41.
birini sevmenin varyasyonları vardır: seversin, sevmezsin ya da seviyormuş gibi yaparsın. kiminle mutlu olacağını deneyerek bulamazsın. mutlak bir sevgi vardır ve o seni mutluluğa götürecek olandır er ya da geç. bu mutlak sevgiyi bilirsin aslında." açıklaması yoktur sadece bilmek! "ve şimdi sana söylüyorum, ben mutlak sevgimi buldum: senin kadının olmak istiyorum!
devamını gör...
42.
bazılarının sandığının aksine bencillik değildir. gerçekse şahısın kendinden önce sevdiği kişiyi düşündürür. aşkla karıştırılmaması gerekir.
devamını gör...
43.
o senden vazgeçse bile ondan vazgeçmemek.
sesini ona duyurmaya çalışmak.
sesini ona duyurmaya çalışmak.
devamını gör...
44.
yandan yemişi platonik aşktır .seven kişi karşısındaki kişiye açılmazsa, yaptığı eylem her zaman platonik olur.
devamını gör...
45.
sevgiliyi bir beyaz güvercin gibi avuçlarına alıp okşamak ve yüreğine bastırıp korumaktır. ama sevgiliyi daha güzel ufuklar bekliyorsa onu salıvermektir sevmek.
o uçsuz bucaksız gökyüzünde kanat çırparken sonsuz haz duymaktır. onun senden uzaklaşmasına üzülmek değil gerçeğe uçmasına hakikate yaklaşmasına sevinmektir. "beni bırakıp nereye?" değil gittiği yerde bile onu düşleyip iyiyi dilemektir.
o uçsuz bucaksız gökyüzünde kanat çırparken sonsuz haz duymaktır. onun senden uzaklaşmasına üzülmek değil gerçeğe uçmasına hakikate yaklaşmasına sevinmektir. "beni bırakıp nereye?" değil gittiği yerde bile onu düşleyip iyiyi dilemektir.
devamını gör...
46.
sevmek karşı tarafın sevgi ilişiğiyle paraleldir. kendini sevmeyen kimseyi sevemez, tabuları yıkalım önce kendimizi sevelim gerisi ip söküğü gibi gelecektir.
devamını gör...
47.
48.
en güzeli kavuşamadan sevmek. ömür boyu buruk bir sevinçle hatırlıyorsunuz.
birbirinize kattıgınız şeyler varsa bu oldukça hatırlanası değil mi ?
birbirinize kattıgınız şeyler varsa bu oldukça hatırlanası değil mi ?
devamını gör...
49.
sunay akın'ın tanımını da şuraya bırakalım:
"saçak altına sığınmış göçmen kuşun
kar tanecikleri arasında düşen beyaz tüyünü de görebilmek:
işte sevmek..."
"saçak altına sığınmış göçmen kuşun
kar tanecikleri arasında düşen beyaz tüyünü de görebilmek:
işte sevmek..."
devamını gör...
50.
sevmek guzel sey. ama sevdigin kisi tarafindan sevilmek ölümsüzlük gibi bir sey.
tatsiz kotu olaylar yasansa da,
beraberken, sana hic bir sey olmayacagini dusunursun.
gerceklerden bu derece uzaklasmak iyi mi kotu mu bilemedim*
tatsiz kotu olaylar yasansa da,
beraberken, sana hic bir sey olmayacagini dusunursun.
gerceklerden bu derece uzaklasmak iyi mi kotu mu bilemedim*
devamını gör...
51.
her şeyi riske atmaktır.
tüm hayat, sevmek karşısında göğe varır önce. ardından yükseğe çıktığı ölçüde şiddetle yere çakılır. insan, paramparça olur.
kumar oynamaya değer mi?
peki ya kumar nasıl oynanır? yani bir insanı sevmeye veya sevmemeye kadarki süre bize neyi anlatır? insan temkinli olmalı mıdır sahiden? kartları temkinli bir şekilde mi oynamalıdır? halbuki mantığına göre hareket etmektense içgüdülerine göre hareket etmesi gerekmez mi?
hayır, gerekmez. bir zamanlar -çok önceleri, gerekirdi. fakat o zaman akıl yoktu. artık akıl var, içgüdülere yer yok. çünkü ne zaman içgüdümüze bir yol açsak, orada mantık karşımıza dikilir ve bizi ezer geçer. bu mantık, salt kendi mantığımız değil; aynı zamanda insanların da mantığıdır. zaten tüm mesele de bu: başkaları.
çünkü biz, ne de olsa yalnız kalamayan varlıklarız. bir şeylere sevgi beslemek istiyoruz. ama sevdiğimiz zaman da, gerçekten sevdiğimiz zaman da, kendimizi riske atmıyor muyuz?
yine de belki görüp görebileceğiniz en romantik hovarda olarak... bilmiyorum. sevgiye lanet olsun! ya da olmasın...
