squid game

bes yasindaki kizim gecen gun squid game kurabiyesi yapmis play-doh'dan. kurdanla ayirmaya calisiyordu. o kare, ucgen ve daireli karttan da yapmis kendine. su tabancasini alip 'i will kill you. you are dead' diyor, ailecek korkuyoruz.

dizideki 6. ve son oyun olan "kalamar oyunu" diziye adını vermiş.
kore sinemasını, konu olarak da işleyiş olarak da beğeniyorum. yalnız, çoğunlukla "final"i berbat etme gibi kötü bir huyları var.
bu dizide de aynısını yapmışlar maalesef (keşke son bölümü izlemeseydim, dedim).
onun dışında kendi içinde bazı tutarsızlıkları, yetersizlikleri olmuş.
beklentiyi arşa çıkarmayan için izlenilebilecek bir dizi.

hakkındaki en kısa ve dolu yorumu geçtiğimiz günlerde nevzat kaya'nın yaptığı rezile yakın dizidir. basit.
ilgili tivit
"arabesk meets surrealism" diyor. olay bu. insanların düşkün olduğu iki şey.

reklamın önemini kanıtlayan dizi film. sıradan bir konusu, sıradan diyalogları, birkaç oyuncu dışında vasat oyuncuklar sergilenmesi, berbat kostüm tasarımlarına rağmen reklamı iyi yapılarak şişirilen dizi film.

insanın menfaatler,güç ve para uğruna neleri göze alabileceğini, ne kadar vahşileşebileceğini anlatan çok daha etkileyici yapımlar mevcut. biz bu diziden ne öğrendik? geleneksel kore çocuk oyunlarını.

o kadar çok konuşuldu ki merakımdan gidip izledim. son bölüm hariç güzeldi. son bölümü begenemedim bir tek. her yerde oyuncaklarını üretmişler kısa zamanda. reklamını görmekten bir süre sonra kusma hissi geliyordu.

fazla abartıldığını düşündüğüm dizi.

nasıl unutuldu ama. iyi de oldu. teması şiddet olan, çocukların bile izlemek için kendini yırttığı bir diziyi sevmem de savunmam da ne kadar farklı ideolojiler yanda sosyolojik tespitler açıklasa bile.

eksiklerine rağmen konusu ve bize izletiliş şekliyle güzel bir dizi denebilir. hikaye tam başlaması gerektiği gibi başlıyor ama içinde gelişenler ve sonu açısından tam dizi ve film kafasının sonları. dizilerde ve filmlerde sona kalanlar hep birbirini tanır ya hani burada da aynısı oldu pek bir şey değişmedi. çok iyi bir dizi değil orta derece iyi bir dizi izlenebilir kalitede olması yeterli zaten.

tabii ki ikinci sezonu birincisi kadar sarmayan dizi. karakterlere ilk sezonda olduğu kadar bağlanamıyorsunuz. finali de olağanüstü saçma bi yerde yaptılar. 3. sezon 2025 yılı içerisinde gelecekmiş.

2.sezonu berbat ötesi olmuş zorla yaptırmışlar bu işi yapanlara zaten yapmak istemiyordu adamlar ancak böyle bir saçma iş çıkmış ortaya ne oldu ne bitti anlamadık öylece biti verdi devamı olacak mı olmazsa neden böyle bitti bilmiyoruz resmen zaman kaybı

zoraki çekildiği için çok bir esprisi olmayan güzel dizidir. farklı en azından yani. ama bazı diziler tek sezonluk olmalı. bazı filmler de tek film. dizinin hikayesi bitmişti. herkes de bunu biliyor. aynı şey platform 2 için de geçerli. ilk film efsane ikinci film kestane.

