sokak köpekleri sorunu

belediye barınak yapsın diyecek bir noktada değiliz.

sokak köpeği severlerin elleri patyana kadar alkışladığı projede izmir belediyesi, 1500 köpeklik barınak yapımı için 2.7 milyon dolar harcadı.

10 milyon sokak köpeğine barınak yapmak için bu barınaktan 6660 tane daha yapacaksın. 18 milyar dolarlık bütçe gerek. bu sadece inşaat parası. maması, veterineri, dışkıların toplanması, temizliği akıl kaldırmaz.

bu dünyada işler nasıl yapılıyorsa öyle yap denmiş. uyutuyorlar kardeşim. abd her sene 2.5 milyon sokak hayvanı uyutuyor. avrupa da sokaktaki hayvanı sıfırladıktan sonra 3-5 vakayı barınağa alıp bakacak pozisyona gelmiş. norveç'de sokak köpeği beslemek yasadışı bu yüzden. polis alıyor götürüyor. sokakta köpeğe izin yok.

ek: köpeklerin uyutulmasının doğrudan taraftarı değilim. kafamda dönen bir soru, kararımı vermedim. ayrıca kısırlaştırma yasal zorunluluk haline getirilmedikçe, köpek terketmek ağır cezaya tabi olmadıkça nüfus yine artar, doğa kanunu.

fabrikanın birini denetime gittiğimde organize sanayi bölgesinin açık hava köpek barınağı gibi bi hali vardı. öyle kendi hallerinde takılsalar amenna ama daha sokağın başına girdiğimizde havlaya havlaya sardılar arabanın etrafını. ağır aksak ilerleyip fabrika bahçesine girebildik ama bu girişin çıkışı nasıl olacak diye düşünmeden de edemedim. çünkü fabrikayı gezenlerden biri bizle değil minibüslerle şehir merkezine gidecekti. durağa gidebileceğini hiç düşünmedim ki zaten kadın da çıkamadı fabrikadan korkudan. zoraki bekledi işimizin bitmesini.

belediyeyi arayıp defalarca bu köpeklerin toplanmasını talep edenler kadar o köpekleri koruyan hayvanseverler de varmış. en son iş başvurusu için organizeye gelen bir elemana saldırmışlar ve anca öylelikle büyük kısmını toplayabilmiş belediye. aslında çok belliydi bu köpeklerin birilerine saldıracağı da işte, bizim ülkede tedbir almak gibi bi alışkanlık yok. anca olay olacak ondan sonra bir şeyler yapılırsa yapılır.

bir çare bulmak şart bu hayvanlara da nasıl olur, ne yapılır tam kestiremiyorum. itlaf etmek bi seçenek ama yapabilir miydim diye düşünüyorum cevap veremiyorum. galiba itlaf edileceklerse kimse görmeden yapmalılar. göz görmedi mi gönül katlanıyor malum. yediğin kuzu pirzolanın kuzu halini görmek gibi. görmedin mi yersin de besleyip büyütüp mezbahada kesilişini görünce için kaldırmaz.

sokak köpekleri çok mağdur.
kaldırımlar mama artığı ve köpek pisliğinden geçilmiyor
genelde uslu olan köpekler bile bazen tehlikeli oluyor.
birbirlerine, kedilere bazen insanlara zarar veriyor.
her köpeğin mutlaka bir sahibi olmalı.
her şeyi den de sorumlu olmalı.

uzaktan hayvanseverlik yasaklanmalı.

sorun değil. sokakların gerçek sahibidirler.

osmanlı döneminden belkide çok daha öncesinden itibaren sokak hayvanlarının şehirleşmede çok önemli bir yeri var. örneğin evlerin değil, mahallelerin güvenliğinin önemli bir parçasıydı köpekler, yabancıları yani potansiyel hırsız ve suçluları mahalleden uzak tutarlardı. kedilerde benzer bir şekilde haşerelerin ve farelerin popülasyonunun kontrol altında tutulmasını sağlarlardı. bugün hala kırsal bölgede sokak hayvanlarının benzer işlevleri mevcut ancak şehirleşme anlamındaki işlevleri daha farklı, daha varoluşsal bir noktada insanlara yardımcı oluyorlar, insanların doğadan kopmamasını ve kendini doğanın üstünde bir varlık olarak görmemesini sağlamak gibi düşünebilirsiniz. örneğin çoğu kuzey avrupa ülkesinde sokaklarda hayvan göremezsiniz ve bu durum insanların yaşam ortamlarını daha izole ve yapay bir hale getirerek doğadan kopmasına neden olabilir ve insanın kendinden başka duyguları ve düşünceleri olan bir canlının varolmadığı düşüncesine iterek sosyal mesafelerin giderek açılmasına ve ilişkilerin daha da zayıflamasına sebep olabilir.

