yazarların okumakta zorlandığı kitaplar
başlık "100 numaralı adam" tarafından 24.12.2020 19:12 tarihinde açılmıştır.
161.
devamını gör...
162.
suç ve ceza, orjinal rusçası.
ağdalı bir rusçayla yqzılmış, bir türlü konsantre olamıyorum.
ağdalı bir rusçayla yqzılmış, bir türlü konsantre olamıyorum.
devamını gör...
163.
olmayan kitap. kitap okumuyorum, karsiyim, yil 2024. bu donemde kitap okumak absurt.
ha zamaninda devlet'i okurken zorlanmistim.
ha zamaninda devlet'i okurken zorlanmistim.
devamını gör...
164.
devamını gör...
165.
açık ara
oğuz atay'ın tutunamayanlar romanıdır. ilk okuduğumda aylar sürdü bitirmem. bir türlü konsantre olamadım, okuduğumu anlamadım. tekrar tekrar okudum aynı satırları.
aradan 2 sene geçince tekrar okudum bu sefer daha akıcı gelmeye başladı, daha rahat okudum. ama yine zorladı.
bundan 2 yıl sonra tekrar okumayı düşündüğüm kitaptır :))
oğuz atay'ın tutunamayanlar romanıdır. ilk okuduğumda aylar sürdü bitirmem. bir türlü konsantre olamadım, okuduğumu anlamadım. tekrar tekrar okudum aynı satırları.
aradan 2 sene geçince tekrar okudum bu sefer daha akıcı gelmeye başladı, daha rahat okudum. ama yine zorladı.
bundan 2 yıl sonra tekrar okumayı düşündüğüm kitaptır :))
devamını gör...
166.
(bkz: varidat (kitap))
orijinal hali zaten neredeyse imkansız da, dilinin sadeleştirilmiş hali bile çok ağır.
ya sadeleştirilme aşamasında bir takım şeyler oldu ya da hayattaki tek şeyhim simavna kadısoğlu bedreddinim bu fikirleri kıyak kafayla söyledi.
orijinal hali zaten neredeyse imkansız da, dilinin sadeleştirilmiş hali bile çok ağır.
ya sadeleştirilme aşamasında bir takım şeyler oldu ya da hayattaki tek şeyhim simavna kadısoğlu bedreddinim bu fikirleri kıyak kafayla söyledi.
devamını gör...
167.
çaykovski okuyorum, dostoyevski dinliyorum.
rusça çok zor bir dil.
rusça çok zor bir dil.
devamını gör...
168.
kürk mantolu madonna, dönüşüm, stefan zweig kitapları.
devamını gör...
169.
iskender pala kitaplarına heves etmiştim bir ara. herkes çok övüyordu. öneri üzerine bir kitabını aldım ve yok gitmiyor kitap. yarısına bile gelememiştim. neyse dedim belki bunu sevmedim anlamadım başka kitabını denicem. o da olmadı. okuyamadım beni çok baydı kitaplar, oysa ki bir hevesle denemek istemiştim. olmadı. iskender pala dışında okuyamadığım başka bir yazar olmadı. aslında zorlanmak da değil bana hitap etmedi diye okuyamadım diyebiliriz.
devamını gör...
170.
masumiyet müzesi..
devamını gör...
171.
cerrah. çok güzel betimledği için devam edememiştim.
devamını gör...
172.
orhan pamuk kitapları
devamını gör...
173.