26 aralık akşamı netflix 2.sezonu yayınladı dizinin yazarı ve yapımcısı hwang dong-hyuk yeni bir tur olacak diye açıklama yaptı 456 numaralı oyuncu tekrar oyunun içerisine girdi. açıklama kısmı bu kadar genel olarak zaten 7 bölüm yayınlandı benim kendi görüşüm berbat olmuş sanki adama zorla yaptırmışlar aslında yapımcı pek gönüllü değildi bu işi devam ettirmeye o ayrı mesele.
dizi 7 bölümde saçma sapan bir yerde öylece kaldı 3.sezon olacak herhalde eğer zaten başka bir sezon olmazsa saçma sapan bir şekilde yarım yamalak öyle kalacak dizi.

çoğunluğun aksine 2. sezonunu beğendiğim dizi. birçok yerde neden bu kadar nefret kusulmuş anlayamadım açıkçası. hemen spoilerlık kısma geçiyorum.

söyleyeceklerimin hepsi spoiler.

2. sezon 1. bölüm:

biraz cortlamış hikaye yeni bitirdim ben de, dolu mantık hatası saçma işler. baş karakteri de bi çiğ yapmışlar bu sezon sanki. zaten yapım şirketi vs squid game linked dolu hisse çökmüş kore borsasında bu hafta, beklentiler düşmüş. üçüncü sezon gelirse bi bakarız yine ama işte cırt özetle.

bende çok popüler olan dizileri izlememe gibi bir hastalık var. diziler ne zaman teyzelerin kısır gününde konuşulmaya başlıyor ben o zaman izleyemiyorum. ama izleyen arkadaşlarım çok kötü bir sezon olduğunu söyledi.

2. sezonu tamamen fiyasko olan bir dizidir. bu tanımlamayı sadece kişisel zevklerime göre yapmıyorum, birazdan neden tam anlamıyla fiyasko olduğunu sinemasal bir dille belirteceğim.

öncelikle ilk sezonunu aşırı beğenerek izlediğimi, ve bunun da beraberinde arkasından çok güzel yorumlar bıraktığımı söylemem gerek. zira gerek senaryo, gerek sinematografi, gerek de prodüksiyon olarak çok üst düzey bir yapımdı. sahip oldukları bütçeyi çöpe atmadan, oldukça rasyonel bir yapım çıkartmışlardı ortaya. 2. sezondan da böylesine kaliteli bir şeyler bekliyordum, zira 3 sene oldu dizi çıkalı. hatta 2. sezon aralıkta duyurulunca, squid game baskılı bir kazağı bile üzerimde taşıdığım oldu. siz düşünün artık bu sadıklığı. tamam dedim, yine bir başyapıt geliyor. evet, beklentilerim arş seviyesi. ama bir dizi 2. sezonunda beklentilerimin de bu kadar altında nasıl kalabilir be? ulan koskoca markayı o kadar zedelemişler ki, ne varolan karakterlerin kıymetini bilmişler, ne ekledikleri karakterlerin kıymetini, ne de sahip oldukları bütçenin kıymetini bilmişler. gerçekten büyük bir hayal kırıklığı. ha, iyi yaptığı şeyler yok mu? elbette var. ama genele vurunca bunlar devede kulak kalıyor. ben her şeye rağmen hakkaniyetli bir inceleme yapacağım. uzun olacak, meraklısı değilseniz uzaklaşın bu tanımdan. spoiler falan da olacak, bunun da uyarısını şimdiden yapayım.

