yazarların olmak istediği şiir
başlık "luminescence0" tarafından 22.11.2020 23:53 tarihinde açılmıştır.
261.
"
acının vergisini verdik gülün harcını ödedik
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra
"
...hilmi yavuz
acının vergisini verdik gülün harcını ödedik
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra
"
...hilmi yavuz
devamını gör...
262.
akşamüstüne doğru, kış vakti
bir hasta odasının penceresinde
yalnız bende değil yalnızlık hâli
deniz de karanlık, gökyüzü de
bir acayip, kuşların hâli
bakma fakirmişim, kimsesizmişim
akşamüstüne doğru, kış vakti
benim de sevdalar geçti başımdan
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış
zamanla anlıyor insan dünyayı.
ölürüz diye üzülüyoruz
ne ettik, ne gördük şu fâni dünyada
kötülükten gayri?
ölünce kirlerimizden temizlenir
ölünce biz de iyi adam oluruz
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış
hepsini unuturuz...
orhan veli
bir hasta odasının penceresinde
yalnız bende değil yalnızlık hâli
deniz de karanlık, gökyüzü de
bir acayip, kuşların hâli
bakma fakirmişim, kimsesizmişim
akşamüstüne doğru, kış vakti
benim de sevdalar geçti başımdan
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış
zamanla anlıyor insan dünyayı.
ölürüz diye üzülüyoruz
ne ettik, ne gördük şu fâni dünyada
kötülükten gayri?
ölünce kirlerimizden temizlenir
ölünce biz de iyi adam oluruz
şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış
hepsini unuturuz...
orhan veli
devamını gör...
263.
tel cambazının tel üstündeki
durumunu anlatır şiirdir
sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
tanrınız büyük âmenna
şiiriniz adamakıllı şiir
dumanı da caba
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
bütün ağaçlarla uyuşmuşum
kalabalık ha olmuş ha olmamış
sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
ama ağaçlar şöyleymiş
ama sokaklar böyleymiş
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırılpırıl dalgalı bir denize karşı
yangelmişim dizboyu sulara
hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle döğüşemem
siz ne derseniz deyiniz
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
sizin morunuz mor inandım
ben tam dünyaya göre
ben tam kendime göre
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
turgut uyar.
durumunu anlatır şiirdir
sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
tanrınız büyük âmenna
şiiriniz adamakıllı şiir
dumanı da caba
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
bütün ağaçlarla uyuşmuşum
kalabalık ha olmuş ha olmamış
sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
ama ağaçlar şöyleymiş
ama sokaklar böyleymiş
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırılpırıl dalgalı bir denize karşı
yangelmişim dizboyu sulara
hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle döğüşemem
siz ne derseniz deyiniz
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
sizin morunuz mor inandım
ben tam dünyaya göre
ben tam kendime göre
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız
turgut uyar.
devamını gör...
264.
(bkz: süleymaniye'de bayram sabahı)
devamını gör...
265.
bulut mu olsam, gemi mi yoksa, balık mı olsam, yosun mu yoksa?.. ne o, ne o, ne o. deniz olunmalı, oğlum, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla."
nazım
nazım
devamını gör...
266.
valla olmak istediğim değil de, bana yazılmış olmasını çok istediğim bi tanesi var:
sen misin yan yana gezemediğim?
ince sitemini sezemediğim,
sırrını bir türlü çözemediğim,
içimdeki çetin sual sen misin?
(bkz: laleli aksaray)
sen misin yan yana gezemediğim?
ince sitemini sezemediğim,
sırrını bir türlü çözemediğim,
içimdeki çetin sual sen misin?
(bkz: laleli aksaray)
devamını gör...
267.
shakespeare'in herhangi bir sonesi.
devamını gör...
268.
two roads diverged in a yellow wood,
and sorry ı could not travel both
and be one traveler, long ı stood
and looked down one as far as ı could
to where it bent in the undergrowth;
then took the other, as just as fair,
and having perhaps the better claim,
because it was grassy and wanted wear;
though as for that the passing there
had worn them really about the same,
and both that morning equally lay
ın leaves no step had trodden black.
oh, ı kept the first for another day!
yet knowing how way leads on to way,
ı doubted if ı should ever come back.
ı shall be telling this with a sigh
somewhere ages and ages hence:
two roads diverged in a wood, and ı—
ı took the one less traveled by,
and that has made all the difference.
robert frost.
yıldızlardan derlemem vardığım yargıları,
oysa müneccimliği enikonu bilirim;
ama anlatmam iyi ve kötü yazgıları:
ne afet ve kıtlıklar, ne altüst olan mevsim.
anlara fal bakamam, geleceği gösteremem;
söylemem kime şimşek, yağmur ve rüzgar kısmet,
tahta geçeceklere ikbal müjdesi vermem
gök kubbede bulsam da türlü türlü alamet.
senin gözlerindedir bildiğim her ne varsa,
o değişmez yıldızlar kaynağıdır sanatın,
birlikte yaşar gerçek ve güzellik yaşarsa;
sen sürdür varlığını, sürüp gitsin kaç batın.
yoksa senin gelince sonun -bu falcı bilir-
gerçekle güzelliğin kıyamet günü gelir
william shakespeare
and sorry ı could not travel both
and be one traveler, long ı stood
and looked down one as far as ı could
to where it bent in the undergrowth;
then took the other, as just as fair,
and having perhaps the better claim,
because it was grassy and wanted wear;
though as for that the passing there
had worn them really about the same,
and both that morning equally lay
ın leaves no step had trodden black.
oh, ı kept the first for another day!
yet knowing how way leads on to way,
ı doubted if ı should ever come back.
