türkiye'de doğurganlık oranının düşmesi

ampül sönecek; işte biz o gün ürüyeceğiz.

erhan afyoncu'nun bundan yakınması da manidar olmuş.

kaçak-sığıntı kim varsa gönderin, ekonomiyi düzeltin, aile ve toplumu bozan uyuşturucu ve fuhuş ile mücadele edin herşey düzeliyor zaten.

(bkz: millet aç aç)

üzücüdür.

halkın aynası olan hükümete bakarak diyebiliriz ki : e, az çok bilinçli insanlar çoğalmama kararı almıştır. zibil gibi üreyen malum kitleler aynen devam ediyordur. sevinebileceğimiz bir durum yok ortada. uzun zamandır türkiye'nin demografik yapısı atatürkçü-solcu yayılımdan islamcı-ülkücü yayılıma iteleniyordu, bu hareket akp döneminde ayyuka çıktı. şimdi uygurları da getirecez falan diyorlar. saf milliyetçi kitlesi de eskiden kalanlar ile kaynaştırmaya basıyorlar sanıyor bu yabancı kitleleri. heriflerin nlyeti çok açık bir şekilde kötü zaten..

neyse.. doğurganlık düşmüş. eh! gökten melek düşse boynumuz altında kalır..

almanya'nn 60 yıldır düşüyor. en az 60 yıldır bizden daha iyi durumda. boş beleş bir telaştır.

bunun yanında dışarıdan getirilme ne idüğü belirsiz 20 küsür milyon insanın doğum oranlarının 4'lere 5'lere çıkması bu ülkenin tabutuna çakılan çivilerden biri ve ülkenin demografik yapısını bozma yolunda koşar adım gitmektir.

geleceği bu kadar umutsuz olan bir ülkeye yeni bir çocuk daha getirmeyi kim ister ki?
geleceği geçtim çocuğun bakımı için gereken maddi güce kim sahip?
sadece çocuk bakımı da değil, çocuk büyüdüğünde ebeveynin çocuğa yetip yetemeyeceği bile belli değil.
maddi olarak yetse manevi olarak yetemeyebilir.

gitgide daha da kötüye giden bir ülke için doğurganlık oranının düşmesi durumunun tehlikeli bir durum olduğunu düşünmüyorum.
kimse bu riski kendisi için de çocuğu için de almak zorunda değil.

tayyip ne diyorsa tersini gerçekleştirecek politikalar güder. bu da onun bir örneği. en az 3 çocuk diyordu, ama 2023'te nüfus yenilenme oranı olan 2.1'in çok çok altında 1.51 olduğu açıklandı. yani türk vatandaşı kadınların ortalama 1.51 tane çocukları var.

bu da nüfusun yaşlanmaya ve yakın gelecekte ölümlerle azalmaya gideceğini gösteriyor. yani türkiye'nin genç nüfusu artık çok da genç değil, ortalama 34 yaşındayız. ülkemizde genç yetişkin kategorisi genelde en fazla 30'da bitiyor, artık orta yaşlı kategorisinin alt kısmındayız.

böyle giderse ve "işgalci ümmetten" afrikalılardan ve slavlardan kurtulamazsak ülke 30 yıla huzurevine döner. otomasyon ve ekonomi gelişmezse bugünlerde evi alamayan geleceğin yaşlı insanları evsiz kalmamak için ağır işlerde çalışır. yada emperyalistlerin desteğiyle savaş çıkartırlar ve 1000 yıllık türk yurdu türklere mezar olur. afgan, arap, kürt, araplaşmış türk, afrikalı kırması yeni bir millet ortaya çıkar. zaten bop eşbaşkanı gürcünün istediği de buydu bence. tıpkı dindar nesil deyip kindar ve dinsiz bir nesil oluşmasına sebep olan icraatleri gibi, nüfus politikaları da türklere zarar veriyor.

mevcut kuresel tertip dogrultusunda, yakin gelecekte daha da dusecek olan oran.

fazla uyuyan kavimlerin akibeti, uyandiklarinda esir dusmus olmaktir.