öncelikle hikaye ve karakter bütünlüğünden başlayayım. dizinin bana kalırsa en büyük fiyaskosu hikaye bütünlüğünü koruyamaması. 2.sezonda ana hikayeden aşırı uzaklaşılmış. bin tane yeni karakter eklenmiş, hiçbirine derinlik katılmamış. varolan karakterler de aşırı silik yazılmış. tamam ilk sezonda bir sürü kayıp verdik anlıyorum da, bu dizinin en büyük cevherlerinden biri varolan karakterleriydi. 456, polis ve önderden bahsediyorum. ilk sezonda bu kadar uç ve aktif karakterler iken, ikinci sezonda sanki parkta annesiyle el ele oyun oynuyormuş gibi gösterilmiş. 456 aşırı pasif mesela. adamın sözde sezon başında bir amacı var, açık açık gösteriyorlar. ama koskoca 6 bölüm ot gibi oyun oynattığınıza inanamıyorum. halbuki bu karakter ilk sezonda zaten giriş ve gelişmesini tamamlamıştı. bu sezon giriş-gelişme-sonuç üçlemesini tamamlayacakken, yine giriş aşamasında bir senaryo yazılmış. bu zaten başta senaryo mantığına aykırı. mükemmel bir karakter gelişimi izleyecekken, varolan karakterin iyice pasif ve boka batmasını izliyoruz. tatmin duygusu? sıfır. o polis mesela. ulan 7 bölüm var zaten epi topu, bu 7 bölümde adama sadece 2 sahne yazılmış. bu adamın da bir amacı yok muydu? şu adama da adayı bulduraydınız da müthiş bir kurtarma-mücadele sahneleri izleyeseydik olmaz mıydı? bir karakter nasıl bu kadar derinlik özürlüsü bir hale getirilir, en büyük kanıtı bu polis. halbuki 3 sene bu polisin ve önderin yüzleşmesini bekledik. ama yok, olmadı. sakız uzatır gibi uzatmışlar, hiçbir amaca da ulaşamamış. adam 7 bölüm boyunca boş boş drone uçurdu, başka hiçbir numarası yok. hele o önderin oyunlara katılması başlı başına bir fiyaskoydu zaten. ha tamam oyuna kattınız, bari adam akıllı derinlik vereydiniz, ağırlığını kaybetmeseydi. biz bu adamı oyun dışında benimsedik, ama 2. sezonda bu da birnevi 456 ayarında bir şeye dönüşmüş. bu adamın bir ağırlığı, bir karizması vardı halbuki. ama koskoca 7 bölüm veletler gibi oyun oynarken görüyoruz. oyun kısmına da geleceğim, çok büyük eleştirilerim var ona da. bin tane yeni karakter eklenmiş dedik, bunların bazılarına ufaktan derinlik katılmaya çalışılmış, ama ele yüze bulaştırılmış. her şey aşırı kopuk kopuk. empati kuramıyorsunuz hiçbiriyle. mesela ilk defa keskin nişancı gözünden izlemeye başladık diziyi. madem böyle ilkleri gerçekleştireceksiniz, adam akıllı bir karakter yaratın. geçmişini azar azar gösterdiniz hadi giriş kısmı tamam, ama gelişme ve sonuç nerede? sıfır abi. ''aa bu daha ilk kısım, daha hiçbişi göstermediler daha devamı gelecek ehehehee'' falan demeyin abi. koskoca 7 bölümden bahsediyoruz ve hepsi de aşağı yukarı 1 saat. bu kadar zamanda çoktan karakterlere derinlik katılıp, adam akıllı işlenmeleri sağlanmalıydı. ilk sezonu hatırlayın. her bölümde farklı bir derinlik ve karakter gelişimi izliyorduk ve sezon finalinde senaryo tamamlanmış oluyordu. 2. sezonda da böyle olabilirdi. ama bunlar boş boş karakter eklemişler, ve içleri tamamen boş. o rapçi midir nedir zaten ona tüm sezon boyunca sövdüm. böyle boktan bir karakter hangi kafadan çıkmış bilinmez ama, bu karakterle ciddi ciddi kaç kişi empati kurabilir? toksik toksik hareketler, toksik toksik davranışlar. empati kurulabilecek hiçbir yanı yok. empatiyi de geçtim, dizinin ciddiyetini aşırı derecede zedeliyor. bu sezonda mesela farklı oyunlar da oynanıyor, ama ciddiyet sıfır bu tarz karakterler yüzünden. o şaman mesela çok karizmatik bir karakter, ama onda da derinlik sıfır. empati kuramıyorum arkadaş. içi bomboş diyaloglar, o karizmatikliğin altını dolduramıyor. hele o hamile kadın zaten hepten ama hepten fiyasko. hamile bir kadının böyle bir organizasyonda ne işi var kardeşim? tamam öleceğini bilmiyordu diyebilirsiniz, ama hemile kadın teması bu dizinin dokusunu ve ciddiyetini aşırı derecede bozuyor. hamile bir kadının zaafları vardır, ve böyle bir oyunda hayatta kalacak kadar güçlü olamaz. ilk sezondaki sebio karakteri aklıma geliyor. o aklıma gelince, bu tarz karakterlerin gereksizliğine iyice vurgu yapasım geliyor. hele hele o oyunlara davet eden karizmatik adamı da tuzla buz etmişler bu sezonda. yanarım, yanarım, buna yanarım. o ilk bölümlerdeki rus ruletinin amacı nedir tam olarak? böyle saçma sapan bir konseptte adamı harcayacağınıza, bu adamın squid game oyunlarını organize eden ekiple ilişkilerini daha detaylı izletseydiniz ya? neden boku bokuna rus ruleti oynarken öldürtüyorsunuz, mal mısınız siz? varolan karakterlerin kıymetini bilememiş derken, tam olarak da bundan bahsediyorum işte. bunlar üzerinden hikaye devam ettirmek yerine, bin tane boş karakter ekleyip kendince detaylı bir şeyler yapmaya çalışmışlar işte. ama elde var, sıfır.

