saygı

artık sadece uefa cl'de bir görsel.

içinde birden fazla özellik barındıran duygu, incelik. kısaca beraberinde empati, düşünce, erdem, sevgi gibi yetkinliklere sahip olmanız gerekir. aksi halde ne yapsanız olmaz, beğendiremezsiniz.

1. isim değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram.
2. isim başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.

tdk tanımından anlaşılacağı üzere diyeceğim, anlaşıldığından emin değilim..
bir fikrin kendince yanlış olduğunu düşünen insan, bunu dayandırdığı kanıtları, hususları karşı tarafa beyan eder. kimse aynı fikirde olma zorunluluğunda değil elbet. buradaki önemli mevzu üsluptur. düşüncelerini, inancını insanlara eğer açıklama gereği duyuyorsa bunu karşı tarafa saygı duyarak yapmalıdır. yoksa saygı; fikri benimsemek, doğru olabilir mantığıyla yaklaşmak anlamına gelmez her zaman. dikkatli, özenli,ölçülü davranmaktır mesele.
(bkz: sevmiyorsan saygı duy)

hakeden insana verilen üstün değerdir. sevgiden bile üstün bence. öteki taraftan kimi mahlukatların ağzında sakız olmuştur.

varlığı, insan ilişkilerini inanılmaz konforlu hale getiriyor.

her şeyden önce tabi ki bireyin kendisine saygı duyması gerek şart. ama kendine saygı duyan insanların bir kısmı, karşılarındakine saygı duymayabiliyor. bunlar birbirinden farklı şeyler. kendine saygı duymakla, narsistik düzeyde kendini herkesten üstün görmek arasında aslında o kadar da ince bir çizgi yok ama nedense bunu yapanlar ekseriyetle durumu kendine değer vermeye bağlıyorlar. aslında paradigmatik düzlemde çelişik bu durumlar. neyse bağlamdan kopyayayım; saygı insan ilişkilerine kattığı onlarca şeyin yanında bir de konfor katıyor ki bence bu en önemlilerinden biri. çünkü özellikle ikili, duygusal ilişkilerde eğer rahat değilseniz, eğer kasılıyorsanız geçmiş olsun. o iş zaten önünde sonunda biter. en lazım olan şey iç rahatlığı. konfor. yargılanmayacağınızı, yadırgamayacağınızı, size, sizi en saçma bulduğu konularda bile ölçülü bir şekilde yaklaşacağını bildiğiniz biriyle gerçekten sağlıklı ve mutlu olabiliyorsunuz ancak. matematikçi değilim, ama en kesin denklem hangisiyse bu bence ondan 1568 kat daha kesin.

herkesin beklediği ama herkesin hak etmediği öz duygu.

beynin frontal bölgesindeki beyin hücresi yıkımı bu kavramı işlemez hale getirir. deliler ve saygı beklentisi olanlar genelde bu kapıdan giremez.

bir ercüment çözer dizisi

gün geçtikçe kaybettiğimiz.

eskiden insanlarda, hata yaptıklarında ve bu kendilerine söylendiğinde utanmak vardı. özellikle toplum içinde mesela küfreden bir genci yaşlı birisi uyarabilirdi. genç de özür dilerdi, konu kapanırdı. şimdi bir laf ettiniz mi "rahatsız oluyorsan binme dolmuşa"dan "sana ne moruk"a kadar her türlü tepkiyi görebilirsiniz. bencillik gün geçtikçe saygının önüne daha çok geçmeye başladı.

