türkiye'de doğurganlık oranının düşmesi
başlık "earl" tarafından 18.05.2021 10:51 tarihinde açılmıştır.
21.
çokça sebebi var oturup ben anlatayım da ne farkedecek. bilinçli olan kararınca çocuk sahibi olup güzel yetiştiriyor. bilinçsiz olanlar yüzünden de böyle bizim başımız sıkıntıya düşüyor.
herkes çocuk sahibi olmasın.
herkes çocuk sahibi olmasın.
devamını gör...
22.
ekonomik sebeplerle olduğu bariz olan durum.
devamını gör...
23.
tüik verilerine göre en düşük ve en yüksek doğurganlık oranları şöyle:
toplam nüfusu 25 milyonu geçen en büyük üç ilde doğurganlık oranı 1,20'lere düşmüş, ki bu üç ilde yaşayanların kaba tahminle en az dörtte üçü o kentin yerlisi değildir, istanbul başta olmak üzere... şanlıurfa denen sosyal bilimler test sahasını saymazsak,* kürt ve arapların* yoğun olduğu illerde bile 3'ün altında doğurganlık.
üç büyük kente göç edenlerin iki veya üç hatta fazlasını yapanlarının varlığına rağmen bu yerlerde oranın 1,20'lerde olması... g. kore, ispanya seviyesi bu. dünyadaki en düşük doğurganlık oranlarıyla aynı.
bu veriler günümüz için çok fazla şey ifade etmiyor, daha çok yirmi otuz yıl sonrasını ilgilendiriyor. güzel günlerini güzel geçirsin insanlar.
toplam nüfusu 25 milyonu geçen en büyük üç ilde doğurganlık oranı 1,20'lere düşmüş, ki bu üç ilde yaşayanların kaba tahminle en az dörtte üçü o kentin yerlisi değildir, istanbul başta olmak üzere... şanlıurfa denen sosyal bilimler test sahasını saymazsak,* kürt ve arapların* yoğun olduğu illerde bile 3'ün altında doğurganlık.
üç büyük kente göç edenlerin iki veya üç hatta fazlasını yapanlarının varlığına rağmen bu yerlerde oranın 1,20'lerde olması... g. kore, ispanya seviyesi bu. dünyadaki en düşük doğurganlık oranlarıyla aynı.
bu veriler günümüz için çok fazla şey ifade etmiyor, daha çok yirmi otuz yıl sonrasını ilgilendiriyor. güzel günlerini güzel geçirsin insanlar.
devamını gör...
24.
tayyip amca o işi halleder. daha çok doğuran bir millet bulup anadolu'ya entegre eder onu. evet.
devamını gör...
25.
millet geçim derdinde bir de idrak seviyesi yüksek bireylerin az sayıda çocuk yapmasından kaynaklı. biz leylek gibi değiliz ki fazlasını yuvadan atalım bakabilceğimiz kadar yapıyoz. haliyle doğurganlık düşüyor. bu, ülke için ileride iş gücü piyasasında ciddi sıkıntılar yaratacak. o zamana çıkarsak allah kerim.
devamını gör...
26.
geçim derdi, hayat pahalılığı bunun en büyük örneklerindendir. ha keza şöyle bir tezatta vardır, maddi durumu yerinde olan insanların çocuk yapma azlığı bir tarafa, artık herkes aynı bilince geldiği için basit düşünce ile hem para dönmüyor hem sistem bozuluyor. etnik kimliğimizin giderek azalması da cabası. ülkemizdeki mülteci sorunu da büyük bir ket vuruyor, bu gidişle azınlık olarak kalmayalım da, suriyeli- afgan bir öğretmen ya da yönetici istemiyorum sonuçta.
devamını gör...
27.
daha bunlar iyi günler. 10 sene içinde bu oran 1in altına düşecek. insanların çoğu çocuk yapmamayı, geri kalan azınlık ise 1 çocuk yapmayı tercih edecekler.
devamını gör...
28.
ülkemiz için umut ışığının doğduğu bir an
devamını gör...
