sivas katliamı

kendine müslüman diyen, allah yerine karar vererek şirk koşan, dinsiz kitapsız allahsız yobazların dünya tarihine bulaştırdığı kara bir lekedir.

taraftarları yüzünden hala hesabı sorulamamış tarifi imkansız şey. yine de denemekte fayda var:

buradan

başlığın değiştirilmesini öneriyorum. yangın değil az çok vicdanı olan biri için katliamdır, cumhuriyet tarihinin en büyük yaralarından biridir. ve ne üzücüdür ki devlet bu katliama göz yummuş ve unutturmaya çalışmıştır. unutmuyoruz unutmayacağız.

sivas'ın meşhur köpeklerinden daha aşşağılık, gerici ve radikal islamcı teröristlerin, dönemin hükümeti ile planlayıp yaptığı hayvani katliam.
katliam saatlerce sürerken hiçbir kolluk kuvveti olaya müdahale etmemiştir. toplanan it sürüsü ise "yakın la yakın, işte cehennem ateşi" naraları atmışlardır.

camiden çıkan müminlerin insan yaktığı bir din düşünün, sadece düşünün...

ne yaparsanız yapın türküler yanmaz.
ben doğmamıştım henüz bu olaylar olduğunda.. ama sanki, hepsi ile dost hepsi ile arkadaş büyümüşcesine hissediyorum yokluklarlarını, acılarını.. tanımak da bir zihinsel eylem nihayetinde..zihnimde anlamlı, kalbimde sıcacıksınız, dostumsunuz. unutulmadınız. unutulmayacaksınız. kalemiyle, şiiriyle, sesiyle, sözüyle, çaldığı sazı ile aydınlık kattılar bu ülkeye..
saygı ve sevgi ile anıyorum.

onları yakarak yok edeceğine inanan, karanlığın kuklalarına gelince; kötü anılmak bile fazladır size. onlar yandı.. kül olan, dağılan ve lanetlenen siz oldunuz.

insanları diri diri yaktılar ve izlediler. bugünü asla unutmayın. elinde bidon, ateşi körükleyen adamı! ahmet dede! deyip, sırtını sıvazlayarak tahliye ettiler.

ateşi bulanların bile utandığı ama ülkemizde hala savunanların olduğu, türkiye tarihindeki en büyük utanç kaynaklarından olan vahşet. yaşım gereği hatırlıyorum o günleri. çocuk da olsam o günde, insanların tekbirlerle vahşeti kutsamaları aklıma kazındı. inşallah bir daha böyle bir vahşet yaşamaz bu ülke.

bu acı olaydan sonra o günün muktedirleri skandal açıklamalar yapmıştır. buradan vali ahmet karabilgin, istifa etmedi emekli de edilmedi ama merkeze çekildi. sonradan aksiyon dergisine demeç verdi falan!!tüm sorumluluk kendisine valilik tarafından geç haber verildiğini de söylemiş olan bir tuğgenerale yıkıldı: ilk ağustos şurasında yani birkaç hafta sonra emekli edildi. adı takşak paşaya çıkan ve sonradan dyp milletvekili olan doğan güreş'in imzasıyla emekli edildi, evet. yıllar sonra verdiği röportajda birçok ayrıntıyı anlattı. o da zaman gastesine anlattı fakat!!






içişleri bakanının, o vakit zaman gastesinde köşe yazarı olan fehmi koru ile aynı şeyleri söylemiş olması da mide bulandırır. il emniyet müdürünün aziz, aziz, aziz deyip durmuş olması da dikkate değerdir ifadesinde. buradan



o tarihte erdal inönü koalisyon hükümeti ortağıydı bu arada. yetkisi yokmuş, hee!

"o gün yanan ateş, o gün kaybettiklerimiz, hala yüreğimizde, unutma, unutturma..."

yumrukluyorum duvarları, yumrukluyorum kara gecenin bedenini
ellerim kan içinde, nehirler taşmış yanaklarımda
37 can, 37 gül çatlamış susuzluktan sivas’ın içinde
nasıl uyku tutar gözlerimi
döne döne semaha duranlar tutuştu önce
sonra türküler sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin yanı başına
sivas sivas yiğitlik midir emanet cana kıymak
yiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kuban etmek
söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak
var mıdır kardelen akınında bir avuç inciyi ateşte tutmak
böyle garip düştüğüme bakma, böyle mahsun durduğuma
varsın ateşim suskunlukla beslensin
benimde yüreğim gençliğini almış yanına yürür başı dik
senin de dağların var sivas senin de dağların
dağlarında şahanların!
gün tutuşur canım gece tutuşur
yangınlarda tutsak canlar tutuşur
gülüm toprak olur yele karışır
yürür gelir canlar yollar tutuşur
sivas ellerinde sazım tutuşur
söz tutuşur canım türkü tutuşur
teller bizi söyler diller yarışır
özgürlüğü yazan kalem tutuşur
canlar can olurda eller tutuşur
dost evinde canım sevda tutuşur
pir sultanlar ölmez binler yetişir
akar gelir canlar tarih tutuşur -grup yorum-

not : arkadaşlar gerçek sayı 33 aydının katledilişidir. diğer 4 kişiden 2 si otel çalisanı, 2 si ise o cani, yobaz güruhtandır. şiirin orjinal halini bozmamak adına dokunmadım.

zamanında pir sultan abdal'ın ölümüne sebep olan zihniyet ile madımak katliamını yapan zihniyet aynıdır! failleri hâlâ aramızda olan ve ülkemizde derin izler bırakan bu katliamı unutma!

