81.
bugünlerde içi boş bir kelime benim için. önceden aklımdan geçtiğinde bile içim sızlardı. görüyorum yollarda sokaklarda el ele tutuşan çiftleri bir zamanlar benimde böyle elimden tutan biri vardı diyorum. sonra benden faydalanabildiği kadar faydalandı ve gitti diyorum. kime seviyorum dediysem en büyük yarayı o açtı galiba. illa erkek olmak zorunda değil annen bile olur bu. ne kadar boş ve anlamsız. kimse ne istiyorsun diye sormadı, bir çok şeyi bağıra bağıra söylemene rağmen kulağını tıkadı. seviyorum dedikçe bir darbe daha geldi ondan. o yüzden o kadar boş ki. derinlere indikçe canımı yakan bir şey bu sevmek.
devamını gör...
82.
halen seviyorum insafsız!! ahlaksız vicdansız!!! püü
eğlendim.. sevin tabii sevmek sevilmek çok güzel de umarım gönlünüzü kıracak kişilere yürümüyorsunuzdur. hani hüsran ya sonu hep ve biliyorsun yani biliyorsun ve ısrarla yapıyorsun. y a p m a
eğlendim.. sevin tabii sevmek sevilmek çok güzel de umarım gönlünüzü kıracak kişilere yürümüyorsunuzdur. hani hüsran ya sonu hep ve biliyorsun yani biliyorsun ve ısrarla yapıyorsun. y a p m a
devamını gör...
83.
sevmek kalbinde onun atmasıdır.
devamını gör...
84.
bu gece sevmek benim için ne hissetmek demek biraz bundan yazacağım dostoyevski'nin de dediği gibi "sevmek, bir kişide, beklemediğin bir zamanın beklemediğin bir anında kendini bulmaktır" hiç ummadığın,istemediğin bir zamanda aklının ucundan geçmeyeceği şekilde birinin gülüşünde ki huzuru hissetmek o gülüşün içini ısıtması o gülüşte kendini bulman... sevmek zordur aslında o beklenmedik zamanın gelmesi çok uzun sürer ve geldiğinde senin kendini bulman o anlamsız boşluğu dolduracak olan sevgiyi kabullenip içinde yaşatmayı öğrenmen gerekir asıl mesele tam burda başlar o hisle başa çıkmak! ya başa çıkar eksik yanınla benliğini tamamlarsın dünyada,
ya da sonsuza kadar eksik yanınla savaşırsın ki o zaman tüm hislerini kaybedersin sevmekden eser kalmaz bu yüzden sevmek ince iştir herkes tamamlayamaz benliğini yarım gider dünyadan.
ya da sonsuza kadar eksik yanınla savaşırsın ki o zaman tüm hislerini kaybedersin sevmekden eser kalmaz bu yüzden sevmek ince iştir herkes tamamlayamaz benliğini yarım gider dünyadan.
devamını gör...
85.
bazı zamanlarda mantıksız ve nedensiz olan eylem. kimseye bunun açıklamasını yapma gereği duymuyorsanız doğru yoldasınız demektir
devamını gör...
86.
sevginin bir sınırı, insanın bir sabrı var. her şey affedilmiyor, kırılınca unutulmuyor. sanıyorsunuz ki sizi seven sevdiği için ne yaparsanız yapın hiçbir şey olmamıs gibi devam eder. öyle kolay olmuyor, olmasın da. herkes duracağı yeri ve karşısındakinin değerini bilsin.
devamını gör...
87.
eğer google'a sorarsınız sevmek nedir diye an itibariyle "yaklaşık 9.170.000 sonuç bulundu" der size.
insanlara tek tek sorarsanız daha da çok sonuç çıkar muhakkak. hatta geçmişten günümüze şairler, yazarlar muhtemelen hiç de azımsanmayacak bir zamanı aşkı-sevgiyi anlatmakla geçirmiştir.
mesela dostoyevski, sevmeyi şöyle tanımlamış: "sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır."
nazım hikmet, vera'ya “lanet olsun ne muazzam şey seni sevmek! sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin. canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum. bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden…” dedi seneler 1959'u gösterdiğinde ama evet halen geçerliliğini koruyor bence dedikleri, bazen sevdiklerimiz güzelleştirir küçücük dünyalarımızı...
özdemir asaf'a göre bir ihtiyaçtır sevmek; "yaşamak, ilkin sevgi ile sevmek ile başlar, doğumla, doğmakla değil. yaşam da sevgisizlikle biter, ölümle, ölmekle değil…"
halide edip adıvar, günümüzde hepimizin diline pelesenk olan ama icraatta hep sınıfta kaldığımız "benim için duygular önemlidir, güzellik-yakışıklılık değil" savının muhtemelen o zamanlar gerçekten geçerli olduğu halini ne kadar da güzel anlatmıştır.
sevmekle ilgili hepimizin bildiği tanımlar;
1.sevgi ve bağlılık duyumsamak.