29.
hala yüksek biraz daha düşmesi lazım. türkiye şu anda bu kadar nüfusu kaldırabilecek bir ülke değil. tivitır tayfa görmüştür ki veriler üzerine çok konuşuldu "hüüü gadınlarınız artik dogurmuyor suriyeliler bizi geçecek hüü" gibi malca laflar dolandı. bunların hepsi ters teper, bu arkadaşlar da zırlamaya devam eder. öyle çocuk yapın len deyince çocuk yapılmıyor.
1. çiftler artık bilinçlendiler, özellikle kadınlar. çocuk hoş tamam eyvallah seviyorsun ediyorsun vesaire ama bir yandan da hem maddi hem de manevi yük. büyük bir manevi yük dolayısıyla özellikle şehirli beyaz yaka tayfa geliri genele göre nispeten iyi olsa da çocuğa pek sıcak bakmıyor çünkü bir yandan hayatını da sekteye uğratıyor. mesela çoğu iş yeri ne hamilelik izni ne de doğum izni veriyor kadına. kamuda analık izni totalde 8 hafta babalık izni 5-10 gün, ikisi de yetersiz. özellerde zaten durum fecaat. ama kamu çalışanları kültür kodlarınca çocuk işine sıcak değil, anadolulu kamu çalışanları evlenir evlenmez 1. ya da 2. sene yapıştırıyorlar bir iki çocuk. şehir kökenlilerde bu pek fazla böyle işlemiyor.
2. mevcut türkiye koşulları. ekonomisinden tutun güvenlik kaygılarına kadar kimse artık bir de çocuk denen şeyle uğraşmak istemiyor.
3. evlilik yaşlarının artması. insan yaş aldıkça çoluk çocuk işlerden uzaklaşıyor çünkü hayatı zaten belli bir rahatlıktayken bunu bozmak istemiyor.
4. çalışma koşulları. kamu çalışanlarını ve birtakım beyaz yaka işlerini saymazsak türkiye geneli günde ortalama 12 saat çalışıyor. korkunç bir şey bu, insanlık dışı yani. ayakta durmaktan anası ağlamış kadın/adam eve gelip zaten sızıyor. haftada izin sayısı 1, hatta bazen o da yok zorunlu mesai yüzünden. yani çocuğa bile vakit yok.
tabii bunlar işin gözlem ve teori boyutu. mesela çiftlere "neden çocuk yapmayı düşünüyor/düşünmüyorsunuz" tarzında anketler yapılırsa asıl etkenler ortaya çıkar. eyyorlamam bu kadar.
antinatalizmin çanları
öter allah deyu deyu.....
1. çiftler artık bilinçlendiler, özellikle kadınlar. çocuk hoş tamam eyvallah seviyorsun ediyorsun vesaire ama bir yandan da hem maddi hem de manevi yük. büyük bir manevi yük dolayısıyla özellikle şehirli beyaz yaka tayfa geliri genele göre nispeten iyi olsa da çocuğa pek sıcak bakmıyor çünkü bir yandan hayatını da sekteye uğratıyor. mesela çoğu iş yeri ne hamilelik izni ne de doğum izni veriyor kadına. kamuda analık izni totalde 8 hafta babalık izni 5-10 gün, ikisi de yetersiz. özellerde zaten durum fecaat. ama kamu çalışanları kültür kodlarınca çocuk işine sıcak değil, anadolulu kamu çalışanları evlenir evlenmez 1. ya da 2. sene yapıştırıyorlar bir iki çocuk. şehir kökenlilerde bu pek fazla böyle işlemiyor.
2. mevcut türkiye koşulları. ekonomisinden tutun güvenlik kaygılarına kadar kimse artık bir de çocuk denen şeyle uğraşmak istemiyor.
3. evlilik yaşlarının artması. insan yaş aldıkça çoluk çocuk işlerden uzaklaşıyor çünkü hayatı zaten belli bir rahatlıktayken bunu bozmak istemiyor.
