir açıklamaya gerek duymadan karşı tarafa derdini anlatabilmektir.” demiş şimdi ismini hatırlamadığım birisi.
yani nuri bilge ceylan filmleri, absürt şeyler bana göre pek sanat değil ama bu benim bakış açım. nuri bilge ceylan filmlerininin tamamını izleyip anlayabilen varsa, onlar için sanattır ama anlayabilen olduğunu sanmıyorum.

sanat toplum için değildir. sanat hep insanın kendisiyle alakalı olmuştur. çünkü insan bencildir. kişisel çıkarı gözetir, sanat yapar.

duyguları dışa vurmak , anlamak ve anlamlandırmaktır sanat.

kimi için renklerle şövale üzerinde, kimi için tümceler veya dizelerle. kimi için modelaj seti ile bazıları için ahşap veya kaya oyma aletleri ile ifade şekli.
bir noktada kendine itiraf edemediğin yahut anlaşılmak adına anlatmak istediklerin, yeri geldiğinde farkındalık yaratmak için. yok oluşa mahkum evrende varlığını nefes aldığın müddetçe ortaya koymanın farklı bir yolu. buna müteakip sanatı ister icra eden olun, ister takipçisi sonuç aynı. sanat yalnız ve yalnızca insan için.

dünyayı biraz da olsa sevmemizi sağlıyacak,insanı güzel meşgallere sokacak yaratıcı güç.

tanımı yıllar önce (bkz: francis bacon) yapmıştır.
"sanat, tabiata ilave edilmiş insandır."

aksi bir görüş için; (bkz: lucius annaeus seneca)

kendi tanımımı vereyim:
sanat kombinasyonlardır.

insanın doğadan aldığı ilhamla yarattığı yeniliklerdir sanat. her eser şahsına münhasır bir güzellik taşır. özellikle geleneksel sanatlarda ebru sanatına, tekrarlanamayışı bakımından hayranlık duyarım.

bana göre sanat bir simya sanatçı ise bir simyacıdır. simyanın temel mantığı, farklı elementleri uyumlu bir şekilde bir araya getirip yeni bir şey ortaya koymaktır.

kalıplara sıkışmış sanat anlayışı -ki buna klasik sanat diyoruz- hayal gücünün içinde hapsolduğu, sınırları olan bir anlayıştır. kendini küçük rötuşlarla tekrarlayan bu modelin yerine daha önce denenmemiş yada kompoze edilmemiş formlar denemeyi, üretmeyi arzu etmeyen kimse, sanatçı sıfatını layıkıyla taşıyamaz. yaptığı şeye de sanat denemez.

sanatçı, ritmi yakaladığında hayatını ona adayan değildir. sanatçı daima yeni bir ahengin peşinde koşandır.

sanat... hepiniz sanattan anlayacaksınız, hepinize bunu anlatacağım. tiyatro.

nietzsche'e göre sanat varoluşun getirdiği acı ve kederlerine tahammül edebilmemizin tek yoludur. varoluşu haklı çıkarabilecek yegâne şey sanattır. yaşamın anlamsızlığının bile sanatı güçlendirebileceğini savunur nietzsche. yaşam estetize edildiğinde değer kazanır. varoluşun dehşeti karşısında estetik bakış açısı insanı hiçlikten kurtarır.

hakikate tahammül edebilmemiz için var sanat...

babam derdi ki, her insanda bir beden var, bir de ruh. bedenin icin nasil yemek yiyorsan, ayni sekilde ruhunu da beslemen gerekir. nasil herkesin yemek icin damak tadi farkliysa, ruh icin de kimisi siirler okur/yazar, kimisi resimle beslenir, kimisi dogada gecirdigi vakitlerle, kimisi müzikle, tiyatroyla, kimileri din ile (namaz kılmak veya kuran okumakla) beslenir. nasil bir insan daha cok et seviyor, bir digeri yesillik, bir baskasi baliksa, ayni o sekilde de sanat tercih edenler icin ruhunu besleme sekli, onun damak tadidir.
herkes sevmek veya anlamak zorunda da degil ayrica, buyuk ihtimal baska seylerle besliyordur ruhunu.

sanat ruhumuzun dehlizleri içindir. toplum için filan değil.

bir şeyin sanat olabilmesi için bir yaratıcısının olmasına mı ihtiyacı vardır? bir şeyin sanat olabilmesi için ne gibi nitelikler taşıması gerekir? ortaya sanat olarak sunulan şey ne olursa olsun (muz, peçete, klozet vb.) onu sanat yapan şey yaratıcısı tarafından halka, bir sanat mekanında mı sunulmasıdır? sanat eseri illa bir şey anlatmalı mıdır? sanat eseri illa yaratılmış mı olmalıdır? o zaman kendi eliyle yapıp ortaya koyduğu bir şeyi kullanmayan, göstermeyen; halihazırda var olan bir sanat eseri veya varlığı kullanan birine sanatçı diyebilir miyiz? sanırım soruyu cevaplamaktan çok cevaplanması gereken başka sorular daha eklemiş bulundum...

ne için var olduğu yüzyıllarca sorulan, cevabı ne sanat ne toplum olan ifade gücü, yaratıcılık. cevapsa sanatın sanatçı için olduğudur. her yaratı sanattır. yalnızca iyi/kötü oluşu tartışmaya açıktır. doğanın sanat olup olmaması da anlamsal açıdan dini inançlara bağlıdır (bkz: yaratı). şahsen doğayı sanatsal sayıyorum, sanat değil.

yaşamdan edinilen şeylerden başka bir şeyler üretme işi. okudum ettim biliyorum yaşadım falan hikaye, bunlardan bir şey çıkarıp sunabiliyorsan sanattır. tuvali boyamak sanat değil boyacılıktır desinatörcülüktür, tasarımcılıktır, ama tuvale yaşamdan edindiklerinle estetik bir fikir işlemek gerçek sanattır.

sanat eserlerinden bağımsız bir sanat kavramı var mıdır sorusunu sormayı zorunlu kılan soru. yapılan her tanıma yönelik tanımın kapsamına uymayan bir sanat eseri örneği verebileceği için (sağolsun avangartlar) sanat nedir sorusunun "bir şey ne zaman sanat eseridir?" sorusundan itibaren şekillenen hayli analitik bir yanıtı var. (ben demiyorum, sanat teorisyenleri diyor)

"x bir sanat eseridir ancak ve ancak;
-malzemeye biçim vermek suretiyle x’i ortaya çıkartan bir fail (insan) varsa
-x, bir tavır ya da bakış açısı ortaya koyuyorsa
-x’te retorik (genellikle metaforik) eksiltmeler varsa
-bu eksiltme ve boşlukların doldurulması - yorumlanması konusunda izleyici katılımına gereksinim duyuyorsa
-x’i yorumlarken sanat tarihsel bağlama gereksinim duyuluyorsa." (noel carroll)

bu durumda tanıma uyan sanat yapıtı - sanatçı - izleyici üçgenin oluşturduğu organizasyona sanat denebilir.

çok eskilerden beri toplum için mi yoksa kendisi için mi yapılması gerektiği tartışılan bir şeydir.

tartışmalar hala devam etmektedir.

anadolu'ya açılımın manifestosu olan şiirdir.