2.birine gönül vermek, sevgiyle bağlanmak, âşık olmak.
3.çok hoşlanmak, yapmaktan zevk almak.
4.iyi bulmak, beğenmek.
tanımlar çok genel olsa da sevmek genellenemeyecek kadar bireysel bir histir.
herkes gönlü neyi ya da kimi istiyorsa onu sever ve bunun için de bir sebebi olması gerekmez.
hani eskiden "100 kişiye sorduk, en popüler cevabı arıyoruz" diye sordukları bilgi ve eğlence yarışmaları vardı. oradaki o 100 kişiye sorsak bazı sevdiğimiz insanların elle tutulur düzgün bir özelliği olmayabilir, başkalarına güvenilmez gelir, geçmişi kötüdür vs vs. ama biz severiz onu.
kişisel görüşüm; dünya kurtulacaksa eğer sevgi, vicdan ve merhamet sayesinde kurtulacak. o yüzden saplantı boyutundaki deli sevme hallerini dışında tutarak sevebildiğiniz kadar çok sevin diyorum sevgili yazarlar.
uzun zamandır bu kadar uzun yazmıyordum sanırım, eğer buraya kadar okuduysanız size onyüzbinbaloncuklu kalpler gelsin emi, en az üç-beş-on kişinin çok sevdiği birisi olun...
"hadi çok iyi davranın kendinize, hiçbir şeyi de kafanıza takmayın. düşünmeyin fazla, yetinmesini bilin azla. hadi eyvallah. fiççucu fiççucu...". * *
eh sonuna da bir güzel şarkı eklemezsem tanımım bence eksik kalırdı...
canımın ta içisin sen... *
insanlara tek tek sorarsanız daha da çok sonuç çıkar muhakkak. hatta geçmişten günümüze şairler, yazarlar muhtemelen hiç de azımsanmayacak bir zamanı aşkı-sevgiyi anlatmakla geçirmiştir.
mesela dostoyevski, sevmeyi şöyle tanımlamış: "sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır."
nazım hikmet, vera'ya “lanet olsun ne muazzam şey seni sevmek! sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin. canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum. bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden…” dedi seneler 1959'u gösterdiğinde ama evet halen geçerliliğini koruyor bence dedikleri, bazen sevdiklerimiz güzelleştirir küçücük dünyalarımızı...
özdemir asaf'a göre bir ihtiyaçtır sevmek; "yaşamak, ilkin sevgi ile sevmek ile başlar, doğumla, doğmakla değil. yaşam da sevgisizlikle biter, ölümle, ölmekle değil…"
halide edip adıvar, günümüzde hepimizin diline pelesenk olan ama icraatta hep sınıfta kaldığımız "benim için duygular önemlidir, güzellik-yakışıklılık değil" savının muhtemelen o zamanlar gerçekten geçerli olduğu halini ne kadar da güzel anlatmıştır.
sevmekle ilgili hepimizin bildiği tanımlar;
1.sevgi ve bağlılık duyumsamak.
2.birine gönül vermek, sevgiyle bağlanmak, âşık olmak.
3.çok hoşlanmak, yapmaktan zevk almak.
4.iyi bulmak, beğenmek.
tanımlar çok genel olsa da sevmek genellenemeyecek kadar bireysel bir histir.
herkes gönlü neyi ya da kimi istiyorsa onu sever ve bunun için de bir sebebi olması gerekmez.
hani eskiden "100 kişiye sorduk, en popüler cevabı arıyoruz" diye sordukları bilgi ve eğlence yarışmaları vardı. oradaki o 100 kişiye sorsak bazı sevdiğimiz insanların elle tutulur düzgün bir özelliği olmayabilir, başkalarına güvenilmez gelir, geçmişi kötüdür vs vs. ama biz severiz onu.
kişisel görüşüm; dünya kurtulacaksa eğer sevgi, vicdan ve merhamet sayesinde kurtulacak. o yüzden saplantı boyutundaki deli sevme hallerini dışında tutarak sevebildiğiniz kadar çok sevin diyorum sevgili yazarlar.
uzun zamandır bu kadar uzun yazmıyordum sanırım, eğer buraya kadar okuduysanız size onyüzbinbaloncuklu kalpler gelsin emi, en az üç-beş-on kişinin çok sevdiği birisi olun...
"hadi çok iyi davranın kendinize, hiçbir şeyi de kafanıza takmayın. düşünmeyin fazla, yetinmesini bilin azla. hadi eyvallah. fiççucu fiççucu...". * *
eh sonuna da bir güzel şarkı eklemezsem tanımım bence eksik kalırdı...
canımın ta içisin sen... *
devamını gör...