4. çalışma koşulları. kamu çalışanlarını ve birtakım beyaz yaka işlerini saymazsak türkiye geneli günde ortalama 12 saat çalışıyor. korkunç bir şey bu, insanlık dışı yani. ayakta durmaktan anası ağlamış kadın/adam eve gelip zaten sızıyor. haftada izin sayısı 1, hatta bazen o da yok zorunlu mesai yüzünden. yani çocuğa bile vakit yok.
tabii bunlar işin gözlem ve teori boyutu. mesela çiftlere "neden çocuk yapmayı düşünüyor/düşünmüyorsunuz" tarzında anketler yapılırsa asıl etkenler ortaya çıkar. eyyorlamam bu kadar.
antinatalizmin çanları
öter allah deyu deyu.....
devamını gör...
30.
ekonomik nedenler yüzünden. doğupta ana rahmine dönmek isteyen var.
devamını gör...
31.
gelir oranı, zeka oranı, geleceğinden umut oranı... türkiye'de düşen oranları sıralamaya kalksak burdan köye yol olur.. ( hele bir de yükselen oranlarımızı bilseniz aklınız şaşar da.. gerçekten şaşsa zaten bişeyler yapardınız da, bu oranlarınız düşmezdi, der sizi üzermişim. mesela..)
devamını gör...
32.
devamını gör...
33.
neredeyse 1970'lerden beri bu topraklarda doğum kontrol yöntemi anlatılıyor insanlara. bir dönem bu ülkenin gerçeğiydi bu. anadolu'da köy köy gezip aile planlaması eğitimleri veriliyordu yakın geçmişte. ama tabii ki bir halta yaramıyordu.
anadolulu insan, çocuğun kendi şansı ile doğacağına inanıyordu. sanırım antik çağlardan gelen bir inanış bu. bizim topraklara ait değil yani. o yüzden aile planlaması falan umurunda değildi kimsenin.
geldiğimiz noktada enflasyon bir doğum kontrol yöntemi oldu. şaka gibi ama gerçek!
anadolulu insan, çocuğun kendi şansı ile doğacağına inanıyordu. sanırım antik çağlardan gelen bir inanış bu. bizim topraklara ait değil yani. o yüzden aile planlaması falan umurunda değildi kimsenin.
geldiğimiz noktada enflasyon bir doğum kontrol yöntemi oldu. şaka gibi ama gerçek!
devamını gör...
34.
geçim derdi ile alakalı olmayan durum.
dünya üzerinde doğum oranı en düşük ülkeler aynı zamanda en zengin ülkelerdir, doğum oranı en yüksek ülkeler ise en fakir ülkelerdir.
dünya genelinde afrika dışında doğum oranı düşüyor. insanların 8-10 çocuk dünyaya getirmek istememesi kadar doğal bir durum yok. ancak artık insanlar hiç çocuk yapmak istemiyor, evlenmek istemiyor. işte burada sıkıntı var.
en büyük sebep modern (!) hayatın bize katmış oldukları, eskiden insanların bir amacı vardı. yuva kurmak, çoluk çocuk sahibi olmak, onları okutmak mürüvvetini görmek, para biriktirip bir ev araba almak gibi. bunun için ömür boyu çalıştılar, kıt kanaat geçindiler, belki hiç tatile gitmediler, günümüzde çok sıradan olan şeyler onlar için lükstü (halkın genelinden bahsediyorum) ancak yine de bir amaçları vardı.
şimdi insalar sosyal medyanın büyüsüne kapılmış durumda. en büyük hedefleri kısa yoldan zengin olmak, ünlü olmak, çalışmadan yan gelip yatmak.
evlenmek çocuk sahibi olmak yeni gençleri korkutuyor, çünkü yeni nesil özgür olmak istiyor. istek ve arzuları realiteden uzak
ancak gel gelelim birgün bu rüyadan uyanacaklar ve kimseye söylemeseler bile pişman olacaklar ve oluyorlar da.
dünya üzerinde doğum oranı en düşük ülkeler aynı zamanda en zengin ülkelerdir, doğum oranı en yüksek ülkeler ise en fakir ülkelerdir.
