sivas katliamı

#2536018

sen hasta mısın arkadaşım? benim şikâyet ettiğim başlık hadislerden biri ile ilgiliydi ve içerisinde de müslümanlara "ayırt edilmeksizin" hakaret ve küfredilmişti. "üzerinize alındınız" diye bir şey yok. moderatör de bunların hakaret ve küfür olduğunda hemfikir olmalı ki silmiş. o kadar içlendiysen tanımını adam gibi düzenleyip yeniden yazsaydın. kimsenin de sinirleri zıplamasaydı.

sen eleştiri ile hakaretin ne olduğunu birbirine karıştırıyorsan bu beni ilgilendirmez. zaten bunları birbirine karıştırdığın ya da bilinçli olarak yaptığın başka başlıklarda yazdıkların ve diğer yazarlar ile olan ilişkinden de belli. kaldı ki şikâyet edilen ve silinen tek tanım seninki değildi. sadece seninkini üzerimize alındığımız sonucuna nereden vardın da kafana göre bizi katliam destekçisi ilan ettin?

ben sivas katliamı ile ilgili 1 kelime yorum yapmadım ve böyle bir vahşeti desteklemem de söz konusu değil. fakat sen tüm müslümanlar bunu destekliyormuş gibi herkesin ecdadını bilmem ne yapıyorsan o zaman kusura bakma tanımın da silinir, istemediğin muamelelere de maruz kalırsın. boş konuşmaya devam ediyorsun ısrarla.

o gün yerel basın, özellikle aziz nesin’i hedef gösteren manşetler atar. örneğin olayların yaşanmasında büyük payı olan hakikat gazetesi “müslüman mahallesinde salyangoz sattılar” diye manşet atar.
30 mayıs 1993 günü refah partisi islamcı yerel yayın organı “bizim sivas” adlı gazetede, bir yazı yayımlar.
“bismillâhirrahmânirrahim” diye başlayan yazı,
“galip gelecek olanlar, şüphesiz ki allah taraftarı olanlardır.” diye biter.
çevre illerden gelenlerle birlikte 10 binleri bulan kalabalığa karşılık bir otelde sıkıştırılan 40 - 50 kişi üstelik allah'ta onlarla beraber.
kalabalığın “allahu ekber” nidaları arasında otel ateşe verilir.
35 kişi yanarak ve boğularak can verdi.
barış ve sevgi dini mensupları yaptı bunu üstelik.
şimdi aziz nesin'nin kurduğu bir vakıf var. oğlu devraldı o'da ateist. bakın bu güne kadar o vakıfta bademleme oldu mu? ya da taciz? ya da herhangi bir sapıklık.
belki ateistiz ama ahlaklıyız...
bir sözümde sevgili yazar (bkz: joyce) ye.
biz körü körüne bağlanmayız bir ideolojiye veya bir dine önce araştırır sonra aklımızı kullanırız o yüzden bu cümle hiç olmadı;
'' hem hz ali'yi bilmeyen ne bilir alevilik. allah i bilmeyen ne bilir alevilik.''
eminim sizden daha iyi biliyoruz.

hasret gültekin aşığı ve hayranı biri olarak yapanların tillahına kadar sövdüğüm ve inşallah aynılarını yaşarlar dediğim katliam

cahil insanların, akıllı insanları diri diri yaktığı katliamdır.

tam 30 yıl oldu. ne şiir yazabiliyorlar, ne şarkı söyleyebiliyorlar. ama biz onları hiç unutmadık. unutmayacağız.

dönemin sivas belediye başkanı, şimdinin masa üyesi temel karamollaoğlu yaşananlardan söz ederken: katliam demekten imtina ediyorum demiştir.

orda burada kuran yakılınca ayağa kalkan yawşaklar...insan yakıldı lan insan....yakın laaaa yakınnn sizin dininizi....

bu sene de unutmadım aklımda, dert olsun size!

bundan otuz yıl önce, türkiye'nin tam ortasında, sivas'ta, madımak oteli'nde gencecik insanlar, çocuklar, sanatçılar, aydınlar, tam 33 kişi, 33 can katledildi.
takvimler 2 temmuz 1993 yılını gösteriyordu.
o günden beri kül yağıyor üstümüze. madımak oteli’nin külleri!!!

bu toprakların en utanç verici olaylarından biridir.