sinematografi ve genel sahne performanslarına gelirsek bunda iyi yaptığı şeyler var, ama kötü tarafları da azımsanamaz. başta dekor olmak üzere sahnede varolan tüm sanatsal öğelerini tasarlayan sanat yönetmenini tebrik etmek gerekiyor. dekor ve kostümler tam anlamıyla şahane! dizinin genel yönetmeni ''hwang dong-hyuk''un eseri midir orasını bilemiyorum, ama görsel bir şölen konusunda en az 2. sezon kadar iyi bir iş çıkartılmış. hatta hikayesel öğelerden daha çok, bu sezonda görselliğe önem verildiği aşikar. yalnız birkaç handikap dikkatimi çekmedi değil. abi bu dizinin renk paleti neden değişti? ilk sezonda kostüme ve dekora daha uygun renk paleti kullanımışken, bu sezonda sanki dekora ve kostümlere hizmet etmeksizin garip bir şekilde mor ağırlıklı bir renk paleti var. tamam pembeye ve mora bolca vurgu yapıyorsunuz, ama bu da dizinin genel dokusuna aykırı bir şey. ilk sezonda asla bu kadar abartılı renkler yoktu, ve muazzam hissettiriyordu. hadi renk paleti ufak bir handikap, peki bazı sahnelerde neden ışıklar oyuncuların yüzüne düğün ışığı gibi vuruyor? bildiğiniz böyle tepeden mor bir ışık yansıtılmış, karakterlerin suratına oluk oluk vuruyor. yarışma programı mı izliyoruz biz? yoksa gerilim ve drama dizisi mi? yarışma izleyecek olsam gider kim milyoner olmak ister izlerim, o yarışmacıların suratlarında mavi mavi ışıkları iliğime kadar hissederim. bu kadar devasa bir prodüksiyonda böyle amatörlükler... bilemiyorum, özensiz bir iş yaptıkları çok belli. bunlar dışında vurulma sahneleri ilk sezona göre çok geliştirilmiş. oyuncunun mermiyi yediği anda sarsılması, sıçrayan kanlar ve etkileyici makyajlar göz kamaştırıyor. bazı sahnelerde tek ekranda 4 plan konsepti kullanılmış. bu da yarışma programı gibi hissettirmiş. hayır madem böyle bir yöntemi kullandın, çapraz kurguyla yapsaydın bari bunu. kerem deren'in dizisi olan ''uçurum'' bile bundan daha iyi yapmış bu işi. ama kamera açıları ve planları iyiydi kesinlikle. tabi o da zaman zaman sanki bir sinema değilmiş de, survivor tarzında yarışma programıymış gibi hissettiriyor ama çaktırmayın. onun dışında oyunlarda kullanılan dekorlar, materyaller ve bilumum şeyler oldukça iyiydi. mesela 5 taş oynadıkları sahnedeki kullanılan taaş materyaller gerçekten kaliteli olduğunu hissettiriyordu. keza o atlıkarıncanımsı oyundaki kullanılan kapı, duvar ve renk dekorları, taktire şayan kesinlikle. ağzımı açıp tek kelime edemem. ne demiştik? hakkaniyet.