dünya genelinde afrika dışında doğum oranı düşüyor. insanların 8-10 çocuk dünyaya getirmek istememesi kadar doğal bir durum yok. ancak artık insanlar hiç çocuk yapmak istemiyor, evlenmek istemiyor. işte burada sıkıntı var.
en büyük sebep modern (!) hayatın bize katmış oldukları, eskiden insanların bir amacı vardı. yuva kurmak, çoluk çocuk sahibi olmak, onları okutmak mürüvvetini görmek, para biriktirip bir ev araba almak gibi. bunun için ömür boyu çalıştılar, kıt kanaat geçindiler, belki hiç tatile gitmediler, günümüzde çok sıradan olan şeyler onlar için lükstü (halkın genelinden bahsediyorum) ancak yine de bir amaçları vardı.
şimdi insalar sosyal medyanın büyüsüne kapılmış durumda. en büyük hedefleri kısa yoldan zengin olmak, ünlü olmak, çalışmadan yan gelip yatmak.
evlenmek çocuk sahibi olmak yeni gençleri korkutuyor, çünkü yeni nesil özgür olmak istiyor. istek ve arzuları realiteden uzak
ancak gel gelelim birgün bu rüyadan uyanacaklar ve kimseye söylemeseler bile pişman olacaklar ve oluyorlar da.
devamını gör...
35.
ben kendimi bildim bileli 2040'ta su kıtlığı yaşanacak deniyor, e şimdi geldim 29'a, bu yaştan sonra çocuğu koysam bebe reşit olmadan küresel sıkıntıların içine düşecek. ne gerek var diyorum ama doğuda yaşayan aileler ırgat olsun, insan gücü olsun diye üremeye devam ediyor. yazarların dediği gibi idiocracy filmi gerçek olacak.
edit: şu kıtlığı değil su kıtlığı *
edit: şu kıtlığı değil su kıtlığı *
devamını gör...
36.
bir iki üstte bir yazar maddiyatla alakası yok demiş. sanırım kendisi bekar. gayet de durum maddiyatla alakalı.
ülkenin geneli asgari ücrete çalışıyor. bugün bir kira en az bir asgari ücret olmuş. eskisi gibi kadının evde oturduğu dönemde değiliz, mecburen kadın da çalışıyor. bir kişi kiraya, öteki fatura ve gıdaya. hayatta kalabilmek için çalışıyoruz, ay sonu zor geliyor. kenara arttırmak bu düzende imkansız.
şimdi eş gebelik sebebiyle işten çıkacak, yani gelir bir azalacak. bebek gelecek ki bu hane için ciddi bir masraf artışı. nasıl çocuk yapalım. bunun maddiyatla alakası yok diyenin ya maaşı yüksektir, ya ailesinden destek alıyordur ya da bakardır tuzu kurudur bol keseden sallıyordur.
he kadınların eskisi gibi çocuk bakmak istememesi, hamile olup kilo alıp fiziğinin bozulmasına razı gelmemesi gibi şeyler de az değil. çünkü çocuk tüm hayatını etkileyen önemli bir sorumluluk. eşinle bosanabilirsin ama çocuğunla hayır. yani artık kalan ömrün en az iki kişilik. öyle düşünüp öyle yaşamak gerek ki bu özgürlüğü, kişisel alanı bayağı etkileyen bir durum. ülke nüfusu düşüyor, elalem çocuk soruyor falan diye de çocuk yapılmaz. hele biten evliliği kurtarmak için hiç yapılmaz. emin olmadan, hazır olmadan da yapılmaz. çoğu insan bir çocuk nasıl büyütülür hakkında hiçbir şey bilmiyor. şahsen ben de bilmiyorum. bir insana yol gösterici rol model olacak seviyede olduğum konusunda emin değilim. bu çocuk ister istemez bana bakacak örnek alacak, ona hayatı ben öğreticem yol göstericem de; daha yolu kendim bilmiyorum ki. kervan yolda düzülür diyip bilmediğim yola girmekte istemiyorum.