2 temmuz 2008, sivas 5.piyade eğitim tugayına teslim olacağım tarihti. erkenden gitmiştim sivas'a. teslim olmadan önce merkezi ve civarı dolaştım. madımak otelinin önüne gittim. anma programı için kalabalık toplanıyordu. medya ve bazı kanalların yayınları vardı. vaktiyle o günü tv'den izlemiş biri olarak çok etkilenmiştim.

türkiye için kara bir gün. ölenlere rahmet diliyorum. cehalet, en büyük düşmandır.

2 temmuz 1993 cuma günü sivas'ta 1500 kişilik radikal dinci grup tarafından "şeriat gelecek laiklik zülmü bitecek, cumhuriyet sivas'ta kuruldu sivas'ta yıkılacak, kahrolsun kemalist kafirler ve komunistler, korkun bizden" sloganları atılarak 35 kişinin ölümü ile sonuçlanan katliam.

ölen 35 kişiden 18'i sünni, 1'i hollandalı hristiyan diğer 16 kişi ise aleviydi. ancak devlet kayıtlarında ölenlerin sayısı 37 olarak geçmektedir, bunun sebebi ise madımak oteli önünde toplanan kalabalığı dağıtmak için askerin ateş açması sonucunda saldırgan gruptan ahmet alan ve hakan türkgil adında 2 saldırgan ölmüş, ölen bu iki kişi madımak otelinde öldürülen insanların içerisine eklenmiştir resmi devlet kayıtlarında. akp dönemin de ise bu ölen iki saldırganın adı öldürülen kişilerin isimlerinin olduğu listeye eklenerek en üst sıraya yazılmıştır*.

madımak katliamında hayatını kaybeden 35 kişi;

1) asım bezirci, 1927 erzincan doğumlu, yazar,
2) nesimi çimen, 1931 adana doğumlu, sanatçı,
3) metin altıok, 1941 izmir doğumlu, yazar,
4) muhlis akarsu, 1948 sivas doğumlu, yazar,
5) behçet safa aysan, 1949 ankara doğumlu, yazar,
6) edibe sulari, 1953 erzincan doğumlu, sanatçı,
7) uğur kaynar, 1956 sivas doğumlu, yazar,
8) asaf koçak, 1958 yozgat doğumlu, karikatürist,
9) erdal ayrancı, 1958 niğde doğumlu, araştırmacı,
10) muhibe akarsu, 1958 sivas doğumlu, muhlis akarsu'nun eşi,
11) sehergül ateş, 1963 ankara doğumlu
12) hasret gültekin, 1967 sivas doğumlu, müzisyen,
13) muammer çiçek, 1967 tokat doğumlu, şehir planlamacısı,
14) mehmet atay, 1968 sivas divriği doğumlu, tiyatrocu,
15) gülderen akça, 1968 sivas divriği doğumlu,
16) sait metin, 1970 ankara doğumlu, tiyatrocu,
17) carina cuanna, 1970 hollanda doğumlu, öğrenci,
18) gülsüm karababa, 1971 sivas divriği doğumlu, öğrenci,
19) murat gündüz, 1971 ankara doğumlu, öğrenci,
20) huriye özkan, 1971 ankara doğumlu, oyuncu,
21) inci türk, 1971 eskişehir doğumlu, eczacı,
22) ahmet özyurt, 1972 ankara doğumlu, öğrenci,
23) yeşim özkan, 1973 ankara doğumlu, öğrenci,
24) handan metin, 1973 sivas divriği doğumlu, öğrenci,
25) serpil canik, 1974 ankara doğumlu, öğrenci,
26) yasemin sivri, 1974 ankara doğumlu, öğrenci,
27) serkan doğan, 1974 ankara doğumlu, öğrenci,
28) belkıs çakır, 1975 ankara doğumlu, öğrenci,
29) nurcan şahin, 1975 ankara doğumlu, öğrenci,
30) özlem şahin, 1976 ankara doğumlu, öğrenci,
31) menekşe kaya, 1976 ankara doğumlu, öğrenci,
32) asuman sivri, 1977 ankara doğumlu, öğrenci,
33) koray aydın, 1981 ankara doğumlu, öğrenci,
34) kenan yılmaz, otel görevlisi,
35) ahmet öztürk, otel görevlisi.

dönemin sivas valisi ahmet karabilgin olaylar çıkmadan önce durumun vehametinden endişelenerek dönemin içişleri bakanı mehmet gazioğlu'dan yardım istemiş ancak içişleri bakanı dönemin sivas belediye başkanı temel karamollaoğlu'nun tarafında yer alarak "endişe edilmesi gereken birşeyin olmadığını herşeyin kontrol altında olduğunu" kendisine söylemiştir.