88.
güzel eylem, aşk gibi gelip geçici de değil, ömürlük olabiliyor. ayaklarınız yerden kesilmese bile, verdiğiniz değerle karşı tarafı en mutlu insan yapabiliyor, siz de gayet mutlu oluyorsunuz. sevmek güzel iş.
devamını gör...
89.
dünyanız zifir karanlık olmuştur güneş, güneş değil aydınlık, aydınlık değil aldığınız oksijen sizi rahatsız eden bir durumdadır.. hani hiç bir şey umurunuzda değildir ya.. bitsin abi artık yeter dersiniz.. hatta benim bu devirde doğmamam gerekiyordu yada benim bu dünyada ne işim var gibi cümleler kurarsınız... sonra pat birisi çıkar öyle bir ışık çakar ki ( bakın o bile o ışığın bu kadar güçlü olduğunu göremez ) her yeri aydınlatır miskin bir uykudan uyanmış gibi olursunuz ne oluyoruz lan falan dersiniz... sonra bakarsınız güneş ışıl ışıl.. kuşlar ötüyor rüzgar esiyor oksijen sizi sarhoş ediyor.. sonra bir çekimserlik gelir rüya mı?.. yada kanmamalıyım tekrar acı çekmemek için dersiniz... ama bakarsınız kanacak bir şey yok görmeniz gereken şeyleri görmeniz gerektiği gibi görmeye başlamışsınız... sorgularsınız bağlanmaktan korkar ama bağlanırsınız.. ben onun yanındayken havaların kötü olmasını unuttum .. yağmur çamur sis bulut umurumda bile değil... trafik olduğunda işkence çeken ben yanına giderken umurumda bile değil trafik olması sadece geç kalmaktan korkuyorum artık... zamanı .. anı yaşayamamaktan korkuyorum... yanına gidince saçlarını kokluyor öpüyorum terapi gibi geliyor zaten ona gitmek ayrı bir terapi bunlar da cabası oluyor öyle seviyorum ki sesli olarak bağıramıyorum seviyooorummmm diye ... korkuyorum biraz da.. ya nazar değer ya birisi kıskanırsa diye çevreme bile bahsetmekten korkuyorum.. ona bir şey olmasından tırnağının kırılmasından saçının telinin kopmasından korkuyorum... bazen de sarılırken çok sıkmaktan korkuyorum canını acıtırım diye... o kadar uzun zaman beklemişim ki ... uzun saçlarımı kestirip 3 numara yapınca karşıma çıktı yada öyle olması gerekiyordu... bu konuda ki tek keşke demem daha önce kestirseydim saçlarımı oldu... dün benim için ilerisi yoktu her gece yatarken sabaha uyanmamak için dualar ediyordum... şimdiyse o benim geleceğim kendime onun için daha fazla dikkat ediyorum... ondan önce ki dualarımın kabul olmaması için dualar ediyorum... o kadar çok uzattım ki hiç sevmediğim bir olaydır aslında.... ama sabaha kadar yazabilirim örnek verebilirim... yazmaktan durduramıyorum kendimi çok uzun yazıp siliyorum sanırım durdurmam gerek kendimi.. o benim geleceğim.. ne o bir başkasının b planı nede ondan sonra bir b planım var hayatımda ki yaşama amacım ... son olarak bazen kolunu yanağını bacağını ısırdığım için özür dilerim canını acıtmak istediğimden değil çok sevdiğim için içimden gelen bir his.... bir itirafta da bulunmak isterim artık geceleri yatarken öyle ileriyi hayal ediyorum ki kızımızı okula gönderiyorum... öncesinde ölmek için dualar eden birini bu denli heyecanlar yaşatman sevgi değil de nedir ? seni gerçekten çook seviyorumm ...
devamını gör...
90.
sevmek çok tehlikeli bir duygudur albayım. bir kere seçemezsin kimi seveceğini, kime emanet edeceğini kalbini, benliğini. ya emanet ettiğin bir maske ise.
nedir boyutu mesela? sevdiğin kadar mı sevilmen gerekir yoksa hep biraz daha fazla mı? ya sevilmezsen ya yetmezse sevgin iki tarafa da.
can yakar bir kere. en çok insana sevdiğinden gelmez mi zarar? en çok sevdikleri yakmaz mı canını?
nedir boyutu mesela? sevdiğin kadar mı sevilmen gerekir yoksa hep biraz daha fazla mı? ya sevilmezsen ya yetmezse sevgin iki tarafa da.
can yakar bir kere. en çok insana sevdiğinden gelmez mi zarar? en çok sevdikleri yakmaz mı canını?
devamını gör...