ülkenin geneli asgari ücrete çalışıyor. bugün bir kira en az bir asgari ücret olmuş. eskisi gibi kadının evde oturduğu dönemde değiliz, mecburen kadın da çalışıyor. bir kişi kiraya, öteki fatura ve gıdaya. hayatta kalabilmek için çalışıyoruz, ay sonu zor geliyor. kenara arttırmak bu düzende imkansız.
şimdi eş gebelik sebebiyle işten çıkacak, yani gelir bir azalacak. bebek gelecek ki bu hane için ciddi bir masraf artışı. nasıl çocuk yapalım. bunun maddiyatla alakası yok diyenin ya maaşı yüksektir, ya ailesinden destek alıyordur ya da bakardır tuzu kurudur bol keseden sallıyordur.
he kadınların eskisi gibi çocuk bakmak istememesi, hamile olup kilo alıp fiziğinin bozulmasına razı gelmemesi gibi şeyler de az değil. çünkü çocuk tüm hayatını etkileyen önemli bir sorumluluk. eşinle bosanabilirsin ama çocuğunla hayır. yani artık kalan ömrün en az iki kişilik. öyle düşünüp öyle yaşamak gerek ki bu özgürlüğü, kişisel alanı bayağı etkileyen bir durum. ülke nüfusu düşüyor, elalem çocuk soruyor falan diye de çocuk yapılmaz. hele biten evliliği kurtarmak için hiç yapılmaz. emin olmadan, hazır olmadan da yapılmaz. çoğu insan bir çocuk nasıl büyütülür hakkında hiçbir şey bilmiyor. şahsen ben de bilmiyorum. bir insana yol gösterici rol model olacak seviyede olduğum konusunda emin değilim. bu çocuk ister istemez bana bakacak örnek alacak, ona hayatı ben öğreticem yol göstericem de; daha yolu kendim bilmiyorum ki. kervan yolda düzülür diyip bilmediğim yola girmekte istemiyorum.
devamını gör...
37.
aşağıdaki görselde bazı seçilmiş ülkelerin kadın başına doğurganlığının, altı ve üzeri çocuktan üç ve bunun altındaki çocuğa inme süreleri yer alıyor.
britanya'da yüz yılda süren düşüş iran'da sadece on yılda yaşanmış. çok ilgi çekici. o süre zarfında iran'da neler yaşandığını bilmesek iran'ın aşırı hızlandırılmış bir ilerlemeci-sanayici süreçten geçtiğini düşünebiliriz ama gerçek bu değil.
aşağıda sadece iran'a dair bir tablo var.
sosyal bilimler üretilen sanat eserlerini de malzeme olarak kullanır. bu yüzden zamanında ödüllere boğulan kirazın tadı filmini de hesaba katalım iran için, türkiye değil.
***
insanlar bazen geleceğe dair umutlarını yitirdikleri için o toplumun doğurganlığı düşer. türkiye'deki doğurganlık düşüşü tam da bununla alakalı.
britanya'da yüz yılda süren düşüş iran'da sadece on yılda yaşanmış. çok ilgi çekici. o süre zarfında iran'da neler yaşandığını bilmesek iran'ın aşırı hızlandırılmış bir ilerlemeci-sanayici süreçten geçtiğini düşünebiliriz ama gerçek bu değil.
aşağıda sadece iran'a dair bir tablo var.
sosyal bilimler üretilen sanat eserlerini de malzeme olarak kullanır. bu yüzden zamanında ödüllere boğulan kirazın tadı filmini de hesaba katalım iran için, türkiye değil.
***
insanlar bazen geleceğe dair umutlarını yitirdikleri için o toplumun doğurganlığı düşer. türkiye'deki doğurganlık düşüşü tam da bununla alakalı.
devamını gör...
38.
türkiye'de türkler için doğum oranı düşüyor yoksa suriyeli, afgan, pakistanlı sığınmacılar için durum tam tersidir.
devamını gör...
39.
milletin sekulerlesip batililasmasiyla birlikte olandir.
devamını gör...
40.
islamcıların "ümmet" kardeşlerini ülkeye doldurup güven ortamını ortadan kaldırması ile doğru orantılıdır.
devamını gör...