ı shall be telling this with a sigh
somewhere ages and ages hence:
two roads diverged in a wood, and ı—
ı took the one less traveled by,
and that has made all the difference.
robert frost.
yıldızlardan derlemem vardığım yargıları,
oysa müneccimliği enikonu bilirim;
ama anlatmam iyi ve kötü yazgıları:
ne afet ve kıtlıklar, ne altüst olan mevsim.
anlara fal bakamam, geleceği gösteremem;
söylemem kime şimşek, yağmur ve rüzgar kısmet,
tahta geçeceklere ikbal müjdesi vermem
gök kubbede bulsam da türlü türlü alamet.
senin gözlerindedir bildiğim her ne varsa,
o değişmez yıldızlar kaynağıdır sanatın,
birlikte yaşar gerçek ve güzellik yaşarsa;
sen sürdür varlığını, sürüp gitsin kaç batın.
yoksa senin gelince sonun -bu falcı bilir-
gerçekle güzelliğin kıyamet günü gelir
william shakespeare
devamını gör...
269.
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek - adnan yücel
şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
devamını gör...
270.
ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
analatamıyorum...
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
analatamıyorum...
devamını gör...
271.
erkek adam şiir olmaz şair olur.
belki de sen bana mecbursundur bilemeyiz.
belki de sen bana mecbursundur bilemeyiz.
devamını gör...
272.
çokluk senindir
özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir
suya giden bir adam mesela omuzunu eğri tutsa
güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir
ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir
kararan dünya, yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir
bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir
benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
senin soyunun bıraktığı güçler artık senindir
çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir
senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir
ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir.
turgut uyar.
özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir
suya giden bir adam mesela omuzunu eğri tutsa
güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir
ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir
kararan dünya, yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir
bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir
benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
senin soyunun bıraktığı güçler artık senindir
çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir
senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir
ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir.
turgut uyar.
devamını gör...
273.
"ve etimoloji eti’lerden kalma
bir zaman birimiydi yanılmıyorsam.
ve yanılmıyorsam yalnız insanların,
kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman.
mesela o zamanlar
mutsuz olduğunda insanlar,
yok olurmuş bazı dakikalar."
*
*
bir zaman birimiydi yanılmıyorsam.
ve yanılmıyorsam yalnız insanların,
kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman.
mesela o zamanlar
mutsuz olduğunda insanlar,
yok olurmuş bazı dakikalar."
*
*
devamını gör...
274.
saman sarısı
seher vakti habersizce girdi gara ekspres
kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı
üst ranzada uyuyanı göremedim
habersizce usulcacık çıktı gardan ekspres
bilmiyorum nerden gelip nereye gittiğini
baktım arkasından
üst ranzada ben uyuyorum
varşova'da biristol oteli'nde
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığım yoktu
oysa karyolam tahtaydı dardı
genç bir kadın uyuyor başka bir karyolada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ak boynu uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
oysa karyolası tahtaydı dardı
vakit hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığımız yoktu
oysa karyolalar tahtaydı dardı
iniyorum merdivenleri dördüncü kattan
asansör bozulmuş yine
aynaların içinde iniyorum merdivenleri
belki yirmi yaşımdayım belki yüz yaşımdayım
vakit hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
üçüncü katta bir kapının ötesinde bir kadın gülüyor sağ elimde
kederli bir gül açıldı ağır ağır
kübalı bir balerinle karşılaştım ikinci katta karlı pencerelerde
taze esmer bir yalaza gibi geçti alnımın üzerinden
şair nikolas gilyen havana'ya döndü çoktan
yıllarca avrupa ve asya otellerinin hollerinde oturup içtikti
yudum yudum şehirlerimizin hasretini
iki şey var ancak ölümle unutulur
anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü
kapıcı uğurladı beni gocuğu geceye batık
yürüdüm buz gibi esen yelin ve neonların içinde yürüdüm
vakit hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
( .......)
n. h. ran
devamını gör...
275.
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
turgut uyar
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat.
turgut uyar
devamını gör...
276.
herkes yazmış bir şeyler, kimse de sormamış ki “bir insan neden şiir olmak ister anasını satıyım?”
devamını gör...
277.
aşık değilken şiir iğrenç geliyor bana ama (bkz: yalnız bir opera)’yı her zaman severim.
devamını gör...
278.
gün olur, alır başımı giderim,
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
şu ada senin, bu ada benim,
yelkovan kuşlarının peşi sıra.
dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
çiçekler gürültüyle açar;
gürültüyle çıkar duman topraktan.
hele martılar, hele martılar,
her bir tüylerinde ayrı telaş!...
gün olur, başıma kadar mavi;
gün olur başıma kadar güneş;
gün olur, deli gibi...
devamını gör...
279.
"
...
aşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatır
ben gönlümce yaşadım, gönlümce sevdim
bilirim saadetim, yalnızlığım bundandır
seni bulduğum, kaybettiğim günden bilirim.
aşklarının tarihi bir şehrin tarihidir diyorum
gün gelir aşklariyle anılır şehirler anılırsa
niyetim sevdalı sözler etmek de olmasa
izmir için ne yazarsam sana adıyorum!"
çünkü şiirin adı ithaf ve ona ithaf etmiştim.
çünkü ölene kadar ona ait..
...
aşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatır
ben gönlümce yaşadım, gönlümce sevdim
bilirim saadetim, yalnızlığım bundandır
seni bulduğum, kaybettiğim günden bilirim.
aşklarının tarihi bir şehrin tarihidir diyorum
gün gelir aşklariyle anılır şehirler anılırsa
niyetim sevdalı sözler etmek de olmasa
izmir için ne yazarsam sana adıyorum!"
çünkü şiirin adı ithaf ve ona ithaf etmiştim.
çünkü ölene kadar ona ait..
devamını gör...
280.
sessiz gemi
devamını gör...