"yaşamak görevdir bu yangın yerinde
yaşamak, insan kalarak"

yitirdiğimiz canlara saygıyla...

kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz
bilmez misin ki türküler yanmaz
günü gelir sanma hesap sorulmaz
dayanır kapına pir sultan ölmez

çok utanıyorum hala bu ülkede böyle bir olayın yaşanabilmis olmasından... utancimizi unutmayacağız.

geçen sene anma etkinliklerinde mazlum çimen konuşmuştu. katliamın ilk senesinde katiller hesap verecek diye atılan slogan neden şimdi unutturmaya döndü şeklinde ana fikri olan. o günden beri düşünüyorum gerçekten unutturmamaya neden çalışıyoruz kim unutmak istiyor katiller nerede hesabı sorulmak için ne yapıldı kim ne yaptı. unutmadıkaklımızda evet. devam. üzülüyorum sözlük.

#unutmadımaklımda etiketiyle yıllardır bir şekilde unutturmamaya çalıştığımız tarihimizdeki kara lekeli günlerden sadece biri..

omurgasız, gerici, yobazlar tarafından yakılan aydınlarımızla beraber hem kalbimize gem tarihimize düşen kara lekelerden biri.

yüreği lağım çukurundan daha pis olan bu canlıların hala aramızda yaşıyor olması da bir diğer acımız...

1992 kasımda sivas'da askerliğimi yapıp bitirmiştim. o gün tugay komutanı ahmet yücetürk'dü.
sivas'da yobazlar madımak otel önüne yığılıp, şeytan aziz diye bağırmaya başladıklarında, bu işin sonunun nereye varacağı belliydi. tugay komutanı dilerse bu olayı inisiyatif alıp 2 dakikada çözebilirdi. ahmet yücetürk inisiyatif alamamış, askerleri sahaya geç yollamış, sahaya geç yolladığı yetmemiş, askerin olayı izlemesine izin vermiştir.
ne kolaydı değil mi ahmet yücetürk, sizin demokrasilerinizde çareler tükenir ama bizim askerliğimizde çareler tükenmez demek. ne kolaymış değil mi komutan, parmağının gösterdiği askeri 28 gün içeri atmak.
seni de unutmadık ahmet yücetürk aklımızdasın.

güzel insanların yanarak öldüğü şu dünyada cehennemi aramak anlamsız bir meşgale sadece.

bir sürü şey yazılabilir üzerine ama kimler okuyor? yakan kişiler yazdıklarımızı okur mu? onları destekleyenler okur mu? okusalar bile yanlış yapmışız, derler mi? kendi kabilesine dahil olmayana böylesine büyük bir nefret besleyen insanlar bütün kitapları okusa da faydası olmaz. anlamını bile sorgulamadan içinde kayboldukları şiirleri dışında hiçbir mısra girmez bunların beyinlerine.

"bağlarbaşı camii imamı mustafa yıldız cuma vaazında şunları söylemiştir:
 “oruç tutmak namaz kılmakla hacı olunmaz, bir alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır; bütün din kardeşlerimiz hükümete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır!” "
bu zihniyet hala devam ediyor arkadaşlar.

bu ülke tarihinde yaşanan en korkunç olaydır.

evet daha önce de kötü olaylar yaşadık, yaşıyoruz. ama söz konusu olayların öyle veya böyle bazı sebepleri vardı. örneğin 6-7 eylül olayları gibi. kıbrıs türklerine yapılanlar, türk-yunan tarihi düşmanlığı, hepsinin üstüne gerilimi tetikleyen gizli eller de eklenince tatsız olayların yaşanması sürpriz değildi.

80 ve öncesindeki sağ-sol çatışması da benzer şekilde. tüm dünyada yaşanan bir kavganın bizdeki tezahürüydü. karşılıklılık vardı. ve elbette kavgalar büyüsün diye el ovuşturan, olaylara müdahale etmek yerine kızıştıran karanlık eller yine oradaydı.

bunlar gibi tarihimizde kötü olaylar var, var ama..

ama arkadaş, şu alevilerden ne istediniz? ta osmanlı zamanından beri itilip kakılmış, ayrıştırılmış, her türlü kötülüğe maruz kalmış insanlar bunlar. tüm bunlara rağmen işine gücüne bakmış, okumuş, çocuklarını okutmuşlar. emeklerinin hakkıyla geçinen, memleketine hizmet eden dürüst insanlar.

neyin düşmanlığıymış arkadaş. sırf farklı bir mezhebe mensup diye masum insanları otelde diri diri yakacak kadar gözü dönmüş insanlar, aklım almıyor bunu. ve fail derin devletin bir tetikçisi değil, dış mihrakların ajanı değil, failler bu ülkenin içinden çıkan, burada yetişen insanlar. unutmayalım bunu.

unutmayalım ki karanlık zihinlerin varacağı yeri görelim. kışkırtmanın, kutuplaştırmanın, düşmanlaştırmanın insanlara neler yaptırabileceğini görelim. bu ülke tarihi boyunca bu kadar zalimce bir şeye şahit olmamıştı. tarihimizde kapkara bir leke olarak kalsın, kalsın ki bir daha hiç yaşanmasın.