174.
yazardan çok, dil kullanımı ve ifade biçimi çok önemlidir. bir eseri okunur kılan anlatım tarzının yoğunluğu ve cümlelerin akıcılığıdır. bu da ancak usta bir dil kullanımı ile kendisini gösterir.
standart insanlara göre, benim işim bir tık daha zorlaşıyor bu hususta. keza yıllardır bir kitabı tam anlamıyla bitiremiyorum çünkü anlatım tarzı ve ifade ediş şekli, çoğu yazarda kayıp durumda.
edebiyatçı olmanın kötü yanı: jargona fazlasıyla hakim olmaktır. normal bir bireyin gözüne çarpmayacak her detay, bizde havaii fişek patlaması yaratıyor. okuyamıyorsunuz kitabı, gitmiyor. amerikan edebiyatı okumamın en iyi tarafı en ağır betimlemeleri ve kafa kıran metaforları çözümlemekti. aşırı akıl oyunu barındıran, dehşet eserler var. iyi bir lügat kullanımı parlarken, kötü olan size kitabı bıraktırıyor. bu yüzden türk neredeyse yazar okumuyorum. kurgular birbirinin aynısı ya da yazılmış x bir eserden esinlenme çıkıyor. özgünlüğü yitiriyoruz. kendisine çok has yazarlar/ şairler var ama bir elin sayısını geçmez. türk edebiyatında da iyi yazar/ şair çok azdır. önemli olan kafiyeli yazabilmek veya süslü kelimeleri yazılı donelerin içerisine boca etmek değildir aksine hem anlamlı, hem tutarlı hem de ritmik dizeler / cümleler cıkarabilmektir. bu çok az sayıda şaiir'de ve yazarda vardır.
türk edebiyatında ise, en iyi dil kullanımını "çağdaş dönem yazarlarına/ şairlerine" ait buluyorum. atilla ilhan, cemal süreya, özdemir asaf buna örnek gösterilebilinir.
neyse efendim, edebiyat sevmek ayrı zor, yapmak ayrı zor iştir. şükür ikisinde de iyiyim ama bedeli bu ülkede ağır oluyor mesela bir kitapçıya girip, saatlerinizi kitap aramakla geçirip; hiç bir şey almadan çıkıyorsunuz. bu çok can sıkıyor. dünya ileri, biz geri gidiyoruz.
standart insanlara göre, benim işim bir tık daha zorlaşıyor bu hususta. keza yıllardır bir kitabı tam anlamıyla bitiremiyorum çünkü anlatım tarzı ve ifade ediş şekli, çoğu yazarda kayıp durumda.
edebiyatçı olmanın kötü yanı: jargona fazlasıyla hakim olmaktır. normal bir bireyin gözüne çarpmayacak her detay, bizde havaii fişek patlaması yaratıyor. okuyamıyorsunuz kitabı, gitmiyor. amerikan edebiyatı okumamın en iyi tarafı en ağır betimlemeleri ve kafa kıran metaforları çözümlemekti. aşırı akıl oyunu barındıran, dehşet eserler var. iyi bir lügat kullanımı parlarken, kötü olan size kitabı bıraktırıyor. bu yüzden türk neredeyse yazar okumuyorum. kurgular birbirinin aynısı ya da yazılmış x bir eserden esinlenme çıkıyor. özgünlüğü yitiriyoruz. kendisine çok has yazarlar/ şairler var ama bir elin sayısını geçmez. türk edebiyatında da iyi yazar/ şair çok azdır. önemli olan kafiyeli yazabilmek veya süslü kelimeleri yazılı donelerin içerisine boca etmek değildir aksine hem anlamlı, hem tutarlı hem de ritmik dizeler / cümleler cıkarabilmektir. bu çok az sayıda şaiir'de ve yazarda vardır.
türk edebiyatında ise, en iyi dil kullanımını "çağdaş dönem yazarlarına/ şairlerine" ait buluyorum. atilla ilhan, cemal süreya, özdemir asaf buna örnek gösterilebilinir.
neyse efendim, edebiyat sevmek ayrı zor, yapmak ayrı zor iştir. şükür ikisinde de iyiyim ama bedeli bu ülkede ağır oluyor mesela bir kitapçıya girip, saatlerinizi kitap aramakla geçirip; hiç bir şey almadan çıkıyorsunuz. bu çok can sıkıyor. dünya ileri, biz geri gidiyoruz.
devamını gör...