olaylar durulduktan sonra ise içişleri bakanı olan mehmet gazioğlu medya karşısına çıkıp; "aziz nesin'in, halkın inançlarına karşı bilinen tahrik ve tahrip edici konuşması, halkı galeyana getirmiştir. bununla berabar her ne sebeptense kültür sarayı önüne dikilen ozan heykeline de halk tepki duymuştur. olayın sorumlusu, tahrikçisi, aziz nesin'dir!" diyebilme gafletinde bulunmaktan da çekinmemiştir.

dönemin başbakanı olan tansu çiller ise; "çok şükür, otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir!" şeklinde açıklama yaparak adeta olayın üstüne tüy dikmiştir...

saldırının birinci dereceden azmettiricisi olarak görülen refah partili sivas belediye meclis üyesi cafer erçakmak ise olaydan birkaç hafta sonra avrupa'ya kaçmış, yurtdışında geçirdiği bu zaman süresince "milli görüş" teşkilatı tarafından koruma altına alınmıştır.

yıllarca süren yargılamalar sonucunda, 33 kişi idam cezasına, 4 kişi 20 yıl, 3 kişi 15 yıl, 27 kişi 7 yıl 6 ay, 2 kişi 5 yıl, 1 kişi 2 yıl, hapis cezalarına çarptırıldılar. ancak bu kişilerin avukatlığını yapan birçok milli görüşcü bu cezaların yıllar içerisinde indirime girmesine sebep oldu, bunların en başında yer alan isim ise dönemin refah partisi milletvekili şevket kazan idi, şevket kazan hem avukatlık yaptı bu katiller için mahkemeler de, hemde adalet bakanı olunca birçok imtiyazlar sağladı. bunlardan en bilineni idama mahkum edilmiş olan faruk ceylan'a vermiş olduğu destektir. 1996 yılında sivas e tipi kapalı cezaevinde yatan faruk ceylan ve diğer idam mahkumlarına şevket kazan'nın desteği ile açık görüş imkanı sağlanmış, aralık 1998'te açık görüşe gelen faruk ceylan'nın eşi gültekin ceylan cezaevinin izni dahilinde eşi ile cinsel ilişkiye girmiş ve bunun sonucunda 13 eylül 1999 yılında bir erkek çocuk sahibi olmuştur.

ilerleyen yıllarda ise yine şevket kazan'nın desteği ile idama mahkum edilen 33 kişinin idam kararı yargıtay tarafından bozulmuş, cezası bozulan eski idam mahkumlarından harun kavak, mehmet yılmaz, metin ceylan, sedat yıldırım milli görüş desteği ile almanya'ya, ali temiz ve sadettin temiz ise kendi imkanları ile suudi arabistan'a kaçmıştır. geri kalan idam mahkumlarının cezaları ise zaman aşımına uğratılarak kapatılmıştır.

her ne kadar çok iran destekli radikal dinci grupların ortaya çıkardığı bir katliam olarak dursa da bu olay tarih sayfasında, olayın örgüsüne, işleyiş şekline ve sonrasına bakıldığında aslında bir gerçeği yüzümüze vuruyor oda devlet destekli bir katliam olduğu gerçeği...

bu olayla ilgili son açıklama kısmını da aziz nesin'e bırakıyorum;

ülkenin en dehşetli iki katliamından biri. diğeri için kubilay olayı/mustafa fehmi kubilay.

yanlış olmasın, acıları yarıştırmıyorum. bu iki katliamı diğer katliamlardan* daha dehşetli yapan şudur: diğer katliamlarda halkın cehaleti ile birlikte halkı körükleyen başka unsurlar da vardı ancak bu iki olay doğrudan doğruya halkın cehaletinin ve yobazlığının, dolayısıyla hoşgörüsüzlüğünün tezahürüdür.

yazık ki bu tip olaylar kubilay olayı'nın bastırıldığı gibi layıkıyla bastırılamamış ve peş peşe acı katliamlar yaşanabilmiştir. misal kubilay olayı'ndan sonra 6-7 eylül'e dek bu tip bir olay yaşanamadı çünkü devlet caydırıcı bir tutum izledi. buna karşılık misal maraş'ta devletin caydırıcılığı falan yoktu, bu sebeple kısa süre sonra çorum ve yaklaşık 10 sene kadar sonra sivas yaşanabildi.

özetle bu memlekette cehalet palazlanmış ve aydınlık üzerinde tahakküm kurabilmişse bunun nedeni devletin suskunluğudur; hatta bazı yerlerde suç ortaklığıdır. uğur mumcu öldürüldükten sonra mehmet ağar'ın "bu duvardan bir tuğla çeksek hepimiz altında kalırız." demesi tesadüf ya da rastgele bir söz değildir.

ismet inönü'nün dediği gibi, bir memlekette namuslular namussuzlar kadar cesur olamazsa o memleket için kurtuluş yoktur.