bu problemin çözümü, sokak hayvanı popülasyonunu kontrol altında tutmak ve hayvanların yaşam koşullarını iyişileştirmektir. sokakta ki tüm hayvanları toplatıp öldürmek ne insani ne de mantıklıdır.

sokaklarda on milyon başıboş köpek olduğu söyleniyor. bu sayıyı kafanızda bir canlandırın.
bu köpeklerin büyük bir kısmı kangal, malaklı, alabaş gibi dev köpeklerin kırması. bir tanesi yetişkin ve sporcu bir erkeği rahatça öldürebilir.
peki ne yapacağız?
kısırlaştırma? artık bunun imkanı yok. 10 milyonunu aynı anda kısırlaştırmalısınız ki kalanlar üremesin. bu imkansız. 10 milyon hayvanı bir yılda yakalayamazsınız bile.
barınaklarda tutmak? 10 milyon hayvan için hayvan başına 20 metrekareden 200 kilometre kare minimum alana ihtiyaç var. geçenler antalya belediye başkanı 800 köpeklik barınağı hizmete açtı. barınağın maliyeti 93 milyon liraymış. 10 milyon hayvan için gereken para 1 trilyon liranın üstünde. bu paraya yiyecekleri, bakımları, ilaçları falan dahil değil.
o halde ne yapılacak?
itlafa falan girmeyeceğim:
sokaklarda, sokak aralarında, her nerede olursa olsun köpek beslemeyi çok katı kurallarla yasaklamak. ilk kez bir yıl, tekrarında daha fazla süreyle ertelemesiz hapis, ve on binlerce lira para cezası. ve bu yasak çok ciddi bir şekilde takip edilecek. kimse yasağı delmeye cesaret edemeyecek.
açlığın sonucu saldırganlaşan ve insanlara saldıran köpekler itlaf edilecek.
en fazla üç ay içinde köpek sayısı önemli ölçüde azalacaktır. bunun örneği var: benim yaşadığım mahallede sokaklara mama dökmek yasak. bu nedenle her ay bir sokak köpeği ya görürüz ya görmeyiz.
son not: bazı yazarla hâlâ "biz onların yaşam alanlarını işgal ettik" şarkısını söylüyorlar. hayır biz onların yaşam alanlarını işgal etmiyoruz, onlar beleş ekmek var diye bizim yanımıza geliyor.

şu şekil kedi ayinleri ile çözülebilir. kediler iyi biliyorlar köpekleri korkutmasını.*

mama lobisine hizmet eden sözde hayvansever özde menfaatsever köpektaparların kafasını kuma gömüp bu acı gerçeklere asla ses çıkarmadığı, artık çığırından çıkmış bir olaydır. dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde sokak köpeği diye bir şey yoktur. başıboş sokak köpekleri derhal itlaf edilmelidir!.. halbuki türkiye'de sokak köpeklerini itlaf edilmesi ilk kez atatürk'ün cumhurbaşkanlığında verilen bir emirle olmuştu: 1932 kararnamesi.
ilgili link: www.trhaber.com/gundem/isme...
cumhurbaşkanı atatürk'ün 1932'de başbakan ismet inönü'ye verdiği bir genelgeyle başıboş sokak köpeklerinin itlaf edilmesi olayı. an itibariyle bu acı gerçekleri gören köpektaparlar kudurdu.

evrimsel olarak üstün olmamız, diğer canlıların akıbeti hakkında karar verme hakkını bize vermiyor.

her yere binaları dikmişsiniz, toprağın üstüne asfaltı dökmüşsünüz, hambır hambır oturduğunuz yerden konuşuyorsunuz.

düzenli bakım yapan, yemek ve su veren, sağlığını takip eden barınak varsa alın götürün o hayvanın da canına minnet zaten.

