yazarların kendilerine söylemek istedikleri

hangi birini soyleyim. ne benim söylemeye ne de benim dinlemeye mecalim var. insanlar yoruyor azizim.

ahh be güzelimmmm, biliyorum artık gücün kalmadı. bir tükenmişlik sendromu içerisindesin. hiçbir şeye, hiçkimseye hiçbir şekilde tahammül edemiyorsun farkındayım. hayattan istediklerin farklı hayat çok farklı şeyler getiriyor karşına. olmak istediğin yer farklı, olduğun yer çok farklı. istediğin gibi değil hiçbiri şey... biliyorum bu çok yorucu sende çok yoruldun , tükendin sabret ama.
mücadele et. pes etme sakın. sana sadece sen lazım... mukkemelliyetci olma, zor olsa da bazı şeyleri arkada bırakmayı, düşünmemeyi öğren... evet takık, sıkıntılı bir tipsin ne de olsa ikizler burcusun normallik beklemiyor zaten kimse senden... sadece daha az düşün. daha az kafana tak. daha az yap her şeyi...
sabret, umudunu kaybetme, pes etme ve dimdik dur.
bunu yapabilecek gücün var biliyorsun.
bazı şeyler yaşanması gerekiyordu yaşandı ve bitti artık böyle mi baksan olaylara... ama deme sakın! ama ile başlayan kurma lütfen. ben biliyorum arkasından neler gelecek.
hadi bakalım... yeter bu kadar ... başını şişirdim.
seni çok seviyorum...
sen gerçekten iyi'ki varsın
ben sensiz bir dünya düşünemiyorum, sende düşünme lütfen...
14 ağustos.

az kaldı az. öleceksin. mican. sen.

bilmek ile bildiklerini hayata geçirmek arasında çok fazla takılı kalmadın mı? evet insan, dünden bugüne öğrendiklerini pat diye uygular hale gelmez ama bildiğin halde, hiç bıkıp usanmadan aynı tuzaklara düşüyorsun. tamam hiç düşmemeni beklemek, gerçekçi olmaz ama en azından artık daha az etkilenir hale gelmeni beklerdim. tabii önceki zamanlara göre yine de iyi sayılırsın, yani en azından kendini suçlamıyorsun da bir sonraki aşamaya da geç artık... biraz aksiyon!

bu şehir sana her gün farklı dillerde git diyor. hala neyi beklersin sevgili eppur? hala neyi beklersin?

merve başardın. yenilendin, sıfırdan başladın. tekrar tekrar sıfırdan başladın. düzelttin, temizledin, affettin. başa çıkmayı öğrendin. korkmamayı öğrendin, içi dolu özgüvenin gerçek etkisini öğrendin, yalan söyleyenlerin yalanlarını yüzüne vurmayı, yalnızlıktan korktuğun için yaşadığın o aptal ilişkilerden sıyrılmayı, nefes almayı, yaşam üflemeyi, kaosu kontrol etmeyi öğrendin. aferin kız sana.

tabi hayatında bir şeyler yolunda gitmedi hemen fala koş. koş koş...
faladdin beklemede

sabret. az kaldı. en kötüsü geride kaldı.

abi geç oldu git yat istersen.

kendine gel. hâlin hâl değil.
yaşının adamı ol be.

kızım artık bi yüzün gülsün yeter.

hiçbir işin kolay sonuçlanmadı. hatta bazısı hiç sonuçlanmadı. bir faninin başına gelebilecek en trajikomik olaylarla sınandın ve bir şekilde hala dünya üzerinde bir yerlerde nefes alıp veriyorsun. sadece nefes alıp veriyorsun diyorum çünkü buna yaşamak denemez. sürekli bir şeyler için mücadele etmekten yorulman normal ve bu normale istemesen de alışıyorsun, sanırım artık kabullendin. tahammülsüzlüğün, kolay vazgeçişlerin, bezginliğin de bu kabullenişin tezahürü zira. her şeyde yıllar sonrasını düşünüp planlayan senin, yarın için hiçbir fikrinin olmaması, hoşuna gitmeyen bir durum olsa da güçlendirdi seni. bu umarsızlığın gücü uyandırıyor seni her yeni güne. aynı yoldan, durmadan devam.

vazgeç*

abi gözünü seveyim sen bir tatile çıksana. neresi olursa artık. ama yeter ki git...

(bkz: hah iyi b.k yedin)

sürekli kendi kendime konuşuyor ve söylemek istediklerimi kendime söylüyorum zaten.

insanlara inanma ve inanmama olayında hep inanmayacağini söyleyip gerzo gibi inanıyorsun. sonra ne oluyor aynı halt.
ne zaman akıllanacağını merak ediyorum.
yok, senin gibisi yok. dengine yakında yok. ayrıca dengine yakın duranlar daha boktan. çünkü onlar olacakmış gibi olup olamayanlar.
yufka yürekte değil börekte olsun! ayrıca istediğin zaman tam bir bok gibi davranabiliyorsun. o zamanlarda niye bunu istemiyorsun?
baştan bok gibi davran sonra tezek yığını gibi davranmana neden olmasınlar.
şimdi çekilebilirsin...

kaçmak gerçekten vedalaşmak değilmiş. geri dönüp yüzleşince fark ettim ki, vedalaşmak için yüz yüze bakmak gerekiyormuş.