türk kızlarının kendini prenses zannetmesi

istersen ona ukala mukala de. prensesler gibiydi o baba evinde.

sürekli süslü, havalı kız peşinde koşan er kişinin, asıl türk kızlarını tanıyamamış olmasından mütevellit göz yanılması

ahahaha. zannediyolarsa da sayenizde değil ulen.

türk erkeğinin kendini prens zannetmesiyle kapışır.

zannetmeyenler de vardır.

ben tek seferde lavaboda kalan artıkları elimle alabiliyorum, hangi prenseslikten bahsediliyor burada. kül kedisiydim prenses olamadan balkabağı oldum olarak yorumladım şu an.

taliban'ın yaptığı gibi köle olmasını isteyenleri üzmüştür. hepsi prenses olarak seçme ve seçilme hakkını kendini bugün modern demokrasinin temsilcisi sayılan abd ve avrupa'dan çok önce almıştır. saygı göstereceksiniz.

işte o prenseslerden biri..

keşke tüm kız çocuklarına kendilerini prenses zannetme imkanı sunulsa dediğim başlıktır.

yataktaki versiyonu daha güzel bence.

aklıma sevişirken elini ağzına götürüp ısıran japonlar geldi. bazı vicdansız filmlerde sık sık kullanılan bir metafor bu, derin anlamları var. minimalize bir han kapısı aralanır ve leğende çamaşır yıkayan ev hanımına ‘bacım koriçiva bayeno’ denir. kadın yerden kalkmadan soruya cevap verir. elemanın gözü döner olaylar gelişir.

olayın bir yerinde, elini ısırır. çıldırıyorum kadınların bu hallerine. çok tatlılar lan.

böyle olmasının nedeni türk kızlarının kendilerini "prenses" zannetmelerinden çok öyle davrandıklarında daha çok partner buluyor olmalarıdır diye düşünüyorum. şimdi beyefendiler kabul etsin, geneliniz kendinizi karşınızda duran "prenses" hanımefendinin yapamadığı bir şeyi yaparken aşırı güçlü hissediyorsunuz. arabasını onun yerine bakıma götürürken, sipariş ettiği demonte kitaplığı monte ederken, uzun gelen üçlü prizin kablosunu kısaltırken kendinizi çok işe yarar hissettiğiniz ve bunun karşılığında ilişkiye daha hevesle devam ettiğiniz için hanımefendilerin çoğu "prenses" taklidi yapıyor. tabi içlerinde gerçekten prenses olduğuna inanan hemcinslerim vardır mutlaka.

zannetsinler bakalım sonunda hayal kırıklığı malum son.

abazanlar yüzünden.

ama baba evinde öyle idik.

zannetmiyoruz, zaten öyleyiz.

çekiyorlar altına gri eşofmanı ya da taytı, ellerinde bütün gün akıllı telefon, bir halta yaradıkları yok. bu kızlar prenses olabilir mi sizce ?

yooo ben direkt kraliçeyim. kızım da öyle.

böyle erkekte kriter falan belirliyorlar, uzun boy vs. bir ayna karşısına geçip bakmıyorlar. erkekte onu bunu istiyorsunuz sizin verdiğiniz tek şey..
hepsi abazanlar yüzünden sosyal medyada bir tane kız varsa 10 tane abazan var.

yani şimdi insanlık hali tabi bu durum karşısında kendilerini bir şey sanacaklar. kız, bir story atıyor instagrama 10 tane erkek alev atıyor, iltifat ediyor. birde biz mülteci aldıkça bunların piyasa değeri artıyor.

suriyeli kız ithal edeceğimize ukraynalı kız ithal etsek bunların piyasa değeri düşecek. mevcut iktidarın hataları, ülkedeki erkeklerin abazanlığı, kızlar, ağzına bile sicsa sırf o kızı kaybetmemek için eywallah çeken erkeklerin fazlalığı , ilişkilerde karşı tarafı kaybetmemek için erkeğin çok daha fazla çabalaması sorunsalı...

tüm bu etkenler bir araya geliyor sonra efendim vay en egolu kızlar niye bu topraklarda ? vallahi bu olay ne almanya da ne de güney amerika da ne de başka herhangi bir yerde var. yani var aslında ama bu kadar değil.

(bkz: türk erkeklerinin kendini kral zannetmesi)

iletişim yetenekleri zayıf. zeka, üretkenlik falan desen hak getire. azıcık güzeller işte idare ediyorlar bir şekil. umarım toparlanırsınız. sizleri seviyoruz.