yaşamak

zor... kolay değil.

kişinin hayatını anlamlandırma çabası.

yaşamak ölmenin ön sözüdür.

ölemediğimiz için maruz kaldığımız her şey..

yaşıyorum diyenlere selamlar.

genel olarak çok yorucu bir eylem. başkalarını görünce, "ulan benimki de yaşamak mı" diye sitem ediyorum çoğu zaman. gerçekten çok zor sözlük çok. günün birinde, aklımın küçük bir esmesiyle birlikte bu eyleme son vereceğimden de korkuyor gibiyim aslında. koskoca belirsizlik.

don't just exist, live.

ölene kadar olan yapılan, her eylemde sorunlu değil, sorumlu olmayı gerektiren, nefese endeksli fiil.
her nefesin hakkını vererek, iyi yaşamak lazım.
bir gün ölecekmiş gibi, düşünerek yaşamak lazım.
ölüm korkusuyla değil, ölüm bilinciyle yaşamak lazım.
bir gün ölünüyor çünkü.
o gün gelmeden, bunun farkına vararak yaşamak lazım.

görevdir yangın yerinde yaşamaaak insaaaan kalaraaaaak...

nefes alıp veriyorum işte.

zoruma gidiyor...

zor çetrefilli bir zanaat.

kötü huylu bir kanserdir.

zor zanaattir. hiçbir tecrübeniz ve ediniminiz olmaksızın direkt olarak içine atıldığınız katı kuralları olan ve her an canınıza okuyan bir mecradır. kolay kolay kendi olanaklarınızla sonlandıramazsınız. gerçi buna gerek de yoktur. yaşadığınız süre boyunca yaşadığınız her an yavaş yavaş ölürsünüz. her an bir parçanız eksilir bedeniniz ve ruhunuzdan azar azar. yaşamın şatafatlı sofrasında yem olursunuz parça parça tüm kural ve koşullara. gerçekten zor zanaattir. kusası gelir insanın. şiddetli baş ağrılarıyla her an bir kaygı içinde geçer. küçük mutluluklar safsatadır. ve üremek, bir cinayetle eşdeğerdir. dünyaya çocuk getiren her ebeveyn bir katildir. doğduğu anda başlar çünkü herkes için ölmek.

insan yaşadıkça şahit oldukça büyüyor. ve anlıyor aslında, dert edindiğimiz çoğu şey hatta neredeyse hepsi gelip geçici. aslında yaşıyoruz, nefes alıyoruz. bu belki de bizim en büyük şansımız, nazım hikmet'in dediği gibi "yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın, bir sincap gibi meselâ, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak." ee negatifresimcikler sadede gel ne anlatıyorsun diyeceksiniz. demem o ki yaşadığınızı hissedin "yaşıyorsun efendi. pırıl pırıl, tane tane, ıslak ıslak. cam cam, billur billur, fanus fanus çeşmibülbüller gibi yaşıyorsun dostum."

acı cekmektir. zengin fakir saglikli koturum cirkin guzel fark etmez.

beceremediğim şey.

türkiye'de oldukça zordur.

içinde bulunulan zamanı ya da oluşumu alışkanlık haline getirerek devam ettirme biçimi.


ne dedim la ben.

ölmekten daha zor.