91.
derinlerine kazımak. derinlerde hissettirmek,hissetmek. kalbinin ritmini onunla saat kurar gibi ayarlamak. uyandığında ilk akla gelmesi.aynı güneşe onunla merhaba demek. elmanın en taze ve en olgun yerini ona bıçağa saplayarak uzatmak bir de.. ve daha daha nicesi.
devamını gör...
92.
kahraman deniz’in uzak gelecek şarkısı çok güzel hele de “seviyorsam bir çiçeği, onu bahçeme ekeceğim” sözü çok iyi. seviyorsanız geciktirmeyin valla.
birisine karşı kalben hisler besleme duygusu.
birisine karşı kalben hisler besleme duygusu.
devamını gör...
93.
"denizi seyretmek gibidir bozkırda gökyüzünü seyretmek .."
neşet ertaş.
neşet ertaş.
devamını gör...
94.
"sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. ilk önce bunu yaparlar... 'sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim' demek için...çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni."
(bkz: alper canıgüz)gizliajans
(bkz: alper canıgüz)gizliajans
devamını gör...
95.
sevmek için kaç kişiye ihtiyaç vardır? onan ve narkissos'a tek
kişi yeterlidir. aristophanes için tek kişiye dönüşecek iki kişiye ihtiyaç vardır. kierkegaard'a göre bir başkasını üçüncüde
severiz, yani lacan gibi o da üç kişiye gerek olduğunu söyler.
ama rekor, altı kişi gerektiğini söyleyen freud'dadır: iki partner ve onların ebeveynleri.
kişi yeterlidir. aristophanes için tek kişiye dönüşecek iki kişiye ihtiyaç vardır. kierkegaard'a göre bir başkasını üçüncüde
severiz, yani lacan gibi o da üç kişiye gerek olduğunu söyler.
ama rekor, altı kişi gerektiğini söyleyen freud'dadır: iki partner ve onların ebeveynleri.
devamını gör...
96.
sevmek muazzam bir eylem. sevgisiz bir dünya düşünemiyorum. her şeyin gri olduğu bir hayat olurdu. anne baba sevgisi olmamasını saymıyorum bile. bir çiçeği bir hayvanı bir yemeği bir şarkıyı bir filmi bir kitabı sevmeden nasıl yaşar insan. renklere bile hayranlık duyuyoruz. hele kalbine bir kişi almadan nasıl yaşar ki insan. ben yaşayamam. sizi bilmem ama ben sevgisiz bir hayat düşünemiyorum. sevmek insanlığa verilmiş akıldan sonra gelen en güzel şeylerden biri. sevgi çoğalır ve paylaşılır. sevin sevmek güzel şey.
devamını gör...
97.
en doğal halimin bile hak etmediğini söyleyenler oldu. bencilliğin kucağına gelmezki bu meret. uğraş ister, emek ister, kalıcılık ister. yorgunluğa gelemez. kesip atamazsın. hesap sorar. zordur o. seni senden koparır.
devamını gör...
98.
çok uzun soluklu bir hikaye. evet bir mucize olmadıkça bir sona mutlaka sahip ama o güne kadar heybene attıklarınla atamadıklarınla bir bütün oluyorsun. kendinden önce onu düşünmek, onun için üzülmek, ondan daha çok sevinmek. birini sevince kendinden vazgeçersin aklına gelmez bir benlik çünkü iki ayrı bedende biz olmuşsundur. sevmenin büyüklüğüne inanıyorum aşka göre daha düzenli ve daha sınırları olan bir his. aşk seni yıpratır hırpalar zaten onu sonsuz kılan bu saçmalıktır. sevgi neydi? sevgi emekti. aferin asya en doğrusunu yaptın. insan bir defa aşık olur ama sonsuza kadar da sever.
devamını gör...
99.
erich fromm'un sevme sanatı'nda giriş kısmında şöyle bir alıntı bulunmakta paraselsus'tan
" hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez. hiçbir şey yapamayan, hiçbir şeyden anlamaz. hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir. oysa anlayan biri, hem sever, hem fark eder, hem de görür. bir şeyde ne kadar bilgi varsa, o kadar büyük sevgi vardır. bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri, üzümleri hiç tanımıyor demektir."
" hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez. hiçbir şey yapamayan, hiçbir şeyden anlamaz. hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir. oysa anlayan biri, hem sever, hem fark eder, hem de görür. bir şeyde ne kadar bilgi varsa, o kadar büyük sevgi vardır. bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri, üzümleri hiç tanımıyor demektir."
devamını gör...
100.
sevmek şey değil mi bakmak böyle sadece varlığını hissetmek orda oluğunu bilmek seninle olsa bile olmasına gerek yokmuşcasına sadece olsun istemek bazen nefesini en yakında hissetmek bazen de kalp atışını dinlemektir .
devamını gör...