2 temmuz 1993 tarihinde sivas'ın madımak otelinde cuma namazı çıkışı araptapar islamofaşist yobazlar tarafından aralarında hasret gültekin, muhlis akarsu, nesimi çimen gibi alevi-bektaşi entelektüellerimizin olduğu seküler kesime yapılan insanlık tarihinin en yüz kızartıcı ve rezil olaylarından birisidir. sivas madımak katliamı, sözde barış(!) dini islam'ın gerçek yüzünün ortaya çıktığı o skandalın daniskası bir olaydır. sivas olayları; sünni islamcılar tarafından alevilere karşı yapılan 1930 kubilay, 1966 ortaca, 1978 maraş, 1978 malatya, 1978 beyazıt, 1979 piyangotepe, 1980 çorum olaylarının devamı olup sözde anadolu irfanının(!) gerçek ve kirli yüzüdür. 1930 kubilay olayı'nın diğer olaylardan farkı devlet anında önlemini alıp gerici isyana müdahale etmesiydi ama o gün sivas'ta devlet yoktu. 1993 sivas katliamı olduğu vakit temel karamollaoğlu, refah partisinden sivas belediye başkanıydı şimdi ise altılı masa ak-millet ittifakı'nın sarı muhalefet islamcı bir ortağı. tayyip erdoğan, abdullah gül, bülent arınç, temel karamollaoğlu, şevki yılmaz, ahmet davutoğlu gibi yobazlar; yatacak yeriniz yok ulan sizin islamofaşist pislikler. canınız cehenneme ulan sizin, canınız cehenneme!..
sivas madımak olayları olduğu zaman aziz nesin, basını etrafında toplayıp bu rezalet katliam için basına açıklama yaptı. o zamanlarda dönemin başbakanı tansu çillitavuk olmak üzere bütün siyasiler, bu insanlık dışı vahşete tepki gösteremeyip sessiz kalmışlardı.
ilgili linkler:
1) sozcu.com.tr/2019/gundem/si...
2) tr.euronews.com/2023/07/02/...
3) dw.com/tr/28-y%25C4%25B1ld%...
4) yenicaggazetesi.com.tr/serv...
5) edip akbayram'dan sivas madımak katliamı'nın anısına "türküler sevdamız" adlı parça
2 temmuz 1993 sivas madımak katliamı'nda yitirdiğimiz canlarımız. hepsi bu ülkenin birer aydınlık yüzleriydi. tengri rahmet eylesin; tinleri şad, mekanları uçmağ olsun.

kahrolsun kemalist kafirler diyen dinci yobazlarin yaptığı katliam.

yirminci yüzyılın kerbela’sıdır. kerbela gibi mitolojik, masalsı ya da bir anlatı değil kanlı canlı somut bir katliamdır. yok sayıldık, dışlandık, asimile edilmeye çalışıldık, katledildik ve sonra devlet eliyle yakıldık. hasret gültekin başlığında yazmıştım, bu vatanın bizim de vatanımız olamayışının çok acı bir örneğidir.

düştüğümüz yerde derman yine bizdedir.

yananlar yanıp gitti darı bekaya yakanlar oldu sana baştacı. yarın 31 sene oluyor. tv'de üç dakikalık görüntü eşliğinde anlatacak haber sunucusu o cehennemi. ardından türkiye maçını izleriz hep beraber.
unutursak cigerimiz kurusun diyorduk, unuttuk. unutmakla kalmadık madımak'a benzin taşıyan adamla ortak olduk.

1993 yılında, pir sultan abdal şenlikleri sırasında, madımak oteli'nin radikal islamcılar tarafından yakılması sonucu, çoğunluğu alevi 33 kişi ve 2 otel çalışanının hayatını kaybettiği terörizmdir.
olay sırasında öfkeli kalabalığa engel olmak yerine "gazanız mübarek olsun" diyen temel karamollaoğlu, olayın gerçek faillerinin asla cezalandırılmadığına güçlü bir örnektir. ayrıca dönemin siyasi figürlerinden olan refah partisi genel başkanı necmettin erbakan'ın, "olaylar sivas'a gelen bir grubun halkı tahrik etmesi sonucu gerçekleşmiştir." ifadesi olayın arkasındaki siyasi desteği ortaya koyar niteliktedir.