çünkü sevgi, tüm samimiyetle, oyun olmadan, çaba olmadan, büyük bir teslimiyet demektir. en azından benim literatürümde bu şekilde... fakat 18. yüzyılda değiliz. bu düşünce biçimi bu çağda yaşayamaz. yaşamaya çalışan kimseler de ya delirir ya da erken ölür.
tüm hayat, sevmek karşısında göğe varır önce. ardından yükseğe çıktığı ölçüde şiddetle yere çakılır. insan, paramparça olur.
kumar oynamaya değer mi?
peki ya kumar nasıl oynanır? yani bir insanı sevmeye veya sevmemeye kadarki süre bize neyi anlatır? insan temkinli olmalı mıdır sahiden? kartları temkinli bir şekilde mi oynamalıdır? halbuki mantığına göre hareket etmektense içgüdülerine göre hareket etmesi gerekmez mi?
hayır, gerekmez. bir zamanlar -çok önceleri, gerekirdi. fakat o zaman akıl yoktu. artık akıl var, içgüdülere yer yok. çünkü ne zaman içgüdümüze bir yol açsak, orada mantık karşımıza dikilir ve bizi ezer geçer. bu mantık, salt kendi mantığımız değil; aynı zamanda insanların da mantığıdır. zaten tüm mesele de bu: başkaları.
çünkü biz, ne de olsa yalnız kalamayan varlıklarız. bir şeylere sevgi beslemek istiyoruz. ama sevdiğimiz zaman da, gerçekten sevdiğimiz zaman da, kendimizi riske atmıyor muyuz?
yine de belki görüp görebileceğiniz en romantik hovarda olarak... bilmiyorum. sevgiye lanet olsun! ya da olmasın...
çünkü sevgi, tüm samimiyetle, oyun olmadan, çaba olmadan, büyük bir teslimiyet demektir. en azından benim literatürümde bu şekilde... fakat 18. yüzyılda değiliz. bu düşünce biçimi bu çağda yaşayamaz. yaşamaya çalışan kimseler de ya delirir ya da erken ölür.
devamını gör...
52.
bedavadır.
devamını gör...
53.
hem ayağın dünyaya basar, hem yüreğin göğe çıkar. hele de yıllanınca, tadına doyum olmaz.
devamını gör...
54.
x kişisine karşı herhangi bir bilgi olmadan, ne sevebiliriz ne de nefret edebiliriz. bilgi olduktan sonra ya sevebiliriz ya da nefret edebiliriz. kabiliyet işi. -e bilmek. buradaki -e biraz da zamanlı olmak demektir. buraya getiriyorum. sadece bilgi de yetmiyor. zamanlı bir kabiliyet. zamanla sevmek. zamanla nefret etmek. tabi bu müşterek olmalı. ben sevmek fiilini böyle yorumluyorum. hissin, etkinin bizde uyandırdıklarını tartarak hareket etmekten yanayım. sonra sevgimizi inşa etmeliyiz bence. sanki çoğunlukla hiss kısmında kalıp, bu minvalde hareket edip daha sert ve kalıcı etkiler bırakıyoruz. halbuki müşterek bir şekilde zamanla inşa etsek ne güzel. buradan paretoya da bir selam iletiyorum.
devamını gör...
55.
herşeyde vazgeçmek bilmediğin şarkılar dinlemek. hatta ezberlemektir. sevmek köpekliktir.
devamını gör...
56.
ibrahim tatlıses'in güzel bir parçasıdır.
devamını gör...
57.
sevmekten nefret ettim.
devamını gör...
58.
sevmek yarıda kalan kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildir.
oğuz atay
oğuz atay
devamını gör...
59.
gönül bağı ile bağlanmaktır.
gerçek sevgi de çıkar yoktur,sebepsiz de sever insan.bazen tatlı bir gülüş,bazen bir bakış bu duyguyu oluşturabilir ama neden onu diğerlerinden özel yapanı açıklayamaz.buna karar veren beynimiz midir yoksa sevgi ile ilgili tüm olayların bağlandığı kalbimiz midir bilinmez.
sevmek,sevebilmek güzeldir.iyi insan güzel sever,incitmez zaten diğerine de sevmek,sevgi denmez.gerçekten seven değer verir ,kıymet bilir,korur,kollar ama unutulmamalıdır sevgi sonsuz değildir.bazen yapılanlar onun yitmesine sebep olur ve bu çok acıtır.
en güzeli karşılıklı olandır.zor bulunur ama insana da dünyaları verir.onu kaybetmemek gerekir.
gerçek sevgi de çıkar yoktur,sebepsiz de sever insan.bazen tatlı bir gülüş,bazen bir bakış bu duyguyu oluşturabilir ama neden onu diğerlerinden özel yapanı açıklayamaz.buna karar veren beynimiz midir yoksa sevgi ile ilgili tüm olayların bağlandığı kalbimiz midir bilinmez.
sevmek,sevebilmek güzeldir.iyi insan güzel sever,incitmez zaten diğerine de sevmek,sevgi denmez.gerçekten seven değer verir ,kıymet bilir,korur,kollar ama unutulmamalıdır sevgi sonsuz değildir.bazen yapılanlar onun yitmesine sebep olur ve bu çok acıtır.
en güzeli karşılıklı olandır.zor bulunur ama insana da dünyaları verir.onu kaybetmemek gerekir.
devamını gör...
60.
bir insanı olduğu gibi severseniz ve kabul ederseniz, olabileceği en iyi hali olmaya çalışır. sevmek hem sevilen kişi hem seven için iyileştirici gücü yüksek olan bir duygudur.
devamını gör...