şimdi buna yaşlı zırvası olarak bakıp bunu normalleştirmeye çalışanların yarın çok daha büyük sorunları olacak. en basitinden üst komşu başlıklarını okumakla başlayabilirsiniz tahmin yürütmeye. haksızlığa uğramak istemiyorsanız başkalarına da haksızlık ve saygısızlık yapmamanız gerektiğini biliyor olmalısınız. özetle herkes kendi kapısının önünü temiz tutsun, gerisi kendiliğinden gelir.

saygı sevgi gibi değildir, sevgi nedensizdir saygı ise kazanılır.
"saygı olmadan sevgi silinip gider."

saygı duymak insanın kafasında olup bitmesi gereken bir şey fikir olarak seni anlar ve biter. kimseyi bana saygı duyacaksın diyip ek bir faaliyet göstermesini beklememek gerekir. özellikle bunu din konusunda yapıyorlar yapmayın. saygı konusunda senden ekstra bir şey bekleyen insanların da verdiği örnek "bas bas müzik açınca sesini kapaman gerek onun gibi düşün" tabii ki kısmam gerekiyor ama bu konunun saygı duymakla alakası yok ki rahatsızlık vermemek için yapılan bir şey. sizin sorununuz saygı duy dedikten sonra karşındaki kendisi gibi olmaya devam edince bundan rahatsız olmanız, olmayın kardeşim rahatsız . bu sizin içinizde çözmeniz gereken bir sorun kimse sizin için kendini kısıtlamamalı saygı duymakla rahatsızlık vermeyi birbirine karıştırır oldunuz. kimseye rahatsızlık verdiğimi düşünmediğim bir şeyi de yapmayı bırakmamı beklemeyin.

babanın senden esirgemesinde bir beis olmayandır. nedense bu baba denen herif, saygı göstermeden sonsuz bir saygıyı hak ettiğini sanır; eşek kadar heriften/kadından.

saygı, terim olarak genellikle kişiler arası ilişkilerde kullanılır. buna göre türk dil kurumunun saygı sözcüğüne verdiği tanımlar şöyledir:

değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram.
başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu.
aslında saygı terimi kişiler arası ilişkilerle sınırlı değildir; hayvanlar, gruplar, müesseseler ve örneğin ülkeler arasında kullanabilen bir terimdir.

her ne kadar saygı zaman zaman kibarlık veya görgü ile eş anlamlı kullanılsa da, bunlar birer davranışken saygı bir tutumdur. davranışlarda görülen kültürler arası farklılıklar ve aynı davranışın farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıması sonucu zaman zaman kişiler tamamen kendilerine dair unsurlardan veya dışa dönük çeşitli davranışlarından dolayı, saygısızlık kastı olmasa da saygısız olarak tanımlanabilirler.

ama gel gör ki ; konuşmanın yarısında bırakıp gidinilmez, size laf anlatmaya çalışan birine sırt dönmezsiniz. işiniz varsa meşgulum dersiniz. insan gerçekten internette bile olsa saygıyı özlüyor. keşke insanlar kendileri gibi olsalar yapmacık değil. üzülüyorum hemde çok sadece başıma geldiği için değil . eminim ki çoğumuz yaşıyoruz iş,okul,ev,arkadaş ortamında. insanlar ve saygısızlıkları yoruyor kafam götürmüyor ya da farkında olmadan gerçekten yaşlandım. kim neyi üstüne alınıcaksa alınsın. bu saatten sonra ispat veyahut prim peşinde değilim. "saygılar."

öncelikle kimsenin gösterme mecburiyetinde olduğu bir şey değildir, aksine kazanıldığı taktirde alınır.

topluma dair en önemli olgu. herkesin birbirine koşulsuz saygı duyduğu bir toplumda sosyal sorunların minimize olacağını düşünüyorum.

modern dünyada itibarsızlaştırılır. saygı duymak boomer aktivitesidir, umursamaz ve yırtık olmak ise hawli bir tutumdur efendim.

duymuyorum, sağırım.

(bkz: ercüment çözer) karakterinin ilk prensibi.

yaşamdan daha uzun sürer..

insanların aslında sadece konumları sebepli var oluşlarıyla dahi hak edebilecekleri halde kendi söylemleri ve davranışlarıyla yakıp yıktıkları şey.

yitirilmesine ehemmiyet verilmediği takdirde kendini göstermeyi hiç sevmemesi de cabası.

o yoksa sevgi de gerçek değil, gülüş de, güveniş de.

her insanda bulunması gereken, ama nedense çoğu türk insanında mumla aranan bir özelliktir kendisi...