uyutulsunmuş. sen uyutul asıl. senin bu ekosisteme ne yararın var sanki ya. kimseye şiddet uygulamamış olmamı bırak sesimi yükseltmem bile nadirdir ama gerçekten şu hayvanlar konusunda had aşan birine denk gelip ağzının ortasına bir tane patlatmak istiyorum.

beni sadece bir günlüğüne şu ülkenin başına getirin ya. sadece 24 saatliğine şu kardeşinize tüm yetkiyi verin.

sokaktaki suriyelileride ćözüm bulunsun.

bu konuda ilk bakışta makul bir öneri olarak hollanda modeli sunuluyor.

anlatılana göre hollanda'da bizimkine benzer bir sokak köpeği sorunu varmış ve bu, halkı evlerine köpek almaya (kısırlaştırıp, aşılayıp) ikna ederek çözülmüş. açıkçası savunan ya da gömen aşırı taraflı yazılar dışında akademik makale vs. okuyamadım. o yüzden "anlatılana göre" diyorum.

bunun bizim ülkemize uygulanabileceğini sanmıyorum. hollanda merkez yerleşimlerinde bahçe yok ama bir adım çıksan ardı ardına bahçeli evler sıralanıyor.

tuvalet eğitimi alması neredeyse olanaksızlaşmış, çocuklarla ve diğer köpeklerle sosyalleşmesi riskli, kapalı alanda çok büyük emek gerektirecek bir hayvanı apartmana sokmak, buna senelerce her gün saatlerini, cumartesilerini harcamak lafta kolay, gerçekte karşılığı olmayan bir hayal. yoksa zaten sokak hayvanlarını koruyan bilyonlar çoktan birer- ikişer alırdı, konu kapanırdı.

bizim de köpek sorunu olan şehirlerde yaygın bahçeli evlerimiz olsa kulübe romantizmi yaparsın, özendirir dağıtırsın. evin içine sokmaktan bin kat kolay bir fedakarlığı yapacak gerekli nüfusu bulursun.

hollanda meselesini bilen biri sağlam kaynaklarla doğrusunu yanlışını yazarsa süper olur.

kayda değer miktarını barınaklara almak imkansız bu arada: #2531055

sabah akşam saat fark etmeksizin sokaklarda yürümek imkansız hale geldi. bu rahatsız edici varlıkların bir an önce toplanarak sağlıklı ve güvenli yaşam alanları sağlanması gerekiyor.

büyük birlik partisi 1 ay içinde kazandıkları yerde bu problemi çözeceğini söylemişti ve 30 nisan günü süreleri doluyor.
gözler sivas'ta olacak eğer başarırsalar sivas'a yerleşirim.

köpekler hayvandır kulübü:
hz muhammed
hz ali (alevilikte köpek pis sayılıyor dokunmak bile günah)
m.k. atatürk
sscb
abd
israil
küba
çin halk cumhuriyeti
hemen hemen tüm dünya

köpekler candır kulübü:
hindistan
rte
özlem zengin
murat kurum
haytap
cia fonlu vakıflar
alman fonlu türkiye vakıfları
akp destekçisileri ( kk, özgür özel)
akp payandası amerika tarafından fonlanan sahte sol (tkp,tıp, hdp vs)
ülkenin yüzde 2.5u

yeni bulduğum tarzla en azından civarımda kurtulacağim.
olay çok basit bunlar insanı korkutup yola koşmalarına ve araba çarpmasına neden oluyorsa ben neden yapmayayım.
madem doğa kanunları geçerli iyi olan kazanır.

başıboş hayvan sorunu için 4 bakanlık harekete geçti. ilk iş olarak sahipsiz köpekler acilen sokaklardan çekilecek.
öte yandan; abd, ingiltere, almanya, fransa veya hollanda gibi ülkeler de sokak hayvanları ile mücadelede toplum güvenliğini önceleyen gerçekçi önlemlere başvuruyor.