'hep stüdyo evler yüzünden' dediğini düşünüyorum

teşhis yanlış, haliyle tedavi de sorunu daha da kötüleştirecektir

iktidarın icraat geçmişi bunu gerektiriyor; enflasyon yükselirken faizi düşüren kafa bu. burada gülünmeli

sonuç: 1+1 ev yapan müteahhitler yandı, ya ruhsat alamayacaklar ya vergi yüzünden satamayacaklar. hahahaa

zamanında abraham maslow söylemiş, en alttaki iki ihtiyaç karşılanmadan bu iş nasıl olacak..kısacası beklenen sonuç..

normaldir.

ben hiç düşünmedim çocuk sahibi olmayı, hâlâ da düşünmüyorum, muhtemelen hiçbir zaman istemeyeceğim. tek bir sebebi yok bunun. orası uzun hikaye yani, o yüzden geçiyorum ve şu varsayımı yapıyorum:

çocuk yapmak istiyor olsaydım?

1- daha çocuğumu nasıl doğuracağıma bile ben karar veremiyorum. mevcut hükümet her halta burnunu soktuğu gibi, buna da burnunu sokuyor.

2- yediğimiz içtiğimiz her şeyde mikroplastikler ve yüksek oranda pestisit kalıntıları var. yurt dışına gönderilemeyen her şeyi burada bize yediriyorlar. bu durumda hamileliğim ne kadar sağlıklı geçecek?

3- bir şekilde doğurdum diyelim. çocuğumun yenidoğan çetesinin eline düşüp öldürülmeyeceğinin garantisi var mı?

4- hadi bir şekilde yenidoğan çetesinin radarına da girmedik diyelim. bu pahalılıkta biz o çocuğun bezine, ek gıdasına, ıvırına zıvırına yetebilecek miyiz?

5- çocuk büyüdü biraz, okula başlayacak. mahallemizde imam hatip dışında okul var mı? o okul iyi bir okul mu? en azından tuvaletlerinde sabun var mı? temiz mi? değilse her sene özel okullara verecek milyonlarca liramız var mı? zaten müfredatı kırpa kırpa yolunmuş tavuğa çevirdiler, evrim yok, integral yok, bilime aykırı bir sürü saçmalık var, ben çocuğuma doğrularını öğretebilecek miyim? öyle bir vaktim olacak mı?

6- çocuğumu paten malzemesi almak için pazara yollasam öldürülür mü? ya da tren faciasında katledilir mi? mesela kış tatili yapmak için bir otele gitsek, orada çıkan yangında çocuğumu belki kurtulur diye camdan atmak zorunda kalır mıyım?

7- liseye kadar geldi diyelim. öğretmenlerine haksızlık yapıldığı için eylem yapsa polisle karşı karşıya kalır mı? üniversitede eylem yaparken gözü kör edilir mi? polis tarafından taciz edilir mi? yerlerde tekmelenir mi? haksız yere hapsedilir mi?

8- üniversitede okurken, anneler gününde bana hediye alabilmek için kuryelik yapsa, siparişi götürdüğü binanın önünde bıçaklanarak öldürülür mü?

9- sevgilisi tarafından canice katledilip, başı kesilerek surlardan önüme atılır mı?

10- bir şekilde bunların hiçbiri olmadı diyelim ki. kpss'de iyi puan alıp mülakatta elenir mi? işsiz kalıp psikolojisi bozulur mu? bu yüzden kendi canına kıyar mı?

11- içki çok pahalı olduğu için, öyle ya da böyle uyuşturucu batağına düşer mi?

12- iş görüşmesine gitse, tecavüz edilip öldürülür mü?

13- eve gelmek için bindiği minibüste kaçırılıp, tecavüz edilip yakılır mı?

14- okulunda kimlerle okuyacak belli değil. hırtlarla takılmak zorunda kalabilir çocukken. onlardan etkilenip hırtın teki olur mu? arkadaşlarıyla birlikte cinayet işler mi?

15- günü gelip evlense, boşanmak isterse boşanabilir mi? boşanmaya çalıştığı herif tarafından katledilir mi?