oyuncular bok gibi diyemem, ama vasat olduğu da bir gerçek. varolan karakterlerin de performansları pek geçmedi bana. bi o önderin oyunculuğu iyiydi işte dövüş sahnesinde, diyalog okumalarında falan. ama bu sezonun oyuncu kadrosu o kadar yavan ki, bu adamın oyunculuğu bile kurtarmamış. hepsi çok abartılı, aşırı karikatürist ve gerçeklikten uzak performanslar. pek emin konuşmayayım ama, bu kadronun çoğu youtuber falanmış sanırım söylentilere göre. ha öyle olsalar şaşırmam, çünkü tiyatral hiçbir yanları yok.

genel ilerleyiş çok yavaş. normalde her bölümde en az bir bölüm sonuca ulaşması gerekirken, bu sezonda olayları 7 bölümün tamamına bile yaymayı becerememişler. koskoca 7 bölümde izlediğimiz tek şey, parkta veya panayırda oyun organizasyonu. hiçbir ciddiyeti yok. bi son bölümde radikal şeyler oluyor, ama koskoca 6 bölümün boş geçmesinin ardından o bile bayat hissettirmeyi başarmış. oyunlar o kadar ciddi hissettirmedi ki, bir an kendimi lunaparktaymış gibi hissettim. ciddiyim. böyle hissetmemdeki en büyük etken abartılı ve ciddiyetsiz olan oyunculuklar, müzik seçimlerinin yanlış olması ve o gerekli ciddi atmosferin sinematografik olarak yaratılamaması. her şeyi geç, müzikler bari dizinin konseptine uygun olsaydı. ilk sezonda kullanılan her bir müzik amacına uygun ve oldukça vurucuyken, bu sezonda sanki uçurum kenarına çekilmiş bir karavanda kafaları çekip de dinlediğimiz müzikler gibi hissettiriyor. ciddiyet, sahne vurgusu sıfır. zaten kayda değer müzik de göremedim. ama bu zevklerle alakalı elbette (diziden bağımsız)

sanırım değinmem gereken her şeye değindim. eksik gedik varsa da olduğu kadar artık. 2. sezon kısımlar halinde yayınlanacakmış. ilk kısım 26 aralıkta yayınlanmışken, 2. kısım da haziran gibi bir tarihte yayınlanacakmış aynı yıl içerisinde. bakalım neler olacak. ben yine merakımdan izleyeceğim, ama böyle rezalet bir sezondan sonra beklentim inanılmaz düştü, diziye olan saygımı da kaybettim. umarım toparlarlar da hem kendi markalarını zedelemezler, hem de gömülmek için bize fırsatlar vermezler. ha bu arada, tüm bu handikaplara rağmen dizinin 2. sezonunu ayıla bayıla izleyebilenleri taktir etmek lazım. zira bu durum bana çok ütopik geliyor. üstte bir tanıma rastladım, ''sadece amatör eğlendirir'' diye. sana sonuna kadar katılıyorum kardeşim! kesinlikle öyle.

not: şu müziğe kulak verin, ve ilk sezonun ne kadar da efsane olabildiğinin farkına varın.