175.
t: bazen okuyucudan kaynaklı olan, bazen de yazarın kendisi sebebiyle bir kitabın sonunun getirilememesi/ çok sonra bitirilmesi hadisesi.
örn: yıllar önce tolstoy'un savaş ve barış adlı kitabının 4 cilt halini okumuştum. sebep?
ağdalı ve tasvirli cümlelerle sizi boğan kitap için; yersiz,ben bunu okurum yeaa inadı.
örn 2: sırf popüler diye bir kitap almak.
yüzyıllık yalnızlık, sırf bu sebeple aldığım bir kitap. asla bitmiyor,sona geldim,ödüllü olabilir ama bitmiyor.
örn: yıllar önce tolstoy'un savaş ve barış adlı kitabının 4 cilt halini okumuştum. sebep?
ağdalı ve tasvirli cümlelerle sizi boğan kitap için; yersiz,ben bunu okurum yeaa inadı.
örn 2: sırf popüler diye bir kitap almak.
yüzyıllık yalnızlık, sırf bu sebeple aldığım bir kitap. asla bitmiyor,sona geldim,ödüllü olabilir ama bitmiyor.
devamını gör...
176.
ulysses, niteliksiz adam, kayıp zamanın izinde...
devamını gör...
177.
rus romanları;
“aleksey piçkin… ah zavallı aloyşa… ikinci atlı taburunun üçüncü dereceden subayı aloş… geçen yıl bu zamanlar st. petersburg’un ışıltılı salonlarında anna veronişka’nın pembe göğsünü emiklerken şimdi şişesi üç kapiklik kötü tiflis votkasıyla ciğerlerini ısıtmaya çalışarak polonya siperlerine dört nala at koşturuyordu…”
insan okuyacak bunu insan, memleket yanıyor keyf derdinde demezler mi?
“aleksey piçkin… ah zavallı aloyşa… ikinci atlı taburunun üçüncü dereceden subayı aloş… geçen yıl bu zamanlar st. petersburg’un ışıltılı salonlarında anna veronişka’nın pembe göğsünü emiklerken şimdi şişesi üç kapiklik kötü tiflis votkasıyla ciğerlerini ısıtmaya çalışarak polonya siperlerine dört nala at koşturuyordu…”
insan okuyacak bunu insan, memleket yanıyor keyf derdinde demezler mi?
devamını gör...
178.
(bkz: zaman çarkı serisi)
adam yazmış üstelik mükemmel yazmış lakin zor lan başlasam baştan desen 10 cilt külliyat var.
adam yazmış üstelik mükemmel yazmış lakin zor lan başlasam baştan desen 10 cilt külliyat var.
devamını gör...
179.
genel anlamda psikoloji ile ilgili kitaplar (heinz kohut vs.).
çok fazla teknik şey var. cümleyi anlayana kadar cümleyi unutuyorum google yapmaktan. azmeden başarır, o ayrı tabi. şükür bitirebilmiştim. pek anlamadım ama olsun, anlamış da olabilirim.
mesela narsistik yapımın, yitirilen bir geri çekilme durumunda kaldığı zamanlardaki kendilik nesneme laf edenin empatik rezonansını kırt kırt yerim sertçe.
çok fazla teknik şey var. cümleyi anlayana kadar cümleyi unutuyorum google yapmaktan. azmeden başarır, o ayrı tabi. şükür bitirebilmiştim. pek anlamadım ama olsun, anlamış da olabilirim.
mesela narsistik yapımın, yitirilen bir geri çekilme durumunda kaldığı zamanlardaki kendilik nesneme laf edenin empatik rezonansını kırt kırt yerim sertçe.
devamını gör...
180.
ruslar hariç, betimleme yapmaya çalışan yazarların kitapları. yavan yavan betimlemeler... hem 20 sayfa betimleme mi olur? anlattığı da yerdeki tahtanın gıcırtısı. yani herkes betimleme yapmasın arkadaşım. hatta herkes yazar olmasın.
devamını gör...