16- askere gitse, birilerinin davullarla zurnalarla, megri megri diye affettiği teröristler tarafından şehit edilir mi?

yazarken hem yoruldum hem de nefes alamadım. bunların hepsi yaşandı bu ülkede. daha lgbti+ olsa neler olurdu, engelli doğsa neler yaşardı, hastalansa ve masrafı çok büyük bir tedavi gerekse ne yapardık, oralara gelemedim bile. hatta depremler var, seller var, ırkçılık var, ayrımcılık var... var oğlu var!

bir de iklim krizi var. belki de 3. dünya savaşı kapıda. su savaşları çıkacak. düşünüyorum, düşünüyorum, çocuk yapmak için zaten tek bir sebep bulamıyorum, yapmamak için üşenmesem milyonlarca madde yazarım.

birileri de doğum oranının düşmesini 1+1 evlere mi bağlıyor? vah halimize, vah!

"bol bol sevişin ve doğurun, ama sadece bizim izin izin verdiğimiz şartlarda sevişin ve doğurun." gibi abuk bir yaklaşımla mücadele edilmeye çalışılan düşmedir.

2 nedeni vardır*:
1- param yok
2- kocam yok.

teşekkür ederim.

o halde biraz daha suriye'li ve afgan getirelim. ''en az 3'' önemli.

modern ülkeler için iyi olan bir şeydir. ama bizim ülkede keşke tercih sebepli bir oran düşüşü olsaydı.

para falan hikaye herkesi 25 30 yaşına kadar üniversite okutup işsiz bırakırsan bile bile lades.
ayrıca islamcı numarası yapan iktidar tüm masabaşı işlerine türbanlı müşterisini doldurur erkeklere askerlik zorunluluğu dayarsan bile bile olacak olan budur.
her konuda kadınlara pozitif ayrımcılık yap. erkekleride işsiz ve aç bırak.
kadınlar niye evlenip çocuk doğursunki?
rümeysa öztürk niye milletvekili oldu? kafir ülkede ne yapıyordu?

#3528093 para falan hikaye gercekten; artık kadınlar daha ulasılabilir daha yatay ve aynı şekilde erkekler daha şerefsiz.
bu gotlerin 2 yıl sevişme hakkını elinden al bakalım nasıl evlencem ben diye gezmeye başlıyorlar.
neyse en azından bu modeller evlenmediği için cocugu olmayacak ve resmen azalarak bitecekler.

erhan afyoncu:

"türkiye cumhuriyeti, nüfus düşüşünü engelleyemezse anadolu'nun en yaşlı devletlerinden biri olarak tarih sahnesinden çekilir."

cevap:



kaynak

diyelim çocuk doğurdunuz, büyüttünüz. önünüzde şu koşullar var;
1) çocuğunuz istismar edilecek, öldürülecek ve öldürenler "sokak köpekleri öldürdü" diye sıvışacak.
2) çocuğunuz pazar yerinde bıçaklanıp öldürülecek.
3) gözünüz gibi büyüttüğünüz çocuğunuz haklarına sahip çıkmak istediği için soysuzlar tarafından alıkoyulacak, taciz edilecek, işkence görecek.
4) ders çıkışında eve gitmek için bindiği dolmuşta elleri kesilecek, tecavüze uğrayacak.
5) yüksek katlı bir binadan aşağıya atılacak, intihar etti denilecek.
6) kanser olacak, ilaç alacak parası olmayacak, halka sahip çıkması gereken insanlara "ilaç alamıyorum, yardım edin" diyecek, onlar da eline 200 lira sıkıştıracak ve çocuğunuz en sonunda kanserden ölecek.
7) çalıştığı iş yeri onu kanalizasyona sokacak ve enfeksiyon önce karaciğerini, sonra kendisini öldürecek ve sorumlulara yaptırım uygulanmayacak.
8) binbir çaba ile satın aldığınız evinizin enkazında üç gün yardım bekleyecek ama her ay faturasını ödediğiniz gsm operatörlerleri iletişime izin vermeyecek ve çocuğunuz acı çeke çeke ölecek.
9) devlet çocuk doğurma şeklinize karışacak, vajinanıza bile sataşacak.
10) çadır satanın katil kızı çocuğunuza çarpıp öldürecek, hiçbir yaptırım olmayacak.
11) yine başka bir katil çocuğunuza çarpacak, ailesi onu başka ülkeye kaçıracak, siz acınızla kalacaksınız.
ve daha nicesi.
düşsün, düşmeli, düşecek.
ek: bir kadın olarak asla çocuk doğurmayacağım.