şu an hissettiğiniz burukluğun sebebi

bilinçaltımın bile vizyonsuz olduğunu farketmem. rüyamda birbirinden çirkin üç kadın gördüm. birinin saçlarında papatya vardı. gel gel yapıyorlardı. hani derler ya sen bu kadını anca rüyanda görürsün diye ha işte ben rüyamda bile güzel kadın göremiyorum.

eyy bilinçaltı ne demek nereye varmak istemektedir analizi:

ya muhtemelen şöyle oldu: normalde vodka içmem, dün gece içip sızdım. şahsına münhasır bilinçaltım da "çirkin kadın yoktur az vodka vardır" deyişini aldı ve tiyatrosunu oynadı. bilgeliği ile ün yapmış bilinçaltımın olası mesajları:

1) az içtin daha da iç (resmen kötü arkadaş)

2) vodka yerine papatya çayı içip uyu hayvan! (samimi ve dostane bilinçaltı)

galiba alkoliğim burukluğu var içimde

şu an hissettiğim burukluğun sebebi tamamen ülkesel faktörler. buruğum çünkü umudum kalmadı. buruğum çünkü çok sevdiğim ailem, arkadaşlarıma rağmen yaşamaktan keyif alamıyorum. buruğum çünkü çok severek yaptığım mesleğime rağmen hayata tutunmakta zorlanıyorum. buruğum çünkü bir kadın olarak geleceğimden endişe duyuyorum. buruğum çünkü neye elimi atsam elimde kalıyor sözlük.

hiç birşeyin netleşmemesi.

hissettiğim duyguya burukluk denir mi bilmiyorum ama içinde o da olduğu kesin.
o kadar saçma bir sabaha uyandım ki…
yıllar geçmiş, içimden tam geçip gitmeye başlamış anılar, yine yaptı işte. tam sıyrılırken hatırasından, yine çaldı kapımı. benimle alıp veremediği ne, neden izin vermiyor yalnızlığımın yalnız kalmasına, bilmiyorum.
çok kızgınım. sanki onca yıl geçmemiş gibi, sanki hiçbir şey olamış gibi, sanki ikimizde hayatımızı çoktan yoluna koymamışız gibi geri dönebilmesine hayret ediyorum. o kadar pervasız bir davranış ki bu, o kadar bencilce ki…
bir kez olsun sonunu düşün be adam! bir kez olsun benim gözümden bak! ne hissederim diye bir tart kafanda, kendinden önce beni düşün bir kez ve yanılt beni. empatiden yoksunsun, fedakarlıktan haberin bile yok.
ne yapacağım ben şimdi? nasıl savaşacağım, bunca yıl sonra attığın mesajlarla? elimden gelse, sonsuza kadar sustururdum seni. sonsuza kadar, uzak tutardım düşüncemden. keşke biraz olsun değsen şu yazdıklarıma. keşke öfkemden başka bir duyguyu da hak edebilsen.
delirmemek için yoğun bir çaba sarf ediyorum. lütfen, bunu zorlaştırma daha fazla.

küçük bir besteyle anlatmak isterim.

az önce kahve içerken gündemden sohbet ettik.

hem şahsım hem ülkem ekonomik kaosa sürükleniyor gibi hissediyorum. hani çok sevdiğin ve sevildiğini hissettiğin bir ilişkide sevgilin gelip bir neden yokken senden ayrılmak istiyorum bana bir şey sorma sana hayatta başarılar dese donup kalır boşluğa bakarsın ya işte öyle saçma bir boşluk duygusu taşıyorum.

insanın yarın nasıl bir güne uyanacağız diye düşünmesi tüm huzurunu alıyor.

deprem bölgesinde yaşıyorum ve istanbul depremi istanbul’a olan yakınlığımız nedeniyle beni ve ailemi yakından ilgilendiriyor.

jeologlar kanal istanbul projesinin olası istanbul depreminin gücünü ve etkisini arttıracağını düşündüklerini ifade ettiler.

bu gerçekleşmese bile normal bir deprem olsa ilk konuşulacak şey bu asrın felaketi olduğu için devlet ne yapsın. tüm yollar kapandı. çevre illere gidilemedi çünkü depremin merkezinde bulunan yardım araçları çevre illere yardım etmek üzerine planlanlanmıştı ve istanbul’da depremin çok büyük etki yaratması ve yolların çökmesi sonucu çevre illere yardım edemedik.

istanbul ve izmit gibi marmara bölgesinde yaşanacak bir depremde ülkenin ekonomik motorunu oluşturan kentlerin büyük darbe alması durumunda ekonomik çöküntü olması kaçınılmaz olacak.

halk yiyecek ekmek içecek su bulamaz noktaya geldiğinde büyük şehirlerde yağmacılar hatay’da maraş’ta olduğu gibi yağmaya başlayacaklar.

sadece 1 milyon askerlik çağında erkek afgan var ülkede ve bunların önemli bir kısmı taliban’a karşı amerika’nın yanında savaşmış eski askerlerden oluşuyor.

hizbullah’ı terör örgütü olarak kabul etmeyen hüdaparlılar da meclise girdiğine göre onlar da gelişip serpilirse neler olacak hiç bilmiyorum.

(bkz: ülkesi için endişelenen insan)

isteklerin gelip geçici bir paradoks olmasından dolayı hiçbir şey istememek.

iyi hissedesim yok

geleceğimle alakalı yaşadığım belirsizlik ve umutsuzluk sebebiyle yaşadığım geçmişe özlem. yani çok boktan anlar bile çok güzel hissettiriyo ve özlüyorum. bir şeyler hissetmeyi de özlemiş olabilirim bilmiyorum. ama içim baya bi buruk ve bazı şeyleri tekrar yaşamak istiyorum.

yetersizlik hissiymis meğersem. kendi kendime mutlulukta yeterli gelemiyormuşum

hayata, yaşama, insanlara karşı hiç bir isteğimin kalmaması.
buruk bir yorgunluk hali.

herşey yolunda gibi görünüyor.
istanbula yerleştim, güzel kazandığım bir işim var öyle sıkıntılı borçlarım yok, yalnızım istediğim gibi yaşıyorum ne bileyim dün gece zevkine taksimde bir otelde kaldım mesela.
sabah kalktım kahvaltı felan takıldım öyle. olum herşey çok güzel lan!
güzel güzelde ben niye mutsuzum? burukluk mu yoksa mutsuzluk mu bilemiyorum.
geçen de yazmıştım. eksik bir şey var hayatımda. istediğim hayatı yaşamama rağmen olmuyor.
benim içim dolmuyor.

dondurmam bitti.

enerjimin ve yaşam isteğimin ciddi oranda yerlerde olması.

çok çabalayıp, karşılığını yeterince alamamak.

hayatın beni savurduğu yer ve sezen aksu’nun geri dön şarkısı.

diğer yarımın olmaması...

burukluk murukluk yok ! nefes alıyorsak bam bam bam !

sabahın köründe uyanacağım ve uyuyamıyorum.