başıboş hayvanlar sokaklardan çekilecek
süreç sahiplendirme konusunda etkili bir kampanyayla başlatılacak
çipi takılan ve bakımı yapılan hayvan sahiplenmek isteyene verilecek, hayvanın tüm sorumluluğu sahiplenen kişide olacak
milli emlak barınaklar için yer tahsis edecek
yerel yönetimler bu iş için bütçelerinden pay ayıracak
sahiplenilmeyen hayvan verisi meclis'e taşınacak
hasta ve saldırgan huylu hayvanlar uyutulacak

başkan recep tayyip erdoğan'ın da önünde bulunan raporda çarpıcı rakam ve tespitler yer aldı.
rapora göre başıboş köpekler bugüne kadar 3 bin 500 kaza, 55 ölüm, 5 bin 147 yaralanmaya sebep oldu
barınaktaki bir köpeğin aylık maliyeti 3 bin 500, yakalama maliyeti 1500 lira. türkiye kuduz riski altındaki ülkeler arasına girdi.
yerel yönetimler bütçelerinden pay ayıracak. sahiplendirme için etkili kampanyalar düzenlenecek. milli emlak, barınaklar için yer tahsis edecek.
tarım ve orman bakanlığı da ormanlık bölgelerden yer verecek. süreç sahiplendirmeyle başlayacak, sahiplenilmeyen sokaklardaki başıboş hayvanlar çekilecek.

ingiltere: sokaklarında sahipsiz hayvan görülmüyor. sokak köpekleri belediyelere bildiriliyor. ülkede 1 hafta içinde sahiplenilmeyen köpekler uyutuluyor. köpeklere, sahibinin bilgilerini içeren mikroçip takma zorunluluğu var.

hollanda: "topla, kısırlaştır, aşıla ve aldığın yere bırak" programı yürürlükte. sokak hayvanlarına kısırlaştırmadan aşılamaya çeşitli veterinerlik hizmetleri veriliyor. programın sonucu olarak artık ülkede sokak köpeği bulunmuyor. bulunanlar da götürüldükleri barınaklar üzerinden sahiplendiriliyor. bunun dışında birçok belediye, insanları sahipsiz hayvanları sahiplendirmeye özendirmeye çalışıyor.

fransa: beslediği hayvanı sokağa bırakanlar 45 bin euro'ya kadar para cezası ve üç yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. sokaklarda sahipsiz gezen hayvan yok, barınaklara gönderiliyorlar.

almanya: sahipsiz köpekler barınaklarda toplanıyor. başıboş hayvanlar, sahipleri 6 ay içinde barınağa gelmezse sahiplendiriliyor. sahiplendirilemeyenler ise sürekli barınakta tutuluyor. köpeğin sağlık sorunu varsa uyutulabiliyor.

yunanistan: sokaktaki hayvanlar toplatılıyor. 3 ay boyunca sahiplerinin bulunmaması ya da sahiplendirilmemesi durumunda kısırlaştırılıyor.

belçika: hayvanın sağlık sorunları olması durumunda uyutuluyor.

isveç: barınaklara götürülen sokak hayvanları ömürlerinin sonuna kadar barınakta kalıyor.

abd: köpeklerin başıboş dolaşması, özel mülklere girmesi yasak. tasmasız köpeğin sahibine ceza kesiliyor. sokaklardaki sahipsiz hayvanlar barınaklara götürülüyor. sahipleri bulunmaması durumunda barınaklarda tutuluyor. uzun süre sahiplendirilmeyen hayvanlar uyutuluyor.
buradan.

“bizim medeniyetimiz, merhamet medeniyetidir” diyen erdoğan, sürecin nasıl işleyeceğini şöyle anlattı: şu hususun altını özellikle çiziyorum; biz sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini amaçlıyoruz. köpek bakım evi olmayan yerlerde bakım evleri kurulacak. sahipsiz hayvanlar burada tutulacak. sahiplenilen hayvanlar kısırlaştırılacak ve çip takılacak. çok sıkı takip edilecek.
biz doğum yapacak bir köpek için ordusunun yolunu değiştiren bir peygamberin ümmetiyiz. canlıya her zaman merhametle yaklaştık. defalarca ifade ettim, siyaset ilkemiz bellidir. yaratılanı severiz yaratandan ötürü. kimse bize merhamet üzerinden ders vermeye kalkmasın.
buradan
makul bir noktaya gelindi. belediyeler bu işe sahip çıkarsa sahipsiz köpeklerin sorunu kazasız belasız çözülür. #2989566.

hassas içerik, "ötenazi" dedikleri budur:



bu sorunun, türkiye tarhinin en başarısız idaresi ile çözülmesi mümkün değil.